Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa bir tarihçesi(I) -Hayri Cem-
Savaşlardan bıkan Elis Kralı Iphitus Delphi'deki tapınağın kutsal rahibesine savaşları durdurmak için ne yapmaları gerektiğini danışmak için gider. Delphi'nin rahibesi, Kral Iphitus'a belli dönemlerde ateşkes ilan edilip, krallıklar arasında atletizm yarışmaları yapılmasını önerir...
Olimpiyat halkaları
Olimpiyat halkalarının tasarımı 1912 yılında Baron de Coubertine tarafından gerçekleştirilmiştir. İlk kez 1920 Olimpiyat Oyunları'nda kullanılmıştır.
İç içe geçmiş 5 halka kıtaları temsil etmektedir. Her halka değişik bir renktedir. Zemindeki beyaz renk ile birlikte toplam 6 renk kullanılmıştır. Dünya uluslarının bayrakları bu renklerden oluşmaktadır. Mavi halka Avrupa'yı, sarı halka Asya'yı, siyah halka Afrika'yı, yeşil halka Avustralya'yı, kırmızı halka da Amerika'yı temsil eder.
Barış güvercinleri
Güvercinler ilk çağlardan beri barışı simgelerler. Antik Olimpiyatların amacı savaşı durdurmak olduğundan, oyunların başlamasından önce barış güvercinleri uçurulmuştur.
Modern olimpiyatlarda da başlangıç seremonisinde barış güvercinleri uçurulmaktadır.
Olimpik motto
Olimpik hareketin amaçları bu üç kelime ile özetlenir:
Citius: Daha hızlı
Altius: Daha yüksek
Fortius: Daha güçlü
Olimpiyat yemini
Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreninde katılan tüm sporcular bir olimpiyat yemini ederler.
Bu yemini organizasyonu yapan ülkenin ünlü bir sporcusu tüm sporcular adına söyler. Bu yemin şöyledir:
"Olimpiyat Oyunları'nda ülkemin şerefi ve sporun zaferi için kurallara uyarak dürüst yarışacağımıza ve gerçek sportmenlik ruhu içinde mücadele edeceğimize ant içeriz."
Yemin ilk olarak olimpiyat bayrağı gibi 1920 Anvers Oyunları'nda yer aldı. Ve yemini Belçika'nın ünlü eskrimcisi Victor Boin okudu.
/././
Tanrı varsa evrende, bunca kötülük niye? -Hasan Aksay-
Böyle sıkıntılı zamanlarda sihirli bir şiir, öykü, roman, şarkı ya da bir film ararım ben, hiç olmazsa bir cümle...
Dört kişiyi bıçaklayan uyuşturucu bağımlısı gencin babası 5 ay önce CİMER'e yazmış: Cinayet olmadan devlet bir şey yapamıyor mu? -Candan Yıldız-
"Tedavi yapılmasını istiyorum fakat sağlık ve savcılık kendi isteği olmadan bir şey yapamayacaklarını söylüyor. Ben bir baba olarak ne yapabilirim"
Bingöl’de Emir Can Zazaoğlu’nun tartıştığı kişiyi bıçakladıktan sonra kaçarken çevredekilere bıçakla saldırdığı olayda 4 kişi hayatını kaybetti.
Uyuşturucu sorunu herkesin bildiği "sır". "Sır" olarak saklanamayacak kadar patlak veren bir konu aslında… Yargı farkında, emniyet farkında, siyasetçiler farkında, aileler farkında, eğitimciler farkında ama çığlık atılmıyor.
Türkiye'nin narko ülkeye dönüştüğü iddiaları arasında ağır bağımlılık sorunu yaşayan gençler ya ölüyor ya da öldürüyor.
Son olay Bingöl'den… 19 yaşındaki Emircan Zazaoğlu, hiç tanımadığı kişilere bıçakla saldırdı. Dört kişi hayatını kaybetti, 5 kişi de yaralandı. Bingöl Emniyet Müdürlüğü 19 yaşındaki gencin tutuklandığını açıkladı. Başsavcılık da soruşturmaya gizlilik kararı aldı.
Devlet görevlisi-siyasetçi-mafya üçgeninde uyuşturucuya ilişkin çok dolapların döndüğü bir sır değil. Emircan Zazaoğlu'nu tutuklamak zincirin en zayıf halkası. Sentetik uyuşturucu olan metamfetamin kullandığını öğrendiğim 19 yaşındaki bir gencin neden/nasıl uyuşturucuya bulaştığı ise devasa bir mesele…
Olayı duyar duymaz Saadet Partisi Bingöl İl Başkanı Fatih Tiryaki ile konuştum bilgi almak için. Veteriner hekim olan Tiryaki, 7-8 yıl önce kendi başına gelen olayı anlattı. "Bingöl'de uyuşturucu büyük bir sorun. 2016 ya da 2017 yılıydı. Karlıova'da muayehanemin önünde bir grup uyuşturucu müptelası genç küfür edince 60 yaşındaki babam gidip onları uyardı. Bu gençler tabure ile babamın kafasına vurunca babam hastaneye kaldırıldı. Olayda nefsi müdafada bulunarak silah sıktım havaya ve yere… 8 ay cezaevinde kaldım bu olay nedeniyle… Bingöl M Tipi Cezaevi'nde kalırken ilk kaldığım 12 kişilik koğuşta 5-6 kişi uyuşturucudan içerideydi. Sonradan kaldığım 23 kişilik koğuşta ise 15-16'sı uyuşturucudan yatıyordu. Cezaevine içici olarak giren bir genç baron olarak çıkıyordu. Yetiştiriliyorlar içeride… Bingöl'de ilçe milli eğitim müdürlüklerinde çalışıp uyuşturucu satanların olduğunu biliyorum. Emniyet diyor ki şikayet edin. Biz canımızı zor kurtardık. Emniyet bilmiyor mu, kayıtları vardır onlarda ama harekete geçmiyorlar. Son olayda insanların izlemesi, hiç müdahale etmemesi çok düşündürücü."
Gelelim 19 yaşında uyuşturucuya bulaşan ya da bulaştırılan Emircan Zazaoğlu'nun öyküsüne. Baba defalarca şikayet etmiş oğlunu. Yatırılmasını istemiş. Bingöl Sulh Ceza Hakimliği 05.07.2024 tarihli kararında Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nin raporuna dayanarak Emircan Zazaoğlu'nun tedavi amacıyla özgürlüğünün kısıtlanması talebini reddetmiş.
Baba bununla da yetinmemiş. 21 Şubat 2024'te Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)'ne de durumu aktarıp yardım istemiş. Bingöl Sürmanşet'in ulaştığı belgede babanın çığlığı şöyle: "Sayın Cumhurbaşkanım. Benim oğlum 19 yaşında. Geçen sene liseden mezun oldu. Bingöl'de şu an gençler arasında hap, uyuşturucu madde çok fazla yaygın. Benim oğlum da bu illete alışmış ve artık baş edemiyorum. Siz devlet yöneticilerimizden bu illete çere bulmanız… Nasıl nerden geliyor bilmiyorum. Polislerimizin bu sıkıntıyı gidermelerini istirham ediyorum. Ben artık oğlumla baş edemiyorum. Evdeki tüm elektronik cihazlarımızı ya kırdı ya da sattı. Daha önce tedavi edilmesi için savcılığa başvuruda bulundum. Hastaneye yatırdılar fakat hastanedeki güvenlik ne durumdaysa bilmiyorum Elazığ'daki (Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi) hastaneden kaçıp yalınayak Bingöl'e geldi. Sanki güvenlik görevlileri bana dokunmayan bin yıl yaşasın anlayışıyla uyuşturucuyla mücadelede pasif kalıyorlar. Bu illet Bingöl'de artık ortaokul seviyelerine kadar inmiş durumda. Tedavi yapılmasını istiyorum fakat sağlık ve savcılık kendi isteği olmadan bir şey yapamayacaklarını yapamayacaklarını söylüyor. Ben bir baba olarak ne yapabilirim. Bir cinayet olmadan veya kan dökülmeden devlet bir şey yapamıyor mu? Devlet bu durumda aciz davranmaması gerekir. Sonuç olarak oğlumun bir an önce tedavi edilmesini istiyorum. Önce psikolog vasıtasıyla ikna edilip bu illetten kurtarılmasını istiyorum. Gereğinin çok acilen yapılmasını arz ederim."
Babanın 5 ay önceki "Bir cinayet veya kan dökülmeden devlet bir şey yapamıyor mu" çığlığını duymayan devlet dört canı kurtaramadı.
19 yaşındaki bir genci lanetlemek ya da aileyi suçlamak en kolayı… Ama iddialara göre ortaokullarda bile kullanılan bu dev sorunun ekonomi politiğinin üzerine gidilmeden çok hayatlar kararmaya devam edecek. Zira geçtiğimiz günlerde bir hakimin aktarımından bizzat duydum. Önlerine gelen dosyaların çoğu uyuşturucu dosyasıymış.
Narko devletin izdüşümü olsa gerek Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 2023 raporuna göre 2022'de 340 bin olan hükümlü ve tutuklu sayısının 114 bini uyuşturucu ile bağlantılı suçlardan cezaevinde olan hükümlü ve tutuklulardan oluşuyor.
2021 yılında Türkiye'de uyuşturucu madde bağlantılı suçlardan ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutuklu oranı yüzde 33,6 iken 2022 yılında bu oran yüzde 35,4'e yükseliyor. (Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, 2023)
Bingöl Üniversitesi ile ilgili de ciddi iddialar var. Öğrencilerin uyuşturucuya alıştırıldığı, fuhuşa sürüklenmek istendiği yönünde… Uyuşturucu-siyaset ilişkisi ile ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dönemin İçişleri Bakanı'na dönük "Bütün kaçakçılarla fotoğrafı çıkıyor, uyuşturucu kaçakçısıyla fotoğrafı var.. Fotoroman Süleyman" sözleri beni Bingöl özelinde de şu habere götürdü.
Kasım 2022'de araçlarında kilolarca uyuşturucu ile yakalananların AKP ve MHP ilçe başkanlarının yeğeni olduğu haberlere yansımıştı. Sinan Ateş cinayeti planlayıcısı Doğukan Çep'in Maltepe-Gülsuyu'nda uyuşturucu ile mücadele eden Hasan Ferit Gedik'i öldürmekten ceza alıp 8 yıl boyunca firarda yaşayabilmesini düşündüğümüzde uyuşturucu ile gerçek mücadele siyasetin konusu…
Not: Cimer'e yazılan dilekçenin orjinaline dokunulmadı…
/././
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder