Genel olarak sinema sektöründe de “bizim Yeşilçam’da” da ilişkiler acımasız, yaşam öyküleri acı ve hüzünlüdür.
Küçük Hanımefendi Belgin Doruk’un öyküsü, oynadığı filmlerdeki gibi mutlu sona doğru yol almaz, filmlerde, ağdalı melodramlarda özenilesi aşklar, mutlu birlikteler yaşayan yıldız, eve döndüğünde mutsuz, yapayalnız bir kadındır. Herkes onun bir eli yağda bir eli balda kraliçe gibi bir hayat sürdüğünü düşünürken o, hastanelerde, doktorlarda geçirir günlerini, ölüm soğukluğundaki hastane odalarında şok tedavileri uygulanır.
Sinemamızın ilk efsane yıldızlarından Cahide Sonku’nun da iç acıtıcı yaşam öyküsü bilinir. Yıldırım Önal ve beyaz kefenleri içinde protestosunu haykıran Ferda Ferdağ’ın acılı öykülerinden de söz etmiştim bu sayfada. Yaşadığımız dünyada çığlıklarınız boşlukta yankılanır, kimseye duyuramazsınız. İyi gününüzde yanınızda olanları, zor anlarınızda yanınızda bulamazsınız. Cahide Sonku için de böyle olmuştu. Yaşadığı zengin hayattan, oyunculukta tırmandığı zirveden, yoksulluğa ve meyhane köşelerine “düştüğünde” çevresinde “eski dostlarından” kimse kalmamıştı. Oysa bir zamanlar zengin bir hayat sürüyor, lüks içinde yaşıyor, evinde ünlüler, başbakanlar ağırlanıyor, kurduğu Sonku Film’in yazıhanesinin önünde oyuncular kuyruğa giriyordur.
Hayatının son günlerini Beyoğlu’nun ara sokaklarında, salaş meyhanelerde, ucuz otel odalarında alkol şişelerinde dostluk arayarak geçirir Cahide Sonku; bir zamanlar kraliçe olarak yürüdüğü sokaklarda... 1981 yılında yaşamını yitirdiğinde bu trajik öyküyü anlamayanlar da eski ve yeni fotoğraflarını yan yana basarak “Neydi, ne oldu” demekle yetinirler. Örnekleri çoğaltmak mümkün…
MİNE MUTLU’NUN YAŞAM ÖYKÜSÜ, SİNEMA SERÜVENİ
Mine Mutlu’nun inişli çıkışlı, hüzünlü öyküsü 28 Kasım 1948’de Emine Özatmaca olarak başlar. Ailesine katkıda bulunmak için küçük yaşlarda kuru temizleme atölyesi dahil birçok işte çalışır.
Ortaokuldan mezun olduğu günlerde annesiyle babası da boşanır. Annesi ve kardeşleriyle birlikte hayatlarına yeni bir yön vermek zorunda kalırlar. Anne kız Tarlabaşı’da bir ev tutarak ellerindeki parayla eve eşya aldılar. Bir anne iki erkek kardeş ve bir anneanneden oluşan aileye bakabilmek için Mine de iş arıyor, bulduğu işlerde çalışıyordur. Bir süre tapu kadastroda çalışır. Daha sonra girdiği devlet su işlerinde çalışırken 1966 yılında henüz 18 yaşındayken Perde dergisinin düzenlediği yarışmada Türkiye güzeli seçilir.
Sinemada Türkan Şoray rüzgarının estiği yıllardır, “sultan” zirvededir.
Emine Özatmaca da güzelliği ve Türkan Şoray’a benzerliğiyle dikkat çeker; Yeşilçam yapımcıları da bu güzellikten ve benzerlikten yararlanmak isteyince rüyalarını süsleyen sinemanın kapıları da açılır. Dünya sinemasında da Brigitte Bardot (B.B.), Marilyn Monroe (M.M.), Claudia Cardinale (C.C.) gibi popüler oyuncuların rüzgarı vardır ve sinemaya başladığında Emine Özatmaca da Yeşilçam’ın M.M’si, Mine Mutlu’su olur.
Magazin sayfalarında “Yeni Türkan Şoray doğuyor” manşetleri atılır.
1966 yılında Tunç Okan, Pervin Par, Mahir Özerdem gibi oyuncularla birlikte oynadığı ilk filmi “Ben Bir Kanun Kaçağıyım”dan itibaren bir süre yan rollerde oynayan Mine Mutlu, sonrasında başrol oyuncusu olarak dikkat çekmeyi başarır.
1969 yılında sanki güzelliklerini, oyunculuklarını yarıştırır gibi Türkan Şoray’ı Metin Erksan filmi “Ateşli Çingene”de Ediz Hun’la, Mine Mutlu’yu da Engin Çağlar’la Mehmet Dinler’in yönettiği “Çingene Aşkı Paprika”da oynatırlar.
Ayhan Işık’lı, Sadri Alışık’lı, Zeki Müren’li, Murat Soydan’lı, Tanju Korel’li, İzzet Günay’lı, Ahmet Mekin’li filmlerde baş rolü paylaşan Mine Mutlu asıl çıkışını sinemamızın önemli yönetmenlerinden Süreyya Duru’nun Yaşar Kemal’in eserinden uyarladığı, senaryosunu Erdoğan Tünaş’ın yazdığı ve Mine Mutlu’nun baş rolü Cüneyt Arkın’la paylaştığı 1969 yapımı “Ala Geyik”le yapar. Filmde Aliye Rona, Bilal İnci, Atıf Kaptan, Behçet Nacar da yer alır. Filmin kötü, adamı zalim bey Karaca Ali’yi Bilal İnci canlandırır. Mine Mutlu sadece 1969 yılında 19 filmde yer alır. ’70’ler başladığında ülkede çalkantılı günler, Yeşilçam’da kriz yaşanıyordur. Seyircisini kaybeden sinema erotik filmlere yönelir.
MİNE MUTLU DA EROTİK FİLMLERE SAVRULUR
1971 yılında Nazmi Özer’in yönettiği “Seks Fırtınası” adlı filmin afişinde yarı çıplak görürüz. Oysa film erotik film değil avantür-macera filmidir. Oyunculuğunu “normal filmlerle” sürdüren Mine Mutlu 1974 yılında Ertem Eğilmez’in yönettiği Arzu Film yapımı “Köyden İndim Şehire” filminde Kemal Sunal, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Halit Akçatepe, Perran Kutman, Meral Zeren gibi güçlü bir kadroyla oynar.
Zeki Müren’le, Engin Çağlar’la aşk yaşadığı, flört ettiği, sevgili olduğu haberlerinin magazin dünyasına malzeme olmasından zarar gören Mine Mutlu, 1975 yılında oynamaya başladığı erotik komedi filmleriyle değişim ve çöküş başlar. Filmler seks filmi değildir fakat film adları ve afişleri seks filmi çağışımı yapar. Mine Mutlu’nun bu filmlerde mayolu, iç çamaşırlı görüntüler veriyor olması adının “seks yıldızı”na çıkmasına neden olur. Bu süreçte Mine Mutlu hayranlarının çok sevdiği, etkilenerek izlediği “Tatlı Tatlı”, “Islak Dudaklar”, “Kadınım” gibi duygusal ve macera filmleri de vardır.
Mine Mutlu, 1976’da sinemayı bırakıp sahneye çıkar şarkıcılık yapar fakat 75 yılında oynadığı erotik filmler nedeniyle “seks yıldızı” olarak damgalanmasına, öyle anılıyor olmasına çok üzülüyordur. Sinemada ona Mine ‘Mutlu’ deseler de gerçekte çok mutsuzdur. 70 filmde oynamasına karşın 1-2 yıl gibi kısa süreli yer aldığı seks filmi olmayan 10 erotik komedi nedeniyle seks yıldızı olarak damgalanması onu küskünleştirmiş, yalnızlaştırmış. İçine kapanmasına yol açmıştır.
Mine Mutlu, 1978 yılında İş İnsanı Ünal Çulha ile evlenir. Bir yıl sonra boşanıp birlikte yaşamayı sürdürürler. Bu birliktelikten Çağkan ve Büşra adını verdikleri iki çocukları olur.
Yakalandığı kanserle uzun süre mücadele eden Mine Mutlu, henüz 42 yaşındayken 18 Eylül 1990 tarihinde aramızdan ayrılır.
Mesut Kara / Evrensel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder