Sözde tertip komitesi, hiçbir şeyi tertip etmedi. Bu yıl 1 Mayıs’ı kendisine mal etmek isteyen CHP liderliği hızla alandan uzaklaştı. Kararlılık gösteren, sosyalistler oldu.
Türkiye’de 1 Mayıslar uzunca zamandır sönük geçiyor. Kurulan kürsüler, toplanan kalabalıkların heyecan ve coşkusunun gerisinde kalıyor.
Ancak bu yıl İstanbul’da bu gidişatta bir dip noktası yaşandı.
Tertip komitesi kimseyle temas etmedi
Türkiye’de sendikaların işçiler arasında daha örgütlü olduğu zamanlardan kalan gelenek hâlâ sürüyor: 1 Mayıs Tertip Komitesi’nde bu yıl DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB vardı.
Normalde süreç şöyle işliyordu: Tertip Komitesi, 1 Mayıs’ın nerede kutlanacağı kararını açıkladıktan sonra hem devlet nezdinde temaslarda bulunuyor, hem de 1 Mayıslar’a kitlesel katılan diğer siyasi parti ve örgütleri çağırıp ortak bir toplantı düzenliyor, bilgi veriyordu.
Bu yıl bu yapılmadı. Toplamda sendika ve meslek örgütlerinden çok daha fazla insanı alana taşıyan siyasi parti ve örgütler toplantıya çağrılmadığı gibi, telefonla dahi bilgilendirilmedi.
soL’un ulaştığı siyasi parti temsilcileri, son gece tertip komitesiyle yaptıkları telefon görüşmelerinde dahi kafaların karışık olduğunu gördüklerini belirtiyorlar.
Özgür Özel hizbinin el koyma teşebbüsü
Bu süreçte 1 Mayısların katılımcısı olan yapılarla tertip komitesi temas etmedi ama, DİSK, CHP’yle görüştü. Ardından, 1 Mayıs’tan bir hafta önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin meclis grup toplantısında “Ben kefilim” dedi ve 1 Mayıs’ı bir CHP organizasyonuna dönüştürme girişiminde bulundu.
Özel, tertip komitesinden dahi bahsetmiyor, yalnızca kendisiyle görüşen DİSK’e atıf yapıp işçi sınıfının gününü üstlenmeye çalışıyordu: “Kontrol noktalarında polisin yanında DİSK, üzerimize düşerse Cumhuriyet Halk Partisi birer görevlisiyle kontrol noktasından başlayarak, tansiyonu düşürerek, içeriyle bir tek 1 Mayıs dışı pankart sokmayarak… Ben kefilim, orada olacağım, işçilerle birlikte bir kişinin burnu kanamadan 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum.”
soL’un CHP içinden görüştüğü kaynaklar, Özgür Özel’in bu ısrarına rağmen, partideki İmamoğlu kanadının başından beri 1 Mayıs’ın parçası olmaya kuşkuyla yaklaştığını belirtiyor. Nitekim son gece parti içinde İmamoğlu ve ekibi rahatsızlıklarını yüksek sesle dile getirdi ve kriz çıktı.
1 Mayıs sabahının erken saatlerinde, CHP’lilerin o gün ne yapacaklarına dair bütünlüklü bir fikri yoktu.
Bunun en açık göstergelerinden biri, CHP’den basına servis edilen bilgilerdi. CHP Genel Merkezi, genel başkanın günlük programını basın mensuplarıyla paylaşır. 1 Mayıs günü için öncesinde hiçbir bilgi paylaşılmadı. Özel’in Saraçhane’de olacağı dahi söylenmedi.
Tertip komitesinin kendi içinde de koordinasyonu yoktu
Gösteri öncesinde açıklanan planda KESK, Beşiktaş tarafında buluşacaktı. Bu plan son gece değişti. KESK ve DEM Parti de Saraçhane’de buluşacaklarını açıkladılar. Ancak bu karar, soL’un edindiği bilgilere göre, tertip komitesinin ortak istişaresiyle değil, KESK tarafının inisiyatifiyle alındı.
Nitekim, bu sabah saatlerinden itibaren Saraçhane’deki tablo, ortada tertip komitesi diye bir şeyin olmadığını gösterdi. Alanda hiçbir organizasyon yoktu. Bunun yokluğunda birçok yapı, kortej oluşturup toplu bir kitle görüntüsü vermeyi dahi başaramadı.
Kürsü yoktu, DİSK’e ait bir ses aracı vardı. Ses aracından yapılan yönlendirmeler, anlık reflekslerden ibaretti. CHP’yle birlikte Saraçhane’yi “planlayan” ve sürekli “Taksim’e yürüme kararlılığından” bahseden DİSK, ses aracından kitleye, polisin yolu kestiği Bozdoğan Kemerleri tarafına gitmeme çağrısı yaptı, ama gitmeyip ne yapılacağı sorusu ortada kaldı.
Özel göründü, arabaya atladı, yok oldu, İmamoğlu kendine yonttu
Bu sırada Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve CHP yönetimi alana gelip basın mensuplarına konuştular.
Özel, “demokrasi sorunu var” dedi. Özel konuşurken hemen yanındaki İmamoğlu, şimdiye kadar kameralara yansıyan en dikkat çekici yüz ifadelerinden birine sahipti. İmamoğlu’nun ifadesinde, tüm bu işin parçası olmaktan acı çektiği okunuyordu.
Zaten alandaki kitle de durumu pek kabullenmedi. İmamoğlu’nun ismi DİSK’in ses aracından anons edildiğinde, oradaki en büyük kitle olan TKP kortejinden “TÜSİAD dışarı” sloganları atıldı.
Söz sırası İmamoğlu’na geldiğinde, rahatsız olduğu bu durumdan kendisine fayda sağlamak üzere bir “Saraçhane simgesi” yaratmaya çalıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasının orada olmasına ve daha önce kendi yaptığı gösterilere atıfla “Saraçhane, zorluklarla mücadelenin simgesi oldu. Bazen demokrasiye müdahalenin simgesi oldu, bazen özgürlüklere müdahalenin simgesi oldu. Bugün de emekçinin 1 Mayıs'ta Taksim'de olma arzusuna müdahaleye ses veren İstanbulluların simgesi oldu” dedi.
Sonra, Taksim hedefi gösteren CHP liderliği o yöne değil, İBB binasına doğru yürümeye başladılar. Basın mensupları da Özgür Özel’in peşindeydi. Özel, birdenbire bir araca atlayıp alandan uzaklaştı. Gazetecilere Özgür Özel’in “Taksim’e gittiği” söylendi.
Sonradan öğrenildi ki “Taksim hedefiyle” çağrılan işçiler Saraçhane’de direnirken, Özel Ankara yolunu tutmuştu.
Alanda, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik kaldı. Basın mensuplarının genel başkanlarının ne yapacağına dair sorularına dahi yanıt veremedi. Zaten CHP’nin çok sayıda üyesi alandaydı, ama ortada bir CHP örgütü ve örgütlenmesi yoktu. Ses araçları bozuktu. Özgür Özel ayrıldıktan saatler sonra bile alanda ne yapacağını bilemeden dolaşan kimi CHP üyeleri, “Genel Başkan ne zaman gelecek” diye birbirlerine ve basın mensuplarına soruyordu.
İşçi sınıfı adına büyük fırsat kaçtı
Sonuçta tertip komitesi, bu ehliyete sahip olmadığını kanıtladı. Hiçbir düzen, hedef, ortak hareket olmayan bir 1 Mayıs yaşandı. Tertip komitesinin parçası olan DİSK, bu yılki 1 Mayıs’ı CHP’ye ödül olarak sunmaya çalıştı, sonuç işçiler için cezaya dönüştü.
Sermaye sınıfı temsilcisi Ekrem İmamoğlu, oluşan durumdan rahatsızlığını kameralar önünde ortaya koydu.
Özgür Özel, bir yandan AKP’yle pazarlık yapıp bir yandan da “solculuk oynama” niyetini eline yüzüne bulaştırdı.
Miting alanından en son ayrılan TKP, başından beri dağıtmadığı kortejiyle ayrı bir noktaya geçti, sıcağı sıcağına yapılan açıklamada “Biz bir daha bu oyunun parçası olmayacağız” dedi.
Alana gelen işçiler, yaşadıkları hayal kırıklığını kameralar aracılığıyla dile getirdi.
Türkiye tarihinin en ağır sermaye saldırılarından biriyle yüz yüze olan işçi sınıfı, AKP iktidarına darbe anlamına gelecek, net mesajlara sahip, halka güven ve umut verecek bir eylem yapma fırsatını kaçırdı.
2024 1 Mayısı’nda İstanbul’da yaşananlar, bundan sonraki 1 Mayıslar için bir dönüm noktası haline gelebilir.
soL / Analiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder