28 Mart 2023 Salı

İhale oyunları + İlaç krizi büyüyor (Murat Ağırel+Cumhuriyet)

 


İhale oyunları

Geçen hafta Şanlıurfa’da meydana gelen sel felaketinde vatandaşlara adeta mezar olan Abide Kavşağı altgeçit ve üstgeçit yollarını yapan firmalara ait bilgilere yer vermiştim.

Kavşağın üst yollarını yapan Gürbağ Grup’a bağlı Ohitan adlı firma hakkında Kamu İhale Kurumu’nun verdiği ihale yasağı kararını ve yapılan suç duyurusunu yazmıştım.

Özetle sahte iş bitirme belgesiyle milyonluk ihaleler almışlar.

Sahte iş bitirme belgesi sadece bu firmaya özel değil.

Bu olağan bir uygulama!

Elime bir mahkeme kararı ulaştı. Mahkemenin dava konusu “sahte iş bitirme belgesi”. Bahse konu firma ise Bayburt Grup...

Odatv’de 30 Mayıs 2018 tarihinde yayımlanan “Bizi yandaşlarınızla karıştırmayın” başlıklı, Soner Yalçın imzalı makalede şu ifadeler yer alıyor:

“Bayburt Grup milyar dolarlık işler aldı. Bu işleri alırken benzer büyüklükte iş yaptığını gösteren şu belgeyi sundu:

Dübendi Havalimanı yapımına ilişkin iş bitirme belgesi...’

‘Dübendi Havalimanı’ adında Azerbaycan’da havalimanı bulunmuyor!”

Benim ulaştığım mahkeme kararlarındaki olayları anlatayım. Belgelere de ulaştım.

Bayburt Grupta çalışan M.Ö., grup firması olan Özgün Yapı adlı firmanın ihalelere katılmak için sunduğu iş bitirme belgelerinin sahte olduğunu ihbar ediyor ve suç duyurusunda bulunuyor.

İddianame ve mahkeme evraklarında geçen ihaleler hangisi?

(2010/504896 ihale kayıt numaralı) Adapazarı-Karasu Limanları ve Sanayi Tesisleri Demiryolu Bağlantısı Altyapı İnşaatı ihalesi.

(2010/70892 ihale kayıt numaralı) Bandırma-Bursa-Ayazma-Osmaneli Hızlı Tren Projesi. Bursa-Yenişehir Kesimi Altyapı İnşaat İşlerinin Yapımı işi.

(2011/21054 ihale kayıt numaralı) Çandarlı Limanı İnşaatı ihalesi.

(2012/16925 ihale kayıt numaralı) Türkiye-Gürcistan (Kars-Tiflis) Demiryolu Alt ve Üst Yapı İkmal ihalesi.

(2013/19537 ihale kayıt numaralı) Viranşehir-Kızıltepe-Oyalı Yolu ihalesi.

(2013/154451 ihale kayıt numaralı) Kütahya-Simav-Demirci Yolu ihalesi.

Mahkeme bahse konu iş bitirme belgesini bilirkişiye gönderiyor. Belge Azerbaycan Ulaştırma Bakanlığı tarafından düzenlenmiş. Belgenin içeriği ise Azer İnşaat’ın iş deneyim belgesi olarak gözüküyor.

Bakû-Büyükkesik arası 317 km demiryolu yapımı inşaatının 2004-2006 arasında bitirildiğini gösteriyor. Oysaki bahse konu demiryolu ihalesi 21 Haziran 2010 yılında Dünya Bankası kredisiyle ihale edilmiş ve yapımı bitmemiş.

Belgenin Ankara 57. Noterliği’nce tasdik edilmiş olduğunu tespit ediyor. Ancak noterde bulunan suret ile ihale komisyonuna sunulan belge arasında fark var.

İhaleye sunulan belgelerden birinde “09/10/2006” tarihi yer almasına rağmen noterdeki tarihin “09/10/2007” olduğu, bir başka belgede ise ihaleye sunulan belgenin tarihinin “27/04/2006”, noterde bulunan suretinde ise “27/04/2007” olduğu görülüyor.

Başka bir belgenin ise “12. Yanvar.2003” noterde bulunan suretinde ise “12.yanvar.2004” olduğu, bilirkişi tarafından sahtecilik yapıldığı tespit ediliyor.

Yargılanan kişi Güngör Şentürk.

Yaptığı savunmada şunları söylüyor:

“İhalelere girdiğimiz doğrudur, belgelerimizi şirket çalışanımız E.V. hazırlamaktadır, ben bu belgelerin tarihlerinin niçin farklı olduğunu bilmiyorum. Müşteki M.Ö. ile E.V’nin birlikte hareket ettiği kanaatindeyim, zira belgeleri hazırlayanlar onlardı, amaçları sahte belgelerle dava açılmasını sağlayıp şantajla maddi menfaat elde etmekti, suçlamaları kabul etmiyorum.”

İstanbul Başsavcılığı’na da M.Ö. hakkında dolandırıcılık iddiası ile suç duyurusunda bulunulmuş.

M.Ö. ise ifadesinde şöyle demiş:

“Sanık Güngör Şentürk’ten alacak davalarım vardı, bu dosyalarla ilgili icra işleriyle ilgili takipleri oldu, bundan dolayı dosyalara imza incelenmesi için ihale dosyalarındaki belgelere celp edildi, ben bu şekilde bazı belgelerin sahte düzenlendiğini öğrendim, E.V’yi tanımıyorum, birlikte de çalışmıyoruz. Kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmuştum.”

Ankara 48. Asliye Ceza Mahkemesi kararını vermiş ve 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına hükmetmiş.

Peki hangi ihaleleri yapmış bu firma?

Kars-Tiflis Demiryolu Alt ve Üst Yapı İkmal ihalesi ilk 2007 yılında ihale edildi.

İşi 283 milyon TL bedel ile Özgün Yapı adlı firma kazandı. O günkü kur ile 200 milyon dolar.

Değerli dostlar, gösterilen sahte iş bitirme belgeleri ile milyarlarca TL tutarındaki ihalelere girmiş ve bazılarını da kazanmışlar.

Cezası sadece 3 yıl.

Amacım, insanlar 50 gün sonra bile çadır ararken nasıl bir çadır devletinde yaşadığımızı anlatmak.

                                                    /././

 İlaç krizi büyüyor 

Bu köşeden sahte kanser ilacı rezaletini ve aktörlerini yazmıştım.

Yazım sonrasında kamuoyu büyük tepki verdi. Sağlık Bakanlığı, TİTCK, SGK açıklama yaptılar. Şu anda çok daha büyük bir sorunumuz var.

İlaç yok.

Bu kurlardan dolayı yaşanan bir ilaç krizi değil. Devamlı kullanılması gereken hayati öneme sahip ithal ilaçlar bitmek üzere.

İlaç ithal edilmiyor. Anlatayım.

Yazmış olduğum haber neticesinde Sağlık Bakanlığı “Yurtdışından İlaç Temini Yönetmeliği” yayımladı. Şu ifadeler kullanıldı:

“Hastalar için sağlığın yüksek seviyede korunmasını esas alarak, ülkemizde henüz ruhsatlı olmayan veya ruhsatlı olup da çeşitli sebeplerle piyasada bulunmayan beşeri tıbbi ürünlerin, yurtdışından şahsi kullanım amacıyla reçeteli olarak temin edilmesi ve hastanelerin yurtdışından toplu olarak ilaç teminine ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla hazırlanan Yurt Dışından İlaç Temini Yönetmeliği, 3 Şubat 2023 tarihli ve 32093 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 23/10/2021 tarihli Yurtdışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu ve ekleri yürürlükten kaldırılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Bu yönetmelik ile bakanlık, SGK ve TEB’e (Türk Eczacıları Birliği) çeşitli sorumluluklar yükledi.

Yani Sağlık Bakanlığı aslında yayımladığı yönetmelikle yurtdışından gelen ilacın üretiminden son tüketim anına kadar kayıt altına alınmasını istiyor ve “Her aşamasını takip etmek istiyorum” diyor. Mesela yönetmelikte ilaç takibini sağlamak adına sekonder ambalajlama tesisi ile imzalanmış sözleşmeyi istiyor.

Amaç, ilaçların güvenliğini tanımlamak ve “onların daha güvenli ve etkili kullanımlarını sağlamak”...

Özetle bir denetim sistemi getirmek istiyor bakanlık.

SGK yılda en az iki defa ithaline izin verilen ilaçları ihtiyaç doğrultusunda ihale yolu ile temin edip hastalara ulaştırıyor. Daha doğrusu ulaştırıyordu...

SGK 2023 yılında ihale yapmadı. Stokları kullanmaya başladı ve stoklar bitmek üzere.

Seçimler mi bekleniyor? SGK batırılarak Kılıçdaroğlu’na seçilir seçilmez iftira mı atılacak bilemiyorum.

KILAVUZ NEDEN YOK?

Ben hem SGK içinden hem de sektördeki ilaç temsilcileri ile görüştüm. Aldığım cevaplar şöyle:

“Her yönetmelik gibi bu yönetmelikte de geçici madde, süreli uygulama geçişleri, genel hükümlerde yoruma açık maddeler içerdiğinden SGK, TEB ve tedarikçi firmalar bu yönetmeliğin uygulamasını net olarak açıklayan kılavuz yayımlanması beklentisi içerisine girdiler. Yönetmeliğin yayım tarihinden bugüne kadar 2 ay geçmesine rağmen henüz bir kılavuz yayımlanmadı. Ayrıca 27 Ocak 2023’ten beri ithal izni verilen ve ticari isimleri belirlenen güncel bir ilaç listesi de yayımlamamıştır ki bu liste yıllardır her hafta cuma günü TİTCK resmi web sayfasından kamuoyuna duyuruluyordu. Gelinen noktada yurtdışından ilaç tedarik işleyişi durmuş, yılın başında yapılması planlanan SGK yurtdışı ilaç ihalesi yapılamamış, geçen yıl ağustos ayında yapılmış olan ihale ile alınan stokların hemen hepsi neredeyse bitmiş durumdadır.”

YURTTAŞIN SAĞLIĞI TEHLİKEDE

SGK tarafı mağdur olmuş binlerce hasta başvurularında şifahi olarak TİTCK’nin kılavuz yayımlamasını beklemekte olduklarını belirtiyor.

TİTCK ise bu yönetmeliğin çalışması sırasında kendilerine görüş sorulmamasını, kendilerinin yok sayılmaya çalışıldığını söylüyor.

Aklım almıyor inanın. Kurumlar arasında yaşanan bu durum neticesinde yurttaşların sağlığı ile oynanmakta.

Sağlık Bakanlığı bir daha kanser ilacı diye ağrı kesici satılmasın diye bir yönetmelik yayımlamış; SGK “Ben nasıl uyayım, uydurayım” diye hastaların sağlığını hiçe sayıyor. Tam bir kaos var yani.

SGK yetkilileri bir çözüm aramak veya bulmaya çalışmak yerine hastalara kendi imkânları ile parasını önden ödeyerek alacakları ilaçların bedelini geri ödeme fiyatı üzerinden bir ödeme yapabileceğini belirtiyor.

Söz konusu ilaçlar 3-5 liraya alınacak ilaçlar değil. Zaten canı ile boğuşan vatandaş hastalığı ile mücadele etmeyi bırakıp ilaç almak için para arayışına mı girecek?

Söz konusu ilaçların bazıları yüz binlerce lira tutuyor.

Özet olarak parası olan ilacı bulamıyor, ilacı bulan parasını bulamıyor.

(Murat Ağırel+Cumhuriyet)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder