24 Nisan 2024 Çarşamba

T24 KÖŞEBAŞI - 24 Nisan 2024 -

 

İstanbul Havalimanı’na "holding" ortak geldi (Çiğdem Toker)

İGA Havalimanı A.Ş. neden böyle bir operasyona gerek duydu?

İstanbul Havalimanı, on bir yıl önce yola 5 ortakla çıktı. Daha doğrusu 2013’te açılan ihaleye 5 şirketten oluşan bir konsorsiyum olarak katıldılar. (Hatta “beşli çete” ifadesi de bu yapının yani beş şirketten oluşan konsorsiyumun, “beşli ortaklık” diye anıla anıla  medya ile siyaset mecralarında sık kullanımıyla yerleşti.)

Kalyon, Cengiz, Limak, Mapa, Kolin şirketlerinin oluşturduğu İGA A.Ş., İstanbul Havalimanı’nın hizmete açılmasını izleyen dönemde  birer birer hisselerini satıp çıkmasıyla iki ortaklı bir şirket haline geldi.

Geçtiğimiz hafta önemli bir gelişme oldu:

Eylül 2022’den bu yana Kalyon ve Cengiz ortaklığındaki İGA A.Ş.’nin yönettiği İstanbul Havalimanı’na yeni bir ortak katıldı. “Yeni bir ortak”  ifadesi yanıltıcı olmasın. Dışarıdan ve bilinmeyen bir ortağı kastetmiyorum. Bilakis İGA Havalimanı A.Ş., kendi bünyesinden bir holding doğurdu.

O holdingin ve yeni ortağın adı İGA Holding A.Ş

İGA Havalimanı A.Ş.’nin mevcut 2 ortağı; Kalyon Havacılık ile Cengiz İnşaat, geçen ay İGA Holding A.Ş adlı yeni bir şirket kurdu. Paylarının bir kısmını, yeni kurdukları holdinge devredip bu holdingi, İGA Havalimanı A.Ş şirketine 3. ortak olarak aldılar.

İlgi çekici bir operasyon olduğu kesin. Biraz da karışık görünüyor.

Vatandaş için karışık olan bu tabloda asıl önemli olan, bu yeni ortaklık yapısındaki perde arkası amaçların ne olduğu.

Adım adım gidelim:

15 Mart 2024: Cengiz İnşaat ile Kalyon Havacılık şirketleri 10 milyon TL sermaye ile İGA holding A.Ş. adlı bir şirket kurdu. İGA Holding’in kuruluşu hemen Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlandı.

-10 Milyon sermaye: 10 milyon TL sermayenin 5.5 milyon TL’lik kısmı Kalyon Havacılık, 4,5 milyon TL’lik kısmı da Cengiz İnşaat tarafından karşılandı.

-Holding’in büyük ortağı Kalyon: Büyük ortağın Kalyon Havacılık olduğu İGA Holding’de yönetim kurulu, şu 4 isimden oluştu: Cemal Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Uğur Cengiz, Mehmet Kalyoncu.

-16 Nisan 2024: İGA Havalimanı A.Ş.’nin Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlanan kararı ile şirketin ortaklık yapısının değiştiği duyuruldu. Buna göre kısa süre öncesine kadar iki ortaklı olan İGA Havalimanı A.Ş.’nin yeni ortaklık yapısı, şöyle oldu:

Yeni ortak yeni sahip

-Cengiz İnşaat’ın yüzde 45 olan payı, yüzde 25,65’e düştü.

-Kalyon Havacılık’ın yüzde 55 olan payı, yüzde 31,55’e düştü.

-İGA Holding’in yüzde 0 olan payı yüzde 43’e yükseldi.

Amaç İGA'yı ekonomik krizden korumak

Son ortaklık yapısına bakıldığında, İGA Havalimanı A.Ş. adlı şirketin büyük hissedarının artık Kalyon değil, Kalyon ile Cengiz’in birlikte kurduğu İGA Holding A.Ş. olduğu anlaşılıyor.

Peki İGA Havalimanı A.Ş. neden böyle bir operasyona gerek duydu?

Bu sorunun bilmediğimiz daha farklı yanıtları kuşkusuz olabilir. Ama Ticaret Sicil kayıtlarına ve holding kurulurken kamuoyuna ilan edilen amaç ve konulara bakılırsa, ilk amaç İGA Havalimanı A.Ş.’yi  ekonomik krizden korumak.

Yeni holdingin 15 Mart’ta yayımlanan ana sözleşmesi ve amaçlarına bakalım:

Cengiz ile Kalyon’un yeni kurduğu holdingin  amaç ve konusu şöyle aktarılıyor:

"Milli ekonomi" vurgusu

“Esas amacı, kurulmuş ve kurulacak şirketlerin sermaye ve yönetimine katılarak, bunların yatırım, finansman, organizasyon ve yönetim meselelerini toplu bir bünye içinde ve ekonomik dalgalanmalara karşı yatırımların güvenilirliğini arttırmak ve böylece şirketlerin sağlıklı şekilde ve milli ekonominin gereklerine uygun olarak gelişmelerini ve devamlılığını teminat altına almak ve bu amaca uygun ticari, sınai ve mali girişimlerde bulunmak.”

Yukarıda detayları aktardım. Büyük bir ticaret ve sermaye operasyonu kapsamında holding kurulur kurulmaz, aynı şirket ortakları tarafından İGA Havalimanı’nın büyük ortağı haline getirildi. Dolayısıyla, yeni holdingin İstanbul Havalimanı’nı işleten şirketin finansman meselesine el attığı söylenebilir. Tabii bu holding, İGA Havalimanı A.Ş.’nin bugüne kadar yapamadığı neyi yapacak, onu bilmiyoruz ya da ileride göreceğiz.

Ama bu noktada, İstanbul İGA Havalimanı’nın 2018, 2019, 2020 yıllarına ilişkin 1 milyar 195 milyon euro tutarındaki kira borcunun 2042 ve 2043 yıllarına ertelendiğini hatırlamakta yarar var.

"Ölme eşeğim ölme" ertelemesi

İki yıl önce CHP İzmir Milletvekili AtilaKİT Komisyonu’nda İstanbul Havalimanı’nın kira borçlarının ertelenip ertelenmediğine ilişkin sorusu, dönemin DHMİ Genel Müdürü Hüseyin Keskin tarafından şöyle yanıtlanmıştı:

 “Görevli şirket tarafından 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait kira ödemelerinden 1 milyar 195 milyon avro tutarındaki kısmının ötelenmesine, ötelenen kira bedellerine Hazine Müsteşarlığınca belirlenen uzun vadeli Eurobond üzerinden hesaplanacak faizin yansıtılarak KDV’si ile birlikte işletme süresinin 24’üncü ve 25’inci yılları olan 2042 ve 2043 yılı kira ödemeleri ile birlikte ödemesine karar verilmiştir.”

Eğitim ve sağlık vakıflarına ortak olabilecek

Bir ay önce kurulan İGA Holding’in ana sözleşmesinde şirketler hukuku, yatırım ve finansman ile ilgili kapsamlı yetkiler yer alıyor. Ama bütün bunların arasında çok dikkat çekici bir madde daha göze çarpıyor.

“Sosyal Faaliyetler” başlıklı H maddesine göre, İGA Holding, genel kurul kararı alarak kendi asıl amaç konusunu aksatmayacak şekilde eğitim ve sağlık amaçlı vakıflar kurabilecek. Daha çarpıcı olanı şu: Bu amaçla kurulmuş olan vakıflara katılabilecek.

Yani İstanbul Havalimanı’nın finansman problemleri için, şirketin ekonomik güvenliği için kurulmuş görünen bir holding olan İGA Holding, örneğin eğitim amacıyla kurulmuş bir vakıf olan  TÜRGEV’e ya da sağlığı gözeten örneğin LÖSEV’e değil elbette ama yönetimini iktidarın atadığı  YEŞİLAY’a katılabilecek. Listeyi uzatmak mümkün. Bu böyledir demiyorum ama hazırlanıp yayımlanmış olan ana sözleşme bu imkanı tanıyor. Dolayısıyla bu holdingin kuruluşunda kamuoyuna açıklanmayan bir çok gölgeli unsur mevcut.

Bu kadar detayı neden yazdım. Çünkü bu havalimanı yapılırken milyonlarca ağaç kesildi. İnşaatında onlarca işçi öldü. Şirketin devlete olan milyarlarca liralık borcu onlarca yıl ötelendi. Sahibi özel şirketler olsa da başından sonuna kamu yararı ve kamu kaynaklarını ilgilendiren bir projedir İstanbul Havalimanı. Dolayısıyla bu projenin finansmanı için kurgulanan şirket operasyonlarını bilmek de vatandaşların hakkı.

                                                                /././

IBAN’ını kullandırana hapis cezası (Murat Batı)

Bankaya gidip bildirimde bulunmamış ve IBAN’ını kullandırdığı anlaşılan kişi için ya bir yıla kadar hapis cezası ya da beş bin güne kadar adli para cezası kesilecek.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kayıt dışılıkla mücadele kapsamında tüm tuşlara aynı anda basmaya başladı. Bastığı bu tuşlardan bir tanesi de kendi banka hesabını başkalarına kullandıranlarla alakalıdır.

Bakan Şimşek, kişisel hesaplara (IBAN) gelen paraların nereden ve niçin geldiğinin sorgulanma süreci için vergi idaresine talimat verdi. Ve böylece bir tür kazıma yöntemiyle vergi idaresi kayıp ve kaçakla mücadele etmek adına binlerce hesabı takibe aldı.

Ne oluyor?

Vergi idaresi, şu aralar mal ve/veya hizmet satışı yapan kişilerin/şirketlerin, bu satış dolayısıyla alması gereken parayı kredi kartı ya da nakit olarak al(a)madığı durumlarda ilgisiz kişilerin banka hesaplarına transfer yoluyla gönderilmesi sonucu ortaya çıkan kaybı sorgulamakta. Örneğin bir tüccar, bir malı ya da hizmeti birine satarken ürünün parasını ya nakit ya da kredi kartıyla alabilmektedir. Bunun karşılığında da tüccar, yasaların izin verdiği hadler ve koşullar doğrultusunda ya fiş ya da fatura düzenlemek zorundadır.

Buraya kadar bir sorun yok ancak satıcı bazen sattığı ürünü kredi kartı komisyonundan ve dolayısıyla da gelir/kurumlar vergisi ile KDV’den kaçmak için alıcıdan, verdiği bir IBAN numarasına parayı göndermesini istemektedir. Böylece mal/hizmet satışı görüntüde olmamış sayılacak ve vergi de ödenmemiş olacaktır.

Paranın geldiği IBAN ise ya o işletmede çalışan birine ya işletme sahibinin çocuğu, eşi gibi yakınlarından birine ya da güvendiği başka birine ait olabilmektedir. Hatta işletme sahibiyle hiçbir akrabalık bağı olmayan başka birine de ait olabilmektedir.

Tam da bu noktada Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu şekilde para gelen IBAN sahiplerini incelemeye başladı. Bu IBAN denetim işlemi, Vergi Dairesi Başkanlıklarının olduğu yerde vergi dairesi başkanlığı ­-29 ilde vergi dairesi başkanlığı bulunmaktadır- olmayan yerlerde ise defterdarlıklar vasıtasıyla yapılacak.

Malı/hizmeti satan için idari para cezası var

Malı ve/veya hizmeti satan kişilerden öncelikle alınmayan ­kurumlar, gelir, KDV gibi vergiler alınacak. Akabinde alınmayan bu vergilerin bir (1) katı kadar da vergi ziyaı cezası ile düzenlenmeyen faturalar için düzenlenmesi gereken fatura tutarının yüzde 10’u kadar da özel usulsüzlük cezası kesilecek. Ancak kesilecek bu yüzde 10’luk tutar 2024 yılı için 3 bin 400 TL’yi geçmiyorsa 3 bin 400 TL, şayet üstünde ise o tutar kesilecek. Örneğin, bu şekilde satılan ancak faturası kesilmeyen ürünün fiyat 25 bin TL ise bunun yüzde 10’u 2 bin 500 TL olacak ama 2024 yılı için asgari 3 bin 400 TL’yi geçmediği için 3 bin 400 TL kesilecek. Ya da satılan ürünün fiyatı 60 bin TL ise 60 bin TL’nin yüzde 10’u 6 bin TL’dir ve bu tutar da asgari ceza tutarı olan 3 bin 400 TL’nin üstünde olacağından bu işlem için 6 bin TL özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Bu şekilde kesilecek özel usulsüzlük cezası da 2024 yılı için en fazla 1 milyon 700 bin TL olacaktır. Ayrıca alınmayan vergiler üzerinden her ay için aylık yüzde 3,5 gecikme faizi de alınacak

IBAN’ını kullandıran için idari para cezası var

IBAN’ını kullandıran için ise daha vahim bir durum var; hem vergi ve idari para cezası hem de hapis cezası. Daha vahim olan ise basında dolaşan haberlere göre IBAN’ını kiralayan binlerce kişinin olmasıdır.

Zaten hiç kimse de IBAN’ını bir karşılık olmadan “tanımadığı” birine kiralamayacağına göre IBAN sahiplerinin komisyon aldığı varsayılacak ve aldığı varsayılan ya da gerçekte aldığı komisyon dolayısıyla gelir ve katma değer vergisi ile idari para cezaların yanı sıra gecikme faizi de istenecek.

Aldığı komisyon tutarının ne kadar olduğu belli olmadığı için Danıştay ve vergi idaresi nezdinde genel olarak en az yüzde 2 olarak uygulanmaktadır. Yani IBAN’ını kiraladığı varsayılan kişinin hesabında -normalin dışında- 20 milyon TL’lik bir işlem hacmi varsa bunun en az yüzde 2’si kadar (en az 400 bin TL) komisyon aldığı varsayılıp bu tutar üzerinden ödemesi gereken vergiler ile cezalar kesilecektir.

IBAN’ını kullandıran için hapis cezası da var

IBAN’ını kullandıranların akıbetini öğrenmek için önce 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’sonra da Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik’e bakmak lazım. 

Buna göre 5549 sayılı Kanun’un 15’inci maddesine göre IBAN’ını başkasına kullandıracak kişinin bunu gidip yükümlüye bildirmesi gerekiyor. Kanun’da geçen yükümlü kavramından bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, ödünç para verme ve diğer finansal hizmetler ile posta ve taşımacılık, talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler; döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası, iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal edenler veya bu faaliyetlere aracılık edenler ile noterler, spor kulüpleri ve Cumhurbaşkanınca belirlenen diğer alanlarda faaliyet gösterenler anlaşılmalıdır.

Süreç şöyle işleyecek

Bu inceleme/kazıma işlemi genel olarak vergi dairesi nezdinde işleyecek. Ancak konuya vergi müfettişleri de dahil edilip incelemenin boyutu genişletilecek. Bu arada vergi dairesi müdürlerinin de inceleme yetkisi olduğundan inceleme açısından hukuken bir sorun bulunmamaktadır.

İncelemeye yetkili kişi yani vergi dairesi müdürü ya da vergi müfettişi, IBAN’ını başkasına kullandırtan kişiyi tespit edip incelemeye alacak ardından düzenlediği vergi suçu raporuyla önce savcılığa sonra da MASAK’a bilgi verecek.

Savcılık ise gelen bu raporu baz alarak iddianameyi oluşturacak. Bu kişilerin suçlanacağı madde ise 5549 sayılı Kanun’un 15’inci maddesidir. Bu maddeye göre yükümlüler nezdinde veya aracılığıyla yapılacak kimlik tespitini gerektiren işlemlerde, kendi adına ve fakat başkası hesabına hareket eden kimse, bu işlemleri yapmadan önce kimin hesabına hareket ettiğini yükümlülere yazılı olarak bildirmediği takdirde altı aydan bir yıla kadar hapis veya beş bin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.

Bu maddenin gerekçesinde ise işlemin esas sahibinin kimliğinin gizli tutulmasının önlenmesi amaçlanmıştır cümlesi bulunmaktadır. Ve böylece IBAN’ını kullandıran kişi, bankaya (yükümlüye) gidip kim için kullandırdığını yazıyla bildirirse bu bildirim sonucunda bu madde uyarınca ceza işlemi uygulanmayacaktır. Ama hesaptaki para hareketinden sonra bildirmenin pek bir önemi maalesef bulunmamaktadır.

Özetle bankaya gidip bildirimde bulunmamış ve IBAN’ını kullandırdığı anlaşılan kişi için ya bir yıla kadar hapis cezası ya da beş bin güne kadar adli para cezası kesilecek.

Ayrıca IBAN’ı kullanan iş yeri sahibi de (tüccar vs) TCK madde 38 uyarınca bu suçu azmettiren olarak işlenen suçun cezası ile cezalandırılacaktır.

Verilecek adlî para cezasının miktarı, bir (1) gün karşılığı olarak en az 20 ve en fazla 100 Türk Lirasıdır.

Nihayet; hapis cezasının süresi 1 yılın altında olduğu için burada CMK madde 171 uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilecektir. Yine söz konusu ceza TCK madde 50 kapsamında seçenek yaptırımlara çevrilebilecek, TCK madde 51 kapsamında ertelenebilecek ve yine sanık hakkında CMK madde 231/5 uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir.

(T24)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder