2 Aralık 2022 Cuma

Devlet Bahçeli’nin dediğini yaptım - Barış Pehlivan / Cumhuriyet

 “Kalbimde yıllardır kabuk bağladı yaralar / 

Ödüm kopuyor, bir gün hepsi birden kanamaya başlayacak diye...” 

Ahmet Erhan’ın dizeleri bu. Öyle ya, bazı meseleleri konuşmayınca kaybolur sanıyoruz. Halbuki yüzleşmeyince birikiyor, biriktikçe taşıyor.


Tıpkı...

MHP lideri Devlet Bahçeli beklenmedik bir çıkış yaptı: “Sürekli zam yapan zincir marketlerin FETÖ ile irtibat ve ilişkisinin titizlikle araştırılması gerektiğine inanıyoruz.”

Hedefteki markalardan BİM’in İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç ise şöyle yanıt verdi Bahçeli’ye: “FETÖ örgütüyle bizi tehdit eden parti liderlerine söyleyeceklerimiz var. Bu ülkenin güzel insanları sizlerin yalanlarına hiçbir şekilde itibar etmedi.”

Ne garip. Sanki MHP muhalefetteymiş ya da BİM’in iktidarla ilişkisi yokmuş gibiydi her şey.

Aslında Galip Aykaç’ın o yanıtı yöneticisi olduğu BİM için değildi sadece. Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı olarak konuştu. Yani zincir marketlerin hepsi adına bir karşı çıkıştı.

Peki, Devlet Bahçeli neyi ima ediyordu?

Hadi dediğine kulak asalım ve zincir marketlerin adının FETÖ ile kesişen yollarına bakalım... 

Önce yöneticisinin başkaldırdığı BİM’den başlayayım...

Ahmet Küçükbay’ı bilen bilir. FETÖ’nün “Babalar Grubu” diye adlandırılan en önemli finansörlerindendi. Öyle ki her yıl örgüte milyon dolarlarca kazandırıyordu. 15 Temmuz sonrası tutuklandı lakin aldığı 13 yıl hapis cezası 5 yıl 5 aya kadar indirildi.

“Lakin” dedim zira, Küçükbay’ın örgütle ilişkisini bilenler için bu ceza oldukça hafifti. Madem öyle, bu kurtuluşun sırrı neydi?

Acaba...

Küçükbay, FETÖ operasyonu sonrası en değerli şirketlerinden Reka Bitkisel Yağlar AŞ’deki hisselerini önce kardeşine ve oğluna devretti. Sonra da o hisseler BİM’in sahiplerinin yani Topbaşların oldu. Bugün Reka’nın sitesine bakın, yönetim kurulu başkanı Mustafa Latif Topbaş’ı, yönetim kurulu üyesi olarak ise oğul Akif Küçükbay’ı halen görürsünüz.

HÜSN-Ü ŞEHADET İLE KURTULAN MARKETÇİ

Gelelim “Harca harca bitmeyen” A101’e...

Sahibi, FETÖ’nün işadamları örgütü TUSKON üyelerine yapılan operasyonda gözaltına alınan, Bank Asya’nın da kurucusu olan Turgut Aydın’dı. Çok değil, üç gün sonra da serbest bırakıldı Aydın.

Hayır, bu kurtuluşun perde arkasında dönen para iddialarından bahsetmeyeceğim. Başka bir şey anlatacağım...

A101’in patronuna FETÖ soruşturması başladığında Nur cemaatinin Meşveret grubu önderlerinden Hüsnü Bayramoğlu devreye girdi. Bayramoğlu yaptığı açıklamada A101’in sahiplerinin “Fethullahçı” değil, “Nur talebesi” olduğunu iddia ediyordu. Salı günleri A101’in patronunun evinde Nurcuların Risale dersleri yaptığını belirten Bayramoğlu, “Cumhurreisimizin hemşerisi ve aile dostudur” notunu düşmeyi de ihmal etmiyordu. Evet, FETÖ soruşturmalarıyla yargının içine sokulan “hüsn-ü şehadet” yani “iyi biri olduğuna kefil olma” kriteri, A101’in patronunu kurtarmaya yetmişti. Geriye ise AKP medyasının arşivindeki A101 ile örgütü ilişkilendiren haberler kaldı. 

‘ŞOK’ EDİCİ GERÇEKLER

Bitmiyor...

Biliniyor ki Fethullahçıların talimatı sonrasında Bank Asya’ya para yatıranlar “olağan” şüpheliydi. Yargı da 17-25 Aralık 2013 ile bankaya el konulduğu 2015 yılları arasındaki Bank Asya hesap hareketlerini mercek altına aldı. Hazırlanan raporlar da Ankara’daki davaların ek klasörlerine girdi. Acaba, “Şok” adlı market zincirinin ortaklarından Ülkerler o raporlarda var mıydı?

Şok’un sahiplerinden Ali ve Murat Ülker’in patronu olduğu Yıldız Holding’e mercek tutayım...

Devletin raporuna göre Yıldız Holding’in 2003’ten beri Bank Asya’da hesabı vardı. Ve 30 Kasım 2013 - 24 Aralık 2014 arasında ise Yıldız Holding’in Bank Asya’daki hesaplarında 90 milyon 825 bin TL artış görülüyordu.

Sahi, holding FETÖ’nün bankasına neden böyle bir para yatırmıştı? Ve bu artışın, FETÖ’nün “Bank Asya’ya para yatırın” talimatıyla aynı zamana denk düşmesi ne anlama geliyordu? 

Yıldız Holding, söz konusu artışın gerekçesi olarak, Bank Asya’nın elindeki Adapazarı Şeker Fabrikası’nın ve şirketinin satın alınması için aynı bankadan çekilen murabaha kredisini gösterdi. Peki...

Ama gelin görün ki Ülkerlerin patronu olduğu Yıldız Holding’in FETÖ ile birlikte anılması sadece Bank Asya ile ilgili değildi. 

Şansızlığa bakın ki FETÖ’nün en önemli kurumlarından Kaynak Holding ile ortak arsası da vardı! 

Bu ortaklık ilişkisinden dolayı FETÖ’den soruşturuldukları iddiası gündeme gelince, Murat Ülker Twitter adresinden, “Ortalığı sebepsiz yere telaşe verenler var. Alnımız ak, işlerimiz temiz, çalışmaya devam ediyoruz”  mesajını paylaştı. 

Neyse, sanırım anlaşıldı. FETÖ’den yargılanan Boydak Grubu ile Murat Ülker’in sahibi olduğu Gözde Girişim şirketinin Türkiye Finans Katılım Bankası’nda ortaklığına girmiyorum bile!

MHP lideri Bahçeli zincir marketleri hedef aldığı konuşmasını şöyle sonlandırıyordu:

“Ekmeğimizden çalan, sofralarımızın tadını kaçıran, mutfaklarımıza karabasan gibi çöken kim varsa iki yakasından tutmak devletin asli vazifesidir, bu vazife de bihakkın yerine getirilecektir.” 

Tüm bu okuduklarınızı Barış Terkoğlu ile birlikte kitaplarımızda anlattık. Ve maalesef gördük ki devlet onların kravatlarını düzeltirken onları deşifre edenleri yakasından tuttu.

Barış Pehlivan / Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder