Türkiye’nin göreli artık nüfusu ve mesleki eğitim işsizliği: Ne eğitimde ne istihdamda olan 2,9 milyon genç -Kansu Yıldırım/Evrensel-

Türkiye kapitalizmi, ucuz emek üzerinden şekillenen düşük ve orta teknolojili ucuz meta üretimiyle büyümeye odaklanmış durumda. Bu tarzdaki agresif büyüme modelinin dinamosu ise düşük ücretlerle, formel ve enformel sektörlerde çalışacak işçi sınıfı kitlesinin, nüfusun tüm yaş gruplarını kapsayacak şekilde büyütülmesidir. 

Son yıllarda çalışmak zorunda kalan ve çalışırken ölen 6-18 yaş grubundaki çocuk işçileri, 18-25 yaş grubundaki genç işçileri, 60 ve üzeri yaş grubundaki yaşlı işçileri daha çok konuşmamızın nedenlerinden biri, bu bağımlı agresif büyüme modeli.

Türkiye’de nüfusun tüm katmanlarının işçileştirilmesinde çok katmanlı bir strateji izlenirken, sermaye sınıfı en fazla 15-24 yaş aralığındaki çocuk ve genç işçilerden oluşan nüfus grubunu işgücü piyasasına dahil etmeye odaklanmış durumda.

Çalışma hayatına katılmasında hukuki bir engel bulunmayan, artık-değer üretiminde bedensel ve fizyolojik gereksinimleri karşılayabilecek 15-24 yaş grubundaki herkes “genç işçi” olarak sömürü sistemine çekilmek isteniyor. TÜİK’in “İstatistiklerle Gençlik 2024” araştırmasına göre 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 763 bin 159. Bunun toplam nüfusa oranı ise yüzde 14,9.

15-24 yaş aralığını hedef alan işçileştirme stratejisi, gençlerin bir bölümünü eğitimde ve/veya istihdamda tutarken, bir bölümünü de işgücü piyasası ve ücretler üzerinde baskı kurmak amacıyla “göreli artık-nüfus” olarak istikrarsız ve düzensiz bir pozisyona hapsediyor. Burjuva iktisadında olumsuz bir gösterge olarak kullanılan “işsizlik” veya “işgücüne dahil olmayanlar” gibi kategoriler ise aslında istihdamdaki işçileri işsizlikle tehdit etmek ve ücretlerin genel seviyesini belli bir seviyede tutmak amacıyla kullanılıyor.

Karl Marx, sermaye birikim sürecinden bahsederken “emek talebi ile sermayedeki büyümenin, emek arzı ile işçi sınıfındaki büyümenin özdeş olmadığını”, işçilerin “kendi aralarındaki rekabetin yoğunluk derecesinin göreli artık-nüfusun yarattığı baskıya bağlı” olduğunu, çalışanlar ile çalışmayanlar arasındaki birlikteliğin sermaye birikimi açısından risk teşkil ettiğini ifade eder. Yarı ya da tam işsiz durumda olan her işçi göreli artık-nüfusun içerisinde yer alır. İşgücü piyasasına dahil olmayan ve eğitimde yer almayan, “Ne Eğitimde Ne İstihdamda” (NEET) olarak anılan genç nüfus, göreli artık-nüfusu büyüterek sermaye birikimindeki dinamolardan biri haline gelir.

15-24 yaş grubundaki NEET, eğitimini tamamlamış ancak bir işte çalışmayan ya da eğitimine devam etmeyen gençlerden oluşur. Bir ülkedeki NEET oranı, üretimden ve eğitimden kopan, toplumsal yaşamda dezavantajlı bir pozisyonda bulunan genç nüfusu tanımlar. TÜİK’in verilerine göre herhangi bir işte çalışmayan, herhangi bir eğitim programında bulunmayan NEET gençlerin oranı 2023’te yüzde 22,5 iken 2024’te yüzde 22,9 oldu. Genç erkeklerde NEET oranı 2023’te yüzde 15,6 iken 2024’te yüzde 16,2’ye, genç kadınlarda yüzde 29,8 iken 2024’te yüzde 30,1’e yükseldi. Halihazırda toplam NEET genç sayısı 2 milyon 922 bin. NEET genç nüfus, kapitalist emek piyasasının şiddetini gösteren en net olgudur ve göreli artık-nüfusu büyütmenin yöntemlerinden biri olarak işlevselleştirilir.

Türkiye, OECD verilerine göre Avrupa’da en yüksek NEET genç oranına sahip ülke konumunda. 2024 itibarıyla 15-24 yaş grubunda NEET genç oranı yüzde 22,9. Avrupa Birliği ülkelerinde NEET işsizlik oranı genç işsizlik oranına kıyasla düşük seyrederken, Türkiye’de NEET genç işsizliği, genç işsizlik verisinin çok üzerinde.

Kaynak: OECD

BETAM’ın “Genç Kuşakta Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olanların Çok Boyutlu Analizi” raporuna göre NEET verileri eğitim ve istihdamda bölgesel eşitsizlikle ilişkili yapıyı gözler önüne seriyor. “İstatistiki bölge sınıflandırması sistemi”ne göre NEET genç nüfusta en yüksek oran yüzde 31,5 ile Güneydoğu Anadolu bölgesine ait; bunu yüzde 28,3 ile Ortadoğu Anadolu izliyor. Bu iki bölgede toplam 745 bin genç NEET durumunda ve ülke genelindeki NEET genç nüfusun yaklaşık yüzde 28’ini oluşturuyor. Türkiye ortalamasını yüzde 20 civarında tutan da büyük ölçüde bu iki bölge. Diğer bölgelerde NEET oranları daha düşük: Kuzeydoğu Anadolu yüzde 20,9; Doğu Marmara yüzde 15,6; İstanbul yüzde 12,8 ile en düşük NEET oranlarına sahip.

Kaynak: TÜİK, Betam Hesaplamaları

NEET nüfus, göreli artık-nüfusun iki kategorisi olan “durgun artık-nüfus” ve Marx’ın “en dipteki tortu” dediği yoksul artık-nüfusu oluşturur. Durgun artık-nüfus, faal işgücü ordusunun bir bölümünü oluşturur ancak tümüyle düzensiz ve kuralsız bir şekilde çalıştırılır, ücret pazarlığı imkanı yoktur. Yaşam koşulları işçi sınıfının ortalama düzeyinin altına düşer ve maksimum çalışma süresi-minimum ücret ayırt edici özellikleridir. Yoksul artık-nüfus sefalet alanının sakinlerinden oluşur ve Marx’ın tarifinde üç alt kategoriye ayrılır: a) çalışabilecek durumda olanlar b) yetim ve yoksul çocuklar c) lümpen proletarya, çalışabilecek halleri kalmamış, iş aramaktan vazgeçenler, yaşlılar, iş kazası geçirip hasta ve sakat kalanlar. “Sefalet, faal sanayi ordusunun hastanesi ve yedek sanayi ordusunun safrasıdır.”

‘Bitip tükenmeyen emek gücü kaynağı’

NEET genç nüfusun herhangi bir eğitim programında yer almaması veya istihdama dahil olmaması bireysel tercihlerden ziyade toplumsal yapının ve sınıfsal işbölümünün belirlediği bir durum. NEET genç nüfusun bir bölümü günlük harcamalarını ve maddi gereksinimlerini karşılamak için düzensiz şekilde, işe gir-çık yaparak veya yevmiye usulü çalışarak hayatta kalmaya çalışır ancak hiçbir zaman formel istihdamın parçası olmaz. Bu nedenle durgun göreli artık-nüfusun parçası olarak emek yoğun sektörlerde ve alt kademe hizmet sektörlerinde –Marx’ın ifadesiyle– patronlara “bitip tükenmek bilmeyen kullanılabilir emek gücü kaynağı sağlar”.

NEET genç nüfusun başka bir bölümü, ülkenin sosyo-ekonomik koşullarının gün geçtikçe kötüleşmesi, bireysel koşulların değişmemesi, ücretsiz ve nitelikli kamu hizmetlerine erişemediği için geleceğe dair beklentilerinin azalması gibi faktörlerin etkisiyle kapitalist işgücü piyasasına ve eğitim sistemine karşı olumsuz bakış geliştirir. Bu nedenle Marx’ın “işbölümü yüzünden hareket yeteneklerinden yoksun, çaresizlik içinde kıvrananlar” dediği nüfusu oluşturur. Geleceksizlik duygusu, eğitim ve/veya işle toplumsal sınıfsal konumun iyileşmeyeceği düşüncesinden beslenir ve genel olarak kayıtsızlığa yol açar.

Meslek lisesi mezunlarında işsizlik

TÜİK verilerinden NEET genç nüfusun eğitim durumunu incelediğimizde ise başka bir tablo ortaya çıkıyor. 2021-2025 (ilk üç çeyrek) dönemi verilerine göre NEET nüfusun büyük çoğunluğu lise ve lise-altı eğitim programlarından mezun. 4+4+4 eğitim sistemi NEET genç nüfusu düşürmemiş, lise mezunu olan NEET genç nüfus 2021’in ilk çeyreğindeki yüzde 21 seviyesinden 2025 üçüncü çeyreğinde yüzde 30’a yükselmiş.

En dikkat çekici nokta ise, mesleki veya teknik lise mezunlarındaki işsizlik. Mesleki veya teknik lise programlarının herhangi birinden mezun olup halihazırda NEET genç nüfusa dahil olanların sayısı artıyor. Son yıllarda MESEM programındaki düşük ücretler ve iş cinayetleriyle gündeme gelen ve tepki toplayan mesleki eğitim sistemi, meslek edindirmekten ziyade işsizlik üreten bir yapıya dönüşüyor. NEET genç nüfus içinde mesleki veya teknik lise mezunlarının oranı 2024 son çeyreğinden itibaren artıyor: 2024 son çeyrek ile 2025 üçüncü çeyrek arasında yüzde 24,8’den yüzde 28’e yükseliyor.

“Mesleki beceri kazandırmak”, “meslek edindirmek”, “altın bilezik” gibi söylemlerle makyajlanan, gerçekte Türkiye kapitalizminin emek yoğun sektörlerini ayakta tutmayı amaçlayan mesleki eğitim programları, uzun vadede işgücü piyasasına bir ‘karakter’ kazandırma peşinde. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bütçe görüşmesinde “Hem iktisadi hem ahlaki omurga” diye savunduğu mesleki eğitim programları, öğrenci-işçileri 6 ila 11 bin TL karşılığında uzun saatler boyunca, tehlikeli işlerde çalıştırmakla kalmıyor, bu gençleri uzun vadede durgun ve yoksul artık-nüfusun bileşenlerine dönüştürecek yolun taşlarını döşüyor. Nitekim NEET genç nüfusta mesleki eğitim programlarından mezun olanların sayısındaki artış bunun kanıtı niteliğinde.

MESEM kapsamında çalıştırılan öğrenci-işçilerin herhangi bir iş güvencesinin bulunmaması, onları patronlar tarafından “kullan-at” işçi olarak işten çıkarılıp yenisiyle ikame edilecek birer nesneye dönüştürüyor. MESEM’deki öğrenci-işçiler asgari ücretin altında belli süre istihdam edilseler bile potansiyel olarak her an dahil olabilecekleri artık-nüfus kategorisinde yer alıyorlar.

NEET genç nüfus, iş aramayan, işte çalışmayan, eğitim hayatından uzaklaşmış veya okumak istemeyen genç kitlesi değildir; bu memleketin geleceğine dair en kritik sorunlardan biridir. Nüfusun tüm katmanları ne ölçüde proleterleşirse göreli artık-nüfus da o ölçüde büyür ve böylece sermaye, bir yandan istihdamdakileri ve ücretleri baskılarken, bir yandan da düzensiz çalıştırabileceği, gerektiğinde işten atabileceği emek gücüne kavuşur. Sermaye bu strateji için NEET genç nüfusu kullanıp işlevselleştirirken, bu genç kitle üzerinden “sosyal sorumluluk” duyarlılığına soyunacak kadar da riyakârdır.

NEET nüfusun suça sürüklenme potansiyeli ve olası sonuçları ise ayrı ve daha detaylı bir inceleme gerektiriyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Türkiye’nin göreli artık nüfusu ve mesleki eğitim işsizliği: Ne eğitimde ne istihdamda olan 2,9 milyon genç -Kansu Yıldırım/Evrensel-

Türkiye kapitalizmi, ucuz emek üzerinden şekillenen düşük ve orta teknolojili ucuz meta üretimiyle büyümeye odaklanmış durumda. Bu tarzdaki ...