Dr. M. Görkem Doğan, Erdoğan’ın gerçekleşecek Beyaz Saray temasını içeriye güç gösterisi olarak yorumladı; ekonomik krizde ise sembolik siyasetin halkın yoksulluğunu gizleyemeyeceğini vurguladı.
Eğitim Sen 6 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Görkem Doğan | Fotoğraf: EvrenselCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD temasları, yalnızca diplomatik bir gündem olarak değil, iç politikada güç gösterisi olarak da okunuyor. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Dr. Öğretim Görevlisi M. Görkem Doğan, Beyaz Saray ile kurulan ilişkilerin arka planını, Trump döneminde öne çıkan “tüccar kafası” yaklaşımını ve bunun iç siyasete yansımalarını değerlendirdi. Doğan, sembolik siyasetin her ne kadar iktidarın elinde bir araç olsa da ekonomik kriz koşullarında halkın yaşadığı yoksulluğun üzerini kapatmaya yetmediğine dikkat çekti. Doğan, Erdoğan’ın “Amerikalılar arkamda” mesajını vermeye çalıştığını dile getirerek “Trump’tan randevu alındı fakat Trump Beyaz Saray’ının tüccar kafası işleyişi var. Dolayısıyla bazı hediyeler vermek gerekiyor ki destek görüntüsünü alabilesin. Örneğin Trump’ın istediği ülkelere gümrük vergisi uygulansın ama kimse Amerikan mallarına gümrük vergisi uygulamasın gibi” dedi.
Türkiye’de siyasetçilerin Amerikan desteğini arkasında olduğunu göstermeye çalışmasının alışılmadık bir şey olmadığını söyleyen Doğan, “Türkiye'de siyasetçiler her zaman Beyaz Saray'ın desteğinin arkasında olduğunu göstermek ister. Hem partilerinin içindeki hem iktidar ortaklarına hem ana muhalefet hem de sermaye çevrelerine, bürokrasideki etkin güçlere karşı bu önemli bir kozdur. Daha başbakan olmadan Beyaz Saray ziyareti yapmış bir siyasi lider, bunu uzun süre kullanmış, Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanıyım gibi vurguları özellikle yaparken hep “Amerikalılar arkamda” mesajını vermek istiyor. Erdoğan açısından da bu zaten bir normdur. Joe Biden'la da çok görüşmek istiyordu, Erdoğan'a randevu vermemişti. Trump'tan randevu alındı fakat Trump Beyaz Saray'ının şöyle bir özelliği var; bir tüccar kafası işleyişi var” dedi.
"Politikasında hoşuna gidecek bazı hediyeler"
“Dolayısıyla Trump’a bazı hediyeler vermen gerekiyor ki istediğin destek görüntüsünü alabil” diyen Doğan, “Trump’ın önemli bir gündemi olan ticaret savaşları konusunda; Amerika istediği ülkelere gümrük vergisi uygulasın ama kimse Amerikan mallarına gümrük vergisi uygulamasın şeklindeki politikasına hoşuna gidecek bazı hediyeler veriyor ki Trump, Beyaz Saray’da “Sayın Erdoğan çok güçlü bir liderdir” gibi konuşmalar yapsın” şeklinde konuştu.
Bu yöntemin bu devirde ne kadar etki edeceğini bilemediğini söyleyen Doğan, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan’a dikkat çekti. Doğan, “Bu yöntemleri kullanıyorlar, bol bol Amerikan savunma sanayisinin ürünlerini alıyorlar ihtiyaçları olsun olmasın. Ama en son Katar’ın İsrail tarafından bombalanmasında gördüğümüz gibi bu işlerin çok bir karşılığı yok” dedi.
"İçeride bir kavga olduğunu gösterir"
Doğan, görüşmenin aynı zamanda içeriye karşı bir kuvvet gösterisi olduğunu hatırlatırken, burada karizmayı çizen zaten birilerinin olduğunu belirtti: Trump’ın oğluyla yaptığı görüşmeyi Özgür Özel’e sızdırmasıyla ortaya çıkıyor. Bu bakımdan yapılacak olan destek şovunun anlamı bir ölçüde ortadan kalkmış oldu. Birileri ön aldı anlaşıldığı kadarıyla devlet içinde. Bu da içeride bir kavga olduğunu gösterir. Zaten o kavga Beyaz Saray’da destek gösterisi ihtiyacını doğurmuştur.”
Sembolik siyasete çok önem vermemek gerektiğini ifade eden Doğan, “Özellikle iktisadi kriz durgunluk anlarında sembolik siyaset anlamsızlaşır çünkü halkın yoksulluğunun, satın alma gücünün düşmesinin çok gerçek sonuçları var. Bunları sembolik siyasetle, Beyaz Saray havalı ofis fotoğraflarıyla kapatmak çok mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
"İşlerin kontrolünün hafifçe elden kaçtığını gösteren bir mevzu"
Erdoğan’ın, Bahçeli’nin “Türkiye-Rusya-Çin ittifakı”na “Takip edemedim, hayırlısı olsun” yanıtını değerlendiren Doğan, şunları söyledi: “Devlet Bahçeli aklına gelen bir şey söylemiş, altında stratejik yönelim gibi bir şey olduğunu zannetmiyorum. Orada esas ilginç olan o sorunun Erdoğan’a sorulması. Gene kim sızdırdıysa bu işleri Amerika’yla yapılanları kim sızdırdıysa aynı çevreler Bahçeli’ye de böyle bir replik söyletiyor. Erdoğan’ın hazır cevabı yok. Erdoğan’ın hazır cevabı olsa bunu bir tane muhabire sordururlar günümüz Türkiye’sinde. O da hazır cevabı verir. Türkiye’de bu Saray rejimi falan demeyi seviyor çeşitli meslektaşlar. Bu işlerin kontrolünün hafifçe elden kaçtığını gösteren bir mevzu bu açıkçası.”
Dilan Temiz / Evrensel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder