Sayıları ikiye maaşları 10'a katlandı: Saray'a alınanların parasını kim ödeyecek?
2018 seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanlığı teşkilat yapısı değiştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta 10 ayrı politika kuruluna 140 üye atadı. Kurullarda görevlendirilecek kişilere ödenmesi beklenen aylık maaş ise 10 kat arttı. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta 10 ayrı politika kuruluna 140 üye atadı. 2018’deki ilk atamalarda kurul üyesi olan Orhan Gencebay, Yiğit Bulut gibi bazı isimler, Cumhurbaşkanı danışmanları yeni atamalarda yine kurullarda görev aldı. CHS ile geçilen yeni rejimde bakanlık sayısı ve bürokrasinin azalması, yönetim ve karar süreçlerinin hızlanması, kamu yönetiminin hantallıktan uzaklaşması önemli iddialardı. Oysa 16 bakanlıkla benzer alanlarda faaliyet yürüten 10 politika kurulu yanında, yatırım ve finanstan dijital dönüşüme, insan kaynaklarından siber güvenliğe kadar, özel bütçe ve tüzel kişiliğe sahip çok sayıda özel Cumhurbaşkanlığı ‘ofisi’ kuruldu. Politika kurulları, idari-mali özerkliğe sahip özel ofisler ile bakanlıklara paralel bürokrasi, görev alanlarının mükerrerliği ve kurumsal yapılanma söz konusu.(10 KAT ARTIŞ) Kısa süre önce kurulan Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu ile sayısı 10’a çıkan politika kurullarının yanı sıra kurullara atanan üye sayısı da 2018’de 76 iken geçen hafta 140’a yükseldi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 6 Ocak 2025 tarihli genelgesine göre 1 Ocak-30 Haziran 2025 arasında uygulanacak memur aylık katsayısı 1,012556. Bu katsayının 100.000 ile çarpılması sonucu politika kurullarına atanan üyelere ödenecek en düşük aylık 2018’e göre yaklaşık 10 kat artışla 101 bin 255 TL. Atanan 140 üye diğer kurumlardan, üniversitelerden, şirketlerden elde ettiği maaş ve gelirleri almaya devam edecek. İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu üzerinden başlatılan siyasi operasyonlar ve buna tepki olarak ortaya çıkan protestoların, kitlesel gözaltı ve tutuklamalarla peş peşe açılan davaların siyasal-yargısal boyutunun ekonomiye faturası da giderek ağırlaşıyor.(FAİZDE KRİTİK VİRAJ 17 NİSAN) ANKA Ekonomi Editörü Zülfikar Doğan'ın yazısında öne çıkan başlıklar şu şekilde: -19 Mart operasyonlarının ardından başlayan sıcak para kaçışıyla yabancıların portföy yatırımlarındaki satışları sonrasında bir haftada 4 milyar dolara varan yabancı sermaye çıkışı yaşandı. -Merkez Bankası verilerine göre yabancıların Türk menkul kıymetleri, hisse senedi, DİBS ve tahvillere yaptıkları yatırımların piyasa değeri iki haftada 11 milyar 756 milyon dolar azalarak 45,6 milyar dolara indi. -Merkez Bankası’nın 19 Mart sonrası iki haftalık rezerv kaybı ise 43 milyar dolara yaklaştı. -Yabancı sıcak para çıkışları, portföy satışları ve Merkez Bankası rezervlerindeki erimenin iki haftalık maliyeti 50 milyar dolara yaklaşıyor. -19 Mart öncesi nisanda da faiz indirimi beklentisi ağırlıktayken operasyon sonrası bu beklenti tersine döndü. Dolayısıyla PPK’nın 17 Nisan’da faiz indirme ihtimali düşük görülüyor. (DMM'DEN AÇIKLAMA GELDİ) Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları üyeleri aylık en az 101 bin lira maaş alacak.” iddiası doğru değildir. Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları üyelerine herhangi bir maaş ödemesi yapılmamaktadır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik iddialara itibar etmeyiniz."
***
Sivasspor'un taşıdığı pankart kadınları ayağa kaldırdı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025’i “Aile Yılı” ilan etmesiyle birlikte başlayan “normal doğum” teşvikleri, bu kez futbol sahalarına taşındı. Sivasspor’un, Fenerbahçe ile oynadığı karşılaşma öncesinde taşıdığı “Doğal olan normal doğum” yazılı pankart, başta kadın örgütleri olmak üzere çok sayıda kadın siyasetçi ve doktorun tepkisini çekti. Kadınlar, "Umarım tez zamanda normal doğum yaparsınız sevgili futbolcular" diye tepkilerini dile getirdi.(https://www.sozcu.com.tr/sivasspor-un-tasidigi-pankart-kadinlari-ayaga-kaldirdi-p162686)
***
Mezarlık arsasına TÜGVA kondu -Deniz Ayhan-
AKP’li İBB yönetimi satın aldığı arsayı gençlik merkezi yaptı, TÜGVA’ya yarı fiyatına verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AKP’li başkanlar dönemindeki usulsüzlüklerinden biri daha ortaya çıktı. Eyüpsultan Abdülvedüt Mahallesi’nde bulunan arsa 2010 yılında kamulaştırma ile park alanı, yol ve mezarlık alanına dönüştürüldü. 2 bin 143 metrekarelik alan, 2014 yılında İBB tarafından park yapılmak amacıyla satın alındı.2016 yılında İBB arsa üzerinde, 30.3 milyon TL’ye ihale ettiği, Gençlik Merkezi Projesi’ni başlattı. Resmi kayıtlara Eyüp Gençlik Merkezi olarak geçen projenin veri ve görsellerinde ise TÜGVA ibaresi yer aldı. Etüt raporunda da proje TÜGVA Gençlik Merkezi olarak yer aldı. İBB iştiraki KİPTAŞ 2017’de bu arazi ve taşınmazı kendisine ait GOP Mega Venezia Konutlarındaki 35 adet daire ile takas etti ve arazi KİPTAŞ’a geçti. KİPTAŞ arazi ve üzerindeki binayı 29 milyon 990 bin TL + KDV bedel ile TÜGVA’ya yüzde 30’u peşin, kalanı 10 eşit taksitle sattı. Arsadaki Eyüp Gençlik Merkezi de mülkiyetin değişmesiyle TÜGVA’nın oldu.(DOSYA SAVCILIKTA) Teftiş Kurulu raporuna göre; Arsası ile birlikte 50 milyona mal olan bina 30 milyon TL’ye TÜGVA’nın oldu. İBB raporu sorumluların tespiti ve zararın tazmini için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.***
Ankara’ya 197 metrelik silkeleme kulesi -Deniz Ayhan-
AKP’den CHP’ye geçen Keçiören Belediyesi, kulenin devrini, geçmiş dönemden kalan borcu kapatmak için SGK’ya önerecek.
Ankara Keçiören’de AKP’li başkan döneminde “Türkiye’nin en yüksek kulesi olacak’’ denilerek 2003’te temeli atılan Cumhuriyet Kulesi, 50 milyon dolar yuttu ve 21 yılda zor tamamlandı. CHP’li Keçiören Belediyesi yönetimi, atıl kalan ve gelir de getirmeyen kuleyi SGK borçlarına karşılık hazineye devretme kararı aldı. Kulenin devri, AKP’li geçmiş dönemden kalan borcu kapatmak için SGK’ya önerilecek. Keçiören Belediyesi yetkilileri kulenin trampaya konu edilmesi için yetki alındığını belirterek “SGK’ya önceki dönemlerden kalma 2 milyara yakın borç var ve belediyemizden 6-7 aydır kesinti yapılıyor. Bu yükten kurtulmak için kuleyi SGK’ya önereceğiz. Tek amaç devlete olan borcumuzu ödemek” açıklaması yaptılar.(50 MİLYON DOLAR) Keçiören Belediyesince 18 Temmuz 2003’te temeli atılan 197 metrelik Cumhuriyet Kulesi’nin inşaatı, uçuş mania hattını aştığı gerekçesiyle durdurulmuştu. Peşpeşe ihaleler yapılıp, kulenin tamamlanması için uğraşıldı. 18 Mart 2024’te yerel seçimlere sayılı günler kala AKP gövde gösterisiyle açtı. Ancak kulenin bazı bölümlerinin şantiye halinde olduğu belirlendi. Kule için toplam harcamalar döviz kuruyla yaklaşık 50 milyon dolara ulaştı.***
Cengiz, İmamoğlu operasyonu konuşulurken maden izni istedi, fırsatı kaçırmadı -Belce Örü-
Ekrem İmamoğlu ve CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar Türkiye’nin gündeminde, Cengiz ise maden izni peşinde Holding Eskişehir Mihalgazi ve Tepebaşı bölgelerinde siyanürle maden aramak için bakanlığın ÇED duyurusunu bekliyor. Vatandaşın gözü kulağı iktidarın attığı siyasi adımlara çevrilmişken, neredeyse yedi bölgede enerjiden inşaata farklı alanlarda milyarlarca liralık projelere devam eden Cengiz Holding yine fırsatı kaçırmadı. Holding, Temmuz 2024’te Eskişehir’in Mihalgazi ve Tepebaşı bölgesinde siyanürle altın ve gümüş arama faaliyetine yönelik Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu büyük eksikliklerle Çevre Bakanlığı’nın onayına sundu. 9 Nisan’da maden projesinin ÇED sürecinin bir parçası olan İnceleme Değerlendirme Komisyonu’nun toplantısı Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda gerçekleştirildi. Eksiklikler nedeniyle toplantıdan durdurma kararı çıktı. Bakanlık ise nihai kararını bu hafta duyuracak. Süreç olumlu devam ederse Sakarya Nehri kıyısındaki verimli arazilerde, 836 hektarlık ruhsat alanında ve 57.5 bin ağacın bulunduğu bölgede kazı yapılacak.
(MADEN ÇÖPLÜĞÜ OLMAYACAK) CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “İliç’ten ders almayanlar İç Anadolu’nun Çukurova’sı Eskişehir Mihalgazi-Sarıcakaya’ya gözünü dikti’’ dedi ve SÖZCÜ’ye şunları söyledi: “Yılda 12 milyon ton kazı yapılacak ve İliç gibi açık ocak ve siyanürlü yığın liç yöntemi kullanılacak. Yılda 10 milyon ton su kullanılacak. Eskişehir’in su kaynaklarının 5’te 1’i bu madene gidecek. Sakarya Nehri kıyısında, 4 mevsim narenciye ve sebze yetişen, 28 endemik bitki ve 61 omurgalı hayvan ile 128 kuş türüne ev sahipliği yapan bölgede, ağaçlar kesilecek ve siyanür ile altın aranacak. Altın madeni tarımı bitirir, su kaynaklarını yok eder, doğal hayatı öldürür. Siyanür halk sağlığını tehdit eder. Bu projeye karşı direneceğiz, Eskişehir’i maden çöplüğü yaptırmayacağız.”(‘Pervasızca davranıyor’) Ankara’da Bakanlık bünyesinde gerçekleştirilen toplantıya katılan Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu Avukatı Mert Yedek, ÇED süreci hakkında şu bilgileri verdi: “Devasa hata ve eksiklikler var. Bakanlık duyurusundan sonra Cengiz Holding’e eksikliklerini tamamlaması için iki aşamada olmak üzere en fazla 18 ay süre tanıyabilir. Bir sonraki toplantıdan durdurma, iptal ya da yürütme çıkabilir. Fakat holding eksiklerini tamamlama noktasında Bakanlık desteğinin rahatlığıyla pervasızca davranıyor. Bizim eleştirilerimiz nedeniyle Çevre İl Müdürü hakkımızda suç duyurusunda bulundu. Biz de karşı dava açtık.”(‘Süreç henüz bitmiş değil’) Eskişehirliler maden arama projesinin duyurulduğu günden itibaren bölgede eylemler gerçekleştiriyor. Verimli arazilerin yok olmasından endişe eden sivil toplum örgütleri ve bölge halkı farklı noktalarda protestolar düzenliyor. Gelinen noktada ÇED sürecine yönelik iptal değil, durdurma kararı çıktı. Bu da sürecin devam edeceği anlamına geliyor. Süreçle birlikte bölgedeki endişe de hız kesmiyor.(‘Hep birlikte mücadele etmeliyiz’) Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, “Sakarya Vadisi’nin doğal kaynaklarını, suyunu ve havasını korumak, herkes için çok büyük önem taşıyor. Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçelerimiz, Eskişehir’in iki önemli yerleşim yeri, bereketli topraklarla çevrili. Son dönemde bölgedeki madencilik faaliyetleri arttı ve bunu üzüntüyle karşılıyoruz. Toprağımızı, suyumuzu, havamızı ve doğamızı korumak için hukuksal süreç başlattık. Doğal kaynaklarımız hızla kirleniyor ve buna karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz” dedi.***
Sözcü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder