Merkez Bankası'nda iplerin gerilmesinde Bilal Erdoğan iddiası
Merkez Bankası'nda müdür olan Yusuf Kenan Bağır’ın görevden alındığı ancak Kartal İmam Hatip'ten arkadaşı Bilal Erdoğan'ın etkisiyle 2 gün sonra göreve iade edildiği iddia edildi.
Merkez Bankası’nda yaşananların perde arkasına ilişkin tartışmalara AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'a ilişkin bir iddia da eklendi.
Politikyol.com'dan Altan Sancar'ın haberine göre Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ve ailesinin odağında olduğu iddialara bir yenisi eklendi.
Merkez Bankası kaynakları, banka içindeki tartışmaların büyüyeceğine işaret ediyor. Bankanın Veri Yönetişimi ve İstatistik Genel Müdürü ve Bilal Erdoğan’ın okul arkadaşı Dr. Yusuf Kenan Bağır’ın görevden alındığını ve iki gün sonra görevine döndüğü öğrenildi.
28 Mayıs seçimlerinin ardından Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirilmesi sonrası, ABD’den gelen Hafize Gaye Erkan da Merkez Bankası’nın başına getirilmişti. İkilinin görevine başlamasının ardından ardı ardına gerçekleşen faiz artırımları ile yeni bir sürece girildiğinin işaretleri olarak yorumlanmıştı.
Erkan, Merkez Bankası başkanlığı sürecinde ekonomiye dair çalışmalarına ek olarak ailesiyle de gündeme gelmişti. Son olarak Erkan’ın babası Erol Erkan’ın bir çalışana tokat attığı, bankanın sosyal tesislerinin aileye tesis edildiği iddia edilmişti.
Tartışmalar devam ederken, aileden ardı ardına açıklamalar gelmiş ve hukuki sürecin başlatılacağına dikkat çekilmişti. Hatta Erkan’ın annesi bankanın bir çalışanı ile olan mesajlarını paylaşarak da tartışmalara dahil olmuştu.
Tokat atılan personel banka çalışanı bir garson
PolitikYol’un banka kaynaklarından edindiği bilgilere göre, baba Erkan’ın tokat attığı iddia edilen banka çalışanı bir garson. Garson ile yemeğe dair yaşanan tartışma sonrası baba Erkan’ın tokadına karşılık itiraz eden garsonun bağlı bulunduğu birimin genel müdürü de görevden alındı ve tartışma büyüdü.
Bilal Erdoğan iddiası
Öte yandan tokat iddiasının gündeme gelmesinden kısa süre önce ise Erkan, bankanın Veri Yönetişimi ve İstatistik Genel Müdürü Dr. Yusuf Kenan Bağır’ı iki gün süreyle görevden aldı. Bağır’ın adı telefon rehberinden dahi silindi, ancak Bağır iki gün içinde görevine iade edildi. Banka kaynaklarının iddiasına göre Bağır’ın göreve yeniden iade edilmesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın adı etkili oldu. Çünkü Bağır, Bilal Erdoğan ile aynı dönemde Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde okudu ve Bilal Erdoğan ile arkadaşlığı bulunuyor. Bu görevden almanın da banka içinde iplerin gerilmesine yol açtığı iddiası konuşulmaya devam ediyor.
/././
Liyakat diye diye mahvettiler: Ekonomiyi bu hale getirenlerin sorunu siyaset
Ülkenin tüm önemli dönemeçlerinde 'kurtarıcı' olarak gözümüze sokulan ABD tahsilli ekonomi patronları, her zaman emekçi halka düşman oldu, sermayeye arka çıktı.
Türkiye'de uzun yıllar pek çok siyasetçi ve bürokrat özellikle de ekonomi alanında olanları, "ABD'de eğitim aldı", "yurtdışı tahsili var" denilerek göreve getirildi. Övgü konusu yapılan bu isimlere sonsuz güven duyuldu. Muhalefet partileri arka çıktı, "Ülkeyi refaha çıkaracaklar" denildi.
Oysa ülkeyi kurtaracak diye "pazarlanan" bu isimler, her zaman emekçi halkın başına dert oldu.
Gayrimenkul zengini ekonomi profesörü
İlk örneğimiz yakın tarihin önemli isimlerinden, adı katliamlar ve yolsuzluk haberleriyle anılan "ekonomist" Tansu Çiller. Kolejli Çiller, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdikten sonra ABD yolcusu oldu. Orada akademik hayatını devam ettiren Çiller, Türkiye'de profesör oldu, mezun olduğu üniversitede dersler verdi.
Siyasi hayatına CHP'de başlayan Çiller'in ismi TÜSİAD'da yaptığı çalışmalar ve özellikle de Anavatan Partisi'nin ekonomi politikalarına yönelik eleştirel raporlarıyla duyuldu. Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı olmadan önce 1991-1993 yılları arasında Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak patronlara arka çıktı.
Başbakan olarak ekonomiyi doğrudan ya da dolaylı olarak yönlendiren Merkez Bankası, SPK gibi tüm kamu kuruluşlarını kendine bağladı.
Çiller'in İngilizcesi ve yaşam tarzı ilgi odağı olurken ekonomiden sorumlu bakanken artan serveti ve milyonlarca dolarlık gayrimenkulu uzun süre gizlendi. Durum ortaya çıkınca tepkiler üzerine 95 seçimlerinden önce ABD'deki malvarlığını Zübeyde Hanım Şehit Anaları Vakfı'na bağışlayacağını açıklamasına rağmen daha sonra bundan vazgeçti.
Geçtiğimiz yıl yeniden siyasete döneceği ve ekonominin emanet edileceği konuşulan Çiller, Türkiye'nin başına neler gelebileceğini görüyorum. Onun için bir merkez sağa ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bunun kurulmasına yardımcı olabilirim" demişti.
AKP'ye desteğini gizlemeyen Erdoğan'ın dostlarından eski başbakanın kaçak arazisi görmezden gelinmiş, İstanbul Havalimanı’na yakın bölgedeki arazileri ihya edilmişti.
Çiller, 2022'de yaptığı açıklamada 'Merkez sağın kurulmasında başı çekebilirim' demiştiAKP'nin yolunu açan 'kurtarıcı' sahnede
Geçtiğimiz yıl ölen Kemal Derviş ise 2000'li yıllarda hayatımıza giren başka bir liyakatlı. Önce İngiltere'de ardından ABD'de ekonomi alanında eğitimini sürdüren Derviş, 1977'de Dünya Bankası’na girdi. Bu kurumda 1996 yılında Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan sorumlu başkan yardımcılığına yükseldi. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanlığı görevinde bulundu.
2001 krizine doğru yuvarlanan ülkemizde DSP ve MHP’nin bulunduğu koalisyon hükümeti döneminde IMF programını yürütmesi için Türkiye’ye gönderilerek bakan tayin edilmişti. ABD ile dirsek teması içinde yeni bir siyasi senaryonun sahneye konulması için zemin hazırlayan ve AKP'ye yol açan Derviş, bir kurtarıcı olarak sunuldu. 24 Ocak Kararları’nın yarım bıraktığı işi tamamlayan Kemal Derviş sayesinde özelleştirmelerin önü açıldı, büyük şirketler komik bedellerle sermayeye peşkeş çekildi.
Aynı zamanda Sadrazam Halil Hamid Paşa'nın 7. kuşaktan torunu olan Kemal Derviş, döneminde milyonlarca emekçi büyük bir yoksullaşma içerisinde girdi, işsizlik arttı. Umutsuz yığınlar böylelikle çareyi AKP'de aradı.
Eski Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, 8 Mayıs 2023'te 74 yaşındayken öldüEskinin bakanı yeni muhalif: Babacan
Bir diğer yolu ABD'den geçen kolejli de Ali Babacan. ODTÜ'yü 4.0 not ortalamasıyla bitirmesi çok övülen Babacan, 1992-1994 yılları arasında ABD'de de finans sektörünün üst düzey yöneticilerine danışmanlık yapan özel bir şirkette danışman olarak çalıştı. Türkiye'ye dönünce Ankara'da ticaretle uğraşırken yolu Melih Gökçek'le "kesişti".
Aile dostları Abdullah Gül, siyasete atılmasında önemli bir rol oynadı. Ve hızla AKP MKYK üyeliğine seçildi. Ardından 2002 seçimlerinde Ankara birinci bölgeden milletvekili yapıldı. 58. ve 59. hükûmetlerde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevinde bulundu. O da emekçiye "ekonomiyi düzeltecek" diye lanse edildi. Özelleştirmelere tam gaz devam etti. Ekonominin eski patronu Derviş'ten de övgü aldı.
AKP iktidarı boyunca bütün kritik ekonomik adımlarda imzası olan Babacan, patronları kolladı sermayeye kaynak aktarmayı sürdürdü. Ülke o dönemde borçlanmaya devam ederken AKP sağ cepten alıp sola cebe koydu, Babacan'sa IMF'ye borcun sıfırlanacağını iddia ediyordu.
Bugün kurduğu DEVA partisinde AKP'ye "muhalefet" ettiğini söyleyip geçtiğimiz günlerde bakanlık yaptığı dönemde özelleştirmenin ucunu kaçırdığını ifade etse de, her fırsatta eski partisinin gittiği yolu kendinde "düzeltmeyi", çözüm önerileri paketi açıklamayı ihmal etmedi.
Ali Babacan bugünlerde DEVA Partisi Genel Başkanlığı yapıyorSermayenin en gözde iki ismi: Ekonomiyi patronlar için yönetiyorlar
Bugünlerde sermayenin en gözde isimleri Mehmet Şimşek'le Hafize Gaye Erkan.
2023'te yapılan seçimlerin hemen ardından Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanlığı yapan isimler değiştirildi. İkisinin de ABD'de eğitim alması, liyakat sahibi atamalar oldukları söylenerek övgüler düzüldü.
Muhalefetin de alkışladığı bu isimler ABD ve Avrupa'daki çevreleri nedeniyle patronlara güven verdi. Önce İngiltere'ye giden ardından da uzun süre ABD'de yaşayan Bakan Mehmet Şimşek göreve gelir gelmez kollarını sıvayıp derhal yurtdışında kaynak bulmaya girişti. Patronlara daha fazla kaynak aktarılırken, emekçilerin payına kemer sıkmak düştü.
Mehmet Şimşek, ikinci kez bakan olmasıyla birlikte yeniden çok konuşulan "Her zamanki gibi fakir aile ve taziye ziyaretleri gerçekleştirdik" yazılı paylaşımını sildi2013'te "Foreign Policy" Dergisi tarafından dünyanın en etkili 500 kişisinden biri olarak gösterilen Şimşek, geçtiğimiz günlerde patronlara seslenerek, "Muazzam teşvikler getirdik, devam edeceğiz" demişti.
Bitirme tezi NATO Helikopter Projesi olan Boğaziçi Üniversitesi mezunu Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan da ABD'de eğitim gördü. 2016 yılında "Turk of America" dergisinin özel sayısında ABD'deki en etkin 40 Türk genci sıralanan Erkan, 9 yıl boyunca Goldman Sachs dahil birçok finans kuruluşunda çalıştı. TCMB'ye ilk kadın başkan olarak atandığında Yönetim Kurulu üyesi olduğu ABD'li finans tekeli Marsh McLennan’daki görevinden istifa edip etmediği gündem oldu. Daha da önemlisi yurtdışı tahsilli Erkan'ın ABD’de üst düzey yöneticisi olduğu çöken First Republic Bank’ın müşterileri tarafından "bankacılık yasalarını ihlal etmek, yanlış ve yanıltıcı beyanlar vermek" suçlamalarıyla hakkında toplu dava açıldığı ortaya çıktı.
Erkan First Republic Bank'ta yaklaşık sekiz yıl boyunca İcra Kurulu Eş Başkanı, Başkan, Yönetim Kurulu Üyesi, Baş Yatırım Sorumlusu, Baş Mevduat Sorumlusu ve Eş Risk Sorumlusu gibi görevlerde bulunmuştu.
Merkez Bankası Başkanı aynı zamanda CFR (Council on Foreign Relations) üyesi. CFR, ABD merkezli Ford Vakfı, Rockefeller Vakfı ve çok sayıda sermaye tabanlı vakıf tarafından fonlanıyor. Dev şirketlerle siyasetçileri bir araya getiren CFR, içinden ABD başkanları, bakanlar ve CIA yöneticileri çıkardı. CFR’nin üyeleri arasında ABD Başkanı Joe Biden, iş adamları Henry Ford, David Rockefeller, Gianni Agnelli, Eduard Şevardnadze, Mihail Gorbaçov, Madeleine Albright ve Rahmi Koç gibi isimler var.
Gaye Erkan'ın en son "İstanbul, Manhattan’dan pahalı olur mu? Biz İstanbul’da ev bulamadık. Müthiş pahalı. Annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz", "Apartman görevlimiz olan Sadık Abi’ye de çoğu zaman fiyatları soruyorum. Onu sorguya çekiyorum. Ben ‘indi’ diyorum. O ‘inmedi’ diyor. Sürekli 'Fiyatlar inmedi, istersen git şu soğanın fiyatına bir bak' diyor" sözleri tepki çekmişti.
Hafize Gaye Erkan'ın görevden alınabileceği iddia ediliyorAilesi başına dert açtı
Adını Nakşibendi şeyhinden aldığı, bir yanında tarikat bağları olduğu iddia edilen Hafize Gaye Erkan'ın koltuğu bugünlerde biraz sallantıda. Bir TCMB çalışanın CİMER'e yaptığı şikayetle Hafize Gaye Erkan’ın babası Erol Erkan'ın personeli tokatlayıp işten çıkardığı, görevlilere emirler yağdırdığı, başkan yardımcısının odasına yerleştiği, kendisine makam aracı ve özel koruma tahsis edildiği gündeme geldi.
Bankada özel bir mutfak yaptırıldığı, Erkanların evine 3 öğün yemek gittiği söylenirken, Erkan'ın annesinin de yetkisi olmadığı halde banka çalışanlarına talimat verdiği öne sürüldü.
Ailesiyle ilgili iddialar arka arkaya gelince bu durumdan Erdoğan'ın da rahatsız olduğu, yaklaşık bir aydır ABD'de olduğu için eleştirilen Erkan'ın görevden bile alınabileceği kulislerde konuşuluyor.
'AKP Türkiye’de 20 yıldır piyasacılığın açık ara en has temsilcisi'
Yerel seçimler öncesi işçi adayları öne çıkan TKP'nin Merkez Komite üyesi Savaş Sarı'dan tabloyla ilgili görüş aldık. "Hep 'İşçiler yönetemez' deniyor, liyakat sahibi isimler böyle ortaya atılıyor. Siz işçi adaylar gösteriyorsunuz. Onların bu isimlerden iyi yöneteceklerine inanıyor musunuz?" diye sorduğumuz Sarı, "Turgut Özal, Kemal Derviş, Ali Babacan, Mehmet Şimşek ve şimdi de Gaye Erkan. Bu isimler Türkiye’de yaşanan ağır piyasacı saldırının gerçekten de önemli isimleri. Ortak özellikleri halkın karşısında sermayenin has aktörleri olarak faaliyet yürütmüş ve yürütüyor olmaları" dedi.
Savaş Sarı şöyle konuştu:
"Bu liyakat tartışmalarının nerdeyse hepsinde aslında başka bir kural kabul ettirilmeye çalışılıyor bizlere. Önce buna dair birkaç söz söylemek gerek. Ülke ile ilgili tüm meselelerde çözümün piyasacı bir yaklaşımla sağlanacağına dair bir iddia ile karşı karşıyayız. Sermayenin çıkarlarını temsil edecek, onun gönlünü hoş tutacak ve yeri geldiğinde de sermaye adına “radikal” kararların altına imza atacak deneyim ve bilgi birikimine sahip olmaya liyakat deniyor. Hatırlarsanız 2023 genel seçimleri öncesinde AKP iktidarının ekonomi alanına ve faizlere dair karar ve uygulamalarına ilişkin yürüyen tartışma ve eleştirilerde de baskın olan piyasacı ekonominin kurallarına uyum şartı idi. AKP genel seçim sonrasında ekonominin başına Mehmet Şimşek’i, Merkez Bankası’nın başına ise Gaye Erkan’ı getirerek aslında piyasacılıktan şaşmama kural ve şartına bağlılığını bir kez daha göstermiş oldu. AKP Türkiye’de 20 yıldır piyasacılığın açık ara en has temsilcisi. "
"Liyakat kavramına tekrar dönecek olursak, Türkiye ekonomisinin son elli yılında liyakatli diye parlatılan dört beş ismi anmak bugün liyakat propagandası yapanların neyi kastettiğini anlamamız açısından yeterli olacaktır. Turgut Özal, Kemal Derviş, Ali Babacan, Mehmet Şimşek ve şimdi de Gaye Erkan. Bu isimler Türkiye’de yaşanan ağır piyasacı saldırının gerçekten de önemli isimleri. Ortak özellikleri halkın karşısında sermayenin has aktörleri olarak faaliyet yürütmüş ve yürütüyor olmaları. Dünya Bankası, MESS, TÜSİAD gibi iş deneyimi ve referansları bu anlamda önemli. Bir beceri ise evet gerçekten halkın ve memleketin canına okumayı beceren isimler bunlar. Bu nedenle düzen medyası, düzen partileri, onların akıl hocaları liyakat dediler mi aman korkun."
'Halkın örgütlü iradesi yönetimde söz sahibi olduğunda ortaya çıkacak gücün çok değerli olacağını düşünüyoruz'
"TKP birbirinden kopmaz iki temel doğru üzerinden Türkiye’nin sorunlarına ve onların çözüm yollarına yaklaşıyor. Halkın, emekçilerin sorunlarına ve ihtiyaçlarına çözüm üretmeyi merkeze alan, işçi sınıfının çıkarlarını temsil eden bir yaklaşımı merkeze koyuyoruz. Bunun hayata geçebilmesinin olmazsa olmazı olarak da emekçi halkın her aşamada yönetime katılmasının ve söz sahibi olması gerektiğini savunuyoruz. Bu herkesin her işi yapabilmesi ve her konudan anlaması anlamına gelmiyor tabi ki. Önemli olan emekçi halkın çıkarlarını temsil edecek, onun refahını gözetecek deneyim ve bilgi birikimine sahip meslek sahibi kişilerin ortaya çıkmasını, cesaretlenmesini ve inisiyatif almasını sağlayacak koşulları, örgütlülük ve iradeyi kuvvetlendirmek."
"Komünistlerin ve TKP’nin bu açıdan çok güçlü bir geçmiş ve bugünü var. Bugün Türkiye’de merkezi olarak planlanan, devletçi bir ekonomik sistemi hayata geçirecek fazlası ile birikimli ve deneyimli dost ve partililerimiz var. Hele bir de halkın örgütlü iradesinin Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olduğu koşullarda ortaya çıkacak nitelik ve gücün çok değerli olacağını düşünüyoruz." (20/01/2024)
/././
AKP usulü MB başkanı: Bir yanı Nakşibendi bir yanı kapitalist enternasyonal (Orhan Gökdemir)
Yani yeni Merkez Bankası Başkanı'nın bir yanında tarikat bağları var. Öbür yanı ise 'kapitalist enternasyonal'e dayanıyor. Adını Nakşibendi şeyhinden alan Hafize Gaye aynı zamanda CFR üyesi.Hafize Gaye Erkan. Biyografisine göre Malatya kökenli. Aslına bakılırsa bir Bağdat Caddesi çocuğu. ANAP’ın önde gelen isimlerinden Yusuf Bozkurt Özal'ın yeğeni Hüsnü Doğan ile kuzen. “Hafize” ilk adı da Turgut Özal'ın annesi Hafize Özal'dan yadigâr. 1982 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Hafize Gaye Erkan'ın babası Elazığlı Makine Mühendisi Erol Erkan, annesi ise Matematikçi Gamze Erkan. Hafize Gaye, ailenin tek çocuğu. Ailenin hali vakti yerinde, Bağdat Caddesinde oturabilecek kadar bir gelire sahipler. Erol Erkan’ın amcasının oğlu Hüsnü Doğan Turgut, Korkut, Yusuf Bozkurt Özal kardeşler ile hala-dayı çocukları. Hafize Hanım'ın erkek kardeşi İsmail Doğan 1948 yılında ölünce, kardeşinin oğlu dört yaşındaki Hüsnü Doğan'ı annesi Hatice’nin ricası üzerine yanına almış. Hüsnü Doğan, iki yıl aile ile birlikte kalmış. Hüsnü Doğan'ın politik kariyeri aile ile çok iç içe geçmiş.
Özal Ailesi Malatya'nın Çırmıktılı-Yeşilyurt ilçesinin Ünlüoğulları ailesinden banka memuru Mehmet Sıddık Özal’dan geliyor. Mehmet Sıddık Beyin eşi Tunceli Çemişgezekli, ilkokul öğretmeni, Kürt kökenli Hafize Hanım. 1 Temmuz 1905 Çemişgezek Mezire Köyü doğumlu olduğu bilinen Hafize Sevgi Özal'ın köyünün asıl adı Tuma Mezire. Köydeki S. Kevork Kilisesi’nin bitişiğindeki bir oda okul olarak kullanılmış. 1900 tarihinde kilise restore edilirken bir odası ayrılıp okul yapılmış. Turgut Özal’ın ne zaman Kürt açılımı yapmaya niyetlense “Benim anneannem de Kürt’tü” demesi bundan. Hafize Hanım, Hasan Celal Güzel başta olmak üzere birçok ANAP’lının da öğretmenliğini yapmış.
3 bin 200 dolar cep harçlığıyla
Hafize Gaye Erkan üniversite sınavında Türkiye 26. Olmayı başarmış. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden mezun olmuş. Boğaziçi Üniversitesi bitirme tezi NATO Helikopter Projesi. İncirlik üssünde meydana gelebilecek bir kriz anında hangi helikopterin hangi üsse nereye ineceğini en ince ayrıntısında kadar detaylandırmış. Tüpraş Rafinerisi’nin verimini artıracak bir bilgisayar destekli üretim projesi de var iddiaya göre. Erkan’a aralarında Stanford, Princeton, Boston, Cornell, California'nın olduğu 9 üniversiteden burs teklifi gelmiş bu çalışmaları üzerine. Erkan, tercihini Princeton'dan yana kullanmış. Böylece her yıl sadece 2 kişiye verilen 'onursal doktora' bursu karşılığında, bir ev, ayda 3 bin 200 Dolar cep harçlığı ve ABD Ulusal Bilim Vakfı'ndan araştırmaları için sınırsız bütçe imkânına sahip olmuş.
2014 yılında First Republic Bank'a katılmadan önce 9 yıl boyunca Goldman Sachs dahil birçok finans kuruluşunda çalışmış. ABD'deki mortgage krizinin ardından, Türkiye'deki TMSF'nin (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) ABD'deki karşılığı olan FDIC, 2009 yılında First Republic Bank'ın mali kontrolüne müdahale etmiş. Gaye Erkan, Başkan olarak atanmadan önce First Republic Bank'ta Kıdemli Başkan Yardımcısı, Yatırımdan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Riskten Sorumlu Eş Başkan ve Mevduattan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmış. First Republic Bank co-CEO’su olduğu döneme ait davanın dilekçesi 24 Nisan 2023’de verilmiş. First Republic Bank, bu sene iflas etmiş ve JP Morgan tarafından devralınmıştı. Hürriyet'in ABD Temsilcisi Razi Canikligil, "Merkez Bankası başkanlığına atanan Hafize Gaye Erkan hakkında, ABD’de yöneticisi First Republic Bank’ın müşterileri tarafından bankacılık yasalarını ihlal etmek, suçlamasıyla toplu dava açıldı" bilgisini paylaşmıştı.
Finans kapitalin silahşörleri
Öylesine hızlı yükseldi ki 2016 yılında "Turk of America" dergisinin özel sayısında, San Francisco Silikon Vadisi'nden New York finans dünyasına, spordan sanata, film endüstrisinden mühendisliğe kadar ABD'deki en etkin 40 Türk genci sıralandı. Listenin ilk sırasında, aktif büyüklüğü 60 milyar dolar olan First Republic Bank'ın kıdemli üst düzey yöneticisi Hafize Gaye Erkan'a yer verildi. Mart 2022'de Fortune 500 firması, Marsh McLennan'ın Yönetim Kurulu'na katılan Erkan, 2019'dan şirketin 2021'de LVMH tarafından satın alınmasına kadar Tiffany & Co. Yönetim Kurulu'nda görev yaptı. Ayrıca Princeton Üniversitesi Yöneylem Araştırması ve Finans Mühendisliği Bölümü Danışma Konseyi'nde görev yapıyor. First Republic Bank'ta yaklaşık sekiz yıl boyunca İcra Kurulu Eş Başkanı, Başkan, Yönetim Kurulu Üyesi, Baş Yatırım Sorumlusu, Baş Mevduat Sorumlusu ve Eş Risk Sorumlusu gibi görevlerde bulundu.
Hafize Gaye, Batur Biçer ile evli. Batur Biçer, 1997 yılında Tarsus Amerikan Koleji'nden sonra Boğaziçi’nden mezun. Çiftin “Aslan Selim” adında 9 aylık bir oğlu var. Batur Biçer ve Hafize Gaye Erkan'ın beraberliklerinin başlangıcı ise Boğaziçi Üniversitesi'ndeki öğrencilik yıllarına dayanıyor. 2005 yılında ABD'de Princeton Üniversitesi'nde finans mühendisliği konusunda doktora yapan Batur Biçer, Barclays Capital, Goldman Sachs ve Citigroup'da başkan yardımcılığı görevlerinde bulunmuş. Şu anda, Napier Park Global Capital'de Genel Müdürlük görevinde.
İlk Hafize Zait Kotku’nun müridiydi
Turgut Özal'ın Başbakanlığı sırasında vefat eden annesi Hafize Özal da, Bakanlar Kurulu izni ve yine dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in onayı ile aynı cami avlusunda toprağa verildi. Özal ailesinin Süleymaniye Camii'ne gömülme isteğinin ardında Nakşibendi Şeyhi Mehmet Zait Kotku'nun da kabrinin burada bulunması var. Müridler için şeyhin yanına gömülmek büyük bir onur. Dönemin SHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, bu karar üzerine Danıştay'a itirazda bulunmuştu. Yasaya göre, Bakanlar Kurulu'nun, bir kimsenin genel mezarlıklar dışında bir yere defnine izin verebilmesi için, ‘‘O kişinin ülkeye olağanüstü hizmetler yapmış bir kişi olması’’ gerektiğini dile getiren Keskin, 1988 yılında Danıştay'a başvurarak Hafize Hanım'ın ‘‘Yasada belirtilen ülkeye olağanüstü hizmet yapmış nitelikte birisi olmadığı’’ gerekçesiyle Bakanlar Kurulu kararının iptalini ve mezarın taşınmasını talep etmişti. Keskin'in başvurusu iki yıl sonra ‘‘Dava açma ehliyeti olmadığı’’ gerekçesiyle reddedilmişti.
Yani yeni Merkez Bankası Başkanı'nın bir yanında tarikat bağları var. Öbür yanı ise “kapitalist enternasyonal”e dayanıyor. Adını Nakşibendi şeyhinden alan Hafize Gaye aynı zamanda CFR (Council on Foreign Relations) üyesi. CFR, ABD merkezli Ford Vakfı, Rockefeller Vakfı ve çok sayıda sermaye tabanlı vakıf tarafından fonlanıyor. Dev şirketlerle siyasetçileri bir araya getiren CFR, içinden ABD başkanları, bakanlar ve CIA yöneticileri çıkardı. CFR’nin üyeleri arasında ABD Başkanı Joe Biden, iş adamları Henry Ford, David Rockefeller, Gianni Agnelli, Eduard Şevardnadze, Mihail Gorbaçov, Madeleine Albright ve Rahmi Koç gibi isimler var.
Yusuf Bozkurt Özal ölünce özel izinle Süleymaniye Camii avlusuna defnedildi. Bu avluya gömülen ilk kişi Nakşi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku’ydu. Kotku avluya 12 Eylül döneminde ve Kenan Evren'in izniyle defnedilmişti. (15/06/2023)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder