Topkapı Sarayı'nda yangın: Çökmeler meydana geldi, alevler 2 saatlik çalışmayla söndürüldü (Birgün)
Topkapı Sarayı'ndaki tarihi restoranda dün gece çıkan yangın paniğe neden oldu. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucunda yangın söndürülürken, yapıda ağır maddi hasar meydana geldi. Milli Saraylar Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada "Topkapı Sarayı'nda müzecilik ve ziyaret faaliyetleri herhangi bir aksama söz konusu olmadan saat 9.00 itibarıyla normal şekilde devam edecektir" denildi.(https://www.birgun.net/haber/topkapi-sarayi-nda-yangin-cokmeler-meydana-geldi-alevler-2-saatlik-calismayla-sonduruldu-451586)
İsmailağa liderinin bir oğlu müdür, diğeri imammış! (Sefa Uyar-Cumhuriyet)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 14 Mayıs seçimleri öncesi ziyaretiyle ilişkileri en üst düzeye çıkardığı İsmailağa cemaatinin lideri Hasan Kılıç’ın bir oğlu, din görevlisi yetiştirilen Diyanet’in yüksek ihtisas merkezinde müdürlük yapıyor. Kılıç’ın bir diğer oğlunun ise Fatih’teki bir camide imam olduğu ortaya çıktı. İsmailağa’nın bilinen hocalarından olan ve 11 Mayıs’ta Kocaeli’ye il müftü yardımcısı olarak atanan Ahmet Mehmetalioğlu’nun ise 1 Haziran’da apar topar cemaatin güçlü olduğu Çatalca’ya ilçe müftüsü olarak atanması dikkat çekti. İstanbul’da başta İsmailağa ve Erenköy olmak üzere çok sayıda cemaatin, bazı camileri “merkez” olarak kullandığı biliniyor.(https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/ismailaga-hocasina-iki-kiyak-atama-2097570)
Süleymancıların Amazon'dan getirdiği çocuklar Brezilya'ya döndü (Cumhuriyet)
Süleymancılar tarafından Amazonlardan alınarak cemaat yurtlarına yerleştirilen çocuklar ülkelerine gönderildi. Çocuklara tarikat eğitimi verilmesi üzerine Brezilya polisi ve Interpol soruşturma açmıştı.(https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/suleymancilarin-amazondan-getirdigi-cocuklar-brezilyaya-dondu-2097565)
Cin yalanlarıyla cinsel istismar (Zuhal ÇİLOĞLAN-Birgün)
Kayseri’nin Develi ilçesindeki Sivas-i Hatun Camii imamı Köşker, “cin çıkarma” bahanesiyle onlarca kadın ve çocuğa istismarda bulunmaktan suçlanıyor. İmam Köşker’in yargılanmasına 18 Temmuz’da devam edecek.(https://www.birgun.net/haber/cin-yalanlariyla-cinsel-istismar-451570)
İstanbul'da miras kavgası: 4 ölü 2 yaralı (Cumhuriyet)
İstanbul Pendik'te aile arasında çıktığı iddia edilen miras kavgasında, silahlı bir kişi tarafından ateş edilmesi sonucu 4 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.(https://www.cumhuriyet.com.tr/arama/pendikte%20miras%20kavgas%C4%B1?)
Bahaneler ile antidemokratik düzenlemeler: İktidarın torbası aykırılıkla dolu (Hüseyin Şimşek-Birgün)
Ucube sistem beş yılda ülkeyi batırdı (Birgün)
Zam da seçim de halkın sırtında(Birgün)
Seçim öncesi vaat üstüne vaatte bulunan iktidar, vergi zamlarıyla halkı darboğaza soktu. Vergi Uzmanı Türkmen, yeni vergilerin yolda olduğunu belirterek “Bütün faturayı Türkiye’de yaşayan herkes ödüyor” dedi.(https://www.birgun.net/haber/zam-da-secim-de-halkin-sirtinda-451575)
Soylu ekibine bir operasyon daha: Üç üst düzey polis müdürü görevden alındı (Birgün)
‘Halkın verileri çalındı mı’ sorusuna kaçamak yanıt (Hüseyin Şimşek-Birgün)
Yurttaşların verilerinin internette satışa çıkarıldığına yönelik iddialarla ilgili konuşan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, verilerin başka kurumlardan alındığını söyledi.Haziran ayında 85 milyon vatandaşın e-Devlet’te yer alan tüm bilgilerinin çalındığı ve yurt dışı kaynaklı internet sitelerinde satışa çıkarıldığı bilgisi kamuoyunun gündemine yansıdı. Bu gelişmenin ardından toplanan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda, e-Devlet sunumu gerçekleştirildi. Sunumda, satışa çıkarılan kişisel verilerin varlığı kabul edildi ancak E-devlet’ten sızdırılmadığı öne sürüldü. Komisyonda konuşan Koç, e-Devlet verilerinin çalındığı ve satışa çıkarıldığı iddialarına değindi. Kişisel verilerin internet sitelerindeki dolaşımını kabul eden Koç, “e-Devlet Kapısı’ndan elde edilmiş gibi sunulan verilerin bundan çok öncesinde çeşitli kurumlardan, çeşitli vesilelerle elde edilen bazı veriler olduğunu ve bu verilerin tekrar tekrar, ısıtılarak, yeni bir veri gibi, yeni bir e-Devlet verisiymiş gibi ortaya çıkarılarak e-Devlet üzerinden de ele geçirildiği gibi bir algı yapıldığını görüyoruz” dedi. Siber saldırıların varlığına da işaret eden Koç, saldırıların yabancı kaynaklı olduğunu söyleyerek “Özellikle dönemsel olarak siber saldırılar çok fazla geliyor. Çok katmanlı güvenlik mimarisi sayesinde engelleme yapıyoruz” diye konuştu.
SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 25 oranında zam yapılmasını da içeren ekonomik torba teklifi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. Zamla ilgili düşüncelerini sorduğumu emekli vatandaşlar, yüzde 25’in yetersiz olduğunu söyledi. Vatandaşlar emekli maaşının en az 15 bin lira olması gerektiğini ifade etti.('Mecburen çalışmak zorundayım') İki yıl önce emekli olduğunu fakat geçinebilmek için hala çalıştığını söyleyen Zeki Demirkan, "Yeterli değil. Bir emekli olarak ben yeterli bulmuyorum ki mecburen çalışmak zorundayım. Bu da ne yapıyor? Gençleri işsiz bırakmak zorunda kalıyoruz. İki yıldır emekliyim. İki yıldır mecburen çalışıyorum. Geçinilmiyor. Aldığım maaş faturalara anca yetiyor. Gıda ona keza. Allah şükür kiram yok. Açlık sınırı nerede? Biz neredeyiz? Emekli maaşı en az 15 bin lira olması lazım" diye konuştu. Geçinmekte zorlandıklarını anlatan Hayri Kılıç, "Yetersiz bu zam. Geçinmek çok zor artık. 25 sene oldu emekli olalı. Zorlanıyoruz geçinmekte. Maddi bakımdan zorlanıyoruz. Her şey çok pahalı. Satın alma gücü de düştü" şeklinde konuştu.('Alışmışız yavan yemeye, yayan yürümeye') "Emekli yavan yiyecek, yayan yürüyecek" diyen Zeynep Kılıç, "Yazıklar olsun. Yavan yiyecek, yayan yürüyecek. 15 bin lira olmalı en az. Evi idare eden benim. Bir maaşla geçiniyoruz. Torunlarımıza harçlık veremiyoruz. Ne kadar mağdur durumda kalıyoruz biliyor musunuz? Neyse ki alışmışız yavan yemeye, yayan yürümeye, öyle başka bir yaşantımız yok. Yoksa aç kalmadan idare ediyoruz" dedi.('Standart bir hayat yaşıyoruz') Tatile dahi gidemediklerini söyleyen Sema Aylakçı, "Yüzde 25 yeterli değil. Ben de emekliyim. Asgari ücretten çok düşük kaldı maaşım. 8 bin lira. Emekli maaşı en düşük 15 bin lira olmalı. Hayatımızı kısıtlıyoruz. Biz tatile gidemiyoruz. Standart bir hayat yaşıyoruz. Biz de isteriz tatile gidelim. Anlatacak şey çok. Yasak ama" diye konuştu. Emeklilerin süründüğünü belirten emekli öğretmen Ahmet Aylakçı, "Yeterli değil. 19 yıldır emekliyim. Emekli öğretmenim. Aileden kalan bir iki kiralık yerim var. Aksi halde mümkün değil geçinmek. Sürünmeye devam edecekler. Kendileri karar verdiler. Tek emekli maaşla geçinmek zor. En fazla gıdasını karşılar" ifadelerini kullandı.
Ağrı'da arazi kavgasına müdahale eden 2 jandarma vuruldu (soL)
Ağrı'da 2 kardeş arasında çıkan ve ailelerin de dahil olduğu kavgaya müdahale eden 2 jandarma, açılan ateşte omzundan vuruldu.
Ağrı'nın Patnos ilçesinde 2 kardeş ve aileleri arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan silah, taş ve sopalı kavgaya müdahaleye gelen jandarma ekibinden 2 uzman çavuş omzundan silahla vurularak yaralandı. DHA'nın haberine göre, akşam saatlerinde Patnos ilçesinin Dedeli beldesine bağlı Üzümlü mezrasında yaşayan 2 kardeş ve aileleri arasında arazi anlaşmazlığı sebebiyle kavga çıktı. İhbar üzerine mezraya giden jandarma kavgaya müdahale etti. Açılan ateş sonucu Jandarma Uzman Çavuş M.S.S. (33) ve M.C.K. (30) omzundan yaralandı. Yaralı uzman çavuşlar, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Patnos Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan uzman çavuşların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.
115 milyar TL sorgulanıyor: Deprem yardımı nerede?(Sena Tufan-Cumhuriyet)
İktidar yeni vergilerle kaynak yaratma çabası, 50 binden fazla cana mal olan deprem için toplanan 115 milyar TL’lik bağışı yeniden gündeme getirdi. Maliye uzmanı Prof. Dr. Duran Bülbül, “Toplanan paraların deprem için kullanılmadığı anlaşılıyor” dedi.(https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/115-milyar-tl-sorgulaniyor-deprem-yardimi-nerede-2096959)
115 milyar 146 milyon 528 bin TL toplanmıştı: CHP'nin 'Türkiye Tek Yürek' kampanyasını araştırma önerisi reddedildi (Cumhuriyet)
CHP'nin Kahramanmaraş'ta meydana gelen çifte deprem felaketinin ardından "Türkiye Tek Yürek" kampanyasında toplanan bağışların toplam miktarı ve bunların nerelere kullanıldığının araştırılması için verdiği önerge reddedildi.(https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/chpnin-turkiye-tek-yurek-onergesi-reddedildi-2096650)
Êzidî soykırımının tanınması için İsviçre’ye 80 bin imza (Evrensel)
IŞİD’in Êzidîlere dönük soykırımının tanınması için İsviçre Federal Konseyi’ne 80 bin imza sunuldu.
IŞİD’in Ağustos 2014’te Şengal’e saldırarak Êzidîlere dönük gerçekleştirildiği vahşetin İsviçre hükümeti tarafından soykırım olarak tanınması talebiyle geçtiğimiz Mayıs ayında başlatılan imza kampanyası çerçevesinde 80 bin 927 imza toplandı. Toplanan imzalar, aralarında İsviçre Sosyalist Parti Ulusal Parlamento Milletvekili Roger Nordman, Yeşiller Ulusal Parlamento Milletvekili Natalie Imboden ve DAİŞ’in vahşetlerine tanıklık edenlerinden bulunduğu 50 kişilik bir grup tarafından, Bern Federal Parlamento önünde yapılan açıklamanın ardından İsviçre Federal Konsey Şansölyesine sunuldu.
“YENİ KATLİAMLARIN ÖNÜNE GEÇER”
Grup adına yapılan açıklamada, Êzidîlere dönük yapılanların soykırım olarak tanınması çağrısında bulunularak, bunun bir sorumluluk olduğuna dikkat çekildi. Birleşmiş Milletler’in (BM), DAİŞ tarafından Êzidîlere yapılanların soykırım kapsamında olduğuna dikkat çeken raporlarının hatırlatıldığı açıklamada, soykırım olarak tanınmasının yeni katliamların önüne geçmede etkili olacağına vurgu yapıldı.
15 VEKİLDEN FEDERAL KONSEYE ÇAĞRI
Öte yandan Ulusal Parlamento Milletvekilleri Fabian Molina, Mustafa Atıcı, Brigitte Crottaz, Laurence Fehlmann Rielle, Friedli Claudia, Barbara Gysi, Martin Landolt, Angelina Moser Tiana, Martina Munz, Jon Pult, Ursula Schneider Schüttel, Priska Seiller Graf, Lilian Studer, Nicolas Walder, Celine Widmer, 15 Haziran’da Ulusal Parlamentoya sunduğu önergeyle, DAİŞ’in Êzidîlere dönük işlediği suçların soykırım olarak tanıma çağrısında bulunmuştu. 15 Milletvekilin imzasını taşıyan önergede, BM Suriye Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nun raporuna dikkat çekilerek, BM İnsan Hakları Konseyi’nin üye devletlere soykırımın tanınması çağrısına yer verildi. Önergede şunlar belirtildi: “İsviçre bu soykırımı tanıyarak bir nebze de olsa mağdurlar için adaleti sağlamış olmakla kalmayacak, aynı zamanda uluslararası hukukun ruhuna uygun olarak bu suçları işleyenlerin cezai kovuşturmasına ve cezasızlıkla mücadele konusunda aktif taahhütte bulunmuş olacaktır. Yine Êzidîlere yönelik soykırımın tanınması, böyle bir suçun bir daha asla işlenmemesini sağlamaya da yardımcı olacaktır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder