Rusya emperyalist mi? (I-II) - Hayri Kozanoğlu / BİRGÜN



(I)

Rusya, eski Sovyetler Birliği’nin en büyük ekonomisi, dünyanın yüzölçümü olarak en geniş ülkesidir. Buna karşın ABD, Çin hatta gelecek potansiyeli düşünülürse Hindistan ile boy ölçüşecek “büyük güç” potansiyeline sahip değildir. Avrupa ölçeğinde ise açık ara en büyük devlettir. Sürekli bu arada kalmışlığın sıkıntılarını yaşıyor.]

Ekonomik egemenlik alanı oldukça dardır. 2014’te kurulan Avrasya Ekonomik Birliği, Rusya dışında Kazakistan, Belarus, Ermenistan ve Kırgızistan’ı kapsıyor. Söz konusu ülkeler en son 1578 milyar dolarlık GSMH`ye sahip Rusya’nın ancak toplam %15’i kadar üretimi bulunan, potansiyeli sınırlı ekonomilerdir. Yani Soğuk Savaş döneminin Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi Comecon’un gölgesi bile sayılamazlar. 1991’de kapanan Comecon bugünkü rakamlarla 3.5-4 trilyon dolarlık bir ekonomik yapıya denk geliyordu.

Hammadde Üretiminde Rusya

Rusya bilindiği gibi ABD ve Suudi Arabistan’ın ardından dünyanın üçüncü büyük petrol üreticisidir. Petrol ihracatında ise, birinci sırada yer alıyor. Dünyanın en zengin doğalgaz rezervlerine sahip, aynı zamanda en büyük ihracatçısıdır.

Hububat konusuna gelince, Rusya, Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın üçüncü bğyğk buğday üreticisi ve en büyük ihracatçısı. Ukrayna ile birlikte dünya buğday ihracatının yaklaşık dörtte birini gerçekleştiriyorlar. Rusya arpa, çavdar, mısır, soya üretiminde de ön sıralarda yer alıyor. Rusya ile Ukrayna, bir numaralı alıcıları Türkiye olmak üzere ayçiçeği yağı ihracatında da başı çekiyorlar.

Rusya ayrıca bakır, nikel, alüminyum gibi maden üretiminde de iddialı, nitekim Ukrayna işgali ile birlikte tüm bu hammaddelerin fiyatları keskince yükseldi. Araba üretiminde önem taşıyan paladyum, yonga imalatında kullanılan neon gazı gibi bazı daha az bilenen emtialarda da Rusya en stratejik üretici konumunda. Kendisi ile birlikte ekonomik yaptırımlara muhatap olan Belarus ise gübre imalatı için hayati önemdeki potasyumun bir numaralı üreticisi.

Rusya-Brezilya Benzerliği

Tüm olguları sıraladıktan sonra, kritik soruyu sorabiliriz: Bir çok hayati emtianın üreticisi olmak, dünya fiyatlarını etkiler konumda bulunmak, Rusya’yı emperyalist yapmaya yeter mi? Bu soruya bir önceki yazımda, Putin’in emperyal özlemleri dışında, küresel kapitalizmin egemenlik ve rekabet mücadelesinde askeri gücü bir yana bırakılırsa, ABD’nin başını çektiği “kolektif emperyalizmle” aşık atacak gücü bulunmuyor şeklinde, yani olumsuz cevap vermiştim. Bu cevabı da, doğal kaynaklarını küresel ekonomiye pazarlamak dışında, emperyalist sayılmak için gereken birikim ve sömürü mekanizmalarını kuramamasıyla gerekçelendirmiştim.

Bu yönüyle Rusya; ABD ile ekonomisi entegre Meksika’ya değil de daha çok hammadde zengini Brezilya’ya benzetilebilir. Ukrayna ve Gürcistan’a yaptığı askeri müdahalelerin ekonomik olmaktan çok jeopolitik yönünün ağır bastığı söylenebilir. Gürcistan’ın kayda değer bir ekonomik potansiyelinin olmadığı ortada. Ukrayna’nın ekonomik kaynaklarının kontrolüne yönelik çok sistemli bir işgal stratejisi olsaydı, temelde Almanya’ya doğalgaz ihracatını amaçlayan 11 milyar dolar maliyetli Kuzey Akım 2 projesini hayata geçirmezdi. Tüm sevkiyatını Ukrayna üzerinden yapmayı planlardı. Ama yine de, emperyalizm konusunun tartışılmaya açık olduğunu, farklı görüşleri dinlemenin, anlamaya çalışmanın önem taşıdığını düşünüyorum.

Lenin’de Emperyalizmin 5 Özelliği

Bu aşamada 3 yıl önce Monthly Review dergisinde yayımlanan Stansfield Smith’in “Rusya Emperyalist mi?” makalesine referans vermek istiyorum. Smith, Lenin’in kapitalist emperyalizmi oluşturan 5 temel özellik sınıflandırması üzerinden Rusya’nın dünyadaki konumunu masaya yatırıyor (Is Russia imperialist? Stansfield Smith, MR online, 2 Ocak 2019).

Lenin’in “Kapitalizmin En Yüksek Aşaması Emperyalizm” eserinin günümüz küresel kapitalizm koşullarını tam açıklayıp açıklamadığı da elbette sorgulanabilir. Ancak yine de, genel hatlarıyla Lenin’in emperyalizm tahlilinin bugün de analizlerin eksenine konulabileceğini düşünüyorum.

Hatırlatmak gerekirse Lenin’e göre emperyalizm 5 temel özelliği:

→ Üretim ve sermayenin yoğunlaşması;

→ Banka sermayesiyle sanayi sermayesinin kaynaşması;

→ Meta ihracından öte sermaye ihracının önem kazanması;

→ Dünyayı aralarında paylaşan uluslararası tekelci kapitalist birliklerin oluşması;

→ Yeryüzü topraklarının büyük kapitalist güçler tarafından paylaşımının tamamlanması şeklinde sıralanır.

Smith bu 5 özelliği göz önünde bulundurarak Rusya’nın küresel ekonomideki konumunu analiz ediyor. İsterseniz, burada aynı izlek üzerinden, ancak istatistikleri güncelleyerek devam edelim.

1) Uluslararası kapitalist tekeller arasında Rusya’nın gücü:

Forbes dergisinin 2021 sıralamasında ilk 100’de 39 ABD, 16 Çin, 8 Japon, 5 Alman firmasına karşın 2 Rus firması (Sberbank 51’inci, Rosneft 99’uncu sırada) bulunuyordu.

Emek üretkenliğine ilişkin 62 ülke arasında yapılan sıralamada Norveç 1’inci, ABD 3’üncü, Almanya 6’ncı sırada yer alırken, Rusya 40’ıncı sıradaki Türkiye’nin arkasında, 42’ncilik basamağındaydı. Diğer bir ifadeyle, Rusya’da emek üretkenliği ABD’nin %30 civarında seyrediyor (World Population Review, Most Productive Countries 2022).

Dünya imalat sanayi üretiminde Çin, ABD, Japonya ve Almanya ilk 4 sırayı alırken, Rusya 11’incilikle yetiniyordu. Çin’in 3868 milyar dolar, ABD’nin 2308 milyar dolar üretimine karşın, Rusya’nın 212 milyar dolarlık imalatı vardı (Macro Trends, Manufacturing Output by Country).

2) Rusya’nın hammadde ve yüksek teknolojili mal ihracatı:

2020 yılında küresel ihracatta Çin 2591 milyar dolar, ABD 1431 milyar dolar, Almanya 1380 milyar dolar ile ilk 3 sırayı alırken, Rusya 331 milyar dolarla 16’ncı konumdaydı (Statista.com’dan alınmıştır).

Gelelim yüksek teknolojili mallar ihracatına; burada da, Çin 654 milyar dolarla zirvede bulunurken, onu 210 milyar dolarla Almanya, 193 milyar dolarla Kore izliyor, ABD 156 milyar dolarla dördüncü sıranın ötesine geçemiyordu. Rusya ise 10.2 milyar dolarlık ihracatla, İsrail ve Brezilya’nın altında ancak 29’uncu sırada kendine yer bulabiliyordu (indexmundi.com’dan alınmıştır).

Geriye Rusya’nın finans kapitaldeki yeri ve dünya silah üretimindeki ağırlığı kalıyor.

                                                                             ***

(II) 

Lenin’in ‘emperyalizm, sermaye ihracının büyük anlam kazandığı finans kapital ve tekeller çağıdır’ önermesinden hareket edersek Rusya’nın sermaye ihracı temelinde bir aktör olmadığını söyleyebiliriz.

3) Rusya’nın Küresel Finansal Sistemdeki Yeri Küresel Bankalar ve Rusya

Bilançolarındaki varlıklar temel alınarak yapılan dünyanın 100 büyük bankası sıralamasında 21 Çin, 12 ABD, 9 Japon, 6 İngiliz bankası bulunuyor. Rus bankaları arasında bir tek Sberbank 67’nci sıradan kendine yer bulabiliyor. Çin’de finans sisteminin bankacılık ağırlıklı olması, buna karşın ABD’de sermaye piyasalarının yani borsa ve tahvil piyasalarının gelişkinliği bu tabloyu ortaya çıkarıyor. Ancak her halükarda Rusya’nın dünya bankacılık sektöründe büyük bir ağırlığı bulunduğu söylenemez. (advaratings.com sitesinden alınmıştır.)

Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Rusya

Sermaye ihracı ile ithalinin önemli bir göstergesi olarak bir ülkenin yurtdışındaki toplam doğrudan yabancı sermaye (DYS) yatırımlarının ve o ülkeye yapılan DYS’leri ölçü alabiliriz. Rusya’ya yapılan DYS’lerin toplam stoku 2000 yılında 20.7 milyar dolar iken, 2010 yılında 464.2 milyar dolara yükselmiş, 2020’de 446.7 milyar dolara gerilemiş. Buna karşın Rusya’nın yurtdışına DYS’leri 2000’de 19.2 milyar dolar, 2010’da 336.4 milyar dolar, 2020’de 379.6 milyar dolar şeklinde gerçekleşmiş. 20 yılda çok büyük sıçramalar gözlenmesine karşın, Rusya’nın küresel DYS’nin ancak %1.07’sini çektiğini, %0.97’sini ise başka ülkelere yatırdığını görüyoruz.

ABD’de 10.8, Çin’de Hong Kong’la birlikte 3.8, Hollanda’da 2.9, İngiltere’de 2.2 trilyon dolarlık DYS yatırımı var. Buna karşın yurtdışına ABD’nin 8.1, Çin’in 4.3, Hollanda’nın 3.8, İngiltere’nin 2.1 trilyon dolarlık DYS yatırımı söz konusu. Bu rakamlarla karşılaştırıldığında DYS yatırımı konusunda da Rusya’nın kayda değer bir aktör olduğu söylenemez (UNCTAD, World Investment Report 2021).

Çok Uluslu Şirketler Sıralamasında Rusya

Dünyanın piyasa değerine göre en büyük 100 çok uluslu şirketini incelediğimizde ABD’nin 59, Çin’in 14, İsviçre, Hollanda ve Japonya’nın 3 şirketine rastlıyoruz. Bu listede hiçbir Rus şirketi bulunmuyor. Rusya’nın en büyük şirketleri 67 milyar dolarla Gazprom ve 40 milyar dolarla Lukoil. Halbuki dünyanın 100. büyük şirketi Belçikalı Anheuser Busch’un piyasa değeri 128 milyar dolar. Rusya’nın bu kategoride de büyük bir ağırlığı bulunmadığını söyleyebiliriz. Haliyle tüm bu istatistikler Ukrayna savaşı öncesine ait. (visualcapitalist.com Temmuz 2021).

Küresel Servet Birikimi ve Rusya

İsviçre bankası Credit Suisse her yıl Küresel Zenginlik Raporu yayımlıyor. 2021 raporunda hisse senetleri, tahviller, yatırım fonları, banka hesaplarını içeren ülkelerin kişi başına serveti, vergi cennetleri bir yana bırakılırsa İsviçre’de 674, ABD’de 505, Avustralya’da 484, Fransa’da 299, Japonya’da 257, Çin de 68 bin dolar. Rusya’da ise 27 bin dolar dolaylarında. ABD dünyadaki toplam servetin yüzde 30.20’si, Çin yüzde 17.90’ına sahipken, Ruslar ancak yüzde 0.73’ünü ellerinde tutuyor.

Lenin’in “emperyalizm, sermaye ihracının büyük anlam kazandığı finans kapital ve tekeller çağıdır” önermesinden hareket edersek, Rusya’nın sermaye ihracı temelinde ağırlıklı bir aktör olmadığını söyleyebiliriz.

4) Rusya’nın Askeri Ağırlığı

Rusya’nın gücünü açıkça hissettirdiği alanların başında silahlanma geliyor. 1949’dan beri nükleer silahlara sahip bulunan Rusya, Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü 2021 Yıllığı’na göre, dünyada en fazla savaş başlığına sahip ülke.

ABD’nin üslere yerleştirilmiş ve ateşlenmeye hazır 1800, Rusya’nın 1625 savaş başlığı bulunurken depolanmışlar da dahil savaş başlığı stoku ABD’de 5550, Rusya’da 6255. Hemen arkalarından gelen Çin’in o da aktif olmayan sadece 350 savaş başlığı bulunduğu düşünülürse, bu iki ülkenin nükleer silahlanmadaki kahredici etkinliği daha iyi anlaşılabilir.

Silah satışlarında da ABD ile Rusya büyük farkla ilk iki sırayı alıyor. ABD dünya silah satışlarında 2011-15 aralığındaki yüzde 32’lik ağırlığını 2016-20 döneminde yüzde 37’ye çıkarırken; Rusya’nın aynı dönemlerde, yüzde 26 olan ağırlığı yüzde 20’ye gerilemiş. Rusya’nın en önemli pazarları yüzde 2`yle Hindistan, yüzde 18’le Çin ve yüzde 15’le Cezayir. Farklı bir sınıflandırmayla Rusya; yüzde 49’la Hindistan, yüzde 41’le Mısır, yüzde 77 ile Çin, yüzde 69’la Cezayir, yüzde 66’yla Vietnam, yüzde 89’la Kazakistan ve yüzde 99’la Belarus’un ana silah tedarikçisi. (SIPRI Fact Sheet Mart 2021, Trends in International Arms Transfers 2020).

ABD’nin 70’in üzerinde ülkede 800’ü aşkın askeri üssü bulunuyor. Rusya’nın ise 10 ülkede 21 askeri üssü var. Suriye Tartus’taki deniz üssü stratejik bir öneme sahip. Eski Sovyetler Birliği üyesi ülkeler dışında da Sudan ve Eritre’de askeri tesisler bulunduruyor.

Rusya silahlanma bütçesi açısından da dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Yıllık 61.7 milyar dolarlık askeri harcamaları, en büyük müttefiki Çin’in 252 milyar doları ile toplanınca 314 milyar doları buluyor. Ancak bu rakam bile ABD’nin 778 milyar dolarlık bütçesinin yarısına bile ulaşamıyor. Rusya’nın hemen arkasında 45-60 milyar dolar harcama aralığında İngiltere, Suudi Arabistan, Almanya, Fransa, Japonya, G.Kore tam 6 ülke yer alıyor.

Rusya’nın yakın tarihte hinterlandında kabul ettiği Gürcistan, Ukrayna, Moldova ve Yugoslavya’ya müdahale ettiği biliniyor. Ancak bu askeri harekatlarda temel motivasyonun jeopolitik kaygılar dışında, doğal kaynaklar ve serveti ele geçirmek, ekonomik sömürü mekanizmaları kurmak motivasyonuna dayandığını söylemek zor görünüyor.

Sonuç
Putin’in genişlemeci özlemleri olsa da, bu tahayyülün sınırları ve ufku oldukça dar. Novorossiya, yani “Yeni Rusya” sloganıyla Ukrayna ve Belarus’u Rusya ile birleştirme planı da Çarlık dönemi hayallerine takılıp kalmış, arkaik bir fikirdir.

Soğuk Savaş döneminde ABD’nin başını çektiği Atlantik Bloku ile Sovyetler Birliği askeri güçleri yanında her biri kendi özerk ekonomik etki alanına sahip, başka ülkelere ihraç edilecek bütünlüklü bir ideolojisi bulunan iki ayrı sistemi temsil ediyordu. Kendi açılarından etnik ulusal kimlikleri aşan, evrensellik iddiaları taşıyan bir cazibe sunuyorlardı. Putin’in ise, Slav-Ortodoks Hıristiyan dünyası dışında etkisi olacak, farklı coğrafyalarda rıza ve ikna mekanizmalarını harekete geçirerek hegemonya kuracak bir fikri çerçevesi de bulunmuyor.

Bugünkü Rusya askeri gücü dışında, rakamların ortaya koyduğu gibi küresel tekellerin ve finans kapitalin rekabet dünyası içerisinde söz sahibi olacak bir potansiyele sahip değil. Etki alanındaki ülkelere sermaye ihraç ederek, kar ve sömürü mekanizmaları kuracak bir noktaya da gelememiştir. Sadece petrol ve doğalgaz piyasasında önemli güçlerden biri olarak dengeleri etkileyen ülkeler arasındadır.

Tüm bu nedenlerle niyetinden bağımsız, bugün Rusya’yı emperyalist diye niteleyerek, ABD-AB-Japonya’nın başını çektiği kolektif emperyalizmle aynı kefeye koymanın yerinde olmadığını düşünüyoruz. Ancak bu konudaki tartışmaların devamının anlam taşıdığına da inanıyoruz.

Hayri Kozanoğlu / BİRGÜN

Yer yerinden oynasın - Barış Pehlivan / CUMHURİYET

 

Bildiğim çok şey vardır, şu anki bakanlara ve geçmişteki bakanlara ilişkin bildiklerim vardır. Şu ana kadar konuşmadım ancak konuşursam yer yerinden oynar.” 

Bunu dedikten bir süre sonra cezaevinde şişlendi. Adı Hazım Sesli, suçlama FETÖ’nün bürokrasi imam yardımcısı olmaktı. 15 yıl hapisle cezalandırıldı. 

Geçen hafta...

Bir hâkim sosyal medya hesabından “Yargı” adlı diziyi eleştirdi. Dizide hâkimlerin ve savcıların entrikalar çevirir şekilde yansıtılmasına tepki gösteriyordu.

Televizyon dizisi için böylesine bir çıkış yapan Sabri Lider Şengül Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin hâkimiydi. 

Nereden hatırlıyorum, diye düşünürken...

Takvim gazetesinin internet sitesinde 16 Eylül 2016’da yayımlanan bir haber çıktı karşıma. “FETÖ’cü ünlü isimlerin listesi” başlığını taşıyordu ve devam ediyordu: 

FETÖ’nün himmet planlaması Uşak’taki soruşturmada deşifre oldu. Örgütün MİT ve bürokrasi imamı olan Hazım Sesli’nin işadamlarını gruplara ayırdığı ve her grup için ayrı bir günde sabah ve akşam toplantılar düzenlediği ortaya çıktı. FETÖ imamı Sesli’den ele geçirilen belgelere göre ünlü isimlerin himmet listesi şöyle...” 

İşte o haberdeki listede salı gününün karşısında yazan isimlerden biri oydu: “Sabri Lider Şengül (Bakırköy 11. Ağır Ceza Hâkimi)” 

Doğru, hâkim Şengül bir dönem Bakırköy’de de görev yapmıştı. 

Keşke, Hazım Sesli bildiği ne varsa anlatsa da gerekirse yer yerinden oynasa...

                                                                           ***

ASIL NEDEN

Asıl neden bu mu?” Telefonuma gelen mesajda böyle yazıyordu. Bu, dediği şu uzun cümleydi: “Gezi kalkışması öncesi Şubat 2013’te sanık Mehmet Osman Kavalanın, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah ÖcalanaSırrı Süreyya Önder aracılığı ile selam göndermesi ve elebaşı Öcalan tarafından akil adam olarak yanına istenen üç kişiden biri olması da bu anlamda dikkat çekicidir.” Gezi davası savcısının esas hakkındaki görüşünde yazıyordu bu satırlar. Ne garip, aynı savcının aynı davada aynı sanıklar için bundan iki yıl önce yazdığı görüşte bu cümle yoktu. Şimdi ağızdan kaçmış gibi araya sıkıştırılmıştı. Altındaki derin öykü, o cümlenin eklenişindeki sırdı.

Tarih: 28 Şubat 2013. İmralı tutanaklarının bir bölümü Namık Durukan imzasıyla Milliyet gazetesinde yayımlandı. Orada Öcalan “Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz” diyordu. Lakin bunu Sırrı Süreyya Önder’in şu sözüne yanıt olarak veriyordu: “Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu bu konuda çok hassas. Osman Kavala’nın size selamları var. Totaliter bir yapıya dönüşmesinden endişe ediyorlar.” Kavala İmralı’ya aslında Selahattin Demirtaş’ın gideceğini düşünüyordu. Bundan dolayı “çözüm süreci” ve “başkanlık” konularındaki görüşlerini bir yazıya döküp Demirtaş’a göndermişti. Sırrı Süreyya Önder’in “Endişe ediyorlar” şeklindeki özetinin sırrı Demirtaş’a atılan e-postadaki işte o yazıdaydı. Gazeteci Murat Yetkin yazmıştı: Öcalan’a başkanlığa karşı olduğuna dair görüşü aktarılan Kavala’yı, “başkan” olmak isteyen Erdoğan hiç affetmeyecekti. Keza, Sabah gazetesinden Hilal Kaplan’ın 2015’te yayımlanan yazısı da bunu doğrular nitelikteydi. Kaplan’ın iddiasına göre, Demirtaş’a “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganını söyleten Kavala’dan başkası değildi. İktidar aklı, büyük oyunu yine görmüştü!

Yani nasıl ki Demirtaş aslında o sözünden dolayı içerideyse “ilham aldığı kişi” de hapiste olmalıydı. Buradan bakıldığında... Parlamenter sisteme dönmeyi vaat eden Millet İttifakı’nın, başkanlık sistemiyle birlikte onun iki kurbanının da önündeki duvarları yıkmayı arzulaması önemli bir kesişimdi. Dedim ya, savcı Gezi davasında ceza isterken İmralı defterini de açıyordu. Gezi sırasında Kürt hareketinin aldığı çekingen tutum bir yana... “Öcalan’a selam gönderdi” diyerek itham edilen Kavala’nın asıl suçu, savcının okuduğu ama yazmaktan çekindiği İmralı tutanaklarındaki şu cümledeydi: “Başkanlığın totaliter bir yapıya dönüşmesinden endişe ediyor.

Barış Pehlivan / CUMHURİYET


KISA KISA GÜNDEM (15 MART 2022)

 


1- Fikret Orman'a 305 milyon liralık dava(SOL)

Beşiktaş Futbol Yatırımları AŞ'nin üç üyesi, ibra edilmeyen eski başkan Fikret Orman'a karşı dava açtı. Üyeler, Orman'ın kulübe 305 milyon lira ödemesini istiyor. Beşiktaş’ın eski başkanı Fikret Orman hakkında kulübü zarara uğrattığı gerekçesiyle yeni bir dava daha açıldı. 2 yıllık zaman aşımına karşı harekete geçen ve söz konusu davayı açan Beşiktaş Futbol Yatırımları AŞ hissedarlarından Emre Göllü, Ozan Biber ve Çağrı Göksel adına açıklama yapan avukat Aker Çıtak, “Beşiktaş yönetiminin 9.1.2022 tarihine kadar açması gerekip açmadığı ‘tazminat’ davasını, BJK AŞ hissedarı 3 üyemiz yasal süresinde açtılar” dedi.('Fikret Orman'dan 305 milyon lirayı alacağız') Çıtak, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada “Davayı kazanırsak 305 milyon lira Fikret Orman’dan alınıp Beşiktaş’a ödenecek. Tüm Beşiktaşlıların desteğini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.(Futbol AŞ'de iki dönem için ibra edilmedi) Beşiktaş Futbol Yatırımları AŞ’nin 2019 ve 2020 genel kurullarında yapılan oylamalarda toplamda 2 ayrı dönem için ibra edilmemişti. Orman, önce 1 Mayıs 2018-31 Mayıs 2019, daha sonra da 1 Haziran 2019-21 Ekim 2019 dönemi için ibra edilmemişti.

2-CHP'li Belediye Başkanı: 'Hatay adım adım Suriye’ye gidiyor' (SOL)

CHP'li Hatay Belediye Başkanı Savaş, 'Önlem alınmaması halinde 12 yıl sonra Hatay Suriyeli bir başkana teslim edilecek' dedi. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, kentte Suriyeli nüfus arttığını belirterek Suriyelileri hedef alan açıklamalarda bulundu. Suriyeli nüfus patlaması yaşandığını söyleyen Savaş “Suriyeliler'e vatandaşlık, seçme ve seçilme hakkı verilmesi büyük hata oldu. Böyle giderse biz azınlığa düşeceğiz. 12 yıl sonra Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Suriyeli olacak. Toprak almaları yasak ama Türk ortakları üzerinden ara senediyle sürekli toprak alıyorlar. Uyarıyorum, 'Hatay gidiyor'" dedi.  Sözcü'de yer alan habere göre, Savaş, şöyle konuştu: “Reyhanlı'da Suriyeli aday olsaydı seçimi açık farkla kazanırdı. Birçok ilçede denge değişiyor. Türk vatandaşları 12 yıl geçmeden KKTC'de vatandaş olamıyor. Suriyeli niye hemen vatandaş oluyor. Atatürk'ün milli sınırlara kattığı son yer burası. Bu coğrafyada zemin kaygan. Hatay giderse her yer gider. Hatay elden gitmesin diye mücadele veriyoruz. Ancak tek başıma ben çözemem, bu milli mücadeleyi asıl Ankara vermeli. Tanju Özcan Bey (Bolu Belediye Başkanı) kadar sert konuşmuyorum, ama burada durum hiç iyiye gitmiyor.  Hatay'da ihracat, ithalat, altın ticareti Suriyelilerin elinde. Çok zenginleştiler. Kazandıkları parayla tarla, arsa, ev alıyorlar. Suriyeli'ye toprak satışı yasak. Vatandaş olan konut alıyor. Olmayanlar bu yasağı ara senediyle deliyor. Ara senediyle ticari ortağının üzerine arsaları, arazileri, tarlaları alıyorlar. Ablam müteahhitten ev aldı, sahibi Suriyeli çıktı. Her yerdeler."

3-AKP'nin Türkan Saylan düşmanlığı: İsminin hiçbir sokağa verilmesine müsaade etmeyeceğiz (SOL)

AKP'nin İBB Grup Sözcüsü Faruk Gökkuş, Beşiktaş'ta 'Karakavak Sokak'ın adının 'Türkan Saylan Sokağı' olarak değiştirilmesi teklifine "Bu şehirde hiçbir sokağa verilmesine burada olduğumuz sürece müsaade etmeyeceğiz" sözleriyle karşı çıktı.  Gerçek Gündem'in haberine göre, Gökkuş, "Çok net AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın görüşlerini belirteceğim. Cumhur İttifakı olarak kendi dünya görüşümüzle, değerlerimizle kavgalı, sözde aydın hiçbir kişinin isminin bu şehirde hiçbir sokağa verilmesine burada olduğumuz sürece müsaade etmeyeceğiz. Sizlere de tavsiyem, vefa göstereceğim derken bu kişinin ismini tartışmaya açarak ruhuna azap vermeyin" dedi.

4- Bir TÜGVA uğruna ne ataklar yapılıyor! AKP İBB'nin elindeki kıymetli arazi için harekete geçti(Yeniçağ)

İBB Meclisi’nin mart ayı toplantılarının ilk gününde AKP’den TÜGVA atağı geldi. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu N. Bilal Erdoğan, AKP’li Esenler Belediye Başkanı M.Tevfik Göksu, AKP İstanbul İl Başkanı O. Nuri Kabaktepe gibi isimlerin “Yüksek İstişare Kurulu” üyesi olduğu TÜGVA Genel Merkezi’nin arka bahçesi için önerge hazırlandı. AKP’li İBB Meclis üyeleri Ahmet Hamdi Gürbüz, Ömer Faruk Kalaycı, Seçkin Turan ve Mehmet Er’in imzasını taşıyan önergede şöyle denildi: “İBB Meclis Başkanlığı’na. Konu tahsis. İBB mülkiyetinde bulunan Eyüpsultan ilçesi Defterdar Mahallesi 101 ada 13, 14, 15, 16 ve 18 parsel sayılı taşınmazların 10 yıl süreyle Eyüpsultan Belediyesi’ne bedelsiz tahsisi ilişkin teklifimizin 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 21. Maddesi ve belediye meclisi çalışma yönetmeliğinin 8. Maddesi gereğine gündeme alınarak Hukuk Komisyonu’na havalesini arz ederiz.” CHP ve İyi Partili üyelerin ret oyu verdiği önerge, çoğunluk oyuna sahip AKP’li üyelerin oylarıyla Hukuk Komisyonu’na havale edildi.

5-Cengiz’e dev ihale. Bakın nerenin ihalesini kaptı(Yeniçağ)

Kamudan en çok ihale alan ve 5'li çete olarak adlandırılan inşaat firmaları ihaleye doymuyor. İktidarla yakın ilişkileri olan Cengiz Holding'e bir dev ihale daha verildiği ortaya çıktı.(5'Lİ ÇETE MİLLET BAHÇESİ İHALESİNİ KAPTI) CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır 2020 yılında, 21/b kapsamında pazarlık usulü ile yapılan Rize İyidere Lojistik Limanı İhalesi’nin, 1 milyar 370 milyon liraya Cengiz İnşaat ile Yapı ve Yapı İnşaat İş Ortaklığı'na verildiğini hatırlattı. "Rize Belediyesi, İyidere Lojistik Limanı’na 20 kilometre uzaklıktaki millet bahçesi ile ilişkili olan ‘Rize Millet Bahçesi Kıyı Koruma Yapısı Uygulama Projesi’nin yapımı işi için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’ne 17.06.2021 tarihinde talep yazısı yazmıştır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü 25.06.2021 tarihli yazı ile Rize Millet Bahçesi Kıyı Koruma Yapısı Uygulama Projeleri işinin “Rize İyidere Lojistik Limanı İnşaatı” bünyesinde ilave iş olarak yapılacağını bildirmiştir. Daha sonra bu kıyı koruma projeleri “İyidere Lojistik Limanı İnşaatı” işine ilave olarak yapılması, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü'nce onaylanmıştır" diyen Başarır, "Böylece Cengiz İnşaat’a ihalesiz bir şekilde Rize Millet Bahçesi Kıyı Koruma Yapısı Uygulama Projesi verilmiştir" ifadelerini kullandı. Başarır konuya ilişkin şunları söyledi:(2020'DE 98 MİLYON LİRALIK İŞ 2022'DE 250 MİLYON LİRA) "İyidere Lojistik Limanı İnşaatı işinin sözleşme bedeli 1 milyar 370 milyon TL’den, yüzde 7,16 oranındaki artış ile 1 milyar 468 milyon TL’ye çıkarılmıştır. Böylece iktidar, 'Beşli Çete’den biri olan Cengiz İnşaat’a 98 milyon liralık bir kıyak daha yapmıştır. Bu 98 milyon TL’lik artış 2020 yılı birim fiyatları ile yapılmıştır. Ancak bu bedel 2022 birim fiyatları ile yapıldığında yaklaşık 250 milyon TL’yi bulmaktadır.”

6-Hıncal Uluç yağcılıkta Mehmet Barlas’ı solladı(Yeniçağ)

Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, 15 Mart 2022, “Krizde bir ‘Dünya Lideri’ yarattık!..” başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a övgüler düzdü.   Uluç, “Oy vermeyin. Ama dünyanın, bugünkü çok ama çok kritik ortamında bir "Dünya Lideri" olarak ortaya çıktığını ve nerdeyse tüm barış isteyen dünyanın gözleri ve umutlarının onun üzerinde olduğunu kabul edin.” dedi.(https://www.sabah.com.tr/yazarlar/uluc/2022/03/15/krizde-bir-dunya-lideri-yarattik)

7- Açlık sınırı asgari ücreti geçti | BİSAM: Açlık sınırı 4 bin 330 TL, yoksulluk sınırı 14 bin 978 TL(Evrensel)

BİSAM, dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarının 4 bin 330 lira olduğunu açıkladı. Yoksulluk sınırı 14 bin 978 lira olarak gerçekleşti. Buna göre açlık sınırı asgari ücreti geçti. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi BİSAM, Şubat ayı açlık yoksulluk sınırı verilerini açıkladı. Rapora göre, yetişkin bir erkeğin sağlıklı bir biçimde beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 1.171 lira. Bu değer yetişkin bir kadın için 1.112, 15-18 yaş bir genç için 1.229, 4-6 yaş arası bir çocuk için 807 lira. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 4 bin 330 lira olarak tespit edildi. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutar. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı ise 14 bin 978 liraya ulaştı.(SAĞLIKLI BESLENME İÇİN EN ÖNEMLİ HARCAMA KALEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ) Günlük harcamalarda Şubat 2022’de en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 48.19 liralık harcama gereksinimi ile oluşturdu. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 27.69 lira oldu. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı bir ayda 5.19 lira artarak 23.88 liraya ulaştı. Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 11.09 lira oldu. Katı yağ ve sıvı yağ için ise 10.13 liralık masraf, yumurta için 2.80, şeker, bal, reçel ve pekmez vb. için ise 6,72 lira harcama yapılması gerekiyor. Geçtiğimiz ay meyve sebze için yapılması gereken günlük harcama tutarı 18.69 lira iken, 5.19 lira artmıştır. Bu artışın aile bütçesine ilave yükü aylık 156 lira oldu.(SEBZE VE MEYVENİN PAYI YÜKSELDİ) Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 33.4 ile en yüksek paya sahip olduğu görüldü. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı yüzde 27.8 ile ikinci sırada yer aldı. Sebze ve meyvenin harcamalar içindeki payı yüzde 16.5 oldu. Geçtiğimiz ay bu oran yüzde 13.6'ydı. Ekmek, makarna vb. için ise pay yüzde 10.6 oldu. Diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 11.7 oldu. 

8-Buca Metrosu'nun ihale kararı iptal edildi(Cumhuriyet)

İzmir 4’üncü İdare Mahkemesi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı Buca Metrosu ihalesindeki kararı iptal etti. Karara ilişkin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, "Söz konusu karar belediyemiz tarafından, 15 gün içerisinde yürütmenin durdurulması ve duruşma talepli olarak Danıştay nezdinde temyiz edilecektir" denildi.(
https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/buca-metrosunun-ihalesi-iptal-edildi-1916171)

9- EPGİS, adli süreç nedeniyle fiyat duyurusuna ara verdi(Cumhuriyet)

Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS), sosyal medyadan yaptığı açıklamayla haklarında başlatılan adli süreç nedeniyle fiyat duyurusu faaliyetlerine ara verildiğini duyurdu. Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) artık akaryakıta gelen zamları duyurmayacağını açıkladı. EPGİS, “Bu hafta başında sendikamız aleyhine suç duyurusunda bulunulmuş ve süreç adli makamlara intikal etmiştir” açıklaması yaptı. Sosyal medyada petrol fiyatlarının düşüşüne rağmen fiyatların aşağı indirilmemesine yönelik tepkilere ilişkin açıklama yapan sendika, Adli sürecin selameti açısından sosyal medyada üyelerimize ve kamuoyuna fiyat duyurusu faaliyetlerine hafta başından bu yana ara verilmiştir” bilgisini paylaştı.(NE OLMUŞTU?) Akaryakıta altı gün üst üste gelen zamlar yurttaşı isyan ettiriyor. Zamları Twitter üzerinden duyuran EPGİS, 9 Mart’ta benzine 79 kuruş, motorine 2 lira 25 kuruş zam geldiğini açıklamıştı. Sendika daha sonra ‘zamların ürün fiyatlarının bugün büyük oranlı düşüş göstermesi doğrultusunda kaynağından iptal edildiğini’ bildirmişti. EPGİS ayrıca daha önce “Yapılan ve iptal edilen zam hakkında, hakkımızda savcılığa suç duyurusunda bulunmasını talep ediyoruz” yönünde açıklama yapmıştı.

10-Rusya, Avrupa Konseyi'nden çıktı(SOL)

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın resmi olarak Avrupa Konseyi’nden çıktığını, ancak konsey üyeleriyle işbirliğine açık kaldığını belirtti. Sputnik'in haberine göre, Rusya Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Rusya, Avrupa Konseyi’nden ayrılmasına rağmen, örgüt üyeleriyle, karşılıklı çıkar arz eden konularda ve katılımı sürdürmeye karar verdiğimiz sözleşmeler çerçevesinde, pragmatik ve eşit işbirliğine açık kalıyor” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, sorumluluğun Rusya’yı bu adıma zorlayanlara ait olduğu belirtildi.










Maçoğlu'ndan 'Tunceli modeli Urfa'da olmaz' diyen AKP'li Belediye Başkanı'na yanıt + AKP'li belediye başkanı: Komünist Başkan'dan proje istedim, Tunceli modeli Urfa'da olmaz / SOL

 


Maçoğlu'ndan 'Tunceli modeli Urfa'da olmaz' diyen AKP'li Belediye Başkanı'na yanıt 

Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinin AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Yalçınkaya, "Komünist Başkan'dan proje istedim, Tunceli modeli Urfa'da olmaz. Alevi inancı çok sağlam bir inanç. Ben versem ne mazotu alabilirim, ne nohutu alabilirim" açıklamasında bulunmuştu.

TELE1’de Betül Begümhan Aydoğan’ın sunduğu Gün Ortası programına konuk olan Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, konuya dair şöyle konuştu:

"Sayın başkan Alevi inancı diyor ama biz öyle bakmıyoruz. Yerel yönetim halk ile birlikte karar aldığı andan itibaren herkesi bu işin parçası yapabilir. Nasıl çalışma yaptığınızı halka anlatırsanız onları ikna edebilirsiniz. Niçin yaptığınız önemli. Üreticilere mazot, gübre verilmesi lazım. Su ücretsiz olmalı. Bu ülke tarım ülkesi. Sadece Çukurova, Harran, Iğdır’da bile Türkiye dışında birkaç ülkenin bile ihtiyacını karşılayabiliriz. Ukrayna ve Rusya savaşında bile buğday kaygısı düşünmemiz ayıp."

                                                                        ***

AKP'li belediye başkanı: Komünist Başkan'dan proje istedim, Tunceli modeli Urfa'da olmaz 

Şanlıurfa Akçakale ilçesinin AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Yalçınkaya, geçtiğimiz günlerde Urfa'da yayın yapan Edessa kanalının Gündem Özel Programı'na konuk oldu. 

Artı Gerçek'te yer alan habere göre, yayında yapımcı Şeref Toprak'ın, “Tunceli benzeri projeler mi uyguluyorsunuz?” sorusunu yanıtlayan Yalçınkaya şunları söyledi:

“Gittim ben. Tunceli Belediye Başkanı ile de görüştüm. Dedim ki, ya çıkar senin şu modelini. Belki bize bir faydası olur. Çıkardı adam. Şimdi adam nohutu vermiş, mazotu vermiş. 5 dönümde nohut ekecek. Hasatta geri getirecek. Şimdi bu model burada işlemez kardeşim. Alevi inancı çok sağlam bir inanç. Yani, hakkı, hukuku bilen adamlar. Adam biliyor. 5 dönüm nohut ekecek. Gitti, beş dönümün nohutunu aldı, mazotunu aldı. Getirip veriyor, başkan da pazarlıyor. Parasını veriyor, kârını veriyor. Şimdi ben versem ne mazotu alabilirim, ne nohutu alabilirim. ‘Ne olmuş baba yani bize 5 kilo nohut verdin diye başımıza her gün kakirsin’ derler. Bu Tunceli modeli burada olmaz. Biz kendimize göre model bulmalıyız. Gittim, inceledim yani her şeyi.”

SOL

TARİHTE BUGÜN (15 MART)

        


OLAYLAR

  • 1820 - MaineAmerika Birleşik Devletleri'ne katılarak ülkenin 23. eyaleti oldu.
  • 1848 - 1848 Macar Devrimi patlak verdi.
  • 1892 - Liverpool FC kuruldu.
  • 1917 - II. Nikolay, kardeşi Mihail lehine tahtta çekildi.
  • 1919 - Merzifon işgal edildi.
  • 1920 - Birleşik Krallık otoriteleri, İstanbul'da yüz elli kişiyi tutukladı.
  • 1921 - Osmanlı eski Sadrazamı Talat PaşaErmeni kırımı'nda rolü olduğu gerekçesiyle Berlin'de 23 yaşındaki Soğomon Tehliryan tarafından öldürüldü.
  • 1928 - 15 Mart Olayı başladı. Japon İmparatorluğu'nda çok sayıda komüniste tutuklama kararı çıkarıldı.
  • 1933 - Almanya'da HitlerIII. Reich'ı ilan etti.
  • 1938 - SSCB'de olağanüstü mahkemede ölüm cezasına çarptırılan, aralarında Ekim Devrimi'nin önderlerinden Nikolay Buharin'in de bulunduğu 18 kişinin cezaları infaz edildi.
  • 1939 - Cumhurbaşkanı Emil HáchaNazi Almanyası'nın İkinci Çekoslovak Cumhuriyeti'ni ilhakını kabul etti ve Bohemya ve Moravya Protektorası ilan edildi.
  • 1945 - II. Dünya Savaşı: Sovyet güçleri Yukarı Silezya'yı Alman güçlerinden temizlemek için taarruz başlattı.
  • 1946 - Mahir Çayan, Türk devrimci ve THKP-C lideri (ö. 1972)
  • 1947 - Son Telgraf gazetesi hakkında, seçim kurulları tarafından verilen ilanları bütün baskılarında kullanmadığı gerekçesiyle soruşturma açıldı.
  • 1949 - Meclis'te bir konuşma yapan Rize Milletvekili Fahri Kurtuluş, Lermontov'un 110 yıl önce yazdığı ve 1945'te Türkçe'ye çevrilen bir kitapta milli duygularımızı rencide eden bölümler olduğunu söyleyerek, bu bölümlerin kitaptan çıkarılmasını istedi Fahri Kurtuluş, 110 yıl önce yazılmış kitaptan bölüm çıkarılmasını garipseyen ve bu yolda yayın yapan Cumhuriyet gazetesinin sahiplerini de ağır bir dille eleştirdi.
  • 1951 - İsveç'teki yarışmalar sırasında bir saat hırsızlığına karıştıkları gerekçesiyle 6 ay müsabakalara katılmaları yasaklanan güreşçiler Ali Yücel ile Bektaş Can'ın cezaları, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Merkez Danışma Kurulu'nca süresiz boykota çevrildi.
  • 1953 - İstanbul Tekstil Sendikaları'nın Zeytinburnu Çimento Fabrikası işçilerinden 53'ünün işten çıkarılmasını ve tazminatlarının ödenmemesini protesto etmek için Taksim'de yapmak istedikleri mitinge izin verilmedi.
  • 1955 - Tiyatro sanatçısı Muammer Karaca'nın yaptırdığı "Karaca Tiyatrosu" İstiklal Caddesi Sular İdaresi Sokağında açıldı.
  • 1961 - Güney AfrikaMilletler Topluluğu'ndan ayrıldı.
  • 1961 - Turkish Daily News kuruldu. 3 Kasım 2008'den itibaren Hürriyet Daily News adını aldı.
  • 1964 - Sinema yıldızı Elizabeth Taylor ile oyuncu Richard Burton evlendi.
  • 1970 - 32. hükümet olarak Üçüncü Demirel Hükümeti Meclis'ten güvenoyu aldı Oylamadan sonra bir konuşma yapan Başbakan Demirel "Buhrandan tecrübe edinilerek çıkılmıştır" dedi CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit ise "Hükümet bunalımı sona erdi Şİmdi ahlak bunalımının sona ereceği günleri bekleyeceğiz" dedi.
  • 1971 - Atatürk isminin özel okullarca kullanılması yasaklandı
  • 1972 - Cezaevinden kaçan THKP-C liderlerinden Ziya Yılmaz'a yakalandıktan sonra ölüm cezası verildi.
  • 1978 - MSP lideri Necmettin Erbakan hakkında açılan davanın düşmesi amacıyla siyasi partiler yasasında değişiklik öngören ve Korutürk tarafından veto edilen yasa çıktı.
  • 1980 - 33 hükümlü ve tutuklu tünel kazarak Van Cezaevi'nden kaçtı Kaçaklardan16'sı bir gün sonra yakalandı.
  • 1981 - Genelkurmay, aralarında Mehmet Ali Ağca'nın da bulunduğu 43 kişinin 17 Mart günü saat17.00'ye kadar teslim olmamaları halinde vatandaşlıktan çıkarılacağını duyurdu
  • 1982 - 146 idam istemli 428 sanıklı İstanbul Dev-Sol davası başladı.
  • 1983 - Maliye Bakanlığı, Hisarbank ve İstanbul Bankası'na el koydu
  • 1984 - İngiltere'de maden işçileri ülke çapında bir grev başlattı.
  • 1985 - İnternette ilk alan adı tescili yapıldı. (symbolics.com)
  • 1988 - Akbank Yönetim Kurulu üyeliğine getirilen ANAP Grup BaşkanVekili Sivas Milletvekili Mükerrem Taşcıoğlu'nun görevi bir gün sürdü Taşcıoğlu,"Görevi kabul ettiğim doğrudur Ancak siyasi hüviyetimin bazı yorumlara yol açacağini düşünerek görevden çekiliyorum" dedi Mükerrem Taşcıoğlu eğer çekilmeseydi, bir siyasi görevi sürdürürken özel teşebbüste görev alan ilk siyasetçi olacaktı.
  • 1989 - Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda GalatasarayMonaco takımı ile Köln'de bulunan Müngersdorf Stadyumu'nda yaptığı maçta 1-1 berabere kalarak, bu kupada yarı finale yükselen ilk Türk takımı oldu.
  • 1990 - DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, MİT'in sivilleştirilmesini istedi. Demirel MİT'in başında muvazzaf subaylar olduğunu belirterek, "Bunların terfileri Genelkurmay'a aittir. Böyle olunca daha çok orayı göreceklerdir. MİT dönemin hükümetlerini 1960 Darbesi'nden, 1971 Muhtırası'ndan ve 1980 Müdahelesi'nden haberdar etmemiştir. Hükümet genellikle Angola'da olan bir harekatı bilir de Ankara'da olanı bilmez. Ortada, Türkiye'yi yeni bir istihbarat teşkilatına nasıl kavuşturalım diye bir soru vardır," dedi.
  • 1991 - Mardin'in Dargeçit ilçesinde Halepçe katliamını protesto için yürüyüş yapan 7000 kişilik topluluğa güvenlik güçleri ateş açtı;1 kişi öldü.
  • 1995 - İstanbul'un Ümraniye ilçesinin eski adı1 Mayıs olan Mustafa Kemal mahallesinde,13 Mart günü Gazi mahallesinde polisin ateş açması sonucu15 kişinin ölmesini protesto gösterisi yapıldı Gösteriyi engelleyemeyen polis, göstericileri ateş açarak durdurmaya çalışınca çıkan çatışmada 4 kişi öldü, 20'den fazla kişi yaralandı.İstanbul Valiliği Ümraniyede sokağa çıkma yasağı ilan etti.
  • 1996 - Refah Partisi İstanbul Milletvekili Aydın Menderes, Afyon'un Sandıklı ilçesinde geçirdiği trafik kazası sonucunda felç oldu.
  • 1997 - İzmir'in Bergamayı Destekleme Komitesi siyanürlü altına karşı 120 kilometrelik meşaleli maraton düzenledi.
  • 2001 - İktisat Bankası'na el konuldu.
  • 2001 - İstanbul - Moskova seferini yapan Tupolev Tu-154 tipi bir uçak, Çeçen korsanlarca kaçırıldı. Medine'ye indirilen uçağa, Suudi antiterör timlerince düzenlenen operasyonda, Türk yolcu Gürsel Kambal, Rus hostes Yuria Fomina ve bir korsan öldü.
  • 2002 - Güneydoğu Anadolu Projesinin sulama tünellerinden T2 faaliyete geçti.
  • 2003 - Hu JintaoÇin'in 4. Devlet Başkanı olarak göreve başladı.
  • 2011 - Suriye İç Savaşı'nın başlangıcı.
  • 2011 - Kenan Evren, kurucularından biri olduğu Mehmetçik Vakfına röportaj verdi. Bu, Evren'in son röportajı oldu.
  • 2019 - Christchurch cami saldırılarıYeni Zelanda'nın Christchurch şehrindeki El Nur Camii ve Linwood İslam Merkezi'ne gerçekleştirilen saldırılarda, 51 kişi hayatını kaybetti, 49 kişi ise yaralandı. Olay anı, saldırgan tarafından sosyal medyadan canlı yayınlandı.
 
           


ÖLÜMLER


        


KAYNAKLAR: Vikipedi, https://www.tarihtebugun.gen.tr/, www.tarihtebugun.org
       

Öne Çıkan Yayın

Okuyan ve Terkoğlu 'Cumhuriyet meselesi'ni konuştu: 'Cumhuriyetçiler ve komünistler ortak programda buluşmalı' -soL-

Urla'da "Cumhuriyet Meselesi" başlıklı söyleşiden konuşan Kemal Okuyan ve Barış Terkoğlu, cumhuriyetin bir mücadele başlığı ol...