TKP’li Eğitim Emekçileri Müfredat Komisyonu - soL işbirliğiyle hazırladığımız Yeni Müfredat Dosyası’nın üçüncü bölümünde Fizik Dersi'ne odaklanıyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adını verdiği yeni müfredat programı 26 Nisan’da açıklandı.
Taslağa ilişkin kapsamlı bir inceleme farklı alanlardan 10'un üzerinde eğitimcinin oluşturduğu TKP’li Eğitim Emekçileri Müfredat Komisyonu ve soL’un işbirliğiyle bir dosya haline getirildi.
Dosyanın ilk bölümünde MEB’in Öğretim Programları Ortak Metni’ne ve Türkçe, Matematik ve Fen Bilimleri derslerine ilişkin program taslağını, ikinci bölümünde okul öncesi dönem ve ilkokul derslerini ele almıştık.
Dosyanın üçüncüsünü oluşturan bu bölümde Fizik Dersi Öğretim Programı’nı inceliyoruz.
'En büyük görev bireyde' vurgusu
Aşağıdaki pasaj Fizik Dersi Öğretim Programı’ndan bir alıntı:
“Fizik Dersi Öğretim Programı’nın tasarımında dikkate alınan bir diğer husus ise günümüzde sıklıkla bahsi geçen ve yaşanan çağın en büyük sorunlarına çözüm bulmak amacıyla birçok bilim, disiplin ve meslek grubunun ortaklaşa çalışma imkânı bulduğu sürdürülebilirlik konusudur. Bu ve benzeri konular için fizik dersinin neredeyse bütün temalarında ayrı bir başlık açılmış ve her bir başlık altında verilen örneklerle (çöp adaları, sürdürülebilir enerji vb.) sürdürülebilirlik ile ilgili fizik bilimi kullanılarak yapılabilecek çalışmalar öğrencilere keşfettirilmeye çalışılmıştır. Bu konuda en büyük görevin bireyde olduğu vurgusunun yapılması ile Türkiye’de de büyük adımların atıldığı sürdürülebilirlik konusunda fizik biliminin önemi belirtilerek öğrencilerde farkındalık oluşturulmaya çalışılmıştır.”
Buradaki “en büyük görevin bireylerde olduğu vurgusu”, kapitalizmin sorumluluğu üzerinden atması anlamına gelmektedir.
Tüm örnekler Türk-İslam dünyasından
Aynı programdan bir başka alıntı:
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” sözüne vurgu yaparak geçmişten bugüne fizik biliminin gelişimine katkı sağlamış Farabi, İbni Sina, El-Cezeri, Feza Gürsey, Asım Orhan Barut gibi Türk-İslam dünyasından düşünürlerin ve bilim insanlarının çalışmalarının tanıtılması sağlanarak millî kültür ve değerlerin gelişimi desteklenmelidir.”
Verilen bütün örneklerde Türk-İslam dünyasından bilim insanları göze çarpıyor.
Yeni fizik müfredatında CERN, NASA, ESA, TUA, TÜBİTAK, ASELSAN, TENMAK ve MTA gibi kurum veya kuruluşlardaki fizik bilimi üzerine araştırmalar yapılacağı da görülüyor.
Gelin bu kurumlara kısaca göz atalım:
TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu.
Bilim ve teknoloji iddiasında olan bu kurum, AKP’li yıllarda siyasal islamcı ideolojiyi yaymakla meşgul durumda. Diyanet ile yapılan protokollerle adından söz ettiriyor. Liselerde yapılan TÜBİTAK Bilim Fuarları’nda son yıllarda “Papaz Eriğini İmam Eriğine Dönüştürme”, “Tillo Evliyalarının Kerametleri”, ”Allahın Emri Peygamberin Kavliyle”, “Havadis-i Fetih” gibi çok sayıda gerici ve bilimle ilgisi olmayan proje yer alıyor. Ayrıca son zamanlarda hacamat ve sülük gibi insan sağlığını tehdit eden “geleneksel, tamamlayıcı ve fonksiyonel tıp uygulamaları” TÜBİTAK tarafından desteklendi.
TENMAK: Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu
Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) ve Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü (NATEN) kurumlarının birleştirilmesiyle ortaya çıkan bir kurum. CBK’nın 682’nci maddesinde, TENMAK’a yeni ürünlerin üretimi ve geliştirilmesi için özel sektör ve üniversitelerden gelen araştırma isteklerini değerlendirmek; özel sektörle ortak projeler yürütmek; yeni üretimin “ticari değere dönüştürülmesi” amacıyla faaliyetler yürütmek gibi görevler verilmiş.
Piyasaya uygun bir kurum olarak çalışması için dizayn edildiği görülüyor.
MTA: Maden Tetkik ve Arama
MTA’ya bağlı Çankaya’da bulunan Tabiat Tarihi Müzesi, geçen yıl müzede yer alan bilgilendirme yazılarında “evrim” sözcüğünün yerine “gelişim” sözcüğünün kullanılması ile dikkatleri üzerine çekmişti.
ASELSAN: Askeri Elektronik Sanayi
Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'na bağlı bir kurum. 2017 yılında çıkartılan bir KHK ile Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan bu kurum, son yıllarda Rusya-Ukrayna Savaşı başladıktan sonra Ukrayna tanklarına iletişim ağı hizmeti vermesi ve AKP’li bir şirketten 9 bin saat satın almasıyla gündeme gelmişti.
CERN: Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi
Laboratuvarın ana işlevi, yüksek enerjili fizik araştırmaları için gerekli olan parçacık hızlandırıcılarını ve diğer altyapıyı sağlamak. CERN aynı zamanda dünyanın en büyük ve en yüksek enerjili parçacık çarpıştırıcısı olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısının (LHC) alanı.
Kurumun, Rusya-Ukrayna Savaşı başladıktan sonra Rusya ve Belarus’la işbirliğini sonlandırma kararı almış olması, siyasetten yalıtılmış bir “saf bilim” yapılamayacağının bir kanıtı.
NASA: ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı
Dünyada uzay çalışmalarını başlatan ve ciddi gelişmeler gösteren ilk devlet Sovyetler Birliği olmuştu. ABD ise Sovyetlerle rekabeti nedeniyle kamusal kaynaklar kullanarak NASA’yı geliştirmek zorunda kalmıştı. Yakın zamanda NASA, Elon Musk’ın roketle uzaya bir Tesla arabası göndermesi garip işlerle gündemde yer etmişti.
Gerici kazanımlar
Fizik Dersi Öğretim Programı’nda yer alan gerici kazanımlardan kademelerine göre bazı örnekler verelim:
“Öğrenciler, yenilenebilen ve yenilenemeyen enerji kaynakları konusunun OECD’nin hazırlamış olduğu Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndaki yeri ve önemi konusunda bir araştırma yapabilir.”
10. sınıf 4. temada adı geçen OECD'nin (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) kuruluşu 1948’de ABD'nin Marshall Yardımları Programı’na dayanır.
“Öğretmen, İbni Sina’nın mekanik konusundaki çalışmalarını anlatan hazır metni kullanarak çalışmaları hakkında farkındalık oluşturulur.”
11. sınıf 2. temada İbni Sina örneği.
“Öğretmen 5E öğrenme döngüsü, örnek olay, problem çözme gibi yöntemlerin birinden yararlanarak Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi sırasında gemileri Haliç’e indirmek için kullandığı yöntemleri içeren görseller sunar veya bu konuda bir video izletir.”
12. sınıf 1. temada Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul’un fethi örneği.
“Öğretmen, Câbir bin Hayyân’ın atomun parçalanması ile ilgili öngörüsünü veya Einstein’ın atom bombasının kullanımı konusundaki düşüncelerini paylaşarak dikkat çekilir. Öğretmen, Behram Kurşunoğlu’nu ve çalışmalarını tanıtır.”
12. sınıf 1. temada Cabir bin Hayyân ile Einstein’ın atom çalışmalarının tarihselliğinin hiçe sayılarak aynı cümlede yer bulması.
“… bilgi toplayarak temel kuvvetlerin maddenin oluşumundaki rolüne ilişkin çıkarımda bulunur (OB1). Muhammed Abdüsselam’ın bu konuda çalışmalar yaptığı vurgulanır.”
12. sınıf 3. temada Nobel ödülünü alırken ayet okuyan fizikçi Muhammed Abdusselam'ın çalışmasına vurgu.
Piyasacılık ve gericiliğe bir ek: Milliyetçi propaganda
Matematik müfredatını incelediğimizde göze çarpan iki olgudan söz etmiştik: Piyasacılık ve gericilik. Fizik müfredatı da bu iki olgu merkeze alınarak hazırlanmış görünüyor. Bu iki olguya ek olarak “insani sorumluluk” ve “milliyetçi propaganda” olgularını da ekleyebiliriz.
Yeni Fizik Programı’nda; Türkiye'nin geliştirdiği gemi, denizaltı gibi deniz araçları, geleceğin enerji sistemleri, insansız hava araçları, elektrikli araçlar, sismograf ile izolatör model yapımı, depreme yönelik model yapımı, nükleer santrallerin ülkede kullanımı, astronotların uzay boşluğundaki hareketleri, astronot kıyafeti tasarımı, uçan cisim tasarımı bulunuyor. AKP’nin son yıllarda özellikle öne çıkardığı savunma sanayi başlığı da önem arzediyor.
Özetleyecek olursak Yeni Fizik Dersi Öğretim Programı’nda;
1) Neredeyse bütün temaların kazanımlarında Türk-İslam bilim insanları öne çıkarılmış,
2) Halkın yararını gözetmek yerine, “yerli ve milli burjuvazi”nin ihtiyaçları doğrultusunda öğrenci yetiştirmek için bazı sektörlere ağırlık verilmiş,
3) Dünyadaki birtakım küresel sorunları (çevre kirliliği, küresel ısınma vs.) tekil insanların sorumluluğuna yükleyen bir anlayış temel alınmış,
4) Öğrenciler, yerli sermayenin ve emperyalist devletlerin bilim ve teknoloji alanında çalışan birtakım kurum ve kuruluşlarına özendirilmeye çalışılmış,
5-) Savunma sanayi alanında atılan adımların arkasındaki fizik bilimi, milliyetçi bir propagandayla sunulmuştur.
soL/Özel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder