Alım gücü zaten düşmekte olan yurttaşların, fiyatlardaki yükseliş nedeniyle temel besin maddelerinden olan süte erişmesi giderek zorlaşıyor.
2022 yılında enflasyonda hızlı artış sürecinde, birçok temel ihtiyaç ve tüketim maddesine zam üstüne zam geliyor. Gıda fiyatlarındaki yükseliş, ortalama fiyat artışlarının oldukça üzerinde seyrediyor. Bütçelerinde gıda harcamaları önemli pay tutan emekçi kesimler açısından bu durum sadece yoksullaşma değil yetersiz beslenme ve hatta açlık tehlikesi anlamına geliyor.
Güvenilirliği sorgulanan TÜİK verilerine göre dahi gıda fiyatlarındaki hızlı artışın özellikle bazı kalemlerde gizlenemediği görülüyor. Son açıklanan Kasım ayı enflasyon rakamlarına göre, gıda fiyatları yıllık ortalama yüzde 102,6 oranında arttı. Aynı dönemde enflasyon ise yüzde 84,4 idi.
Bazı gıda ürünlerinde fiyat artışları enflasyonun birkaç katına ulaştı. Pirinç yüzde 144,5, makarna çeşitleri yüzde 125,6, patates ve bazı yumrulu bitkiler yüzde 131,2 ve şeker yüzde 125,4 oranında arttı.
Ancak gıda ürünlerinde asıl yüksek artışlar süt ve süt ürünlerinde gözlendi. Yıllardır tarım ve hayvancılıkta izlenen yanlış politikaların faturasını, bu ürünlere ulaşmakta giderek zorlanan yurttaşlar ödüyor. Kazanan ise piyasa mekanizmalarına bırakılan tarım ve hayvancılık sektöründe belirleyici olan sermaye kesimleri ile aracılar oluyor.
Süt ve süt ürünleri fiyatlarında hızlı artış
Son açıklanan Kasım ayı enflasyon verilerine göre, taze (çiğ) sütte yıllık fiyat artış oranı yüzde 162,3’e ulaştı. Paralel olarak diğer süt ürünleri fiyatları ise yıllık yüzde 160,6 gibi yüksek bir oranda arttı. Tereyağındaki artış yüzde 137,2 olurken, peynir fiyatları yüzde 129,1 oranında arttı.
Süt ve süt ürünlerinde, diğer gıda ürünlerine oranla çok daha hızlı bir artış görüldü. Bu artış özellikle taze sütte rekor seviyelere çıktı. Son beş yılda TÜFE endeksi yaklaşık 2,4 kat artarken aynı dönemde taze süt fiyatında 5 katın üzerinde artış gözlenmesi sorunun ciddiyetini ortaya koymaya yetiyor. Taze süt fiyatındaki bu yükseliş, market raflarındaki süt ve süt ürünlerinde zincirleme fiyat artışlarını tetikliyor.
Taze süt fiyatlarında son aylardaki artışın zaten yüksek olan süt ürünleri fiyatlarını da daha da yukarıya çekmesi bekleniyor.
Fiyat artışlarının nedeni yanlış politikalar
AKP döneminde tarım ve hayvancılıkta uygulanan piyasacı politikalar, ilgili sektörlerde tekelleşmenin önünü açan uygulamalar, girdilerde ithalata bağımlılık ve piyasa anarşisinin hem iç pazar hem de dış ticarette tarımsal ve hayvansal gıdalarda arz-talep dengesini bozması bugün güncel fiyat artışlarının temel nedenleri olarak öne çıkıyor.
Süt hayvancılığında kullanılan yem, üretim maliyetlerinin yüzde 64’ünü oluşturuyor. Dolayısıyla yem fiyatlarındaki seyir, taze süt fiyatlarına doğrudan yansıyor. Ülkemizde yem üretiminde kullanılan hammaddelerin ise yaklaşık yarısı ithalatla karşılanıyor. Yem fiyatlarının bu nedenle döviz kuruna bağlı olarak son yıllardaki artışı, 2021 yılındaki kur şokundan itibaren daha da şiddetlendi.
Hayvan yemi, Eylül 2022 itibariyle yıllık yüzde 145,5 oranında arttı. Aynı dönemde elektrik fiyatları yüzde 128,7 ve tarımsal girdi fiyat endeksi ise yüzde 138,2’lik artış gösterdi. Öte yandan yıllar içerisinde bakıldığında, hayvan yemi fiyatlarının 2015 yılından bu yana yaklaşık 5,5 kat yükseldiği görülüyor.
Artan maliyetleri karşılayamayan çiftçilerin, süt ineklerini kesmek durumunda kalmaları süt üretimini olumsuz etkiliyor. TÜİK verilerine göre inek sütü üretim miktarı 2022 yılının ilk on ayında geçen yıla göre yüzde 3,3 oranında düştü. Aynı dönemde işlem görmüş içme sütü üretiminde düşüş yüzde 3,3 ve inek peynirinde yüzde 5,1 oldu.
Hükümet, yem üretiminde ithalata bağımlılığı azaltacak ve yem üretimini destekleyecek kapsamlı politikaları hayata geçiremediği için yem fiyatlarındaki artış engellenemiyor. Bununla birlikte artan maliyetlerinin taze (çiğ) süt fiyatlarındaki artışla karşılanamaması çiftçilerin süt hayvancılığını terk etmesine neden oluyor.
Hayvancılıkta piyasa koşullarına teslim olunması özellikle süt üretimi ve fiyatlarında büyük bir açmaza yol açıyor. Sektörde çiftçilerin desteklenmesi bununla birlikte temel besinlerin başında gelen süt ve süt ürünlerinin tüm yurttaşlar tarafından ihtiyaçları ölçüsünde tüketilebilmesinin sağlanması için kapsamlı bir devlet müdahalesine, tarım ve hayvancılıkta tekellerin hakimiyetinin ortadan kaldırıldığı bir planlamaya gerek duyuluyor. (SOL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder