Millet ve Kasatkin’in arasındaki düşünsel ayrıma karşın resimlerine yansıyan aynı yoksullardır. Toplanmış hasatın ve tükenmiş bir maddenin artıklarını toplayan emekçilerin hayatı tek gerçekliktir.
Avrupa’da realist resmin temellerini atan Fransız ressam François Millet, aynı zamanda Barbizon ekolünün de kurucularındandır. Millet, Paris’te aslen portrecilikte ünlenmiş bir ressamken, 1848 Devriminden sonra Fontaineblaeu Ormanı yakınındaki Barbizon köyüne taşınır. Barbizon hayatı ile birlikte kırsal yaşamı resimlemeye yoğunlaşır. Millet, manzara resimlerinin yanı sıra ele aldığı köy hayatı ve köylü figürleri ile bu ekolü genişletir. En bilinen eseri olan “Başak toplayanlar”ı salon sergilerinden reddedilmiştir. Resmin rahatsız edici kısmı; ön planda anıtsal bir duruşla çalışanların yüceltilerek ele alınmış olmasıdır. Resimde arka planda çalışan bir yığın insandan ayrı şekilde başak toplayan bu kadınlar, yaptıkları zorlu işe karşın gayet güçlü ve gayretli görünmektedirler. Arka plandaki işçilerin başında duran ve işi yönlendiren atlı için de kadınların ayrı çalışması önemsiz gibi görünmektedir. Kalabalığın topladığı, üçgen yığınlar halinde istiflenmiş başakların aksine kadınların toplayabildiği çok daha azdır. Aslında bu üç kadın bir hasatın arta kalanlarını topluyorlardır.
Jean François Millet, 1857, “Başak Toplayanlar / Gleaning”Barbizon ekolü, aynı dönemde baskın akım olan romantizme karşı ayaklarını olabildiğince gözlemlediği gerçekliğe basmıştır. Açık havada yapılan bu manzara resimleri, coşkun duygulardan uzak, içtenlikle doğayı gözlemleyen ve şatafatsız betimlemelerdir. İzlenimciliğin ilk belirtilerini taşıyan bu ekol, doğanın doğrudan gözlemlenerek resmedildiği ilk sanat akımıdır. Bu akımda renkler, tonlar yumuşaktır, keskin hatlar yoktur. Kendinden sonraki sanatçılar için de etkisi yüksektir. Örneğin Van Gogh’un “patates eken köylüler”, “tohum eken” ve benzeri köylü resimlerinde Millet ve realizm etkileri açıkça görülür. Theo’ya mektuplarında Millet’den ve onun sanatında bulduğu dürüstlükten sayısız kez bahseder. Gerçekten de Barbizon ekolünün dürüstlüğü etkileyicidir. Doğanın göze hoş görünmeyen tarafları idealize edilmez.
Diğer taraftan doğanın yüceltilmesine dayanan bu ekol, düşünsel açıdan fizyokrasi ile akrabadır. Ekonomik çözümlemeleri Marx’ın hayli uzağına düşen Fizyokratlara göre; tarımsal üretim asıl olandır, sanayi üretimi değer üretmemekte ve servetin birikim nedeni mübadelede değil üretim süreçlerinde aranmaktadır. “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” lafı da alım-satım gibi işlere hükümet kısıtlamaları getirilmemesi maksadıyla yine Fizyokratlar tarafından söylenmiştir. Dolayısıyla özel mülkün ve ticaretin korunmasını önemseyen bu düşünsel arka planın, Millet’de kırsal alanda işçileri yücelten bir biçime kavuşması dikkate değer bir çelişkidir.
Nikolai Kasatkin, 1894, “Tükenmiş bir madende kömür toplayan yoksul insanlar / The poor collecting coal on a waste mine”Millet’nin çağdaşı Rus ressam Kasatkin’in “tükenmiş bir madende kömür toplayan yoksul insanlar” resmi, kompozisyon olarak “başak toplayanlar”a göz kırpsa da, teknik ve düşünsel olarak farklıdır. Resim’de, Rusya’da sanayi devriminin yoksullar üzerindeki etkisi kadın ve çocukların olağan bir günü ile anlatılır. Erkekler madenlerde çalışmakta, kadın ve çocuklar eski madenlerden kömür artıkları toplamaktadır. Dağınık kömür cürufları ve yerdeki delikler, kömür toplayanların yoksul görüntüsünü pekiştirir. Sağlıklı ve güçlü insanları değil, zor koşullarda emeği ile hayatta kalmaya çalışan yoksulları görürüz. Realizmin iyi bir örneği olan bu resimde, Barbizon ekolünde olduğu gibi renkler ve tonlar yumuşak değildir; figürler ışık ve gölgenin yarattığı keskinlikle ve belirgin hatlarla ifade edilmiştir. Ele alınan gerçekliğin ifadesi, romantizmin karşısında yine mütevazi; Barbizon ekolü gibi dürüst bir gözlemci ama doğanın yüceltilmesinden uzaktır. Bu gerçeklik daha çok eleştirel bir gerçekliktir. Özellikle 1830’lar itibariyle Rus Edebiyatında karşımıza çıkan, Gogol ile çok iyi örneklerini okuduğumuz eleştirel gerçeklik resim alanında da kendini Kasatkin, Repin, Bogdanov, Maksimov gibi ressamlar ile göstermiştir.
Rusya’daki bu eleştirel yaklaşım, gerçekliği değiştirebileceğine olan inanca yaslanmış ve konu ettiği yoksulları, emekçileri bu değişimin bir parçası olarak görmüştür. Resimlerde öne çıkan bir yüceltme değil ama birlikte yol alacağını bildiği insanları sevmek ve sahip çıkmaktır. Rusya’da yoksulların çelişkilerinin biriktiği bu dönem 1905 ve 1917 devrimlerine taşınacak; Fransa’da da 1848 devrimleri ile sesini duyuran emekçiler tarihin ilk emekçi iktidarını, Paris komününü, 1871’de kuracaklardır. Millet ve Kasatkin’in arasındaki düşünsel ayrıma karşın resimlerine yansıyan aynı yoksullardır. Toplanmış hasatın ve tükenmiş bir maddenin artıklarını toplayan emekçilerin hayatı tek gerçekliktir.
FİDE LALE DURAK / SOL/Özel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder