19 Ekim 2022 Çarşamba

Kim bu baba - Barış Pehlivan / Cumhuriyet

 

“Bu organizasyon sadece maddi menfaat sağlamak için yapılmış değildir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı gibi sürekli rant dağıtabilecek bir makamın elde tutulmasının sağlanmasına yönelik bir organizasyondur. Bu organizasyonu kamu kaynaklarından seçim masraflarının karşılandığı bir kaynak yaratma ve seçimlerde başarılı olmayı amaç edinmiş bir organizasyon olarak görmek gerekmektedir.” 

Bir resmi rapordan alıntılıyorum bu satırları. Her şey ne kadar da benzer, diyorum.


 Zira, şu cümle kaç gündür aklımda asılı duruyor: “Erdoğan’ın danışmanı  Maksut Serim’in oğlu dışişleri bakan yardımcısı yapıldı.”

Evet, yıllarca Başbakanlık örtülü ödeneğini yöneten baba Serim’in, İBB döneminden beri Erdoğan’ın güvendiği isim olduğu hatırlatılıyor. Oğlun yükselişinde babanın rolü dile getiriliyor. Ama sanki bir şeyler eksik söyleniyor. 

Gazetemiz Cumhuriyet’in asırlık arşivine giriyorum. İlhan Taşcı’nın özel haberlerini okuyorum...

Tarih: 9 Nisan 1999. 

Eski İstanbul Valisi Erol Çakır Başbakanlık makamına “çok gizli” damgalı bir yazı gönderdi. Yazıda Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait paraların nasıl kullanıldığı anlatılıyordu.

Bir havuz hesap vardı. O hesapta 2001 rakamlarıyla 300 trilyon lira bulunuyordu. Ayrıca o hesabı kullanan “devasa” bir çete mevcuttu. Mülkiye müfettişlerinin raporuna göre işte o çetenin suçu şuydu: “Hayali şirketlere naylon ve sahte faturalarla ödemeler yaptı. Yapılan bu ödemeler sonucu, toplanan paraları kendilerince bilinen kişilerin elinde toplayarak özel amaçlar doğrultusunda kullandı. Devlet parasını yani belediye parasını nitelikli yollar kullanarak belirtilen (Geleceğin başbakanını hazırlamak ve cihat hazırlığı yapmak) amaçlara yönlendirdi ve zimmete geçirdi.” 

Resmi raporlara göre para sadece Erdoğan’a ve yakınlarına akmıyordu. Yeni Şafak, Akit ve Kanal 7 de devamlı destekleniyor, yandaş medyanın ilk filizleri yeşeriyordu.  

Peki, o havuz hesabının açıldığı, İBB’nin paralarının aktığı ve şüpheli para trafiklerinin gerçekleştiği Vakıfbank Validesultan Şubesi’nin müdürü kimdi? Maksut Serim! 

ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜK 

Maksut Serim, Recep Tayyip Erdoğan’ın sır kutusuydu. Malvarlığını en iyi bilen isimlerdendi. İtirazlara rağmen Vakıfbank’ın Genel Müdür Yardımcılığı’na kadar yükseldi. 

Gün geldi, bir ihbar ortaya çıktı. Serim’in Kazakistan Al-Farabi Devlet Üniversitesi’nden almış olduğu üniversite diploması üzerinde şaibe vardı. Ayrıca YÖK’ten alınan diploma denklik belgesinin sahte olduğu ileri sürülüyordu. 

Dava açıldı açılmasına ama yanlış mahkeme ve yanlış hüküm gibi garipliklerle dolu bir yargılama süreci gerçekleşti. Sonunda Serim “özel belgede sahtecilik” suçundan cezalandırıldı. Lakin Rahşan affı imdadına yetişince, Serim hapse girmekten kurtuldu. Vakıfbank da sahtecilik işlemini görmezden gelince, emekli oldu. 

Erdoğan kendisini başbakanlık koltuğuna taşıyanları hiç unutmadı. Vefasını yeni çıktığı yolda gösterdi. Haliyle AKP iktidara gelince Maksut Serim bilinmeyen para trafiğinin döndüğü örtülü ödeneğin başına oturdu. Erdoğan cumhurbaşkanı olunca da başdanışmanı oldu. Ve ne tesadüf ki Vakıfbank’ta şaibelerle anılan isim Halkbank’ın Yönetim Kurulu’na girdi. 

İBB, çete, seçim parası, yandaş medya, sahte diploma, af ve para... 

Yıllar öncenin öyküsündeki her kelime ne kadar da tanıdık. Güneş bugün batmadı, karanlık yeni doğmadı, siyah beyazdan hep daha örgütlüydü. 

 Barış Pehlivan / Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder