9 Mart 2023 Perşembe

İstanbul'da kadınlar yasağa rağmen sokağa çıktı: Öfkeliyiz, yastayız ama isyandayız! + İzmirli kadınlar: Deprem ve siyasi iktidarın yarattığı enkazı mücadelemizle kaldıracağız + Ankaralı kadınlar: İsyanımız yasımızı aşıyor, kadın dayanışması yaşatıyor (EVRENSEL)

 

İstanbul'da kadınlar yasağa rağmen sokağa çıktı: Öfkeliyiz, yastayız ama isyandayız! 

                                                                                                Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel

8 Mart İstanbul Feminist Gece Yürüyüşü öncesi Beyoğlu Kaymakamlığı’ndan yasak kararı geldi, İstiklale çıkan bütün sokaklar kapatıldı. Çok sayıda kadın ise Cihangir çevresinde bir araya geldi. Saatler süren bekleyişin ardından açıklama yapan kadaınlar, "Öfkeliyiz, yastayız ama isyandayız!" dedi. Kadınlar dağılırken, polisin biber gazlı müdahelesine maruz kaldı.

EYLEM YASAKLANDI, KADINLAR "8 MART YASAKLANAMAZ" DEDİ

İstanbul Feminist Gece Yürüyüşü sosyal medya hesabından "8 Mart Yasaklanamaz! 2003'te 100'e yakın kadınla başlayan Feminist Gece Yürüyüşü'müz onca baskıya, yasağa, engellemeye rağmen durmadan büyüdü. Her yıl olduğu gibi bu yıl da meydanları doldurmak, birbirimize güç vermek için sokaktayız!" açıklaması yaptı. Kaymakamlığın ve İstanbul Feminist Gece Yürüyüşünden kadınların yasak kararına ilişkin açıklamalarına haberimizden ulaşabilirsiniz.

Yasak kararının ardından İstiklal Caddesi'ne giden tüm sokaklar polislerce kapatıldı. Bölgede oturduğunu söyleyip geçmek isteyenlere ise  ikametgah soruldu.

Kadınlar ve LGBTİ'ler Cihangir’de bulunan katlı otopark önünde ve başka çeşitli noktalarda toplanmaya başladı. Dövizlerinde erkek egemen sisteme karşı sözler ve talepleri yer aldı. Polis daha sonra Cihangir otoparka çıkan tüm sokakları da kapatıp kadınların girişine izin vermedi Kurulan barikatın kadınlar “Katilleri durdurun kadınları değil” sloganı attı.

Her geçen dakika artan kalabalık sık sık "hükümet istifa sloganları attı.

Öfkeliyiz, yastayız patriyarkal kapitalist yılıma karşı isyandayız” pankartı açan kadınlar, polis engellemesi nedeniyle bekleyişlerini uzun süre sürdürdü.

“HAYATLARIMIZ DEĞİL, PATRİYARKA YIKILSIN DİYE FEMİNİST İSYANDAYIZ!”

Uzun süren bekleyişin ardından kadınlar bulundukları yerde Feminist Gece Yürüyüşü basın açıklamasını okudu. Açıklama şu şekilde:

Sokakları ve geceleri feminist isyanla, coşkuyla ve dayanışmayla doldurduğumuz Feminist Gece Yürüyüşü’nün 21.’si için buradayız, sokaklardayız. Yirmi yıl boyunca çok şey gördük; savaş, işgal, yoksulluk, ırkçılık, artan emek sömürüsü, LGBTİ+ düşmanlığı, yönetilemeyen pandemi, ekonomik kriz ve giderek güçlenen patriyarka.

Şimdi ise 6 Şubat’ta yaşanan deprem sonrasında on binlerce kişinin hayatını kaybettiği, yaralandığı, evsiz kaldığı bir dönemden geçiyoruz.

Patriyarkal kapitalizmin yol açtığı yıkım, bizlere doğal afet diye açıklanmaya çalışılıyor. Doğayı, kentleri rant uğruna mahvedenler, afete müdahale biçimleriyle de insan hayatına zerre önem vermediklerini gösteriyor. Deprem bölgesinde dayanışma kurmak için seferber olan insanları polisle tehdit edip baskı uygulayarak dayanışmayı kriminalize etmeye ve insanları birbirine düşman hale getirmeye çalışıyor.

Üzgünüz, Öfkeliyiz!

Biz kadınlar; insan hayatının hiçe sayılmasını, devletin krizleri yönetme, sorumluluğunu yerine getirme konusundaki acizliğini ve bunun sonuçlarını çok iyi biliyoruz!

Bu iktidarı;

Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’ni iptal ederek milyonlarca kadının hayatını tehlikeye atmasından, 6284’e karşı saldırıların önünü açmasından, erkek şiddetini teşvik etmesinden tanıyoruz.

Erkek şiddetine maruz kaldığı için şikâyete giden kadınları karakollardan evlere geri göndermesinden; mahkemelerde tecavüzcü ve katil erkekleri, erkeklik indirimleriyle affetmesinden; hayatına sahip çıkan kadınlara ağır cezalar vermesinden; nafaka hakkına saldırmasından; kürtajı engellemeye çalışmasından; kamu kreşlerini kapatıp çocuk bakımını özel sektöre ve yoksulları da cemaat ve tarikat kreşlerine mecbur bırakmasından; ev içindeki tüm iş yükünü kadınların sırtına yüklerken kadınları sermayeye ucuz iş gücü haline getirmesinden tanıyoruz.

Kadınları aileye hapseden, aile dışında var olmalarını kabul etmeyen politikalarından, LGBTİ+’ları hedefe koymasından, çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştırmaya çalışmasından tanıyoruz.

Diyanete sonsuz bütçe verip kreşleri kapatırken dini kurumlarda eğitimi teşvik edenler, bugün refakatsiz çocukları tarikatlara, dini kurumlara vermekte beis görmüyor.

Bu iktidarı, bu erkek-devleti her yıl 8 Mart’larda yüzlerce polisiyle, TOMA’sıyla, barikatıyla bizi, isyanımızı engellemeye çalışmasından biliyoruz.

Öfkeliyiz!

Yaşadığımız afetin sonuçlarının, kadınlar için katmanlı olduğunu biliyoruz; hayatı sürdürme, yeniden kurma yükünün, afet durumunda da kadınların üzerinde olduğunu, temel ihtiyaçlarının nasıl ikincilleştiğini görüyoruz ve depremin üzerinden daha 1 ay geçmişken kadınların hayatlarının daraldığına tanıklık ediyoruz.

Öfkeliyiz, yastayız. Ama isyandayız!

Tüm bu yaşananlar, bizlere bir kez daha feminist mücadelenin ve dayanışmamızın; şiddetin, adaletsizliğin ve eşitsizliğin olmadığı bir dünya kurmanın tek yolu olduğunu gösterdi. Başka bir dünya kurma talebimizin haklılığını bir kez daha gösterdi.

Her yıl olduğu gibi burada el ele, yan yana bir aradayız; erkek devlete, homofobiye, transfobiye, ırkçılığa, emek sömürüsüne, patriyarkal kapitalizmin yıkımına karşı buradayız. Sırtımızı ranta değil birbirimize yaslayarak, erkek egemen sistemin yarattığı her türlü şiddete karşı birlikte isyan ederek, dayanışarak, direnerek ve yaşamlarımızı adaletten, eşitlikten yana kurmak için buradayız.

Mücadelemizden, hayatlarımızdan, birbirimizden, feminist bir dünya kurma tahayyülümüzden vazgeçmiyoruz.

Öfkeliyiz, yastayız, buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz.
Patriyarkal Kapitalist Yıkıma Karşı Feminist İsyandayız!"

KADINLARA BİBER GAZLI MÜDAHALE

Açıklamanın ardından tertip komitesi, eyleme son verdiklerini duyurdu. Polis kadınların sadece belirli noktalardan ve küçük gruplar halinde çıkmaları için barikat kurdu. Kitlenin ana gövdesi alandan ayrıldı. Bir grup kadın beklemeye devam etti.

Daha sonra bazı kadınlar polisin barikat kurduğu bir noktadan çıkmaya çalışırken polisin biber gazlı müdahalesine maruz kaldı. Kadınlardan bazıları gözaltına alındı.

KADINLARIN ÖFKESİ VE TALEPLERİ DÖVİZLERDE...

 İzmirli kadınlar: Deprem ve siyasi iktidarın yarattığı enkazı mücadelemizle kaldıracağız 

                                                                                               İzmir | Fotoğraf: Evrensel

İzmir Kadın Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, “Depremin ve siyasi iktidarın yarattığı enkazı birleşik mücadelemizle biz kaldıracağız” dedi.

Alsancak eski Leman Kültür önünde toplanan kadınlar, “Bu enkazı kaldıracak, yeni bir hayatı mücadelemizle kuracağız” yazılı pankart arkasında, “Katillerden hesabi kadınlar soracak”, “Kadın yaşam özgürlük”, “Kadınlar yürüyor mücadele büyüyor” sloganları eşliğinde Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüdü.

İzmir'de 8 Mart eylemlerine katılan kadınlar

Tek adam rejimini birleşerek göndereceklerini vurgulan kadınların coşkusu sokağa yansıdı. Özellikle deprem zamanında hükümetin yapmadıklarını eleştiren kadınlar, dayanışmanın gücüyle deprem bölgesindeki kadınların yanlarında olmaya devam edeceklerini belirtti. Taşınan dövizlerde de eşit işe eşit ücret, kreş ve dayanışma ön plana çıktı.

KADINLAR: BİZ DE SİZİ YAZDIK

İzmir'de 8 Mart eylemlerine katılan kadınların taşıdığı dövizler


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun “Defterimize yazdık” söylemine tepki gösteren kadınlar, “Sokak ortasında kadınları katledenlere, mahkemelerde efendi göründü diye indirim vermenizi yazdık. ‘Şort giydi tahrik etti’ diyenleri korumanızı yazdık. ‘Küçüğün rızası vardı’ demenizi yazık. ‘Gülistan Doku’ nerede diyenlere kulağınızı tıkamanızı yazdık. Emeği için mücadele eden kadınların üstüne polis göndermenizi yazdık. ‘Kadın erkek eşit değildir ki zaten’ demenizi yazdık. İstanbul Sözleşmesini feshetmenizi yazdık. Sürtük demenizi yazdık. ‘Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek’ demenizi yazdık. Kahkahalarımızdan rahatsız olmalarınızı yazdık. Nefret mitinglerinde LGBTİ’leri hedef haline getirmenizi yazdık. Devlet nerede diyen depremzedelere ‘adi, şerefsiz, haysiyetsiz’ demenizi yazdık. Bilim insanı, siyasetçi, basın emekçisi ve her meslekten kadınlara düşmanlığınızı yazdık. Şirketlerin milyon dolarlık vergi borçlarını silenlerin, bizlerin yemekhane hakkına, eğitim hakkına göz dikenleri yazdık. Depremzedelere parmak sallamanızı yazdık” dedi ve “O defteri yırtar, başınıza çalarız”, “AKP’den hesabı kadınlar soracak” sloganları attı.

“ÖRGÜTLENEREK HESAP SORACAĞIZ”

İzmir'de 8 Mart eylemlerine katılan kadınların taşıdığı dövizler

İKP adına basın açıklamasını Nuray Öztürk, Selin Kurşun, Özgün Başer okudu. Depremdeki ihlallere dikkat çekilen açıklamada, Çok sevdikleri sermayenin, sözde yardım yapan sermayenin, arama kurtarma ve yardım için hiç düşünmeden bölgeye koşan işçilere, işten atma tehdidi ve yıllık izin dayatması var. Ne AKP ne yaslandığı, yaslanmadığı sermaye güçleri değil halk seferber oldu. Yaralarımızı dayanışmamızla biz sardık, onların yaptıklarını unutmayacak, örgütlenerek hesabını soracağız” denildi.

“KADERCİ DÜZENİNİZİ YIKACAĞIZ”

İşsiz, kayıt dışı istihdam gibi sorunları kadınlar daha çok yaşadığı dile getirilen açıklamada, “Yani kadınlar, belli politik tercihler doğrultusunda bilinçli ve planlı biçimde istihdamdan dışlanmaktadır. Biliyoruz ki yeni yaşamı kurmak bizim elimizdedir.  Bu iktidarın yok ettiklerine rağmen yeni bir yaşamı başarmak bizim dayanışmamızla, örgütlülüğümüzle mümkündür. Kadınları işsiz ve güvencesiz bırakmayı kendine iş edinenlere sesleniyoruz 8 Mart tarihsel sorumluluğu gereği yeni başlangıçlara gebedir. Bu da sizin sonunuzun başlangıcı olacak! Bugün bu alanı, sokakları dolduranlar yaptıklarınızın hesabını soracak. Yıllardır ülkeyi kadın cinayeti cehennemine çevirenler bilsin ki, kaderci düzeninizi yıkacağız kadının emeğin yaşamın düzenini eşitlik ve özgürlük temelinde kuracağız” ifadelerine yer verildi.

Açıklama sonrası kadınlar deprem bölgesinde göndermek için yanlarında getirdikleri ped, hijyen malzemesi ve oyuncakları topladı.

BORNOVA: “ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİ İLE DEĞİŞTİRECEĞİZ”

Bornova'da 8 Mart eylemlerine katılan kadınlar

Bornova Kadın Dayanışma Derneği de Bornova Küçükpark Meydanında bir araya gelerek taleplerini ve öfkesini dile getirdi. Hükumetin kadın düşmanı politikalarını eleştiren BORKAD'lı kadınlar, “Tüm kadınlara çağımızdır; evlerimizi başımıza yıkan- hayatımıza kast eden bu düzeni değiştirmek için; emeğimize göz diken, bedenimizi mal gibi gören, bizi şiddete, ölüme, ailenin kölesi sermayenin kulu olmaya iten, çocuklarımızı istismara sürükleyen bu düzeni işçi sınıfının ve emekçi kadınların örgütlü mücadelesi ile değiştireceğiz. İşçi ve emekçi kadınların mücadele tarihinden biriktirdiklerimizle değiştireceğiz. Haklarımız ve hayatlarımıza çöken bu karanlık düzeni, kadınların örgütlü dayanışması ve birliği ile aşabiliriz. Hak ettiğimiz insanca yaşamı inşa etmek için el ele verelim” dedi.

ALİAĞA: “HAYATIMIZDAKİ TEK ADAMLARI GÖNDERECEĞİZ”

Aliağa'da 8 Mart eylemlerine katılan kadınlar

Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu çağrısıyla kadınlar Petrol-İş Sendikası önünde toplanarak bir yürüyüş gerçekleştirdi. “Ranta, yıkıma, ihmale karşı kadın dayanışmasıyla hayatı yeniden kuracağız” pankartı ile yürüyen kadınlar, Aliağa Demokrasi Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.

Aliağa'da 8 Mart eylemlerine katılan kadınlar

Basın açıklamasını okuyan Deniz Gültekin, “Hayatımızdaki tek adamları gönderecek, eşit, özgür bir dünyayı kuracağız. Kadınlar olarak; adil, eşit ve özgür bir yaşam için en geniş kadın ittifaklarını ve kadın dayanışmasını sağlayarak kadın iradesini güçlendirmeyi, tam da bugün bir sorumluluk olarak görüyoruz. Kadın bedenini hedefleyen tekçi, milliyetçi, cinsiyetçi anayasalara karşı kadın özgürlüğünü esas alan bir toplum inşası için 8 martla yeni bir anlama kavuşacağına inanıyoruz. Büyük mücadeleler sonucu kazandığımız İstanbul Sözleşmesini biz değiştirince yeniden uygulayacağız” diye konuştu.

DİKİLİ: HESAP SORACAĞIZ

Dikili’de de kadınlar Atatürk Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. Depremzede kadınlarla dayanışmak için Kız Kardeşlik Köprüsü kuracaklarını söyleyen kadınlar, alana kurdukları standa ped, hijyenik malzeme ve oyuncak toplandı.

Kadınlar, “Yaşanılan bu afet basit bir gerçeği net olarak gösterdi ki; Türkiye’deki temel sorun kaynak sorunu değildir. Kaynakların doğru bir şekilde kullanılmayışıdır, örgütlenememektir. Biz öğrendik artık zorda kalan iktidarın hangi yöntemlere baş vurduğunu. Yapılan her haksızlığın karşısında olacağız, hesabını soracağız” dedi.

Ankaralı kadınlar: İsyanımız yasımızı aşıyor, kadın dayanışması yaşatıyor

Ankara Kadın Platformu ve 8 Mart Ankara Feminist Gece Yürüyüşü’nün çağrısıyla Sakarya Meydanı'nda toplanan kadınlar, "Depremi katliama ve büyük bir yıkıma dönüştürenlerden hesap soracağız" dedi.(https://youtu.be/3vwxKGbcs84)

Ankara Kadın Platformu ve 8 Mart Ankara Feminist Gece Yürüyüşü’nün çağrısıyla kadınlar Sakarya Meydanında bir araya geldi. Yapılan açıklamada, “Dayanışmayı büyütmek için, acımızı paylaşabilmek için Ankara Kadın Platformu’nun düzenlediği 8 Mart eylemini ve Feministlerin örgütlediği 17. Feminist Gece Yürüyüşü ’nü birleştirdik, ortaklaştık, isyanımızı büyüttük, sesimizi çoğalttık. Depremi katliama ve büyük bir yıkıma dönüştürenlerden hesap soracağız” denildi.

Kadınlar, buluşma noktası olan Sakarya Meydanında bir araya gelirken sık sık “Hükümet istifa”, “Çadırda, sokakta, her yerde, kadınlar  birlikte”, AKP’den hesabı kadınlar soracak”, Afet değil cinayet, devlet hesap verecek”,  “Rantçı devlet, yıkacağız elbet” sloganları atıldı.

Meydanda toplanan kadınların Yüksel Caddesi'ne yürümesi polis tarafından engellendi. Meydanın iki sokağı bariyerlerle kapatılırken kadınlar sık sık ‘Barikatı aç’ sloganı attı.

Kadınların ısrarı sonucu yürüyüşe rotasyon değişikliğiyle başlandı.

Yürüyüşün ardından tekrar Sakarya Meydanına gelen kadınlar burada basın açıklamasını okudu. Yapılan açıklamada, “Yıkımlarla, kayıplarla ve büyük bir acıyla geldik 8 Mart’a; dayanışmaya ve yan yana olmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var bugün. Bu yıl, daha güçlü olmak için, dayanışmayı büyütmek için, acımızı paylaşabilmek için Ankara Kadın Platformu’nun düzenlediği 8 Mart eylemini ve Feministlerin örgütlediği 17. Feminist Gece Yürüyüşü ’nü birleştirdik, ortaklaştık, isyanımızı büyüttük, sesimizi çoğalttık. Bu yıl heyecanımızla, coşkumuzla değil ama öfkemizle, isyanımızla, yüreğimizde taşıdığımız yasımızla ve her şeye rağmen kaybolmayan umudumuzla tekrar sokaklardayız” denildi.

6 Şubat gecesi önce 7.7 şiddetinde ve aynı gün 7.6 şiddetinde başka bir depremle Suriye’de ve Türkiye’nin 11 ilinde on binlerce insanın yaşamını yitirdiği, yüz binlerce kişinin göçük altında kaldığı ifade edilen açıklamada, “Saray rejimi, arama-kurtarma çalışmalarında son derece kritik olan ilk 36 saatte harekete geçmeyerek, on binlerce insanın ihmal yüzünden hayatını kaybetmesine neden oldu. Suriye’deki sınır kapılarını kapatarak on binlerce insanı ölüme sürükledi, Suriyeli kadınlar, kız çocukları ve LGBTİ+’larla dayanışmamızı engellemeye çalıştı. Yüz binlerce insan eşini, çocuğunu, sevdiklerini, evini, köyünü, şehrini kaybetti. Devlet, bilim insanlarının uyarılarını dinlemediği gibi, kendi kurumlarının hazırladığı raporları da görmezden gelmeyi seçti, politik bir tercihle, yaşamdan ve yaşatmaktan yana bir tavır almadı. Bizler yönetenlerin, sermayenin çıkarları ve hırsları uğruna öldürülüyoruz. Ancak bilinsin ki yine bizler erkek egemen devletin bize dayattığı karanlığı dayanışmayla aydınlatacak eşit, özgür ve güvenceli bir yaşamı birbirine kenetlenen ellerimizde yeniden filizlendireceğiz” denildi.

"DEPREMİ KATLİAMA DÖNÜŞTÜRENLERDEN HESAP SORACAĞIZ"

İktidarın, insan yaşamının söz konusu olduğu böyle bir süreçte bile, ötekileştiren, kutuplaştıran bir dille, tekçi politikalarda ısrar ederek, dayanışmayı örgütleyenleri kriminalize ederek engeller yarattığı belirtilen açıklamada, “Yetmedi, dayanışmayı büyütenlere kayyum atayarak yok edebileceğini sandı. Biz kadınlar, unutmayacağız. Depremi katliama ve büyük bir yıkıma dönüştürenlerden hesap soracağız. Şehirler, köyler, kasabalar, başımıza yıkılırken, bu felaketten en çok kadınlar, çocuklar, LGBTİ+lar ve mülteciler zarar gördü. Her fırsatta LGBTİ+ları hedef göstererek nefreti ve cinsiyetçiliği körükleyenlerin, deprem bölgelerinde de aynı tekçi, ayrımcı anlayışta ısrar ederek tüm topluma kapsayıcı bir şekilde hizmet etmeyeceğini biliyoruz. En temel insan haklarından olan barınma hakkından yoksun bırakılan, deprem alanında dahi ayrımcılığa maruz bırakılan kadınlar, hijyenik olmayan, insanlık dışı koşullarda evde kendisine dayatılan bakım emeğinin kat kat fazlasını çadırlarda vererek, yaşamlarını sürdürmeye ve hayatta kalmaya çalışıyor. Tuvaleti ve banyosu olmayan yerlerde sağlıktan söz edilebilir mi? Kadınlar, açık alanda, güvenlikten yoksun bir ortamda, ihtiyaçlarını karşılamak zorunda bırakılıyor. Yardım dağıtımı esnasında taleplerini erkeklere söylemek zorunda bırakılıyor, ya da dile getiremedikleri için, ihtiyaçlarına ulaşamıyor” ifadelerine yer verildi.

"BU BASKI REJİMİNE BOYUN EĞMİYORUZ"

Sadece yıkıma uğramış kentlerde değil, Türkiye’nin  her yerinde erkek şiddetinin artarak devam ettiği vurgulanan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Derinleşen ekonomik krizin etkilerini de kadınlar yükleniyor. İşsizlik, güvencesizlik, kayıt dışı istihdam ve yoksulluk artıyor. Patriarkayı arkasına alan AKP iktidarı, kadınları ve LGBTİ+ları yok saymaktan öteye geçerek yok etmeyi meşrulaştırmaya çalışıyor. İktidar, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmakla bizi susturabileceğini, yargıyı ele geçirmekle bizi yıldırabileceğini sanıyor ancak yanılıyor. Haklarımızın konuşulmasının dahi yasaklanmaya çalışıldığı bu baskı rejimine boyun eğmiyoruz. Sesimizi daha gür çıkarıyor, dayanışmamızı daha çok büyütüyoruz. Patriarkal ve tekçi din yorumlarını tüm topluma dayatan Diyanet’in Aile Bakanlığı iş birliğiyle sosyal politikalar alanında yetkilendirilmesi kabul etmiyoruz. Buradan haykırıyoruz, bize uygulanan her türlü şiddete ve zorbalığa karşı yine dayanışmayı büyütüyoruz. Feminist isyanımızla birlikte tüm gücümüzle o patriarkayı yıkacağımızı yine ve yeniden haykırıyoruz. Erkek devletin, erkek adaletin ve erkek düzenin tüm araçlarını birbirimizden güç alarak, birbirimizi savunarak, gözeterek ve yaşatarak un ufak edeceğiz”

EVRENSEL


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder