Fotoğraf: AA
4-6 yaş grubu yüz binlerce küçük çocuk Diyanet'e bağlı Kur’an kurslarına kaydedilirken okul çağındaki 1.5 milyon çocuk torna başına sürülüyor. Eğitim piyasanın ihtiyaçlarına göre dizayn ediliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eğitim alanında dinci ve gerici uygulamalarına hız verirken Diyanet İşleri Başkanlığı da 4-6 yaş grubu çocuklara yönelik Kuran Kurslarının sayısını artırıyor. İstanbul’un Pendik ilçesindeki ‘Nafize Havva Yıldırım 4-6 Yaş Kur'an Kursu’nun açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 4-6 yaş Kur'an kurslarını çok önemsediklerini belirterek “Bu kurslar devletimizin ve başkanlığımızın en önemli projelerinden birisidir. Şu an itibarıyla sadece bu yıl 210 bin kadar çocuğumuzu milletimiz bize emanet etti” dedi.
"DİN VE PİYASA İÇ İÇE"
Gazetemizin yazarı Çukurova Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş, her rejimin kendi erdem ve değer sistemi olduğuna vurgu yaparak “Bu dönemin rejiminin de eğitim alanında her yaptığının ekonomi-politik olarak bir karşılığı var. Bunu da bugün Diyanet, MEB, YÖK ve tarikatlarla eliyle yapıyorlar” dedi. Bugünkü rejimin eğitimdeki bütün süreci din ve piyasayla birlikte yürüttüğünün altını çizen Prof. Dr. Gümüş “Piyasa ekonomik alanı yönetirken bu kurumlar da onun ihtiyaçlarına uygun insan tipini hayata geçirmeye çalışıyor. Tarikatlar da bu piyasanın ekonomik kaynaklarından yararlanırken hem de buna uygun sosyal ağı yönetiyor. Bizim şu andaki rejim tarzımız bunu gerektiriyor” dedi. “Rejimin yaptıkları sorgulandığı zaman bu rejim olmaz” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Gümüş “Bu yüzden itaat, kulluk ve sadakat ana unsur olmuş oluyor. Bu rejimin sürmesi için akıl ve sorgulama olmamalı. Eğitimde de tam bu adımlar atılıyor. MESEM’ler aracılığıyla çocukların işçileştirilmesi bu ekonomik sistemin temel değeri oluyor” diye konuştu
"PEDAGOJİK CİNAYET"
Diyanet’in 4-6 yaş grubu çocuklara yönelik açtığı Kuran Kurslarını ‘pedagojik cinayet’ olarak niteleyen Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, “4 yaşındaki çocuğa 40 yaşındaki biri gibi yaklaşırsanız adeta cinayet işlersiniz. Bu yaş grubundaki çocuklara ‘cennet, cehennem ve ahiret’ gibi kavramların anlatılmasının çocukların bilişsel ve zihinsel gelişiminde tamir edilemeyecek hasarlara neden olacaktır” tepkisini gösterdi. Eğitimde laikliğin en temel unsurlarının eğitim birliği, personel, müfredat ve eğitim verilen mekanların niteliği olduğunu belirten Özbay, bu tür kurslarla eğitim öğretim birliği ve laikliğin de ihlal edildiğini söyledi.
"DEVLET GÖREVİNİ YAPMAYARAK TEŞVİK EDİYOR"
Devletin ücretsiz okul öncesi eğitimi vermediğini, eğitimin dinci ve piyasacı bir kıskaca alındığına işaret eden Özbay “Biz bu yıl okul öncesinde istenen parayı veremeyen velilere ‘zorunlu değil kayıt yaptırmayın’ dendiğini biliyoruz. Bu parayı karşılamayanlar da Diyanet’in açtığı Kuran kurslarının ya da tarikatların sübyan mekteplerinin kucağına düşüyor. MEB ve devlet kendi asli görevini yapmayarak bilinçli olarak bunlara yol açıyor. Tarikatlara ve Diyanet’e ait bu kursların sayıları artık okul öncesinde MEB’in okul sayısını geçecek hale geldi” dedi. Özbay “Siyasi iktidar tarikatlarla ve diyanetle el ele çocukları potansiyel birer mürit olarak yetiştirmek istiyor. Sorgulamayan, itaat eden, yönetilebilir bir nesil yetiştirmek istiyorlar” tepkini gösterdi. Siyasi iktidarın eğitim alanındaki dinci adımlarını çok planlı olarak hayata geçirdiğini, eğitim öğretim birliğini de ortadan kaldırdığına işaret eden Özbay “Anayasa da laiklik ilkesi de yok sayılıyor bu adımlarla. Eğitim öğretmenlerin işidir. Ve eğitim bilimi pedagojik yöntemlere göre verilir” ifadelerini kullanarak kimsenin iktidar ya da bakan oldu diye çocuklara bunları yapma hakkının olmadığını söyledi.
"ÇOCUKLAR SOYUT KAVRAMLARI ANLAYAMAZ"
Eleştirel Pedagoji Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ünal Özmen, pedagojinin bireyin ihtiyaç duyduğu bilgiyi kazanması istenen davranış ve becerileri belirlediğini belirterek “Pedagoji eğitimi planlarken yaş, cinsiyet, aidiyet, biyolojik, kültürel, psikolojik ve sosyal durum gibi bireyin eğitim sürecini etkileyen unsurları dikkate alır. Bu beceriye sahip olan meslek ise öğretmenliktir. Bilimin ve özel olarak pedagojinin belirlediği bilgi, beceri ve yöntemleri kullanmayan ve hatta bilim karşıtı din adamlarını öğretmen diye çocuklarla yüz yüze getirmek çocuk istismarı anlamına gelir” dedi. Pedagoji biliminin eğitim alanında hangi yaş grubuna nasıl bir eğitim verileceğinin planlanması olduğuna dikkati çeken Özmen “Bilim 6-7 yaşına kadar çocukların soyut kavramları anlamlandıramadığını söylüyor. ‘Şeytan, tanrı’ gibi soyut kavramları somutlaştırmayan çocuklar bu kavramları anlamlandırmak için hayal kurar” diye konuştu. Yetişkinlere vaaz vermek için yetiştirilmiş bir kişinin çocuğa eğitim vermesinin kabul edilemeyeceğinin altınız çizen Özmen “Hem içerik hem de bu içeriği kullanacak kişinin bu işin eğitimini alması gerekir. Yani işin uzmanının bu eğitimi vermeli. İktidar yanlış kişilere yanlış iş yaptırıyor. Aslında eğitimden pedagojiyi çıkararak eğitimden bilimi de çıkarmış oluyorlar” ifadelerini kullandı.
"OSMANLI’DA BİLE BÖYLESİ YOKTU!"
4-6 YAŞ çocuklara yönelik dini eğitimin tarihini sorduğumuz Arkeolog-Kültür Tarihçisi Ulaş Töre Sivrioğlu, İslam Fıkhında Kur’an öğrenme yaşının 7 olduğuna dikkat çekti. Gelenekte (Osmanlı toplumunda dini yaşayış) 7 yaş öncesinde dini eğitimin tercih edilmediğini anlatan Sivrioğlu “Osmanlı’da merkezi bir eğitim yoktu. Kur’an eğitimi devletten bütçe yardımı almayan vakıflara devredilmişti ve Darülkurra’lar aracılığıyla Kur’an eğitimin veriliyordu” dedi. Nadiren de olsa 7 yaşından önce dini eğitime rastlanabilse bile genel tutumun 7 yaş sonrasında eğitim vermek olduğunun altını çizen Sivrioğlu “Örneğin gelenekte çocukların hacca da götürülmüyordu. Ama son zamanlarda başta dini eğitim olmak üzere çeşitli dini vecibeler artık çocuklara çok erken yaşta aktarılıyor” dedi.
DAYAK, İSTİSMAR, İNTİHAR VE ÖLÜMLER…
Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kursan kursları ve yurtlar çocuklara yönelik şiddet, istismar ve ölümlerle gündemden düşmüyor. Diyanete ait bu kurslarda yaşananların bazı olaylar: “Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde müftülüğe bağlı olan ve yatılı olmayan Kuran kursunda 2015’te meydana gelen yatılı kalan 6 çocuk çıkan yangında yaşamını kaybetti. 2021’de Muş Merkez Karşıyaka Kuran kursunda tuvalet kapısının koluna asılmış bir şekilde bulunan 12 yaşındaki Mehmet Halit Yavuz, hayatını kaybetti. Erzurum’un Palandöken ilçesinde Hacı Bahattin Evgi Erkek Yatılı Kur’an Kursu'nda, yaşları 10 ila 12 arasında değişen 14 çocuğa yönelik yöneticiler tarafından cinsel istismar, taciz ve şiddette bulunuldu. Niğde’de bir Kuran kursunda 5 yaşındaki çocuğa cinsel istismardan tutuklanan Ahmet Faruk Yörükoğlu’na indirim yapılmadan 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Kayseri’nin Hacılar ilçesindeki Hacı Şükrü Baktır Kur'an Kursu'nda Yavuz Ç. isimli görevli iki çocuğu demir çubukla dövdü. Çocuklardan birinin kolu kırıldı. Amasya’da Büyükağa Kuran Kursunda bir görevli idareden izin almadan pide yedikleri için 20 öğrenciyi sopalarla dövdü.”
MESEM: RESMİ ÇOCUK SÖMÜRÜSÜ
EĞİTİMDE bir yandan gerici uygulamalarla hayata geçirilirken diğer yandan da Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) aracılığıyla ortaokul mezunu olan her öğrencinin haftada 1 gün okulda 4 gün de işletmelerde (fabrika, atölye) okuldan koparılarak patronlara çalışmasının yolu açıldı. Artan yoksullukla birlikte kısa sürede MESEM’ler kapsamında 1.5 milyona yakın öğrencinin resmi olarak çocuk işçi olarak çalışmasının yolu açıldı. Çocuklar çırak/kalfa olarak olarak ayrılırken çıraklara asgari ücretin 3’te 1’i, kalfalara ise asgari ücretin yarısı olarak verilen ücret te devlet tarafından karşılanıyor.
(Vural NASUHBEYOĞLU-Nisa Sude DEMİREL / Evrensel)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder