31 Ekim 2022 Pazartesi

BELLEK - 31 EKİM -

 


 OLAYLAR:

  • 475 - Romulus Augustus Roma İmparatoru ilan edildi.
  • 644 - Ömer bin Hattab, kendisinden alınan verginin azaltılmasını isteyen, ancak talebi kabul edilmeyen Ebû Lü'lüe tarafından Medine'de sabah namazında hançerle saldırıya uğradı. Saldırgan intihar ederken, Ömer bin Hattab, 3 Kasım'da öldü.
  • 1517 - Martin Luther, Wittenberg'de 95 tezini kilise kapısına asarak Protestanlığı ilan etti.
  • 1831 - Takvim-i Vekayi yayına başladı.
  • 1864 - NevadaABD'nin 36. eyaleti oldu.
  • 1876 - Hindistan'da dev kasırga: 200 binden fazla kişi öldü.
  • 1892 - Sir Arthur Conan DoyleSherlock Holmes'un maceralarını yayınlamaya başladı.
  • 1918- Mondros Mütarekesi’nin hükümleri yürürlüğe girdi.
  • 1919 - Sütçü İmamKahramanmaraş'ta Fransız işgalcilere ilk kurşunu attı
  • 1922- Bakanlar Kurulu’nun Lozan Konferansı delegesi adaylarını İsmet Paşa, Rıza Nur ve Hasan Hüsnü olarak belirledi.
  • 1923- I. Dünya Savaşı nedeniyle 13 Eylül 1914’te ilan edilen Seferberlik hali kaldırıldı.
  • 1924 - Mustafa Kemal PaşaCumhuriyet'in 1. yıl dönümünde, "Türk milletinin tabiat ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir" dedi.
  • 1951 - Yaya geçidi çizgileri ilk kez Birleşik Krallık'ın Berkshire kentinde kullanılmaya başlandı.
  • 1952 - ABD, ilk hidrojen bombası denemesini Marshall Adalarında yaptı.
  • 1954- Cezayir Milli Kurtuluş Cephesi, Fransız yönetimine başkaldırarak Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nı başlattı.
  • 1956- Amiral G. J. Dufek, Güney Kutbu’na uçağı ile inen ilk insan oldu.
  • 1956 - Süveyş Krizi: Birleşik Krallık ve Fransa, Süveyş Kanalı'nın tekrar açılmasını sağlamak için Mısır'ı bombalamaya başladı.
  • 1960- Milli Birlik Komitesi’nin öğretim üyelerini üniversiteden atmasını protesto eden Ortadoğu Teknik Üniversitesi Rektörü Turhan Feyzioğlu istifa etti. 
  • 1960- Adnan Menderes’in Ayhan Aydan’dan olduğu iddia edilen çocuğunu öldürttüğü hakkındaki ‘Bebek Davası’ başladı
  • 1961 - Sovyetler Birliği Komünist Partisi 25. Kongresi'nde, geçmişteki hataları nedeniyle suçlanan Josef Stalin'in naaşı Moskova Kızıl Meydan'daki Lenin'in mozolesinden çıkarıldı ve Kremlin Duvarı Mezarlığına defnedildi.
  • 1963 - Askerî Yargıtay, Talat AydemirFethi GürcanOsman Deniz ve Erol Dinçer'in  idamını onayladı.
  • 1963 - 50. kez millî formayı giyen Fenerbahçeli futbolcu Lefter Küçükandonyadis'e şeref madalyası verildi.
  • 1967 - Kıbrıs Türklerinin, Rum çetelerinin saldırılarına maruz kaldığı günlerde, Rauf Denktaş gizlice Ada'ya girdi.
  • 1970- Türkiye İşçi Partisi’nin 28-31 Ekim 1970’de yapılan 4.Büyük Kongresi sonrası seçilen GYK genel başkanlığa Behice Boran’ı, genel sekreterliklere de önceki genel başkan Şaban Erik ile Sait Çiltaş’ı getirdi. 1962’de TİP’e üye olan ve 1965-1969 arasında Urfa milletvekili olarak Meclis’te görev yapan Behice Boran, 3 Ocak 1970’de TİP Genel Sekreterliği’ne getirilmişti.    
  • 1970- – 4 Kasım’da göreve başlayacak olan Şili Devlet Başkanı Salvador Allende’nin kabinesinde 4 sosyalist, 3 komünist, 2 sosyal-demokrat, 6 radikal-sol bakan görev yapacak.
  • 1970-  Aziz Nesin “Çiçu” adlı oyunu ile Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü’nü kazandı.
  • 1972- Sıkıyönetim askeri mahkemesinde savcı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi eski dekanı Uğur Alacakaptan için 6 yıl, Asistan Uğur Mumcu ve 4 öğrenci için 15’er yıl hapis cezası istedi. Sanıklar, “Anayasa’yı ilgaya iştirak, komünizm propagandası, hükümetin manevi şahsiyetini tahkir” vs. iddialarla suçlandı.
  • 1972 - Eskişehir yakınlarında bir yolcu treni ile bir yük treni çarpıştı, 30 kişi öldü, 60 kişi yaralandı.
  • 1975- Bankaların ikramiye ve hediye vermesi yasaklandı.
  • 1975-  Başbakan Demirel “29 Ekim’de evler teslim edilecek” sözü vermişti, ancak 6 Eylül’deki depremde ağır hasar gören Diyarbakır/Lice’de yurttaşlar kışa evsiz girecek.
  • 1976- MSP’li Devlet Bakanı Hasan Aksay: “Bu milletin evlatları maymundan geldiğini kabul edemez, ders kitaplarını değiştiriyoruz.”
  • 1977- Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul İl Başkanı: ”6 Kasım’daki ‘Ekim Devrimi ve Türkiye’ toplantısıyla ilgili afiş asan partililerden 98’i gözaltına alınıp falakaya yatırıldı.”
  • 1979- Avukat Eşber Yağmurdereli, TCK 141.maddeden Samsun’da yargılandığı halde en son gönderildiği Mardin Cezaevi’nde hücreye konuldu. Trabzon, Amasya ve en son Mardin Cezaevi’ne gönderilip 3 celsedir Samsun’da duruşmaya çıkamayan Yağmurdereli’nin avukatı Af Örgütü’ne başvurdu.
  • 1981- İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doçent Server Tanilli Strasbourg Üniversitesi’nin davetlisi olarak Fransa’ya gitti. Tanilli, üniversiteye bağlı Türkiye Etüdleri Enstitüsü’nde “Çağdaş Türkiye’nin Kültür Tarihi” derslerini verecek.
  • 1984 - Hindistan Başbakanı İndira Gandhi, iki sih güvenlik görevlisinin düzenlediği suikast sonucu öldürülünce çıkan isyanlarda yaklaşık 2000 masum sih öldü.
  • 1986- Mao’nun “Halk Demokrasisi” kitabını yayınlayarak “komünizm propagandası yapmak”tan yargılanan Hüseyin Kıvanç savunmasını yaptı: ”Kendi ülkesinin 3 bin yıllık tarihini inceliyor diye, Mao Zedung başka bir ülkenin yasalarını çiğneyebilir mi?”
  • 1989 - Turgut Özal, 263 oyla Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı seçildi.
  • 1990- ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal ile eşi Semra Özal’a hakaret ettikleri iddiasıyla bugüne kadar 17’si gazeteci olmak üzere 25 kişi yargılandı. Sonuçlanan 4 ayrı davada 2 karikatürist beraat ederken, 9’u gazeteci 10 kişi toplam 4 yıl 3 ay hapse mahkum oldu
  • 1992 - Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak'ın kuzeyindeki PKK üssü Haftanin kampını ele geçirdi.
  • 1992 - Vatikan, Dünyanın Güneşin çevresinde döndüğünü söyleyen Galileo'nun haklılığını teslim etti.
  • 1995- İstanbul Üniversitesi Öğrenci Koordinasyonu üyesi öğrenciler YÖK’ün mimarı Prof.Dr.İhsan Doğramacı’ya törenle “Ebedi Lale” ödülü verdi.
  • 1998 - IrakBM silah denetleyicileri ile iş birliği yapmayacağını açıkladı.
  • 1999 - New York'tan Kahire'ye giden Mısır Hava Yollarına ait bir yolcu uçağı  Massachusetts açıklarında düştü: 217 kişi öldü.
  • 2000 - Yatağan Termik Santrali çevresinde hava kirliliği sınır değerleri aştı, santralin 3 ünitesi durduruldu, ilçe halkına "sokağa çıkmayın" çağrısı yapıldı.
  • 2003- Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın 2003’de çıkardığı”vergi affı”yasası ile, eski yönetim kurulu üyesi olduğu Al Baraka Türk’ün ”fiktif ihracata aracılık”tan haksız KDV iadesi cezası olarak 30 trilyon TL yerine 1.2 trilyon TL ceza ve faiz ödemesini sağladığı ortaya çıktı.
  • 2003- – Adana’daki Özel Gündoğdu Okulları’nda Haziran’da düzenlenen mezuniyet kutlamalarında yapılan havai fişek gösterilerinin ezan saatine rastladığı gerekçesiyle açılan soruşturmada, “okul yönetimi ve kurucuların uyarılması” cezası verildi
  • 2004- İskoçya’nın Pretopans kasabasında ‘Cadılar Bayramı’nda 16. ve 17. yüzyıllardaki ‘cadı Avı’nda öldürülen 81 kadın ve kedilerinden resmen özür dilendi. İskoçya’da 16-17. yüzyılda 3 bin 500 kadın ve çocuk, karakedi sahibi olmak ve büyü yapmak iddialarıyla yakılarak öldürülmüştü.
  • 2004- Latin Amerika ülkesi Uruguay’ın 179 yıllı tarihi içinde ilk kez devlet başkanlığını sosyalist bir lider, “Geniş Cephe”nin adayı Tabare Vazquez kazandı. Kongre seçimlerinden de eski gerillalar zaferle çıktı. Gerilla örgütü Tupamaros’un eski lideri Jose Mujica senatör seçildi.
  • 2004- Hazırlanan yeni Ceza İnfaz Yasa Tasarısı’nda cezaevlerinde tek tip elbise, hücre cezası, açlık grevi ve ölüm oruçlarına müdahale etme vb. hükümlerin yer almasına karşı Demokratik Kadın Hareketi Girişimi G.Saray’da gösteri yaptı.
  • 2007- İspanya’da faşist general Franco’nun 1939-1975 yılları arasındaki diktatörlük dönemini resmen kınayan “Tarihsel Bellek Yasa Tasarısı” Meclis Alt Komisyonu’nda kabul edildi. Franco’nun izleri silinecek, 1936-1939 iç savaşındaki toplu mezarlar ortaya çıkarılacak, Franco dönemine ait semboller kaldırılacak.
  • 2007- “Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi”nin hayata geçirilmesiyle evleri yıkılacak olan yaklaşık 200 yurttaş Mamak Belediyesi önünde basın açıklaması yaparak “rant için bizleri sokağa atma projeleri kapalı kapılar ardında çiziliyor” dedi.
  • 2007- SES Aksaray Şube üyeleri, Sağlık Bakanlığı’nın radyasyonla çalışan personelin günlük çalışma süresini 9 saate çıkaran genelgesini protesto etti.
  • 2010- İstanbul Taksim Meydanı’nda görev yapan çevik kuvvet ekibine bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıda 15 polis ve 17 sivil yaralandı. Eylemci öldü.
  • 2011- Birleşmiş Milletler’in Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO, Filistin’in üye kabul edilme başvurusuna onay verdi. 
  • 2011-  Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu verilerine göre, dünya nüfusu 7 milyar kişiye ulaştı.
  • 2012- Sivil toplum örgütlerinin “İnsansızlaştırma projesi” diyerek karşı çıktığı Taksim’in trafiğini yer altına indiren projenin ilk etabı için kazma vuruldu.
  • 2013- AKP’li 4 milletvekili bugün ilk kez Meclis Genel Kurulu’na başörtülü girdi. Böylece Mecliste başörtülü dönem de başlamış oldu.
  • 2013- Meclis’e pantalonla katılma isteği “içtüzük”e takılan CHP Milletvekili Şafak Pavey türbanlı Milletvekilleri için tarihi bir konuşma yaptı: “Yakılan, vurulan biz ama kronik mağdur sizsiniz.”
  • 2013-  Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum (sonradan Çevre ve Şehircilik Bakanı) Kanal İstanbul ile oluşturulacak “yeni şehir” için ellerinde bulunan 5.5 milyon metrekarelik arazide 50 bin konut inşa edileceğini söyledi.
  • 2013- Kamerun’un kuzeyinde patlak veren sıtma salgınında yaklaşık 800 kişi öldü, 12 binden fazla kişi ağır hastalandı.
  • 2015- Sina Yarımadası’nda Rusya’ya ait yolcu uçağının düşmesi sonucu 224 kişi öldü. Şarm El Şeyh-St. Petersburg seferini gerçekleştiren uçakta 17’si çocuk 217 yolcu ve 7 mürettebat bulunuyordu. IŞİD’e biat ettiğini duyuran Sina Vilayeti, uçağın kendilerince düşürüldüğünü ileri sürdü.



 DOĞUMLAR:


 ÖLÜMLER:



       (derleyen: mstfkrc)


Bir mafya cinayetinin anatomisi - Timur Soykan / BİRGÜN

 

Kafkas mafyası 9 yıldır Türkiye’de savaşıyor. Son cinayet geçen hafta İstanbul Ataşehir’de işlendi. Kurşun yağmuruna tutulan Azerbaycanlı Elnur Gasimov, 6 yıl önce İstanbul Beşiktaş’ta öldürülen mafya babası Rövşen Caniyev’in adamıydı. Katillerin 2 yıl önce Antalya’da öldürülen Azerbaycanlı Lotu Quli’nin adamları olduğu belirlendi. Peki Türkiye nasıl mafya üssüne dönüştü?

Elnur Gasimov, Ataşehir’de lüks bir sitede yaşıyordu. Yeğeni ile yürürken bir otomobilden açılan ateşle öldürüldü.

Türkiye’nin dünyanın mafya üssüne dönüştürülmesinin her gün bir başka örneğiyle yüzleşiyoruz.

Sırp mafya babası Jolan Vukotiç’in 8 Eylül’de İstanbul’un göbeği Mecidiyeköy’de öldürülmesi Balkan mafya savaşında bir dönüm noktasıydı.

26 Ekim’de ise İstanbul Ataşehir’de Kafkas mafya savaşında çok önemli bir cinayet işlendi. Azerbaycanlı mafya lideri Elnur Gasimov öldürüldü.

Bu cinayet yıllardır Türkiye’de süren yabancı mafya gruplarının çok kanlı savaşında son hamleydi.

Elnur Gasimov, 6 yıl önce İstanbul Beşiktaş’ta öldürülen meşhur Azerbaycanlı mafya babası Rövşen Caniyev’in adamlarındandı.

BABASINI MAFYA ÖLDÜRMÜŞTÜ


                               Rövşen Caniyev’in hayatı Ukrayna ve Rusya’da belgesellere konu oldu.

Rövşen Caniyev’in babası polisti ve 1996’da Azerbaycanlı bir mafya grubunca öldürüldü. 17 yaşında olan Rövşen Caniyev, babasının katilini mahkeme salonunda silahla öldürerek intikam aldı. Henüz çocuk olduğu için birkaç yıl sonra tahliye oldu. Ancak cezaevindeyken yeraltı dünyasına girmişti. Azerbaycan’da çeşitli suçlara karışıp Rusya’ya kaçtı. Rusya ve Ukrayna’da suç örgütünü büyüttü.
Ded Hasan, Rusya’nın en güçlü mafya babasıydı. Moskova’da öldürüldüğünde 73 yaşındaydı.

Bu sırada Rusya’nın kudretli mafya babası; ezidi bir Kürt olan ‘Ded Hasan’ lakaplı Aslan Usoyan’dı. Rövşen Caniyev’in çetesi, 2013’te Ded Hasan’ı Moskova’da lüks bir lokantadan çıktığı sırada öldürdü. Rus mafyasının başına ödül koyduğu Rövşen Caniyev izini kaybettirmiş ve ‘Hayalet’ lakabını almıştı.

Rövşen Caniyev’in diğer düşmanı ise onun gibi Azerbaycanlı olan ‘Lotu Quli’ lakaplı suç örgütü lideri Nadir Salifov’du. Onun adamı olan Ali Gamidov’u da 2013’te İstanbul Başakşehir’de öldürdüler.

EDİRNE’DE ÇATIŞTILAR

Kafkas mafyasının savaşı Türkiye’ye taşınmıştı. Rusya’da cezaevinde olan Lotu Quli’nin kardeşi Namık Salifov ve adamları Azerbaycanlı mafya grubuyla Haziran 2014’te Edirne’de buluştu. Pazarlıklar sonuç vermedi ve silahlı çatışmaya girdiler. Lotu Quli grubundan bir kişinin kalbinden vurduğu polis memuru Hüseyin İmrağ hayatını kaybetti. Bu davada sadece katil ceza aldı ve bağlantıları örtülen Azerbaycanlı suç örgütleri Türkiye’de cirit atmaya devam etti.

                                         Rövşen Caniyev 6 yıl önce cipinde ilerlerken çapraz ateşe alındı ve öldürüldü.

Rövşen Caniyev sahte kimliklerle Türkiye’de lüks bir hayat sürüyordu. ‘Ded Hasan’  cinayetinden 3 yıl sonra, 18 Ağustos 2016 akşamı İstanbul Beşiktaş’taki 5 yıldızlı otelden siyah bir cip ve koruma araçları peşi sıra çıktı. Karanlıkta, ellerinde Uzi suikast silahları olan tetikçiler pusudaydı. Çapraz ateşe alınan cipte Rövşen Caniyev öldü. İddiaya göre; tetikçiler Lotu Quli’nin adamlarıydı.

Suç örgütü lideri Rövşen Caniyev, İstanbul’da nasıl bu kadar rahat hareket edebilmişti? Bu sorunun yanıtı ve onun Türkiye’deki bağlantıları karanlıkta kaldı.

Özel jetle Azerbaycan’a götürülen mafya babasının cenazesini 25 bin kişi karşıladı ve ona anıt mezar yapıldı.

SUİKAST TOPLANTISI

Artık Rövşen Caniyev’in kardeşi Namık Caniyev ve adamları intikam için Lotu Quli’nin peşindeydi. Kasım 2017’de Bakırköy’deki bir AVM’de Namık Caniyev ve adamları, Şirinler Çetesi ile buluştu. Namık CaniyevLotu Quli’nin evini suikast ekibiyle basmak için hazırlık yapıyordu. Şirinler Çetesi’ne kendilerine yardım etmeleri için 5 milyon dolar teklif etmişlerdi. Polis toplantı sırasında baskın düzenledi ve hepsini gözaltına aldı. İddiaya göre; bu operasyon Lotu Quli’nin Türkiye’de poliste etkili olduğunu gözler önüne seriyordu.

Lotu Quli’ye suikast düzenlemek için İstanbul’a gelen Namık Caniyev ve adamlarına operasyon düzenlenmişti.

Namık Caniyev ve adamları kısa süre sonra serbest kaldı. Ama Azerbaycan’ın hakkında Kırmızı Bülten çıkardığı Lotu Quli’nin Türkiye’de yaşadığı anlaşılmıştı. Çetesinin 2014’te Edirne’de bir polisi öldürmesine karşın Türkiye’de nasıl rahat hareket edebiliyordu? Ve neden yakalanmıyordu?

Nihayet polis, Ekim 2018’de Lotu Quli’yi İstanbul’da yakaladı. Açıklamalardan sınır dışı edildiğini öğrendik. Ama kısa süre sonra Türkiye’ye döndüğünü bilmiyorduk.

GÜRCÜ GRUP SUİKAST HAZIRLIĞI YAPTI

31 Ocak 2020’de Rövşen Caniyev grubuna yakın olan Gürcistan uyruklu ve ‘Andri Malyi’ lakaplı Guram Chıkladze İstanbul’da polisin yaptığı baskınla yakalandı. Yanında 2 Ukraynalı, 1 Rus, 4 Gürcü ve 8 Azerbaycanlı adamı vardı. Lotu Quli’yi öldürmek için hazırlık yapıyorlardı.

Bu olay Lotu Quli’nin yeniden Türkiye’ye geldiğini de gözler önüne sermişti. Aslında polis onun nerede olduğunu çok iyi biliyordu. Bir iddiaya göre; Sezgin Baran Korkmaz’ın çöktüğü kara para oteli Paramount’ta kalmıştı. Hatta burada Ukraynalı mafya grubu ile içerken bir marş yüzünden tartışmışlar ve silahlar ateşlenmişti. Polis olay yerine gelmesine karşın resmi işlem yapmamıştı. Bu olayın yaşandığı yerde eski Başbakan Binali Yıldırım, Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, hakimler ve polis müdürlerinin kaldığını hatırlıyorsunuz değil mi?

Sonuçta polis, Lotu Quli’yi hemen suikastlardan hem de soruşturmalardan defalarca kurtarmıştı. Ama tetikçi artık çok yakınındaydı.

​Lotu Quli’nin eski polislerden onlarca koruması vardı. Lotu Quli’yi 15 yıldır korumalığını yapan Khayn Zeyralov öldürdü.

Lotu Quli, kaçak olarak girdiği Türkiye’de çoğu eski özel harekat polisi olan bir koruma ordusuyla geziyordu. Rövşen Caniyev’in öldürülmesinin 4. yıldönümünde 19 Ağustos 2020 günü Antalya’daki otelde Azerbaycanlı yakın koruması tarafından silahla vurularak öldürüldü. Rövşen Caniyev’in adamlarının suikasttan kısa süre önce katil korumayla görüştükleri belirlendi. Bu kişiler silah ateşlenmeden bir saat önce Türkiye’den ayrılmıştı.

MAFYANIN İSTANBUL’DAKİ ANIT MEZARI

Azerbaycan Lotu Quli’nin cenazesini kabul etmedi. İstanbul’da defnedildi ve büstünün olduğu bir anıt mezar yapıldı.

Lotu Quli’nin cenazesini Azerbaycan kabul etmedi ve Büyükçekmece’de defnedildi. Buraya mafya babası için anıt mezar yapıldı. Ocak 2021’de Lotu Quli’nin mezarı başında bir Azerbaycanlı, diğer Azerbaycanlı’yı vurarak öldürdü.Lotu Quli’nin öldürülmesinden bir yıl sonra Rövşen Caniyev’in kardeşi Namık Caniyev ve adamlarını yakalamak için İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Erzurum’da operasyon yapıldı. 4 kişi yakalanırken Namık Caniyev kaçmayı başardı.

MEHMET AĞAR İDDİALARI

Sedat Peker ve Lotu Quli yakın arkadaştı. Peker ifşalarında Lotu Quli’nin Mehmet Ağar ile ilişkisini anlattı.

Mayıs 2021’de ifşalara başlayan suç örgütü lideri Sedat Peker, Lotu Quli olayını anlattı. 2018’de İstanbul’da yakalanan Lotu Quli’nin serbest bırakılması için eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın devreye girdiğini iddia etti. Sedat Peker’e göre; sınır dışı edildikten sonra onu Mehmet Ağar yeniden Türkiye’ye sokmuş ve Azerbaycanlı iş insanı Mübariz Mansimov’u öldürmesini söylemişti. Sedat PekerLotu Quli’yi uyardığını ama onun “Mehmet Ağar beni çok seviyor” diye yanıt verdiğini anlattı.

Sedat Peker’in ifşalarından sonra TRT yayınına çıkan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözleri de Lotu Quli’nin Türkiye’deki bazı güçlerce korunduğunun itirafıydı. 2018’de mafya babasının gözaltına alınmasından sonra yaşananları Süleyman Soylu şöyle anlattı: “Lotu Quli, dünyanın 12 mafyasından bir tanesi. Bir çok insan geldi, gitti, bunu yakaladık, içeri koyduk. İki gün içerisinde avukatları geri gönderme merkezinden bırakılmak üzere karar aldı. 2-2.5 ay orada beklettik, konuşturduk, sonra da ülkesine deport ettik. Sonra başka bir ülkeden pasaport aldı, Kıbrıs’a gitti, oradan Türkiye’ye geldi.”

İçişleri Bakanı, Lotu Quli için devreye giren hatırı sayılır kişileri açıklamadı. Kimdi bu mafya aracısı isimler? Öğrenemedik.

ALAATTİN ÇAKICI İLE BULUŞTULAR

Lotu Quli’nin kardeşi Namık Salifov ve Vahşi Arman, Alaattin Çakıcı’ya kaftan hediye etmişti. Daha önce Sedat Peker’e kaftan vermişlerdi.

Ama Lotu Quli’nin yerine geçen kardeşi Namık Salifov Türkiye’de elini kolunu sallayarak gezmeye devam ediyordu. Namık Salifov ve Kazak mafya lideri ‘Vahşi Arman’  lakaplı Arman Dikiy’nin Alaattin Çakıcı’yı ziyaret ettiğini gazeteci Bahadır Özgür yazdı.

                                          Vahşi Arman, Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmüştü.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile fotoğrafları olan Vahşi Arman, İstanbul’da Rus ve Azerbaycanlı iki iş insanını kaçırıp işkence yaparak paralarına çöktü. Operasyon yapıldı ama Vahşi Arman kayıplara karışmıştı.

İşte bu karanlık savaşın cinayetleri İstanbul’da sürüyor.

Elnur Gasimov ve yıllarca birlikte hapis yattığı kardeşi Emin Gasimov, Rövşen Caniyev’in suç örgütündeydi.

Rövşen Caniyev suç örgütünden ‘Gardaşoğlu’ lakaplı Elnur Gasimov Azerbaycan’da uzun süre hapis yattıktan sonra tahliye olmuş ve bir yıl önce Türkiye’ye yerleşmişti. Geçen hafta, 26 Ekim günü İstanbul Ataşehir’de korumaları ve yeğeniyle yürüyüş yapıyordu. Yanından geçen bir araçtan ateş açıldı. 4 kurşun isabet eden Elnur Gasimov zırhlı cipiyle hastaneye götürüldü. Ancak kurtarılamadı. Polis kaynaklarından öğrendiğime göre; aracı kullanan kişi yakalandı ve tetikçinin kimliği tespit edildi. Yakalanması an meselesi. Saldırganların Lotu Quli grubunun tetikçileri olduğu öne sürülüyor. Elnur Gasimov ise Rövşen Caniyev’in çok yakınındaki isimlerden Emin Gasimov’un (Nahçıvanski) kardeşi. Ağabey ve kardeş yıllarca birlikte hapis yatmıştı. Şimdi Elnur Gasimov’un intikamı için hazırlıklar yapıldığına şüphe yok. Belki silahlar yeniden Türkiye’de ateşlenecek. Acaba Elnur Gasimov’un öldürülmesiyle ilgili karanlıkta bırakılan hangi bağlantılar var? Bu suç örgütlerine kapsamlı operasyonlar yapılmadığı ve yerel bağlantıları ortaya konulmadığı için Türkiye dünya mafyasının yolgeçen hanına döndü.

AVM’lerde, cadde ve sokaklarda Azerbaycanlı, Rus, Özbek, Kazak, Gürcistanlı, Çeçen, Sırp mafya grupları çatışırken hepimiz namlunun ucundayız. Türkiye ise dipsiz bir bataklığın içinde.

Timur Soykan / BİRGÜN







Bu fatura vatandaşı dondurur - Erdoğan Süzer / SÖZCÜ

 

Geçen yıl ekim ayında 10 bin liraya 4.889 metreküp doğalgaz veren Başkentgaz bu yıl ekimde 20 bin liraya 3.718 metreküp gaz verdi. Ödenen para ise 10 bin TL daha fazla.

Vatandaş fark etmesin diye havalar ısındıktan sonra geçen nisan ayından itibaren doğalgaza yağan yüklü zamların ağır faturası havalar soğuyunca ortaya çıktı. Ankara'da, SÖZCÜ muhabirinin de ikamet ettiği apartman sakinleri, merkezi sistem kullanan apartmanın ön ödemeli kartına doğalgaz dolumu yapınca zamların en acı yüzüyle karşılaştılar.


MİKTAR AZALDI
Geçen yılın ekim ayında 10 bin lira ödeyerek 4 bin 889 metreküp doğalgaz satın alan apartman sakinleri, bu ekimde doğalgaz yükletmek için bu sefer gişeye 20 bin lira yatırdı. Ancak Başkentgaz şirketi bu ödeme karşılığında sadece 3 bin 719 metreküp doğalgaz yüklemesi yaptı. Bir yıl içinde ödenen tutar 2 katına çıktığı halde alınan doğalgaz miktarı tam 1.171 metreküp azaldı. Toplam 15 daireli apartman geçen yılın ekim ayından bu yılın nisan ayına kadar geçen sürede ısınabilmek için toplam 18 bin 975 metreküp doğalgaz satın almış ve karşılığında da yaklaşık 47 bin lira ödeme yapmıştı. Aynı apartman sakinlerinin bu kış aynı miktarda doğalgaz tüketmesi halinde, nisan ayına kadar hiç zam gelmezse, ödeyecekleri doğalgaz faturası 102 bin lirayı aşacak. Daire başına düşen aylık (12 ay boyunca sabit) doğalgaz ödemesi ise 328 liradan 710 liraya çıkacak. Yeni zamların gelmesi halinde ise faturalar daha da şişecek.  Ön ödemeli kart yerine faturalı kombi ya da merkezi sistemle ısınmaya çalışan vatandaşlar ise yaz aylarında gelen yüklü zamların gerçek yüzüyle havalar biraz daha soğuduğunda karşılaşacaklar.

Faturalar yüzde 164 zamlı gelecek

Bu yılın ocak ayında doğalgaza yüzde 25 zam yapıldıktan sonra zamlar kış boyunca bekletilmiş ve ikinci zam nisan ayında yüzde 35 oranında yansıtılmıştı. Ardından doğalgaza haziran ayında yüzde 30 ve en son eylül ayında yüzde 20.4 oranında zam yapıldı. Yılbaşından bu yana yapılan zamların kümülatif toplamı yüzde 164.12 oldu. Yüklü zamlar havaların sıcak dönemine denk getirildiği için vatandaş henüz gerçek zamlı faturalarla karşılaşmadı. İlk karşılaşmalar ise önümüzdeki aylardan itibaren yaşanmaya başlayacak.

Erdoğan Süzer / SÖZCÜ