13 Aralık 2022 Salı

BELLEK - 13 ARALIK -

 


OLAYLAR:

  • 1642 - Hollandalı denizci Abel TasmanYeni Zelanda'yı keşfetti.
  • 1877 - 2. Meclis-i Mebusan, çalışmalarına başladı.
  • 1914 - Mesudiye Zırhlısı, Çanakkale'de İngiliz denizaltısı HMS B11 tarafından batırıldı..
  • 1942 - Çorum'da deprem: 25 kişi öldü, 589 ev yıkıldı.
  • 1949 - İsrailKudüs'ü başkent ilan etti. Arap İsrail Savaşı'ndan sonra, Eski Kent ve Doğu Kudüs Ürdün'de, Batı Kudüs de İsrail'de kaldı. Kent, BM kararlarına göre uluslararası kent ilan edilmişti.
  • 1959 - Başpiskopos Makarios bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığına seçildi.
  • 1964- Küba Endüstri Bakanı Che Guevara New York’ta ABC TV’nin haber programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Che, “devrim ihracı”na ilişkin soruya karşı: “Devrim ihraç edilemez. Devrimi yaratan, halklara baskı uygulayan emperyalist sistem ve iç müttefikleridir.” dedi.
  • 1964- 17 yıldır yurtdışında yaşayan ve 2 Eylül 1968’de eşi Sabiha Sertel’i kaybeden Zekeriya Sertel uçakla geldiği İstanbul’dan ertesi sabah yurtdışı edildi. Serteller hakkında 1967’de Türkiye’ye giriş yasağı konulduğu gerekçesiyle giriş izni verilmediği açıklandı.
  • 1980- 12 Eylül askeri yönetiminin dördüncü ayında Erdal Eren askeri mahkeme kararıyla idam edildi. İdam cezası verildiğinde yaşı tutmayan Erdal Eren’in yaşı, asılmadan önce mahkemece büyütüldü
  • 1985- İçişleri Bakanlığı devlet memurları için ”Güvenlik Belgesi Yönergesi” hazırladı: Yapılacak güvenlik soruşturmasında akrabaları arasında “komünist zanlısı veya komünistlik suçundan hükümlü kişiler” bulunanlara Güvenlik Belgesi verilmeyecek.
  • 1986 - Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Halterci Naim Süleymanoğlu, Türkiye’ye iltica etti.
  • 1992- Cumhurbaşkanı Turgut Özal, TBMM’de bütün partilerin mutabakatıyla kabul edilen ILO sözleşmeleri arasındaki “işine son verilen işçilere yargı yolunun açılmasını” öngören 158 sayılı sözleşmeyi veto etti. Sözleşme çalışanlara iş güvencesi getiriyordu. Özal’ın kararından işverenler memnun oldu. İşçi sendikalarıysa Özal’ı işçi düşmanlığı ile suçladı
  • 1995- 1 Ocak 1996’dan geçerli olmak üzere Türkiye resmen gümrük birliği üyesi oldu. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki gümrük birliğine ilişkin anlaşma Strasbourg’da oylanarak, 149 red oyuna karşılık 343 oyla kabul edildi. 36 üye çekimser kaldı. Gümrük birliğiyle ilk aşamada Türkiye’de AB bütçesi kaynaklarından 375 milyon ECU beş yıl içinde hibe edilecek. Ayrıca, proje karşılığında Avrupa Yatırım Bankası’ndan 300 milyon ECU hibe edilecek. Önümüzdeki 5 yıl bu yardımların toplamı 2 milyar doları bulacak. Oylamadan sonra Cumhurbaşkanı Demirel, “Bu gelişme Türkiye ve Avrupa ilişkilerinde tarihi bir aşamadır. Zenginlik denizine daldık” dedi. Başbakan Çiller ise, sıranın tam üyeliğe geldiğini belirterek, “Ülkemize kutlu olsun, hayırlı olsun” dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Kimse Türkiye’yi gümrük birliğine ben soktum diye dolaşmasın. Türkiye’nin Avrupa’daki yeri tescil edilmiştir. Bu milletin başarısıdır” dedi. RP lideri Erbakan ise, anlaşmanın “Paçavra” olduğunu ileri sürdü, iktidara gelmeleri halinde tanımayacaklarını söyledi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Kıbrıs konusunda taviz verilerek bu sonuca ulaşıldığını öne sürdü.
  • 1998 - İtalya'da düzenlenen 5. Avrupa Kros Şampiyonası'nda Türk Genç Bayan milli takımı şampiyon oldu.
  • 2005- Türkiye İnsan Hakları Sözleşmesi’nin idamı “koşulsuz” olarak kaldıran protokolünü de onayladı; “savaş hali de dahil, hiçbir koşulda herhangi bir kimse için idam cezası uygulanamayacak.
  • 2005 - TMSF'nin satışa çıkardığı Telsim, 4 milyar 550 milyon dolarla dünyanın en büyük mobil telekomünikasyon operatörlerinden olan Birleşik Krallık'tan Vodafone'un şirketi, Vodafone Telekomünikasyon A.Ş'ye ihale edildi.
  • 2010- Mülkiyeliler Birliği üyeleri ve öğrenciler SBF önünde toplanarak “yumurtalı protesto”ya katıldıkları için haklarında soruşturma başlatılan öğrencilere destek verdi. “Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Bürosu” üyeleri SBF öğrencilerinin “yumurtalı protesto” eylemine Yüksel Caddesi’nde destek verdi.
  • 2013- Soruşturmayı yürüten Savcı, yoğun bakımda olan Berkin Elvan’ın vurulmasına ilişkin dinlediği görgü tanıklarına polislerle ilgili hiç soru sormayıp “Berkin’de molotof, taş, torpil olup olmadığını” sordu.



DOĞUMLAR:

ÖLÜMLER:

  • 1051 - El-Birûni, Türk kökenli olduğu da ileri sürülen Farslı matematikçi (d. 973)
  • 1466 - Donatello, Floransalı heykeltıraş (d. 1386)


  • Kont Abraham Behor Kamondo (1 Temmuz 1829, İstanbul - 13 Aralık 1889, ParisFransa
  • Kamondo Ailesinden Osmanlı-Fransız bankacı, koleksiyoncu ve hayırsever. Ünlü ve zengin Yahudi bankacı Kont Salomon Rafael Kamondo (1810-1866) ve Ester Fua’nın (1814-1880) oğlu olan Kont Abraham Behor Kamondo, 1829 yılında İstanbul'da doğdu. Geçmişi engizisyon öncesi İspanya'ya ve sonra Venedik, İtalya’ya ve daha sonra da İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’a dayanan Sefarad Yahudi  Kamondo Ailesi’nin ferdiydi. Büyükbabası Abraham Salomon Kamondo, İtalyan hayır kuruluşlarına büyük miktarda bağışlarda ve özellikle de İtalya’da demiryollarının kuruluşu ve genişletilmesi için büyük finansmanda bulunduğu için, bunun şerefine, Sardinya ve ilk İtalya kralı II. Victor Emmanuel, kendisine ve ailesine ebediyen taşımak üzere kont unvanı verdi. Kendi büyükbabası tarafından başlatılan ve babası tarafından işletilen mali ve hayırsever faaliyetlerine Kont Abraham Behor Kamondo, kardeşi Kont Nissim Kamondo (1830-1889) ile birlikte sürdürmeye devam etti, ve ayrıca kardeşiyle bankacılık alanında ömür boyu ortak oldu ve ikisi de aile şirketlerini başarılı bir şekilde yöneterek, genişlettiler.  Abraham Behor Kamondo, Yahudi cemaatinde önemli rol oynadı. Yahudilerin maddi ve manevi koşullarını geliştirmek ve özellikle Yahudi cemaatinde okullar inşaat ederek eğitimin yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla kurulan ve modernleşme  ve batılaşma adına Fransızca eğitim veren İstanbul merkezli Alliance Israëlite Universelle adlı kurumun 1864 yılında başkanı oldu. Bu kurum Osmanlı İmparatorluğu'nda Yahudi cemaatlerin yoğun yaşadığı kentlerde ve bölgelerde okullar açtı ve hem binaların bakımını üstlenmekle beraber, fakir öğrencilere maddi destek de sağladı. Fransa'ya yerleştikten sonra bile ve iki ülke arasındaki uzaklığa ve lojisitik zorluklara rağmen, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki bu hayırsever eğitim faaliyetlerine yaşamı boyunca devam etti. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki en büyük bankalardan birine sahip olan ve merkezi de İstanbul’da bulunan banka işlerini Abraham Behor Kamondo ve kardeşi Nissim Kamondo, 1869 yılında Paris'e taşıyıp geliştirmeye karar verdiler. Dinamik girişimciler olarak onların liderliğinde, "Isaac Camondo & Cie" adlı aile banka şirketi Fransa mali piyasasında önemli bir etken oldu. Şirket bankacılık alanında Fransa ve dünya çapında çok sayıda anlaşmalar ve yatırımlar yaptı ve Fransa’nın başlıca bankalarından "Banque de Paris" ile işbirliğine girdi ve Hollanda Bankasının yönetimini üstlendi. Ailesiyle birlikte, Paris'te Rue de Monceau’da 61 numarada bulunan Parc Manceau  manzaralı bir köşke yerleşti. Kardeşi Nissim Kamondo ise ailesiyle birlikte 63 numaralı yan köşke yerleşti. Evi mimar Louis Denis Destors'a 1874 yılında yeniden inşa ettirdi ve (o dönemin) çağdaş ve eski tablo  koleksiyonuna ve onun "Japonisme" adlı Avrupalılar tarafından taklit edilen Japon ve Uzak Doğu sanatınına olan zevkini yansıtan mobilyalarına göre döşettirdi. Hem hızla yükselip, Fransız toplumunun zengin kesimine entegre olmaları ve nüfuz sahibi de olabilmeleri, ve aynı anda Türkiye ile yakın bağlarını da korumaları, iki kardeş için önemli bir başarıdır. Yaptıkları katkılardan dolayı, Fransa Cumhuriyeti Kont Abraham Behor Kamondo'yu ve Kont Nissim Kamondo’yu 1882 yılında Légion d'honneur Nişanı ile onurlandırdı. Bu vesileyle Fransız  ressam Léon Bonnat'a ödül töreni için de resmi portresini yaptırdı.  Abraham Behor Kamondo, 1847 yılında Regina Baruh (1822-1905) ile evlendi ve iki çocuk sahibi oldu: 1848 kızları Clarisse de Camondo doğdu ve 1851 yılında ise oğulları Isaac de Camondo  doğdu.  Kardeşi Nissim Kamondo 1889 yılının Ocak ayında ölünce bu uzun ve verimli ortaklıkları son buldu ve aynı yılın Aralık ayında Abraham Behor Kamondo ölünce, oğlu Isaac de Camondo ve yeğeni Moïse de Camondo aile şirketini devraldılar.
  • 1908 - Augustus Le Plongeon, Britanyalı amatör arkeolog, eski eserler uzmanı ve fotoğrafçı (d. 1825)

  • Riyaziyeci Mehmet Nadir Bey (1856, Sakız Adası – 13 Aralık 1927 İstanbul ), 
  • Türk matematikçi, eğitimci, çevirmen.Osmanlı matematik tarihinin son evrelerinde yetişen önemli bir matematikçidir. Sayılar teorisinde başarılı çalışma ve yayınları; Diophant denklemleri hakkında yayımlanmış orijinal çözümleri vardır; araştırmaları yurtdışındaki dergilerde yayımlanan ilk Türk matematikçi kabul edilir.[1] Türk bilim hayatına önemli katkıları bulunan Salih Zeki'yi keşfedip yetiştiren kişidir. İstanbul Lisesi'nin temelini oluşturan Numune-i Terakki Mektebi’nin kurucusudur.  Hamlet’i Türkçe’ye çeviren ilk kişidir. 1856 yılında Sakız adasında fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Bir gemi kaptanı tarafından koruma altına alınarak  İstanbul'da yetiştirildi. İlk ve orta öğrenimini Bursa'da askeri okulda yaptıktan sonra öğrenimine İstanbul'daki Kuleli İdadisi'nde ve ardından Mekteb-I Bahriye'de devam etti.  Fransızca ve İngilizce öğrendi. Öğrenimini denizci kurmay üsteğmen olarak tamamladı.  Mezuniyetinin ardından 3 ay bir gemide mühendis olarak çalıştıktan sonra Divanhane Bahriye Meclis Başkanlığı'nda sekreter olarak görevlendirildi. Heybeliada'daki Deniz Harp Okulu matematik öğretmeni Eşref Bey'in talebi ile bu okulda öğretmen yardımcılığına atandı. Bir sure sonra Darüşşafaka’da da ders vermekle görevlendirilen Mehmet Nadir Bey, bu okulda ileride ünlü bir matematikçi olacak Salih Zeki'nin öğretmeni oldu ve ona çok emek verdi. İki sene sonra her iki okuldan da istifa eden Mehmet Nadir Bey'in hayatının bundan sonraki iki yıllık dönemine (1879-1880) ne yaptığına ilişkin kesin bilgi yoktur. Matematik eğitimi almak üzere dostu Hüseyin Avni ile Londra'ya gittiği; daha sonra birlikte Kıbrıs'ta gazete çıkardıkları ve yakalanıp hapsedildikleri; askerlikten ihraç edildikleri sanılmaktadır. Hapisteyken çeviriler yaptığı düşünülen Mehmet Niyazi Bey, 1881-1882 yıllarında Victor Hugo'dan ve Shakespeare'den çeviriler yayımladı. Hamlet'i Türkçeye çeviren ilk kişi oldu. 1882 yılında Selânikli Abdi Kamil Bey ile birlikte Şems-ül-maarif Mektebi'ni kurdu; bu okulda öğrencileri sıralara oturtmak; sınıfa çarpım tablosu, harita asmak gibi yenilikler denedi. Bu okulda iki senelik deneyimden sonra  Süleymaniye'de bir özel okul kurdu. Bugünkü İstanbul Lisesi'nin temelini oluşturan bu okulun adı Numune-i Terakki Mektebi'dir. Başlangıçta ilk ve orta bölümden oluşan ve erkek öğrencilere hizmet veren okula kızlar bölümü ve lise bölümünü de ekledi. Edirne'de ikinci bir şube açtı (bu şube 2 sene içinde kapanmıştır). İstanbul'daki aristokrat ailelerin çocuklarını gönderdikleri okulda öğrenci sayısı 5-6 yıl içinde 600'ü bulmuştu. Mehmet Nadir, bu okuldan çok yüksek bir gelir elde etti; lüks bir yaşam sürdü. Okul idaresi ile ilgilenmez oldu ve zamanla okulun eski başarısı ortadan kalktı. İttihat ve Terakki Cemiyeti ile ilişki içinde olan Mehmet Nadir, padişah II. Abdülhamit'e karşı girişilen bir darbe hazırlığında ile ilgili olarak sorgulandı. Planı hazırlayanların bir kısmının Numune-i Terakki Mektebi öğretmeni olduğu ve Mehmet Nadir'in plandan haberi olduğu öğrenildi. Mehmet Nadir, ele başlarının adlarını vermek durumunda kaldı. Ondan alınan isimlerin sorgulanması sonucu 300 kişi tutuklanmış;yakın arkadaşı Hüseyin Avni Bey dahil birçok kişi sürgüne gönderilmiş; cemiyetin İstanbul şubesi çökmüş ve merkez Cenevre'ye taşınmıştır. 1897'de darbe önlendikten sonra okulu hazineye devredildi ve kendisi okul yönetiminden alınıp saraya bağlı Aşiret Mektebi'ne (Arap aşiretlerinin 12-16 yaş arasındaki çocuklarına eğitim veren kurum) müdür olarak atandı. Mehmet Nadir Bey, Aşiret Mektebi müdürü olarak görev yaptığı beş yılık dönemde matematik araştırmaları ile meşgul oldu ve “L'Intermediaire der Mathematiciens' ” dergisinde ilk yazıları yayımlanmaya başladı. Özellikle Diofant Denkleminin çözümü ile ilgilendi. 1902 yılında Cemiyet-i Rüsumiye’ye (Vergi Dairesi) atanan Mehmet Nadir, müdürlükten ayrıldıktan sonra Aşiret Mektebi öğrencilerinin çıkardığı bir isyanı desteklemesi sebep gösterilerek 1903'te İstanbul dışına sürüldü; eğitim müdürü olarak Halep'e atandı. 1908 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti yönetimi ele geçirdiğinde ise Halep'teki görevinden azledildi. 1897'deki ad verme olayı sebep gösterilerek Fizan'a sürülmek istendi. Ancak eski İttihatçı bir dostunun müdahelesi ile Fizan sürgününden vazgeçilerek  Trablusgarp'a gönderildi. 1911 yılında Trablusgarp İtalyan işgaline uğrayınca İstanbul'a dönen Mehmet Nadir Bey, Edirne'ye atandı. 1912’de Edirne’nin Bulgar işgaline uğraması üzerine tekrar İstanbul'a döndü. İstanbul'da kendisine memur olarak bir görev verilmeyince uzun süre yokluk içinde yaşadı. Bir süre Darüşşafaka'da hesap dersleri verdi. 1915'te Darülfünun'da yüksek hesap dersleri hocası olarak tayin edildi. Öğrencisi Salih Zeki, Darülfünun rektörü olunca "Nazariye-i adad" (Sayılar Teorisi) kürsüsünü kurdu ve Mehmet Nadir Bey bu kürsünün başına getirildi. Hayatının sonuna kadar bu kürsünün başına kalan Mehmet Nadir Bey, Darülfünun Fen Fakültesi Mecmuası 'nda on iki makale yazdı ve lise son sınıf öğrencileri için yazdığı "Hesabı-ı Nazariye" kitabını 1926'da çoğaltırdı. Eserde, kendisine ait “bölünebilme genel kuralı” da yer almaktadır. 13 Aralık 1927'de Bebek'teki evinde hayatını kaybetti. Hayatı ve çalışmaları 1997'de Erdal İnönü  tarafından “Mehmet Nadir Bir Eğitim ve Bilim Öncüsü” adıyla kitaplaştırılmıştır.
  • 1943 - İvan Kliun, Rus ressam, heykeltıraş ve sanat teorisyeni (d. 1873)

  • 1944 - Vasiliy Kandinskiy, Rus ressam (d. 1866)
  • 1945 - Irma Grese, II. Dünya Savaşı sırasında Ravensbrück toplama kampı, Auschwitz Toplama Kampı ve Bergen-Belsen toplama kamplarında yaklaşık 30.000 kadın çalışanın sorumlusu (d. 1923)
  • https://tr.wikipedia.org/wiki/Irma_Grese
  • 1945 - Cezmi Or, Türk atlet (d. 1921)
  • 1959 - Ali Rıza Artunkal (1881, Filibe - 13 Aralık 1959, İstanbul), 
  • Türk asker ve siyasetçi.1904 yılında Mekteb-i Erkân-ı Harbiye’den Mümtaz Yüzbaşı olarak mezun oldu. 83. Alay 16. Bölük Komutanlığında 2. Ordu, Kırkkilise Kolordusu, 4. ve 1. Kolordu kurmaylıklarında bulundu, 1911 yılında Kurmay sınıfına geçti. Kolordu kurmaylığında iken Balkan Savaşları’na katıldı. 1916 yılında binbaşılığa yükseldi. 5. Ordu Menzil Müfettişliği Kurmay Başkanlığı, İkinci Bulgar Ordusu ile irtibat subaylığı, Yıldırım Orduları Baş Menzil Müfettişliği Kurmay Başkanlığı, Çanakkale Grubu Kurmay Başkanlığı, Ordu Şube Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 1921 yılında İstanbul’dan İnebolu’ya gelerek Türk Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Garp Cephesi Menzil Müfettişliği Kurmay Başkanlığı, Garbî Anadolu Menzil Müfettişliği Kurmay Başkanlığı yaptı ve 15 Ekim 1921 tarihinde kaymakam rütbesine terfi etti. 1926 yılında miralay  rütbesine terfi etti. Akşehir Mıntıka Müfettişliği vekâletinde, 2. Ordu Kurmay Başkanlığı, Piyade Tugay Komutanlığı, Kolordu Kurmay Başkanlığı, Tümen Komutan Vekilliği, Tümen Komutanlığı, Hava Dairesi ve Harbiye Dairesi başkanlıklarında bulundu. 1930 yılında mirliva rütbesine terfi etti ve 41., 16., 4. Tümen ve Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlıkları yaptı. 1939’da  korgeneral  rütbesine terfi etti ve 8. Kolordu Komutanlığına getirildi. II. Dünya Savaşı yıllarında Marmara (İstanbul, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, Çanakkale ve Kocaeli) Sıkıyönetim Komutanlığına atandı, 16 Ekim 1941 tarihinde emekliye ayrıldı. VI. VII. ve VIII. Dönemlerde Manisa Milletvekili seçildi. 12 Kasım 1941 tarihinden 7 Temmuz 1946 tarihine kadar II. Saydam, I. Saraçoğlu ve II. Saraçoğlu hükûmetlerinde üç defa Millî Müdafaa Vekilliğinde bulundu. 12 Aralık 1959 tarihinde öldü.

  • 1961 - Grandma Moses, Amerikalı ressam (d. 1860)
  • 1974 - Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Türk romancı, gazeteci ve siyasetçi (d. 1889)
  • 1977 - Oğuz Atay, Türk öykücü ve romancı (d. 1934)
  • 1979 - Behçet Necatigil, Türk şair ve yazar (d. 1916)
  • 2013 - Zafer Önen, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1921)
  • 2017 - Ali Kızıltuğ, Türk halk ozanı (d. 1943)

      (derleyen : mstfkrc)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder