8 Nisan 2023 Cumartesi

Dolarsızlaşma: Petrodolar sisteminin kâbusu + Ortadoğu baharı (Mehmet Ali Güller - Cumhuriyet)

 


Dolarsızlaşma: Petrodolar sisteminin kâbusu

ABD’nin küresel egemenliği, esas olarak askeri gücüne ve inşa ettiği petrodolar sistemine dayanıyor. Başlayan çok kutupluluk (merkezlilik) süreci petrodolar sistemini zayıflatıyor.

OPEC+ grubunun beş ayda iki kez ABD’ye rağmen üretim kısma kararı alması ve ulusal paralarla ticarete başlayan ülke sayısının artması, petrodolar sistemini çatırdatıyor. 

ABD Hazine Bakanlığı’nın eski müsteşarlarından Monica Crowley, işte bu tehlikeye dikkat çekiyor: “Suudi Arabistan gibi OPEC ülkelerinin de başka para birimlerinde petrol satmaya karar vermesi, ABD ekonomik sisteminin çökmesi ve büyük bir felaket anlamına gelir.” (AA, 6.4.2023)

Çünkü ABD’nin ulusal gelirinin yüzde 125’ine çıkmış borçlarının sorun olmamasının, bunun da ötesinde ekonomiyi döndürmek için sürekli yeni borç bulabilmesinin dayanağı, küresel ticaretteki dolar tekelidir. Dolar tekeli oldukça ABD istediği kadar para basabilecek, almış olduğu ve alacağı borçların ederi kâğıt ve boya kadar olacaktır. Ama dolardan çıkış arttıkça doların küresel gücü ortadan kalkacak ve ABD kendi ekonomik çıkmazıyla yüzleşecektir.

ÇİN-FRANSA TİCARETİNDE YUAN 

Ufuk Ötesi’nde, sık sık ülkelerin ulusal paralarla ticaret eğilimine işaret ettik. Özellikle son bir yıldır bu eğilim daha da arttı. Bunun pandeminin etkilediği küresel ekonomiden Ukrayna krizine kadar pek çok nedeni var elbette. Dolarsızlaşma sürecine dair en yeni gelişmeler ise şunlar: 

Çin, Fransız Total Energies şirketinden Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) ithal edilmiş 65 bin ton LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) aldı. Bu ticareti öncekilerden farklı kılan ise ilk kez Çin para birimi Yuan ile yapılmasıydı. Fransız şirketin Çin’e sattığı LNG’nin karşılığını dolar ya da Avro yerine Yuan ile alması, çok önemli bir başlangıç.

Nitekim Suudi Arabistan’ın da Çin’e sattığı petrolün karşılığında Yuan almayı görüştüğü biliniyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Aralık 2022’de ziyaret ettiği Suudi Arabistan’da Körfez ülkelerine “petrol ve gazın Şanghay Borsası’nda Yuan cinsinden fiyatlanması” çağrısı yapmıştı. Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el Cedan da ülkesinin “ABD doları dışındaki diğer para birimleriyle ticarete açık olduğunu” duyurmuştu.

BRICS’İN ORTAK PARA BİRİMİ GÜNDEMİ

Küresel ekonominin yüzde 25’ini oluşturan BRICS ülkelerinin bir süredir kendi aralarındaki ticarette dolar dışı paralara geçmeye başladığını not ediyorduk. Çin’in Rusya’yla, Rusya’nın Hindistan’la bu yönde aldığı kararlar ve uygulamaları biliniyor. Yeni olarak Brezilya’nın aldığı karara dikkatinizi çekeyim: 

Brezilya, Çin ile ticaretini dolardan Yuan’a taşıma kararı aldı. İki ülkenin yıllık ticaretinin 150 milyar dolar olduğu düşünülürse bu kararın petro dolar sistemine etkisi daha iyi anlaşılır.

Bu arada Brezilya Merkez Bankası rezervlerinde Yuan’ın yükseldiğini ve Avro’yu geçerek ikinci sıraya çıktığını da belirtelim. (İsrail Merkez Bankası bile rezervinin yüzde 2.5 oranını Yuan’a çevirdi.)

Sadece BRICS ülkeleri değil, ASEAN ülkeleri de kendi aralarındaki ticarette dolar dışı paralar kullanma eğiliminde. Endonezya, Malezya, Singapur, Filipinler ve Tayland, kendi aralarındaki ticareti ulusal paralarıyla yapma kararı aldılar.

BRICS önümüzdeki ağustos zirvesinde ortak para birimini ele alacak. Malezya Başbakanı Enver İbrahim ise Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’e “Asya para fonu” kurulmasını önerdi. 

Kısacası, dolardan çıkış eğilimi hızlanıyor.

                                                        /././

Ortadoğu baharı

2023 yılı, büyük olasılıkla ileride Ortadoğu (Batı Asya) tarihi açısından bir normalleşme yılı olarak kaydedilecektir. ABD’nin başını çektiği Batı’nın güç kaybetmesinin bölge kuvvetlerine alan açmasının etkisi, bir bahar havası şeklinde gelişiyor. Tablo şöyle: 

ASTANA RÜZGÂRI

1) Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar, Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Eymen Susan, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ve İran Dışişleri Bakanlığı Danışmanı Ali Asgar Hacı Moskova’da bir araya geldi.

Elbette kolay değil, masada ağır sorunlar var ama Astana meltemi baharı müjdeliyor. Türkiye, İran ve Rusya’nın oluşturduğu Astana Paltformu, önce Suriye ardından da gözlemci üye olmak isteyen Çin’le Astana beşlisine dönüşebilir.

İRAN-KÖRFEZ BARIŞI

2) Çin’in arabuluculuğunda Suudi Arabistan ve İran’ın 10 Mart’ta diplomatik ilişkileri yeniden kurma kararı almasının ardından, yine Çin’de, iki ülkenin dışişleri bakanları bir araya geliyor.

Suudi-İran barışı Yemen sorunundan Lübnan ve Filistin sorununa, Körfez’in güvenlik mimarisinden enerji üreticilerinin işbirliğine kadar bir dizi konuda iyileştirici etki doğuracaktır.

3) İran, yedi yıl aranın ardından Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) Rıza Amiri’yi büyükelçi atadı.

4) İran Büyükelçisi Ali Necefi, Irak Büyükelçisi Kays el Amiri, Suriye Büyükelçisi İdris Maya ve Suudi Arabistan Büyükelçisi Abdullah bin Suud el Anazi, iftar vesilesiyle Umman’da bir araya gelerek ülkeler arasındaki ilişkileri ve bölgesel meseleleri ele aldılar.

ARAP BİRLİĞİ SURİYE’YE DÖNÜYOR

5) Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, 12 yıl sonra Kahire’yi ziyaret etti ve Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile görüştü.

6) Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in, Tunus Dışişleri Bakanı Nebil Ammar’a Suriye’ye büyükelçi atanması için resmi süreci başlatması talimatı verdiği açıklandı.

7) Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecit Tebbun, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ile telefonda görüştü.

8) 19 Mayıs’ta Suudi Arabistan’da yapılacak Arap Birliği toplantısına Beşşar Esad’ın da davet edileceği belirtiliyor. “Suriye Arap Birliği’ne dönüyor” deniliyor ama aslında Arap Birliği Suriye’ye dönüyor.

ABD YOK, ÇİN VE RUSYA VAR

Peki bu normalleşme tablosundan hangi sonuçları çıkarmalıyız, nasıl yorumlamalıyız?

1) Yukarıdaki sekiz olayda ABD yok, Çin ve Rusya var. Tersinden şöyle de okuyabiliriz: ABD’nin Ortadoğu’daki ağırlığı azaldıkça Ortadoğu’daki sorunlar çözülüyor, Ortadoğu’ya bahar geliyor...

2) ABD, Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini çıkarları gereği işgallerin ve krizlerin üzerine inşa ederken Çin ve Rusya barışın ve normalleşmenin üzerine inşa ediyor.

3) ABD Ortadoğu’nun yarısıyla Ortadoğu’nun diğer yarısına karşı konumlanırken Çin ve Rusya tüm Ortadoğu ülkeleriyle iyi ilişkiler geliştirmeye çalışıyor. Örneğin Çin ve Rusya İran’la da İsrail’le de işbirliği yapıyor.

4) ABD hegemonyasının zayıflaması, Ortadoğu ülkelerine çok taraflılık sağladı, manevra alanı açtı. Ortadoğu ülkeleri bu yeni durumu, ilişkileri düzelterek birlikte kalkınmanın yolunu araştırmak için değerlendirmeye başlıyor.

5) ABD müdahalelerinin felç ettiği Arap Birliği, Körfez İşbirliği Konseyi gibi bölgesel örgütler, yeniden etkinlik kazanma şansı yakalıyor.

Özetle, yeni bir dünya kuruluyor, Ortadoğu (Batı Asya) ülkeleri de o dünyadaki yerini alıyor...

Mehmet Ali Güller - Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder