Bünyamin’in 10 bin avrosu ve ötesi: Les Benjamins, girişimcilik yanılsaması ve Yeni Osmanlıcılık -Evin Nagehan /soL

Bünyamin Aydın 2018 başlarında verdiği bir röportajda sanki Anadolu halkının atası Osmanlı hanedanlığıymışçasına “atalarımızın geçmişini bile hatırlamayan yeni bir nesil var” diye serzenişte bulunuyordu. Oysa biz atalarımızı çok iyi hatırlıyoruz.

Bünyaminler sözcüğünün Fransızca karşılığı olan Les Benjamins adıyla tanınan markanın “kurucusu” Bünyamin Aydın, birçok genç için yaratıcılık ve girişimcilik sayesinde büyük para kazanma hayalinin sembol isimlerinden biri oldu. Ana akım ve alternatif görünümlü medyanın parlattığı bu markanın arkasında ise İstanbul Sanayi Odası’nın ikinci en büyük 500 şirket listesine giren AY-TİM grupta somutlaşan bir sermaye birikimi ve bu birikimin AKP-MHP iktidarına uzanan dostlukları var. Pek dikkat çekmese de Les Benjamins aynı zamanda Yeni Osmanlıcılık gericiliğinin “seküler” taşıyıcılarından biri.

AKP’nin yeni Türkiyesi’nin alameti farikalarından olan girişimcilik ve piyasacılık AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim” sözünde kristalize 1 olmuştu. Bu yeni dönemin bir diğer ayırdedici özelliği ise Yeni Osmanlıcılık’tı. Erdoğan’a göre II. Abdülhamit istibdadı methiyeler düzülecek bir dönemdi, Cumhuriyet Devrimi kötüydü, 1928’de Harf Devrimi’yle bir gecede cahil kalmıştık… AKP’nin ekonomi politiğinin özünde girişimcilik ve piyasacılığın dinamiğiyle ve Yeni Osmanlıcı ideolojinin refakatinde Türkiye burjuvazisinin dünyaya sermaye ve mal ihraç ederek uluslararası planda yayılmasını ve büyümesini sağlamak vardı.

Üniversite kampüslerinden yeme-içme mekanlarına, sosyal medyadan bilgisayar oyunlarına kadar bu iki ayaklı neoliberal politikalar bütününün ülkemizde nüfuz ettiği alanlardan biri de tekstil sektörü oldu. Bu yazıda Les Benjamins markasında somutlaşan girişimcilik yanılsamasına ve Yeni Osmanlıcılık’a dikkat çekeceğiz. Bünyaminler’in bizi ilgilendirmesinin iki temel sebebi var. İlki, diğer birçok girişimcilik efsanesinde olduğu gibi ezici çoğunluğu yakın geleceğin emekçileri olacak gençlere sunulan “başarı hikayelerinin” ardındaki ekonomik gerçekleri ortaya dökme ihtiyacı. Bünyaminler’in arkasında sadece tekstil değil; gıda, inşaat, emlak gibi alanlarda faaliyet gösteren AY-TİM grup gibi orta ölçekli bir sermaye birikimi var. Diğer sebep de bu markanın kurulduğundan beri AKP’nin yaydığı Yeni Osmanlıcılık gericiliğinden türeyen bir alt akımın bir vektörü olması. Bünyamin Aydın’ın izlediği yolu kendi bilinç ve tercihiyle seçtiğini pek düşünmüyoruz, o sadece para kazanan ve konumundan memnun bir taşıyıcı, zaten bu yüzden arka plandaki sermayeye ve ideolojiye odaklanıyoruz.

Başlarken uzunca bir notla da olsa belirtelim. Bünyamin Aydın, Osmanlı soyundan gelen Nilhan Osmanoğlu gibi Osmanlı konseptinde ürünleri satan bir e-ticaret sitesi kurmadı. Osmanoğlu’nun “sülalesinden kalanları” yeniden ele geçirmek istemesiyle yarattığı saldırganlık ve kibir, Aydın’ın imajında yerini girişimciliğin ve piyasanın “erdemlerine ve fırsatlarına” ve AKP’nin siyasal İslamına mesafeli gözüken bir halkla ilişkiler stratejisine bırakıyor. Sergilemek istediğimiz yanılsamalar burada.

Göçmen işçi çocuğu anlatısı, Nike’den mektup ve 'Doğu-Batı sentezi'

2021’de Koç Holding’in Yapı Kredi Bankası’nın Özel Bankacılık bölümünün internet sitesinde Bünyamin Aydın ve Les Benjamins’le ilgili bir yazı meseleyi özünden kavrayan bir cümleyle başlıyordu: “Pazarlama kurallarının bir numarasında şu yazar: Hikâye satar!” Bünyaminlerin satması için gerekli olan, hikâyenin gerçek değil, ikna edici olmasıydı.

1989 doğumlu Bünyamin Aydın “başarı hikayesini” anlattığı “Dünyayı Sallayan Türk” başlıklı bir röportajında Almanya’da Düsseldorf yakınlarında Neuss adlı küçük bir şehirde doğduğunu, dedesinin misafir işçi (gastarbeiter) olarak kaynakçılık yaptığını, kendisinin üçüncü kuşak göçmen olduğunu, 12 yaşında Türkiye’ye geldiğini anlatıyor. Buraya kadar anlatılan hikâye göçmen bir işçi ailesinin torununun geçmişi gibi gözükse de göçmen işçilerimizin pek azının çocuklarının veya torunlarının İsviçre’de seçkin okullarda okuyabilme ve sık(ıldık)ça üniversite değiştirme şansı olduğunu biliyoruz. Markanın Youtube kanalında bu işçi kökenlere yapılan vurguyla kurgulanmış olan geçmiş, “Anlatılmamış bir kişisel hikâye” adıyla yayınlanan bir videoda anakronik öğelerle bezenerek ifrata vardırılmış. Bünyamin Aydın’ın ailesinin aşağıda ayrıntısıyla ele alacağımız sermaye birikimiyle ve ilişkiler ağıyla hiç uyuşmayan bu anlatının bir halkla ilişkiler faaliyeti olduğunu görmek güç değil. 2

Röportajın devamında Aydın, üniversite eğitimini yarıda bırakıp 2011’de 22 yaşındayken İstanbul’da “kendi” markasını kurduğunu anlatıyor. Tişört tasarımıyla kalmak istemeyen ve işi büyütmek isteyen Aydın, daha sonrasında başka tekstil ürünlerine de el atıyor. Aydın 2017’de Nike’nin Air Max ayakkabı serisine dışarıdan tasarım yapan 12 kişinin arasına girerek bu alandaki ilk Türk olmakla övünüyor. 3 Aydın bir başka röportajında bu markanın kendisine gönderdiği mektupta “Ortadoğu’da rüzgâr estiriyorsun, sen sadece bir tasarımcı değilsin” yazdığını vurguluyor. Belli ki Aydın’ın sürekli bahsettiği “Doğu-Batı sentezi” adındaki Yeni-Osmanlıcılık’ın rüzgarları Batı’dan da esiyor.

Doğu-Batı sentezi ambalajlı Yeni Osmanlıcılık

Bünyaminlerin “Doğu-Batı sentezinden” kastedilen Anadolu halkının kültürel birikiminin Cumhuriyet’le birlikte ilerici Batı değerleriyle buluşması değil. Örnek vermek gerekirse, Ruhi Su’nun halk türkülerini Batılı operasının vokal teknikleriyle sentezlemesi gibi bir şey söz konusu değil bu sentezde. 4 Bünyamin Aydın’ın sürekli bahsettiği bu Doğu-Batı (veya Batı-Doğu) sentezi bir Osmanlı nostaljisinden ve bunun da ötesinde retrofütürist bir Yeni Osmanlıcılık’tan türüyor. “Cumhuriyet olmasaydı şimdi nasıl olurdu?” sorusundan türeyen ve Osmanoğulları’nın teokratik monarşisi dönemindeki toplumu özlemle anan fantezilerden bahsediyoruz.

Sadece moda değil, sanat, edebiyat, bilgisayar oyunları gibi alanlarda da benzer sentezler var. Örneğin dar paçalı pantolonlu fesli tiplerin ABD’de Seattle’daki gibi uyuşturucu batağına düşmüşleri hatırlatan nargile içen tiplerin arasında dolaştığı RPG tarzı bir bilgisayar oyunu olan Ottopunks: Gangs of Bosphorus tam olarak bu retrofütürist hevesle kurgulanmış. 5 Burada “-punk” soneki bildiğimiz müzik türünden ziyade retrofütürizmi temsil ediyor ve Steampunk gibi başka türleri de var. Bununla birlikte aşağıda olduğu gibi artık ana akımın bir parçası olmuş  punk  kültürüne 6 yapılan göndermeler de var.

en
2023’te çıkan Ottopunks: Gangs of Bosphorus oyunundan bir ekran görüntüsü: The Exploited adlı punk grubunun “Punks not dead.” (Punklar ölmedi) adlı şarkısındaki slogana yapılan göndermeyle “Sultan ölmedi”.  

İşte Les Benjamins, markanın pek bilinmediği Ekim 2012 gibi bir tarihte Twitter (X) hesabında işte bu Yeni Osmanlıcı ruha uygun paylaşımlar yapıyordu. En görkemli günlerinde halkımız Osmanlı özentili AKP iktidarı karşısında “Hükümet istifa!” diye 81 ilimizin 79’unda 7 sokaklara dökülmüşken televizyon kanallarında Penguen belgeselleri gösterilen Gezi Parkı Direnişi’nin sönümlendiği 2013 Temmuz’unda Les Benjamins Osmanlı’dan esinlendiği fesleri pazarlıyordu.

en2
en3

Avrupa’nın moda başkentinde Yeni Osmanlı fantezileri: 'Tanrı Sultan’ı korusun'

Yeni Osmanlıcılık’ın Les Benjamins’in koleksiyonlarında zirve yaptığı tarih ise 17 Ocak 2016’ydı. Milano’da Via Clerici 810 numarada yapılan defilede semazenler tekno müzik eşliğinde dönüyor, fesler ve yeni Osmanlıcı temalar bu sefer punk saçlı mankenlerin giydikleri sweatshirt ve tişörtleri süslüyordu. Aynı dönemde AKP iktidarı ve Erdoğan da siyasi ve askeri alanda Yeni-Osmanlıcı ajandasını hem Türkiye’de hem de Suriye’de ilerletiyordu.

Türkiye Cumhuriyeti Milano Başkonsolosluğu’nun sosyal medya hesabında paylaştığı Ottoman Punk adlı defilenin 9 katılımcıları arasında her düğünün damadı her cenazenin öleni Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök’ten 10 “laik” TÜSİAD sermayesinin temsilcilerinden Sabancı ailesine, Boynerlerin çocuklarına kadar isimler yer alıyordu. Sabancı ailesinin bir başka üyesi olan Fethi Sabancı Kamışlı 2020’den itibaren Sabancıların bir bölümünün sahibi olduğu Esas Holding’e bağlı Esas Ventures adlı girişim sermayesi şirketi vasıtasıyla markaya finansman sağlayacaktı.

Les Benjamins’in Milano’da sergilediği koleksiyonundaki bir sweatshirtte yazan “God Save the Sultan” (Tanrı Sultan’ı korusun) yazısı. Birleşik Krallık ulusal marşı “God Save the Queen”e ve aynı isimli Sex Pistols adlı punk grubunun şarkısına göndermeyle.

İlerleyen senelerde Egemen Bağış gibi AKP’li isimler de Les Benjamins’in “event”lerinde boy gösterecekti.

en5

Bu konuyla ilgili önemli bir not geçmemizde fayda var. Ottopunk (veya Ottoman Punk) akımı Yeni Osmanlıcılık’ın tek veçhesi değil. Bu akım AKP'nin Yeni Osmanlıcılığının içinde en başından beri de yer almadı, fakat bu akımın kendisi Yeni Osmanlıcı kültürden türedi ve buradan türeyen tek akım değil. Hatta bu alt akımın Yeni Osmanlıcılık içerisinde cılız bir hattı temsil ettiğini bile söyleyebiliriz. Fakat kanımca seküler kesimlere hitap etme şansı en yüksek olanı bu alt akım. Yeni Osmanlıcılığın genel olarak topluma egemen olup olmadığı ya da AKP’nin kültürel hegemonyasını kurup kuramadığı tartışması ise bu yazının sınırları dışında. 11

AYTİM: Les Benjamins’in arkasındaki sermaye birikimi

Bünyamin Aydın’ın sürekli anlattığı 10 bin avroyla işe başlamış olma efsanesinin arkasındaki sermaye birikimi olan AY-TİM Grup’un kökleri 1970li yılların ikinci yarısına dayanıyor. 1994 yılında AY-TİM perakende, imalat sanayii, tarım, inşaat ve emlak gibi diğer alanlarda da faaliyet göstermeye başlayarak AYTİM Grup’a dönüşüyor. İlk tekstil fabrikasını İstanbul’da kuran grubun ikinci fabrikası ise Yonca-Tim Tekstil Tarım San. Tic. A.Ş. adıyla Bartın’da kuruluyor. Grubun içerisindeki diğer şirketler arasında bugün kapalı olan Space Gaming adlı bir e-spor şirketi, YoncaTim bünyesindeki KINGWI ve Antre Gourmet gibi tarım ve gıda şirketleri, Almanya’da kurulan Baberti Vertriebsgesellschaft mbH. (Baberti Satış Şirketi Ltd.) adlı bir dış ticaret şirketi var. 2020 yılı itibariyle Les Benjamins’in üretiminin yüzde 99’u AY-TİM Tekstil tarafından gerçekleştiriliyordu.

Aydın, annesi Sevda Aydın ve 2009’da hizmetçileri tarafından öldürülen babası Hasan Hüseyin Aydın’ın İstanbul Sanayi Odası’nın ikinci 500 listesine girebilen bir şirketler grubunun başında olduğunu sakla(ya)mıyor. Fakat Aydın “girişimciliğini” ve “yaratıcılığını” bunun önüne koyan vurgular taşıyan röportajlar veriyor. Ana akım ve liberal medya da zaten bunu istiyor ve izleyicilerine bu hikâyeyi satmak istiyor. Buna karşılık piyasayı bilenler için bu tip başarı hikayeleri çok sırıtıyor. 2015 tarihli bir Bünyamin Aydın röportajının başlığının “Beklenmedik Çıkış” olması yeni mezunlar için sahte bir umut kaynağı, fakat sektörde çalışıp sistemin nasıl işlediğini bilenler için ise komik bir ifade.

Bir röportajında Aydın başarısının arkasında ne olduğuna dair bir soruya hiç de kırık Türkçesi’yle açıklanamayacak bir çelişkiyle yanıt veriyor: “Daha çok kendi kendime ailemin desteğiyle buralara kadar geldim”. Zaten röportajın devamında da hepimizin bildiği bir gerçeği tekrarlıyor: “Dünyaya da baktığımızda çoğu moda markasında ya fonlar ya aileler var.” Erzurumlu yerel bir gazeteci ise Les Benjamins’in girişimcilik hikayesi konusunda samimi ve gerçek bir ifade kullanıyor: ‘Bünyamin'in arkasında, “İhtişamlı bir dağ” gibi duran hem anne hem de babalık yapan Sevda Aydın var.” 12

AY-TİM’den COVID döneminde işçilere çalışma baskısı ve ‘100 milyon liralık maske vurgunu’ iddiası ve 10 yıla kadar hapis istemi

AY-TİM, COVİD döneminin o heyheyli günlerinde, 2020 yılında Erzurum’da bir maske fabrikası kuracağını duyurmuş. Birçok internet sitesinde 150 milyon TL yatırımla yüzlerce kişiye istihdam sağlayacağı müjdelenen bu fabrikanın açılıp açılmadığını bilmiyoruz, ki kimi iddialara göre fabrika açılıp kapanmış, fakat dönemin Erzurum valisi olan ve bir dönem AFAD başkanlığı da yapmış olan Okay Memiş’in 2020 yılı sonlarında AY-TİM yetkililerini makamında kabul etmiş.

en6

Bu maske meselesi bir sene sonra 2021 sonlarında Bünyamin Aydın’ın annesi Sevda Aydın ve dayısı Metin İlhan arasında patlayan akçeli bir skandalla tekrar su yüzüne çıkmış. Patronlar Dünyası’nın haberindeki 13 iddiaya göre maske kumaşıyla üretim yapan çok sayıda firmanın 100 milyon liraya yakın dolandırıldığı ifade edilirken, Ay-Tim Tekstil’in başındaki Sevda Aydın, kardeşi Metin İlhan’ın İlkotec Tekstil adlı şirketi üzerine taşeron şirketlerden aldığı milyonlarca maskeyi yurtdışına ihraç etmiş. Fakat bu taşeron şirketlere ödemeler yapılmayınca Aydın’ın şirketine haciz yapılmış ve olay savcılığa taşınmış. Sevda Aydın, “Benden alacağınız yok. Faturaları kime kestiyseniz ödemeyi ondan alın” diyerek alacaklılara kardeşi Metin İlhan’ı adres göstermiş ve kardeşler davalık olmuş. Şirket kamuoyuna olayla ilgili bir açıklama yapmak durumunda kalmış. 14

Hürriyet Gazetesi’nin Şubat 2022 tarihli haberine göre ise savcılık Sevda Aydın ve Metin İlhan kardeşlere 3 yıldan 10 yıla kadar hapis istemi ile dava açmış. İddianamede, “Şüpheliler, fikir ve eylem birliği içinde hareket etti. Paravan şirket konumundaki Ilkotec Tekstil piyasaya borçlandırıldı. Müşteki şirkete aleyhine haksız çıkar elde ettiler. Şüphelilerin, dolandırıcılık suçunu işlediği yönünde dava açılmasına yeter şüpheye ulaşıldı” denilmiş. 15

Bir diğer skandal da yine COVİD döneminden. İşçi Gazetesi’nin haberi ve DEV Tekstil’in bir raporuna göre AY-TİM’de koronaya yakalanan çalışan işçilere diğer sektöründeki diğer birçok tekstil atölye ve fabrikasında olduğu gibi baskı yapılıyordu. Ücretli izne çıkarılmayan ve işleri yetiştirme baskısı gören tekstil işçilerin bir bölümünün iş cinayetlerinde öldüğü artık bir sır değil. Öte yandan 2020 yılı Les Benjamins ve Ay-Tim için tam bir fırsat yılı olmuş. 2019’a oranla 2020’de online satışlar yüzde 600 oranında artmış.

AKP, MHP ve CHP’li siyasilerden ziyaretler

Aydın ailesinin de Türkiye sermaye sınıfının diğer mensupları gibi siyasilerle arası çok iyi. Başta AKP ve MHP olmak üzere fabrikalarında düzen partilerinden düzenli ziyaretçileri var. 2009’da öldürülen Hasan Hüseyin Aydın’ın anısına memleketi Bayburt’ta yaptırılan caminin açılış törenine katılanlar arasında İçişleri eski Bakanı Ülkü Güney’den, ilin valisi, AKP’li belediye başkanı ve AKP’li yöneticilerine kadar isimler yer alıyordu. 2011’de AKP Kadın Kolları Bartın’daki fabrikayı ziyaret etmiş. 2009-2023 arasında üç dönem Bartın Belediye Başkanı olarak seçilen MHP’li Cemal Akın ise zaman zaman bu fabrikaya ziyaretler gerçekleştiriyor.  

en7
en8

Bartın CHP Milletvekili Aysu Bankoğlu da AY-TİM’in ziyaretçilerinden. CHP’li vekil işçileri öperken çektirdiği fotoğrafları “Emekçiler de işverenler de hep daha iyisi için çalışıyor, daha iyisini hak ediyor” diye paylaşmış. Koç Üniversitesi mezunu genç vekil, asgari ücretin hem ortalama hem de sefalet ücreti olduğu ülkemizde “İşletmelerin bel kemiği emekçilerimize iyi çalışmalar”, “yetkililere de başarılar” dilemiş.

en9

İşte girişimci ve Yeni Osmanlıcı Bünyaminlerin öyküsünün bir bölümü bu. Bünyamin Aydın 2018 başlarında verdiği bir röportajda sanki Anadolu halkının atası Osmanlı hanedanlığıymışçasına “atalarımızın geçmişini bile hatırlamayan yeni bir nesil var” diye serzenişte bulunuyordu. Oysa biz atalarımızı çok iyi hatırlıyoruz. Atalarımızın Osmanlı hanedanından gelmediğini, bu hanedana “Şalvarı şaltak Osmanlı/ Eğeri kaltak Osmanlı/Ekende yok biçende yok/ Yiyende ortak Osmanlı” diyen ve Osmanlı saltanatını ve halifeliği tarihin çöplüğüne gönderip Cumhuriyet’i kuran Anadolu halkının torunları olduğumuzun bilinciyle geçmişimize ve yeni bir geleceğe bakıyoruz. 

Evin Nagehan /soL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Mehmet Ali Güller -Cumhuriyet (21 Temmuz 2025)

  Bahçeli’nin Lübnanlaşma önerisi MHP Genel Başkanı  Devlet Bahçeli ’nin “ Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun, biri Kürt, diğeri Alevi ” ...