26 Ekim 2023 Perşembe

Siyaset, aşiret, ticaret: Kürt aşiretler AKP'li yıllarda yeniden güçlendi + CHP'nin aşiretler haritası: AKP'nin izinden gidiyorlar...(Özkan Öztaş-soL)

 Siyaset, aşiret, ticaret: Kürt aşiretler AKP'li yıllarda yeniden güçlendi

Aşiretlere yakından bakınca AKP'nin Kürt siyasetinin fotoğrafı ortaya çıkıyor. Aşiret, siyaset ve ticaret üçgeninde ilerleyen AKP feodal yapıyı kullanırken muhalefet duruma ayak uyduruyor.

Geçtiğimiz gün Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde bir trafik kazası nedeniyle iki aşiretin karşı karşıya gelmesi, akıllara AKP'li yıllarda gün geçtikçe otoritesini arttıran ve yer yer kurumsal kimlikler kazanan aşiret yapılarını getirdi. En ufak siyasi bir etkinlikte sokakları kuşatıp sokağa çıkma yasakları ilan eden kolluk kuvvetlerinin aşiretlerin gövde gösterisine sessiz kalması, sürecin nasıl ilerlediğine dair ipuçları veriyor. 

Yaşanan sorunları, AKP'nin aşiretleri nasıl kullandığını ve muhalefetin sessiz kalışını çeşitli aşiretlerin içinde bulunan kişilere ve eski vekil ve yazar Mahmut Alınak ile soL için konuştuk. 

AKP Cumhuriyet'i yıkarken aşiretçiliği yeniden canlandırdı

Türkiye burjuvazisinin 1923 devrimiyle birlikte cumhuriyetin kuruluşuna eşlik eden sürecinde bazı muhalif aşiretler yerlerinden edilmiş, ekonomik ve siyasi kuvvetleri geriletilmiş ve tarımla olan bağları göçle ortadan kaldırılmıştı. Ancak bunun yanı sıra 1923 yılını takip eden süreçte Türkiye sermayesi bu işlevsel alanı değerlendirmek istemiş ve hükümetin yanında yer alan aşiretlerle ilişkilerini sürdürmüştür. Marshall Yardımları olarak bilinen kimi ekonomik katkıların bazı aşiret ağalarına gittiği ve köylülerin bunlardan yararlanmamadığı gibi örnekler tarihin hafızasındaki yerini koruyor. 

Fakat kimi "makbul olmayan" aşiretlerin etki alanının üzerine gidilirken, aşiretlerin kültürel kalıntılarına dokunulmadı. Dinci, gerici ve feodal ilişkiler devam ederken sadece bunun ekonomik ve hukuki alana sirayet etmemesine özen gösterildi. 

Bu dönemde Kürt medreseleri kapatıldı, muhalif aşiretlerin topraklarına el konuldu ve aşiret mensupları göç ettirildi. Osmanlı'nın son yıllarından itibaren bazı aşiretler ve reislerinin isimleri öne çıkmaya başladı. Kör Hüseyin Paşa Heydaran Aşireti'nde, Ferzende Bey Hesenan Aşireti'nde, Şakir Ağa Ertoşi Aşireti'nde, Halid Paşa Cibran Aşireti'nde, Bedirhan Beylerden Kamil Paşa ve Abdurrahman Paşalar Cizre'de adını duyurmuş ve çeşitli isyanlarda öne çıkmış isimlerdi. 

AKP 2000'li yılların başından itibaren cumhuriyetin kazanımlarını tasfiye ederken bu süreçte Kürt desteğini sağlamanın yollarını arıyordu ve yöntem olarak Kürt aşiretlerini yanına çekmeye çalışmıştı. Siyaset sahnesinde kapatılan medreseler, 1925 Şeyh Sait isyanı gibi bazı dini ağırlığı olan konular AKP'nin argümanları haline gelmişti. Diyarbakır meydanına Şeyh Sait'in adının verilmesi, siyasette bireylerin değil doğrudan ve açıktan aşiret ağalarının muhatap alındığı örnekler bu dönemle yeniden kendini hissettirmişti. 

Aşiretlerin sosyal medya dönemi

Aşiretlerin sosyal medyanın gelişmesiyle birlikte kendilerini duyuracak alanlar inşa ettikleri özellikle de çeşitli gövde gösterilerini bir tür klip olarak hazırladıkları paylaşımlarla sosyal medyada etkileşimlerini arttırdıkları örnekler son dönemde sık sık görülüyor. Sosyal medya alanı bir tür aşiretlerin vitrinine dönüşmüş durumda. 

Sosyal medyada yapılan klipler, drone'lu çekimler ve aşirete ait logoları taşıyan hediyelik eşyalarla birlikte lüks, şatafatlı ve milyonluk arabalarla yapılan sosyal medya duyuruları aşiretler için bir tür gövde gösterisine dönüşüyor.

                     Aşiretlerin lüks arabalar ve konvoylarla paylaştıkları fotoğraflar dikkat çekiyor

Aşiretlerin sosyal medyada yaptığı açık paylaşımlarda ağır makinalı silahlar ya da profesyonel olarak kullanılan uzun namlulu tüfekler dikkat çekiyor. Ancak bunlar hakkında başlatılan herhangi bir hukuki süreç bilgisi kamuoyunda yer almıyor.

Aşiretlerin sosyal medya içeriklerinde koruma ya da güvenlik oldukları tahmin edilen mensupları tarafından uzun namlulu silahlarla paylaşımları yer alıyor.

Aynı şekilde hemen hemen her aşiretin sosyal medyada verdikleri mesajda, arkalarında güçlü bir devlet desteğinin olduğu ya da aynı manaya gelmek üzere aşiretlerin tüm ilişkilerini devletin görmezden geldiği üzerinden ibareler yer alıyor. Haliyle bunun yolu da devlet büyükleriyle ve eski bakanlarla çekilen fotoğraflardan geçiyor. AKP, iktidarını sağlamlaştırmak için sadece tarikatları değil aynı şekilde aşiretleri de aktif olarak kullanıyor. 

Aşiret reisleri yine aşiretin kurumsal sosyal medya hesaplarından eski bakanlarla ya da AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yan yana geldikleri pozları paylaşıyorlar.

'Devlet dairesinde işleri çözüyorlar, yalnız bırakmıyorlar'

Konuyla alakalı soL'a konuşan Celali ve Hesenan aşiretine mensup kişiler, "işlerin aşiretler sayesinde çözüldüğüne" ve "düğünde ve cenazede yalnız kalmadıklarına" dair ifadeleri sık sık tekrar ediyorlar. 

Mehmet K. kendini Celali aşiretine mensup biri olarak tarif ediyor. Kendisi inşaat işçisi. Neden aşiretle birlikte devindiğini şu sözlerle anlatıyor: "Aşiret eskisi gibi değil abi. Eskiden zalimlik diyorlar, cehalet diyorlar ama artık öyle değil. Mesela bir cenazemiz olduğunda yüzlerce insan geliyor aşiretten. Herkes kendi arasında bir şeyler yapıyor. Cenazemiz ortada kalmıyor mesela. Başkası olunca da biz yardımcı oluyoruz. E tabii eş dost tanıdık olunca devlet dairesinde de işlerimiz çözülüyor. Mesela diyelim ki köyde çöpler toplanmadı. Ya da ne bileyim diyelim ki bir şey oldu vali ya da kaymakama rica edeceğiz ya. Nüfuzlu biri gidiyor abim, hemen çözülüyor işler. Eskiden olsa yaz dilekçe yaz. Gelmezdi kimse. Ama aşiret araya girince her şey çözülüyor."

Benzer şekilde kimi aşiretlerin iktidarla kurdukları ilişkiler neticesinde bulundukları yerelliklerde birçok kamu ihalesini ya da teşvikini aldıkları da kamuoyuna yansıyan haberler arasında yer alıyor.

'Devlet erkânından isimler kendini aşiret mensubu olarak tanıtıyor'

Hesenan aşiretine mensup olduğunu söyleyen Namaz, genç bir öğrenci. Kendisi zaman zaman aşiretinin düzenlediği etkinliklere katılıp orada yer almış. Bazı yemek davetlerine ve düğünlere gelen kaymakam, savcı ya da çeşitli devlet görevlilerinin bu tür aşiret buluşmalarında kendilerini de "falanca aşirete üyeyim" diyerek tanıttığını ifade ediyor. 

Namaz "Mesela abi bir meclis kuruluyor mesela bir mevlit yemeği falan var ya diyelim. Oraya gelen bazen bir savcı oluyor bazen kaymakam falan geliyor. Onlar da diyor mesela ben de falanca aşirete mensubum ya da ben de sizin aşirettenim aslında. İnsan böyle devlet erkânından isimler kendini aşiret mensubu olarak tanıtınca bir gurur duyuyor. Diyorsun ki bak işte kimler var bizimle beraber. Kıvanç duyuyorum ben de" diyor.

Aşiretlerin yeni var oluş biçimi: Dernekler

Son yıllarda aşiretler, yasal hüviyet kazanmak ve ticari ya da teknik işlerini kolaylaştırmak için dernekleşmeye başladı. Dernekler yasal bir zeminde aşiretlerin devinmesine kolaylık sağlarken aynı zamanda devlet görevlililerinin de aşiretleri muhatap alırken dernekler üzerinden temas sağlandığı için yasal ya da hukuki bir soruna da yol açmıyor. 

Derneklerin gerçekleştirdiği programlara vali, kaymakam gibi devlet bürokrasisinin eşlik etmesi dikkat çekerken aşiret üyelerinin bir ifade biçimi olarak "biz de varız" dediği belirtiliyor. Şehir şehir dernekleşen aşiretlerin ilerleyen dönemlerde bir tür dernekler federasyonuna geçmeleri bekleniyor. 

Şanlıurfa’da, çocuk yaşta evliliklerin önüne geçebilmek için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, 4 aşiret lideriyle protokol imzalamış ve aşiret resileri protokol olarak karşılanmıştı.

'AKP aşiretleri muhatap aldı ama muhalefet de buna eşlik etti'

Konuya dair soL'a konuşan eski milletvekili ve yazar Mahmut Alınak, iktidarın aşiretlerle ilişkisini eleştirirken, muhalefetin de benzer şekilde temaslar kurmasına dikkat çekiyor. Alınak "Normalde hangi aşirettensin ya da Türk müsün Arap mısın gibi soruların olmaması gerekir. Eskiden biz ilerici misin değil misin diye bakmaya çalışırdık. Bu aşiret mantığını yıkmak gerektiğini vurgulardık. Mesela benim Kars'tan aday olup da milletvekili seçildiğim dönemde hiçbir aşiretin adı öne çıkmasın diye özenle çalıştık. Ama zaman geçtikçe buraya dair bir sürü yatırım yapıldı. Aşiretçilik eskisi gibi diyemem ama kültürel manada yine canlandırıldı. Çeşitli aileler, bazı kalabalık kesimler muhatap alındı. Bu doğru değil. Evet AKP falanca aşireti bağlıyor kendine ama muhalefet de bunu eleştirmek yerine gidip diğer aşireti kendine bağlamaya çalışıyor. Bunu CHP'si, HDP'si (HEDEP) maalesef hepsi yapıyor artık. Böyle olunca da aşiretçiliğin önü açılıyor" diyor.

                                                       Siyasetçi ve yazar Mahmut Alınak

Aşiretler ve bunlarla kurulan ilişkiler siyasette bir tür pozitif ilişki olarak lanse edilse de bu yaklaşım tehlikeler barındırıyor. Geçtiğimiz gün bir trafik kazası nedeniyle Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde karşı karşı gelen iki aşiret bunun bir işareti. AKP cemaat ilişkilerinde olduğu gibi işlevli olduğu müddetçe yanında problem yarattığı takdirde de karşısında yer alarak bu tür yapıların kurumsal varlıklarını koruyor. 

                                                                       /././

CHP'nin aşiretler haritası: AKP'nin izinden gidiyorlar...

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve CHP'nin Doğu Masası bu aralar harıl harıl aşiretlere rozet takmak, aşiret reislerinin elini sıkmakla meşgul. soL, CHP'nin aşiret atağını detaylarıyla inceledi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin uzunca bir süredir üzerine yatırım yaptığı seçim faaliyetlerinden birisi olan aşiret ilişkileri hız kazanmaya başladı. Van, Hakkâri, Diyarbakır ve Muş derken bugün birçok il ve ilçede CHP, Kürt aşiretlerini kullanarak yaptığı seçim yatırımlarının meyvelerini toplamaya başladı.

İktidara giden yol ve aşiretler

CHP son zamanlarda “demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” retoriğini tekrar ederken, attığı adımlar daha çok AKP’nin 2000’li yılların başında çizdiği yol haritasına benzerlik gösteriyor. CHP bölgede gericilikle, feodal ilişkilerle ya da bunun çıktısı olan toplumsal sorunlarla mücadele etmek yerine daha çok aşiretlerin nüfuz alanını kullanarak kendine alan açmaya çalışıyor. Üstelik bugün demokrasinin ya da vaktiyle ifade edildiği biçimiyle Avrupa Birliği’nin yolunun Diyarbakır’dan geçtiği iddiasının bir önemi kalmamış durumda. Kürt emekçilerin öncelikli gündemi evlerine götürmeye çalıştıkları ekmek ve hayat pahalılığı daha çok

AKP’nin daha çok Kürt siyasi hareketi tarafından kapsanamayan ve tarikat ehli aşiretlerle geliştirdiği ilişkileri devralan CHP, bugün AKP’den umudu kesen aşiretlerle ilişkilerini geliştiriyor. Yıllardır Kürt emekçilerini oy deposu ve pazarlık aracı olarak gören aşiret liderleriyle genel merkez buluşmaları, rozet törenleri ve buluşmalarının ardı arkası gelmiyor.

Doğu Masası’nın gözdesi aşiretler ve mevcut durum

İlk kez 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra CHP’nin gündemine giren Kürt illerindeki örgütlenme hedefleri yaklaşık 10 ay önce kurulan Doğu Masası'yla vücut bulmuş oldu. Anketlere göre Doğu Masası kurulmadan önce bölgedeki oyları yüzde 2 civarında olan CHP’nin bugün kendi yaptırdığı anketlere göre oyu yaklaşık yüzde 8 civarında.

Masanın ağırlık verdiği kentler arasında Diyarbakır, Urfa, Muş, Van ve Hakkari öne çıkıyor. Diğer Kürt illerinde de benzer iletişim ve etkileşimler devam ederken öne çıkan illerde aşiretler arasındaki tercihler belirleyici oluyor. Masa’nın hedeflerinden birisi de Batı’da yaşayan Kürtlerden oy alabilmek. Kim bilir belki de vaktiyle Selahattin Demirtaş’ın seçimlerde “bağrınıza taş basın CHP’ye oy verin” çağrısıyla kurulan ilk temas, uzun soluklu bir ilişkiye dönüşebilir bazı örneklerde. Dilerseniz şimdi il il CHP’nin aşiret yatırımlarına yakından bakalım

Diyarbakır

Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısının başlangıç noktalarından ilki olarak gösteriliyor Diyarbakır. Daha çok protokol katılımlarla ilerleyen Diyarbakır etabında sanayiciler, patronlar ve bazı muhtarlar AKP’den istifa ederek CHP’ye katıldılar. En bilineni ise Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Diyarbakır Şube Başkanı Cevdet Nasıranlı’nın CHP’ye katılması oldu.

Diyarbakır’da etkinlik alanı sınırlı da olsa CHP’ye katılan Beytikan Aşireti’nden 200 kişi daha çok aşiretlerin CHP’ye katılım sürecini normalleştirme örneği olarak yorumlanabilir. Aşiret liderlerinin ifadelerine göre ise geçişin temel nedeni CHP’nin Kürt sorununa dair vizyonu. Rozetlerini CHP Diyarbakır il başkanı Gönül Özel’in taktığı bu aşiretlerin ardından farklı aşiretlerle de çeşitli temaslar kuruldu. Beytikan aşireti daha çok Kayapınar ilçesiyle sınırlı bir etki alanına sahip. Aynı zamanda Karacadağ bölgesiyle de teması olan aşiret Bucak aşiretiyle de boy gösteriyor. Aşiretin lideri olarak bilinen Mustafa Köse daha evvel AKP'yle bağ kurmaya çalışan biri. 2019 yılında Diyarbakır Kayapınar ilçesinden bağımsız olarak seçimlere giren Köse 700 kadar oy almış. CHP’nin oyu 3 bin civarında. AKP’nin oyu 45 HDP ise 105 bin oy almış.

Yani tabloya bakınca Beytikan aşireti CHP için daha çok sembolik bir değer taşıyor. Hem aşiretlerin CHP’ye katılım sürecini hızlandırıyor hem de bu geçişlere bir tür sıradanlık, olağanlık kazandırıyor.

Diyarbakır'daki aşiret katılımı töreninde Beytikan liderinin Diyarbakır İl Başkanı tarafında rozetinin takılma anı

Konu seçimlere yönelik adımlardan ibaret değil elbette. Arka planda çalışan ekonomik, siyasi bir sürü ilişki ve beklenti de var taraflar arasında.

CHP'ye katılan Mustafa Köse’nin kendi sosyal medya hesabından paylaştığı Bucak aşiretinden mafyöz ilişkilerle bilinen kişilerle fotoğrafları, aleni olarak ettiği küfüler ve dinci gerici paylaşımlarından herkes haberdar. Ama anlaşılan o ki aradaki açıyı kapatmak aşiret liderlerinden çok CHP’ye düşüyor artık. 

Bulduğu her imkanda “aşiretimin hizmetçisiyim” demeyi ihmal etmeyen Köse, daha evvel Kayapınar AKP ilçe başkanlığına soyunmuş. Ancak bu "iş" de olmayınca şimdilerde rotasını CHP’ye doğru kırmış. O da herkes gibi yeni kurulacak sürçte yerini ve nasibini alma peşinde.

Muş

Muş’taki durum da diğer örneklerle paralellik gösteriyor. Sanayiciler ve para babalarından oluşan aşiret temsilcilerinin rozetlerinin takıldığı törenle 2500 kişinin CHP’ye geçtiği biliniyor. Aşiret mevzuları böyle ilerliyor. Aşiret nereye 'tebaası' oraya. '2015'te AKP milletvekili aday adayı olan Fatih Cengiz, 'Badikan Aşiretine mensup 2 bin 500 kişiyle birlikte CHP’ye geçti' diye duyuruldu. Fatih Cengiz bu süreci “Allah’ın izniyle sonuna kadar CHP ile ilerleyeceğiz” sözleriyle somutladı. Yapılan törende yer alan ve Doğu Masası çalışmalarıyla doğrudan ilgilenen CHP örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, İstanbul’da CHP’ye oy veren Muşlular için de teşekkür etmeyi unutmadı.

Muş'ta gerçekleştirilen aşiret katılım töreninde sahnede aşiret liderleri ve CHP Genel Başan Yardımcı Oğuz Kaan Salıcı

Şimdilik bu durum Muş için Diyarbakır’dakine benzer bir etki ve öneme sahip. Muş’ta da CHP’nin kapısı aşiretlere açıldığının ilanı oldu bu tören. 

Badıkan Aşireti etki alanı geniş ve farklı temsiliyetlere sahip bir aşiret aynı zamanda. Badıkan Aşireti Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği adı altında örgütlenen bir yapısı da var. BAD-DER ismiyle faaliyet gösteren dernek CHP’ye geçişin aşiretin tamamını temsil etmediğini ifade eden bir basın açıklamasıyla Fatih Cengiz’in geçişinin “bireysel” olduğunu ifade etmiş. Aşiretlerde birey yoktur ama olsun. Ağa nereye giderse tebaa da oraya geçer. Fatih Cengiz bireysel olarak 2500 kişiyle geçmiş oldu somut olarak. Cengiz, Muş Ticaret Odası’nın eski başkanı olarak boy göstermeye de devam ediyor. Aşrietler her yerde aynı mesajı veriyor esasında: ticaretten anlayanlar siyasette kazanır. Yani bir tür “işin ehliyiz” mesajı olarak görülüyor bu durum.

Şanlıurfa

Urfa’daki son aşiret devinimlerine Kürt aşiretlerinin yanı sıra Arap aşiretleri de dahil olmuş durumda. Akçakale’deki Arap aşiretlerden Hulebi aşiretinin CHP’ye katılması bunlara bir örnek. Hulebi aşireti Akçakkale'yle sınırlı değil, Ceylanpınar ve Harran’da da etkili. Suriye’ye kadar uzanan nüfuzuyla yine diğer örneklerde olduğu gibi geçmiş zamanlarda her biri iktidarla haşır neşir olan aşiretlerden. Mevcut CHP Urfa milletvekili Aziz Aydınlık sayesinde de Karakeçili aşiretini tutuyor CHP aynı zamanda.

                                Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki CHP'nin aşiret buluşması

Urfa’daki esas etki ise Suruç’taki üç aşiretin CHP’ye katılmasıyla gerçekleşti. Bunlar Dina, Şeddadi ve Asi aşiretleri.  Bu aşiretlerle Suruç ve etkisi Bozava ilçesine kadar uzanan bir toplam CHP’ye geçmiş oldu. Aşiretlerin esas etki alanlarının Suriye'de de varlık göstermesi Suriye ile olası normalleşme eğilimlerinde bir koz olarak kullanılabilir durumda. 

CHP’ye katılanlar arasında Suruç’taki muhtar Şahin Altın AKP’den istifa edip CHP’ye katılışını “ Öyle icap etti” diye açıkladı. CHP ise Urfa’daki parti sosyal medya hesaplarından Urfa milletvekili Aziz Aydınlık adına yaptığı açıklamasında “Rabbim bu kutlu yolda yar ve yardımcımız olsun.” dedi. Anlaşılan o ki sadece aşiretleri değil kutlu davayı da sahiplenmiş durumdalar.

Van ve Hakkari

CHP’nin etkili adım attığı yerlerden birisi de Van ve Hakkari.  Değerlendirmelerin çoğu esasında CHP’nin faaliyetlerinden ziyade AKP’deki çalkantılar, halkın yoksullaşması ve olası iktidar değişikliğinde yeni yerleri tutmak üzerinden şekilleniyor.

Bugün CHP Van İl Başkanı Seracettin Bedirhanoğlu Bejeri aşiretine mensup. Bejeri ailesi daha önceleri de meclise vekil gönderen bir aile. Yani hali hazırda böyle bir güçleri var. Erciş, Muradiye, Çaldıran, ve merkezde Tuşba ve İpekyolu ilçelerinde ciddi bir oya sahipler. Bedirhanoğlu göreve geldiğinden bu yana CHP’nin Van’daki üye sayısında patlama yaşandı. Yerel kaynakların ifadesine göre rakam yüzde 200 artmış durumda. Tabii bu orandaki ciddi artış mevcut üye sayılarının çok az kalmasının sonucu. CHP buralarda sembolik üye sayılarına sahipti. Bu örnek de benzer şekilde aşiret üyelerinin toplu geçişleri şeklinde gerçekleşiyor.  

Çaldıran ilçesinde Şeyhki aşireti de CHP’de görev almaya başladı. Bu aşiret liderleri aynı zamanda CHP’nin il yönetiminde de görevlendiriliyorlar. Bir nevi il teşkilatları aşiret temsilciliklerine dönmüş durumda.

Özalp ilçesinde Sağlam, Zorli ve Yıldırımçakar aileleri -ki bunlar Mukuri ile Redki/Koseyi aşiretinin ileri gelen aileleridir- yönetimde yeni görev alanlar arasında öne çıkıyor.  Çatak ilçesinde Erarslan ailesi (Gravi aşiretinden) CHP’nin yeni gözdesi durumunda (aile Ertuşi aşiretinin bir koludur). Eraslanlar aynı zamanda Van’ın ticaretle anılan ailelerinden. Başkale’de Aykut Parlak Pinyanişi aşiretinden (Ertuşi aşiretinin bir koludur) ve Bahçesaray’da Hasan Rahmi Kızıl, Arvasi köyünden “sevilen sayılan bir şahsiyet” olarak CHP’ye katılmış durumda.

CHP Van’da diğer illere göre daha fazla mesafe almış durumda. Birçok aşiretle temaslar kuruldu ve eskiden AKP’li olan aşiretlerin CHP’ye geçişleri hız kazandı. Ertuşi aşiretinin liderlerinden İskender Ertuş’un CHP genel mekrezinde Kılıçdaroğlu tarafından takılan rozeti bu yükselişi resmediyor.  İskender Ertuş 37 bin kişi adına Kılıçdaroğlu’nun elini sıktı.

Ertuşi aşireti reisi (Kemal Kılıçdaroğlunun sağında duruyor) CHP Genel Merkezinde CHP rozetiyle poz verirken

Bugün Aynı zamanda mevcut bazı AKP’li başkanların da bu aşiretlerde yer alması CHP’ye geçişlerdeki aşiret ilişkilerine güzel bir örnek. Aşiretlerin bir kısmı olası ihtmallere karşı “gitmekte olan”da yer alırken bir kısmı da olası yatırımlar adına “gelmekte olana” geçmiş durumda.  

Hakkari’deki Diri aşireti de Yüksekova’daki geçişle bu sürece eklendi. Aşiretin lideri olarak bilinen Faris Diri’nin de CHP genel merkezinde ağırlandığı törende birçok aile adına pazarlıklar ve anlaşmalarla CHP'ye katılım gerçekleşti.

AKP’den CHP’ye Kürt illerindeki aşiret ilişkileri çok benzer şekillerde devam ediyor. Aşiretlerle iktidar arasında koltuk kavgası başlayınca Kürt emekçilerin sesi de duyulmuyor haliyle. Batı illerine mevsimlik işçi olarak giden, inşaatlarda ağır işlerde çalışan Kürt emekçilerinin sesi böyle giderse ancak seçimden sonra duyulmaya başlayacak. Ve eğer bu kötü pazarlıklara müdahale edilmezse bu ses iş kazalarında ya da hakkını alamayan işçiler şeklinde tekrar edecek.(15/02/2022)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder