Biri bizi trend topik yapıyor - Barış Terkoğlu / Cumhuriyet

Dikkat! Bu mesaj; tüm bakanlıklar, yüksek mahkemeler, ordu komutanlıkları, valilikler, savcılıklar, emniyet müdürlükleri, bazı kaymakamlıklar, kulüpler, dernekler, vakıflar, tüm basın kuruluşları ve özel radyo ve TV’ler başta olmak üzere 11 bin 793 yere faks ve posta ile gönderilmiştir.”

Elimdeki bildiri gibi sayfaların altında yukarıdaki not var. “Ne bu” diyeceksiniz? Bir zamanlar Facebook, Twitter yoktu. Hatta bilgisayarlar ya da telefonlar yaygınlaşmamıştı. Haliyle “Trend topik oldum”, “Beni stalklamışlar” gibi cümleler kurulmuyordu.

Ama sanmayın ki o zaman da bunlar olmuyordu. Sözünü ettiğim belgeler, Adnan Oktar grubunun çıkardığı “Siyasi Çizgi” gazetesinin sayfalarından. Önce bir hedef belirleniyordu. Ardından belden aşağı ifadelerle bildiri kaleme alınıyordu. Binlerce merkeze fakslanarak söz konusu kişiye vuruşlar “Türkiye gündemi” yapılıyordu. Bildiriler kendi gazetelerinde de yayımlanıyordu. 

“Pezo Fatih göreve başladı”, “Hıncalan Uluç”, “Emrah Hattat’a hatırlatma”, “Tempo’da sapık seks üçgeni”, “Dinç Bilgin’in ‘Mutlu’suna hatırlatma”, “Ahmet Özal’a ikinci uyarı”...


90’lı yılların faks kâğıtlarından çıkma, içeriğinde çoğunlukla cinsel ithamların olduğu bildirilerin başlıkları bu şekilde ilerliyor. Oktarcılar, o yıllarda kendilerini eleştirenleri böyle vuruyordu. İftiralara, montajlı görüntüler de eşlik ediyordu.

Devir değişti, internet çağı başladı. Yöntem aynıydı. Araçlar farklılaşmıştı.

TALİMAT EDİRNE’DEN GELİYOR

Bunları neden mi anlattım?

Birer gün arayla benim, Barış Pehlivan’ın, Ayşenur Arslan’ın Oktarcılar tarafından sosyal medyada Türkiye gündemine sokulduğumuzu görünce merak ettim. Hayır, tek bir mesajı bile açıp okumadım. Merak ettiğim başkaydı. Nasıl oluyordu da üyeleri çeşitli cezalar almış, kimi firar etmiş örgüt, Edirne Cezaevi’nden verilen bir talimatla, bu işi yapabiliyordu?

Konuştuğum güvenlik yetkilileri, Oktarcıların bu yolla hem biz gazetecilere hem de “iktidara” mesaj verdiğini söyledi. Bize “Oktar yapılanmasını konuşmayın, yazmayın” diyorlardı. İktidara ise “Bakın biz de sizdeniz, sevmediğiniz gazetecilerle uğraşıyoruz” diyerek selam çakıyorlardı.

Gelelim asıl meseleye...

Oktarcıların yargılandığı dosyaların arasında, bu işin nasıl yürüdüğünün ipucu var. 

Bir örnek üzerinden anlatayım...

Gruba yapılan 3. Dalga operasyonunda, sanık Kübra Kartal’ın bilgisayarında bulunan bir çalışma, yanıtı bulmamızı sağlıyor. Zira, davanın müştekisi B.K. hakkında, Oktarcılar bir sosyal medya çalışması yapmaya karar vermiş. Ardından B.K. hakkında açık kaynaklarda araştırma yapılmış. Google aramasında defalarca B.K’nin aradığı görülüyor. Bu sırada B.K’nin çeşitli fotoğrafları arşivlenmiş. 

Gruptakilerin WhatsApp yazışmalarından hikâyenin devamı anlaşılıyor. B.K. gibi, davada müşteki olan kızlar arşivleniyor. Kimi mesaj kimi internet sitesiyle haklarında içerik oluşturuluyor. Özel hayatlarına dair, rahatsız edici pek çok ifade ve görsel kullanılıyor.

KORKUTMA, YILDIRMA KAMPANYASI

Bu sırada, grubun yurtdışındaki yöneticileriyle yapılan yazışmalar dikkat çekiyor. Sosyal medya linci başlatılacak kişi için tarih ve saat belirleniyor.

Mesela, 20 Aralık 2019 tarihli mesajlaşmada, A.A. için yapılacak kampanya için “yarın 14.00” yazılmış. Türkiye gündemine girecek etiket ise “HepsiYalanÇıktı” olarak belirlenmiş.

Örneğin, yazışmalarda “Seo programını bilen var mı” sorusu dikkat çekiyor. Oktarcılar bu programı kullanıyor. Bu şekilde, yapılan çalışma Google’da en üst sıralara çıkarılıyor. Böylece, hedef alınan şahıslar Google’da aratılınca, saldırdıkları içerik yukarılarda görünüyor.

Bir yazışmada, yaratılmış içeriğin 246 bin kişiye gösterilmesi nedeniyle, “Maşallah Elhamdülillah” mesajlarının paylaşıldığı görülüyor.

Biz bu tür saldırılara alışkınız. Ancak grup, bu yolla, kendilerinden şikâyetçi olanları yıldırmaya, korkutmaya çalışıyor. Zaman zaman da başarıyor. Elbette bütün bunlar gerçek kişiler değil, sahte hesaplar üzerinden yapılıyor.

SAHTE HESAP LİSTESİ

Oktarcıların sosyal medya hesapları üzerine yapılmış incelemede, kullandıkları sahte hesapların listesi çıkarılmış. Bu şekilde, en az 250 ayrı hesabın, tek merkezden kontrol edildiği görülüyor.

Kim bu hesaplar derseniz, aslında dava dosyasından, sahte hesapları kimlerin yönettiği de görülebiliyor. Sanıklardan Raif Ergin’in bilgisayarından çıkan belgede, isim isim yazıyor. Her bir gerçek kişi üzerine, bir sahte hesabın yaratıldığı okunuyor.


Özetle...

Yapılan çalışmalara göre bu eylemin talimatı bizzat Oktar’dan geliyor. Ardından hedef alınan kişi hakkında içerik oluşturulması ve sosyal medyada Türkiye gündemi yapma gerçekleşiyor. Bu sırada, bu işleri yapan bazı aracılara da para ödenerek birkaç saat gündemde kalınması sağlanıyor. Operasyondan bu yana, yani dört yıl süresince, bu iş için aracılara ödenen paranın, 7-8 milyon lira olduğu düşünülüyor.

SOSYAL MEDYA LİNCİNE ÇÖZÜM

Sosyal medya bir özgürlük alanı. İnsanlar haber alıyor, tepkilerini gösteriyor, kamuoyu oluşturuyor. Ancak bu özgürlük alanı, FETÖ ya da Oktarcılar tarafından ya da iktidar yanlısı trol ordularınca kötüye kullanılabiliyor. Örnek olsun, Sedef Kabaş gibi hapsedilen gazeteciler için de “tutuklayın” kampanyası, sosyal medya çeteleri tarafından büyütüldü. 

Bu yapıların itibar suikastı yaptığı mesajlar şikâyet edildiğinde ne mi oluyor? Hem iktidar yanlısı troller hem Oktarcı ya da FETÖ’cüler, sahte hesaplarla iş tuttuğu için, mağdurlar ile Twitter, Facebook, Instagram karşı karşıya geliyor. Bu şirketin avukatları, aslında ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran bu saldırıları, “ifade özgürlüğü” diyerek savunuyor. Mağdurlarsa, bu saldırılarla asıl kendi ifade özgürlüklerinin ortadan kaldırıldığını anlatmaya çalışıyor. İlk çözüm, milyarlarca dolara hükmeden sosyal medya şirketlerinin, organize saldırı içeren çete oluşumlarını, belirli yazılımlarla engellemesi gibi görünüyor. Söz konusu iktidardaki birine hakaret şüphesi olduğunda, tespit yarışına giren devlet kurumları ve yargı organları, sıra vatandaşa yönelik çete saldırılarına geldiğinde görmez, duymaz, konuşmaza dönüşüyor. Haliyle, hepimiz biliyoruz ki, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın bahsettiği yasa, güçsüz ama mağdur olanlara bir fayda getirmeyecek. 

Çokluk bir sayı değil, bir durum. Organize bir kalabalık, suçun da ahlakın da kurallarını yeniden tanımlayabilir. Yerde yatanı tekmeleyerek öldürebilir. Peki, özgürlüğü savunanlar ne zaman çokluk olacak?

Barış Terkoğlu / Cumhuriyet

TARİHTE BUGÜN (17 ŞUBAT)

 


1923    İzmir'de 1 İktisat Kongresi düzenlendi 7 işçi, 1 çiftçi kadın katıldı İlk günkü oturumu 500 kadının izlediği kongrede kadın işçilere doğum öncesi ve sonrasında 8 haftalık izin verilmesi, kadınların madenlerde çalıştırılmalarının yasaklanması, işyerlerinde emzikhaneler açılması gibi kararlar alındı Kongrenin kapanış konuşmasını Rukiye Hanım yaptı. 

1926    Ankara'da Devlet Resim Sergisi açıldı, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal sergiyi ziyaret etti

1923    Gazi Mustafa Kemal, ikinci defa Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na seçildi

1917    Hicaz Seferi Kuvvetler Komutanlığı'na atanan Mustafa Kemal, bu görevi kabul etmedi. 

1920     Osmanlı Mebuslar Meclisi, kabul ettiği Misak-ı Milli'nin basında yayınlanmasını ve bütün yabancı parlamentolara bildirilmesini kararlaştırdı.

1920    Ankara dışındaki İstiklal Mahkemeleri kaldırıldı

1895    Müziğini Çaykovski'nin bestelediği Kuğu Gölü Balesi ilk gösterisini Saint Petersburg'da (Rusya) yaptı.

1996    Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Sabri Ergül, Manisa Emniyet Müdürlüğü'nün kapısına, "Bu işyerinde işkence vardır" yazılı bir tabela astı.

1973    Petrol Ofisi genel müdürlüğüne bir kadın atandı Şeyda Okyatmaz Türkiye'de ilk kez bu düzeye yükseltilen kadın yönetici oldu.

1968    Bazı milletvekilleri Meclis'e gelen mini etekli kadınlardan şikâyetçi olduklarını bildirdiler.

1961    Hekim, yönetici ve siyaset insanı Lütfü Kırdar, Yassıada'da mahkemede ifade verirken öldü !

1867    Süveyş Kanalı'ndan ilk gemi geçti.

2016    Ankara'da bomba yüklü araç patlatıldı. Patlama Devlet Mahallesi'ndeki askeri lojman bölgesinde, askeri servis araçlarının bulunduğu noktada oldu. Şuana kadar 29 kişi hayatını kaybetti. 61 Yaralı.

1996    Dünya satranç şampiyonu Garri KasparovDeep Blue adlı bilgisayarı yendi.

1673    Moliere, Jean-Baptiste Poquelin Fransız yazar öldü.(DY-1622)

1600    Giardano Bruno, italyan filozof idam edildi (DY-1548)

2010    Abdülhakim ismailov öldü. Berlin Parlamento Binasına (Reichstag) Kızıl Bayrağı diken 3 askerden biridir (DY-1916)

1916    Doğu cephesinde Ruslar, Muş'u işgal etti.

2007    Mehmet Altınsoy, siyasetçi. Devlet eski bakanı ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanlarındandır (DY-1924)

2008    Söz yazarı Aysel Gürel hayatını kaybetti. Aysel Gürel, geçirdiği ağır bronşit nedeniyle uzun süredir hastanade tedavi görüyordu. Gürel'in durumunun dün gece (16 şubat gecesi) ağırlaştığı, iki kızının hastanede başında olduğu öğrenildi.

1993    Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in bulunduğu askeri uçak Ankara Güvercinlik alanından kalktıktan hemen sonra düştü Eşref Bitlis ile beraberindeki 3 subay ve bir astsubay da öldü.


1926    
Medeni Kanun kabul edildi. Böylece erkeğin çok eşliliğini ve tek taraflı boşanmasını kabul eden şeriat hukukuna dayalı aile düzeninin yerini, bu konularda eşitlik getiren ama yerine erkeğin "reis" olduğu, kadının ev işlerinden sorumlu tutulduğu, ikametgah seçimi, çocukların velayeti konusunda karar verme hakkı gibi belli başlı hakların sadece erkeklere ait olduğu bir aile düzeni getirildi.

2009    Devlet Sanatcısı Gazanfer Özcan tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi’nde hayatını kaybetti.

1925    Aşar Vergisi kaldırıldı Köylü aşar yükünden kurtuldu Basın, aşarın kaldırılmasını büyük bir devrim olarak sundu.

1967    Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) Genel Başkanı Feyzullah Ertuğrul'u Elazığ'ın bir köyüne atadı.

1959    Başbakan Adnan Menderes ve beraberindekileri Londra'ya götüren uçak Gatwick Havaalanı yakınlarında düştü; Başbakan Adnan Menderes kurtuldu, 16 kişi öldü.

1994    Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Anayasa ve Adalet Komisyonu Refah Partili Hasan Mezarcı'nın dokunulmazlığının kaldırılmasını kararlaştırdı

1983    Dört Filistinli gerilla Ankara 1 Ağır Ceza Mahkemesi'nce yeniden ikişer kez ölüme mahkum edildi Filistinli gerillalar Mısır'ın Ankara Büyükelçiliği'ni basarak iki güvenlik görevlisini öldürüp içeridekileri 45 saat rehin tutmuşlardı.

1984    Avusturya'da yapılan Avrupa Güzellik Yarışması'nı Türkiye güzeli Neşe Erberk kazandı.

1994    Özgür Gündem gazetesi bölücü yayın yaptığı gerekçesiyle 1 ay süreyle kapatıldı.

1993    Dev-Sol ve TİKKO (Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu) üyesi 18 siyasi tutuklu, kazdıkları 35 metre uzunluğundaki tünelden yararlanarak Nevşehir E Tipi Kapalı Cezaevi'nden firar etti.

1934    Avusturya'da sosyal demokratlar gösteri düzenlediler Güvenlik güçleri göstericilere müdahale etti; birçok gösterici öldürüldü Hükümet sıkıyönetim ilan etti

1986    Barış Derneği davasından tutuklu 6 kişi tahliye edildi Tahliye edilenler arasında Reha İsvan ve Gencay Şaylan'ın da yer alıyordu Ali Sirmen, Erdal Atabek, Ali Taygun, Ergun Elgin, Hüseyin Baş, Orhan Taylan'ın tahliye talebi ise reddedildi.

1984    İşyerlerinden işçi çıkarmak, Sıkıyönetim Komutanlığı'nın iznine bağlandı

1987    12 Eylül askeri darbesinden sonra toplatılan 39 ton ağırlığındaki kitap, dergi, günlük ve haftalık gazete SEKA'da imha edildi Kağıt hammaddesi olarak kullanılacak yayınlar 5 kamyonla taşındı.

1994    Demokrasi Partisi (DEP) Suruç İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Akpolat kimliği belirsiz kişilerce öldürüldü.

1977    Ankara'da 50. Yıl Lisesi öğrencilerine ateş açıldı, bir kız öğrenci kalp krizi geçirip öldü.

1979    İstanbul'da stokçulara baskınlar düzenlendi. Yüklü miktarda kahve, ampul, filtreli sigara ve margarin ele geçirildi.

1968     Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Çetin Altan Meclis'te Adalet Partililere "Çoğunluğunuz var, ama ağırlığınız yok" dedi Bunun üzerine Meclis'te kavga çıktı

1939    Hatay Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını, Hatay kanunları olarak kabul etti.

2000    Gazeteci-yazar Uğur Mumcu'ya 24 Ocak 1993 günü düzenlenen suikastla ilgili olarak, 'Mumcu'nun öldürülmesine iştirak ettiği ve bu amaçla oluşturulan çeteye mensup olduğu' gerekçesiyle idam istemiyle yargılanan sanık Abdullah Argun Çetin, kendi isteği üzerine gizli oturumda dinlendi. Mahkeme, sanığın gizli oturumda yaptığı açıklamalara yayın yasağı koydu.


2008    Kosova Parlamentosu Sırbistan'dan bağımsızlığını ilan etti.Başbakan Haşim Taçi, yaptığı konuşmada bağımsızlık bildirgesini okudu. Taçi, "Halkımızın liderleri olarak bu bildirgeyle Kosova'yı bağımsız ve egemen bir devlet ilan ediyoruz" dedi.

1930    Türk Gazeteciler Birliği kuruldu.

1933    Newsweek dergisi yayımlanmaya başlandı.

1949    Türkiye, Avrupa Kalkınması İcra Konseyi'ne katıldı.

1956    Çoruh ilinin adı Artvin olarak değiştirildi.

1961    Türk ve Alman İş ve İşçi Bulma Kurumları arasında yapılan anlaşmaya göre; her yıl Almanya'ya çeşitli iş kollarında çalıştırılmak üzere 2-3 bir Türk işçisi gönderilmesi kararlaştırıldı.

1967    Radyo sanatçılarının yürüyüş ve boykot olaylarından sonra TRT, sanatçı ücretlerine yüzde 150-200 arasında zam yaptı.



1968   Gümrük ve Tekel Bakanlığı, Türkiye'de yapılan malların yurtdışından ithalatını yasakladı.

2006    Filipinler'in Güney Leyte bölgesinde meydana gelen bir seri toprak kayması sonucu yaklaşık 1800 kişinin toprak altında kalarak öldüğü tahmin ediliyor. Yörede son 10 gündür yağan şiddetli yağmurların, ve hemen öncesinde meydana gelen 2,3 şiddetindeki küçük ölçekli bir depremin faciayı tetiklemiş olabileceği öne sürülüyor.


                                                     

    


KISA KISA GÜNDEM (16 ŞUBAT 2022)

 


1-OGS bedelleri KGS gibi buhar olmasın (Yeniçağ)

İlk çıktığında 40 dolardı. Sonra fiyatları düştü ama 1 Milyon 200 binin üzerine kayıtlı OGS var. Mart sonunda OGS’ler kullanımdan kalkıyor. 31 Mart’tan sonra HGS kullanılacak. Peki OGS’lerin bedelleri ne olacak. Şimdi bu soru gündemde.
Mart ayı sonunda artık OGS cihazları tarih oluyor,HGS’ler kullanılacak. Cihazlar yıllardır kullanılıyor. Ancak OGS’ler bir bedel karşılığı alındı. Şimdi bu tartışma konusu oldu. İlk başlarda 40 dolardı.Bundan 23 yıl önce uygulamaya konulduğunda 40 dolar bedelle satışa çıkarılmıştı. Sonradan özel bankaların devreye girmesiyle birlikte OGS’nin fiyatı 15 doların altına düştü.Bankalar HGS’nin çıkmasının ardından OGS’den çıkmak isteyen vatandaşlara bedelleri ödenmişti.Yürürlükten kalkan bir sistem daha var. O da kartlı geçiş sistemi vardı. Bu sistem kaldırıldığında vatandaşlar o kartların bedelini alamamıştı.Sadece karttaki bakiye HGS’ye aktarılmıştı.Bu olayı gölgesinde herkes birbirine soruyor “bizim ödediğimiz paralar ne olacak” diye. Kartlı geçiş sistemindeki gibi ödedikleri bedelleri geri alamama şüphesi yaşayan vatandaşlar çözüm bekliyor.Ulaştırma Bakanlığı’ndan gelen bilgilere göre çalışma yapılıyor. Herkes sonucu merakla bekliyor. Bununla ilgili iki formül var. İlki cihaz bedelinin geri ödenmesi diğeri ise OGS bedelinin HGS’ye kullanım bedeli olarak aktarılması.Bu arada Karayolları ile özel bankalar arasında OGS krizi çıkabilir. Onun nedeni de iddiaya göre bankalar OGS’leri vatandaşlara bedel karşılığı sattı, bedelini de bankalar ödemeli. Bunun yanında OGS kullanan vatandaşlar bedelleri tahsil etmek için Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurma hakkı var.

2-Avrasya Tüneli’nin kamuya zararı tam 935 milyon(Yeniçağ)

Avrasya Tüneli’nde geçen araç sayılarının verilen garanti geçişleri karşılamaması nedeniyle tünelin kamuya zararı 935 milyon lirayı buldu.  Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu yaptığı konuşmasında Yap-İşlet-Devlet modeli ile yapılan Avrasya Tüneli sayesinde ülke ekonomisine 8.1 milyar lira katkıda bulunulduğunu ifade etti Bakan, konuşmasında “Kozyatağı-Bakırköy koridoru dikkate alınarak yapılan hesaplamalarda, Avrasya Tüneli’ni kullanan sürücülerin, 2021 yılında 25 milyon saat zaman tasarrufu, 35 bin ton yakıt tasarrufu, 10 bin ton emisyon azalımı, 65 milyon araç-km azalması ile oluşan kaza maliyeti tasarrufu elde etmesi sonucunda ülke ekonomisine 5 yıllık toplam katkısı 8,1 milyar liraya ulaştı" ifadelerini kullandı.Avrasya Tüneli'nde geçiş ücret bedeli arttıkça araç geçiş sayısında azalma yaşandı: (2020 YILINDA 456 MİLYON LİRA) Sayıştay raporlarına göre, 2020 yılında Avrasya Tüneli için 25 milyon 376 bin 878 araç geçiş garantisi verildi. Ancak sadece 12 milyon 609 bin 103 araç geçti. Geçmeyen araçlar için de devlet kasasından Avrasya Tüneli’ni işleten şirkete tam 456 milyon 310 bin TL ödeme yapıldı. (KAMU PARASI ŞİRKETE GİDİYOR)  2017 yılında şirkete geçiş garantisi olarak 25.6 milyon araç sayısı verildi. Ancak tüneli kullanan araç sayısı 15.6 milyonla sınırlı kaldı. Aradaki 10 milyon araçlık fark ise devlet kasasından 123 milyon lira olarak şirkete ödendi. Odatv’de yer alan habere göre, 2018 yılında verilen araç geçiş garantisi 25 milyon 125 bin araçtı. Geçen araç sayısı ise 17 milyon 91 bin 747’de sınırlı kaldı. 2018 yılında şirkete ödenen para 155 milyon 684 bin lira oldu. 2019 yılında ise yine verilen garanti geçiş sayısının altında kalan Avrasya Tüneli için hazineden yaklaşık 200 milyon lira şirkete ödendi. Sayıları topladığımızda ise Avrasya Tüneli açıldığı tarihten itibaren şu ana kadar açıklanan verilere göre yaklaşık olarak 935 milyon liranın devlet kasasından şirkete verilmesine sebep oldu. 2019 yılı Sayıştay raporunda ayrıca, “Bildirim formunda yer alan tahminlerde 2026 yılından itibaren garanti edilen araç sayısına ulaşılacağı ve 2019-2025 dönemi için toplam 963 milyon 167 bin 225 TL garanti ödemesinin yapılacağı öngörüldüğü halde söz konusu tahminlerin muhasebe kayıtlarına alınmadığı görülmüştür” tespiti yer aldı. Tünelin kamuya aktarımı ise 20 yıl sonra, 2042 senesinde olacak.(ARADAKİ FARK 40 MİLYON) Yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen 14,6 kilometre uzunluğundaki Avrasya Tüneli, 22 Aralık 2016'da hizmet vermeye başladı. 2017’de günlük 68 bin olan geçiş garantisi yıllar itibariyle arttı. Sayıştay raporuna göre, 2020’de garanti edilen yıllık araç sayısı 25 milyon 376 bin 878 oldu. Ancak 2020 yılında, tünelden bunun yaklaşık yüzde 50'si oranında, yani 12 milyon 609 bin 103 araç geçti. Avrasya Tüneli için verilen garantilere göre; 2017-2021 arasındaki 5 yılda tünelden 120 milyonun üzerinde aracın geçmesi gerekiyordu. Bakan Karaismailoğlu’nun açıkladığı verilere göre ise söz konusu sürede geçen araç sayısı 79 milyonda kaldı. Aradaki fark yaklaşık 40 milyon.

3- Isparta’daki elektrik kesintisi araştırılsın önergesini AKP ve MHP reddetti (İsmail Akın-SÖZCÜ)

Muhalefetin, Isparta'da yaşanan elektrik kesintileri ile ilgili sunduğu araştırma önergesi AKP ve MHP oyları ile reddedildi.















4- Adana Avrupa'nın plastik çöplüğü oldu: 'Topraktaki kanserojen miktarı normalin 400 bin katı' (SOL)

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, verimli tarım arazileriyle anılan Adana’nın Avrupa’nın plastik çöplüğü haline geldiğini söyledi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren Bulut, Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye gönderilen plastik atıkların miktarının 2004-2021 yılı arasında 196 kat arttığını kaydetti.  (Avrupa’nın plastik çöpünü en çok alan ülke) Çin’in ardından Malezya, Vietnam ve Tayland'ın plastik atık ithalatına kısıtlama getirmesiyle birlikte Türkiye’nin, Avrupa'nın yeni plastik çöp rotası haline geldiğini belirten Bulut,  Avrupa’nın plastik çöpünü en çok alan ülke olan Türkiye’nin 2019 yılında 582 bin 296 ton, 2020'de de yaklaşık 660 bin ton plastik atık ithal ettiğini bildirdi. ('Toprakta rapor edilen en yüksek toksik düzey') Çevre örgütü Greenpeace'in yayınladığı 'Atık Oyunu' başlıklı raporun Adana’nın verimli topraklarının kanserojen maddelerle kirletildiğini ortaya koyduğunu kaydeden Bulut, “Verimli tarım arazileriyle anılan Adana, Avrupa’nın plastik çöplüğü haline geldi. Topraklarımıza, insanlarımıza, doğamıza yazık oluyor. Denetimi yapılmayan plastik atıklar Adana’da yasa dışı olarak çevreye dökülmekte ve açıkta yakılıyor. Adana’nın verimli tarım, hayvancılık ve sulama arazileri içinde yer alan 5 farklı çöp döküm alanlarından alınan toprak, kül, su ve tortu örnekler üzerinde yapılan incelemede kanserojen maddelerden dioksin ve furan miktarının, kirletilmemiş toprak numunesinin 400 bin katı üzerinde olduğu saptanmıştır. Bu saptama Türkiye’de toprakta rapor edilen en yüksek toksik düzeydir” dedi.   Kimyasal kirleticilerin çoğunun besin zinciri yoluyla hayvan ve insanlara geçebildiğine dikkat çeken Bulut, plastik atıkların yasa dışı yakılması sonucu ortaya çıkan ağır metal, dioksin, furan ve kalıcı organik kirleticilerin toprağa, suya, havaya ve besin zincirine karışarak kansere neden olduğunu, insan sağlığına geri dönüş olmayan zararlar verdiğini bildirdi. ('Hangi ülkelerden ithal ediliyor, hangi atıklar geliyor?') CHP’li Bulut, Bakan Kurum’un yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti: *Plastik atıklar hangi ülkelerden ithal edilmektedir? *Son 3 yıl ayrı ayrı belirtilmek üzere hangi gümrük kapısından hangi, atıklar gelmektedir? Bu plastik atıklar hangi şehirlere gitmektedir? *Söz konusu plastik atıkların takibi yapılmakta mıdır? Nasıl yapılmaktadır? ('Ceza uygulandı mı?') *Plastik atıkların ne kadarı geri dönüştürülmektedir? Geri dönüştürme işleminin takibi yapılmakta mıdır?*Şimdiye kadar Türkiye’ye alınmadan geri gönderilen atık var mıdır? Bu atıkları hangi firmalar ithal etmektedir? *Ülkeye zararlı atık soktuğu için herhangi bir firmaya cezai işlem uygulanmış mıdır? ('Hangi firmalar?') *Adana’da, Bakanlığınız tarafından kimyasal kirleticilere yönelik herhangi bir araştırma yapılmış mıdır? Bu araştırmanın sonuçları ne olmuştur? *Adana’da yasa dışı bir şekilde çevreye plastik atık döken ve yakanlar belirlenmiş midir? Bu firma ve kişilere yönelik herhangi işlem yapılmış mıdır?

5- TKP'den usulsüz burslarla ilgili suç duyurusu(SOL)

Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Örgütü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden aldıkları fahiş miktardaki usulsüz burslarla gündeme gelen üç AKP'li kadın ve bu usulsüzlüğe göz yuman yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.

AKP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Rabia İlhan Kalender, eski AKP Milletvekili Ravza Kavakçı Kan ve AKP'li eski bakan Fatma Betül Sayan Kaya ile dönemin KİPTAŞ ve İSBAK yöneticileri hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunan TKP İstanbul İl Örgütü adına yapılan açıklamada "Hayatlarında tek birgün emek harcamamışların, milyonlarca lira bursu, çalışma karşılığında aldığı iddiası tam bir fiyaskodur... Siz ancak benzerlerinizi kandırırsınız. İstanbul Örgütü olarak ensenizdeyiz. Nasılsa unutulur diye düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. İstanbul halkından çaldığınız, çırptığınız her kuruşun hesabını soracağız, bu 3 kadın hakkında suç duyursunda bulunduk. Tüm ülke yoksullukla, faturalarla boğuşurken, bu arkadaşlar, milyonların alın teriyle sefahat sürmüşler... Yok öyle yağma, hiç merak etmeyin, burnunuzdan fitil fitil getireceğiz.
Bu da bizim İstanbul halkına sözümüz olsun." denildi.

TKP İstanbul İl Örgütü adına iletilen suç duyurusunda şu ifadelere yer verildi:

1-Türkiye Komünist Partisi 16/08/1993 yılında kurulmuş olan her dönem seçimlere giren yasal bir partidir. Müvekkil parti, halkın daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilmesi için mücadele yürütmektedir.

2-İstanbul Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu'nun KİPTAŞ AŞ’deki yapmış oldukları inceleme sonucunda, AKP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Rabia İlhan Kalender'in 5 Şubat 2007’de KİPTAŞ AŞ.'de avukat olarak işe alındığı, 7 Kasım 2008’de ise Belçika’nın Brüksel şehrinde bulunan VRIJE Üniversitesi Avrupa ve Uluslararası Hukuk bölümünde, doktora eğitimi için kabul alması üzerine, KİPTAS AŞ'den burs alarak doktora eğitimine devam ettiği basında yer alan haberlerde belirtilmiştir. Söz konusu burs miktarının: 671 euro (GBP), 9 bin 940 dolar, 123 bin 722 lira ve 128 bin 247 euro (bugünkü kurla 2 milyon 92 bin 56 TL) olduğu yine haberlerde yer alan bir diğer bilgidir. Ayrıca söz konusu burs karşılığında KİPTAŞ AŞ.'de, Rabia İlhan Kalender çalışmadığı da iddia edilmiştir. Bursun miktarı yönünden sözleşmeye aykırı davranıldığı açıktır. KİPTAŞ'ın kamu yararını gütmesi gereken ve kamunun kaynakları ile kurulan bir kurumdur. Söz konusu kurumun, tüm kaynaklarının kamu yararı amacıyla değerlendirilmesi gerekir. Buna rağmen, Rabia Kalender İlhan'dan sözleşmeye aykırı davranarak kamuyu zarara uğratması nedeniyle hem Rabia Kalender İlhan'dan hem de 2008-2013 döneminde Rabia Kalender İlhan hakkında hukuki yollara başvurmayarak görevlerini ihmale den ve bu suretle kamuyu zarara uğratan 2008-2013 yılları KİPTAŞ yöneticiliğini yapan yetkililerden şikayetçiyiz.

3-Yine, AKP Milletvekili Ravza Kavakçı Kan'ın ABD'deki Howard Üniversitesi’nde sürecek olan 4 yıllık doktora eğitimi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden 155 bin dolar ve 59 bin lira eğitim bursu aldığı basında yer alan diğer iddialar arasındadır. Ravza Kavakçı Kan'ın doktora eğitimini, sözleşmeye aykırı olarak 1 yıl uzattığı ve yine doktora eğitimi bittikten sonra da zorunlu olarak İBB'de çalışması gerekirken çalışmadığı iddia edilmiştir. Ravza Kavakçı Kan'ın Türkiye'ye döndükten sonra bir süre Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde çalıştığı, daha sonrasında ise milletvekili olduğu belirtilmiştir. Ravza Kavakçı Kan'ın sözleşmeye aykırı davranarak İBB'de çalışmaması nedeniyle kamuyu zarara uğratması ve bu sebeple hakkında hukuki soruşturma başlatmayan İBB yöneticilerinin de görevlerini ihmal etmek suretiyle kamuyu zarara uğrattıkları açıktır.

4-Basında yer alan diğer haberlerde, Fatma Betül Sayan Kaya'nın 14 Kasım 2008 tarihinde, İSBAK AŞ’de Elektrik/Elektronik Mühendisi olarak işe alındığı, aynı tarihte ABD’nin New York şehrinde bulunan NYU-Polytechnic Üniversitesi’nde yüksek lisans için kabul aldığı, aynı tarihte İBB şirketinden talep ettiği burs uygun görüldüğü, yurtdışı eğitim bursu sözleşmesi imzalandığı iddia edilmiştir. Yine Sayan Kaya'nın 2010 tarihinde, İSBAK AŞ Genel Müdürlüğü’ne başvurarak “özel nedenlerden dolayı” ücretsiz izin talep ettiği; 1 Nisan-21 Mayıs 2010 arası özel izin verildiği aynı haberlerde yer almıştır. İş akdi sözleşmesi bir yıl süreyle askıya alındı. Ek sözleşme ile de yurtdışı eğitim sözleşmesinin süresi de bir yıl uzatıldığı ve buna rağmen süresinde işe başlamayarak toplam 85 bin 791 dolar ve ayrıca 20 bin 289 lira kamuyu zarara uğrattığı iddia edilmiştir. Kamuyu zarara uğratması nedeniyle Fatma Betül Sayan Kaya'dan ve bu sebeple hakkında hukuki soruşturma başlatmayan İSBAK yetkilileri'nin de görevlerini ihmal etmek suretiyle kamuyu zarara uğrattıkları açıktır.

5-Türkiye Komünist Partisi olarak, haksız ve hukuka aykırı olarak İBB'den burs alan, süresi içerisinde işe başlamayarak kamuyu zarara uğratan, Ravza Kavakçı Kan, Rabia Kalender İlhan ve Fatma Betül Sayan Kaya'dan şikayetçiyiz. Ravza Kavakçı Kan, Rabia Kalender İlhan ve Fatma Betül Sayan Kaya'ya haksız ve hukuka aykırı olarak burs veren, söz konusu şahısların sözleşmeye ve hukuka aykırı fiillerine bilmesine rağmen haklarında herhangi bir hukuki işlem başlatmayan 2008-2013 yılları arasında KİPTAŞ ve İSBAK yetkililerinden görevlerini kötüye kullanmaları nedeniyle şikayetçiyiz.

6- Gazeteci Hülya Kılınç tahliye edildi (SOL)

Haklarında verilen hapis cezasının onanmasının ardından dün yeniden cezaevine giren gazetecilerden Hülya Kılınç tahliye edildi.

MİT görevlisinin cenazesini haber yaptıkları için yargılanan ve cezanın onanmasıyla dün tutuklanan gazeteci Hülya Kılınç tahliye edildi. Kılınç'ın denetimli serbestlikle serbest bırakıldığı belirtildi. İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 9 Eylül 2020’de Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel’in “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” suçlamasıyla 4 yıl 8 ay 7’şer gün, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’ın ise 3 yıl 9’ar ay hapis cezalarına çarptırılmasına ilişkin karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından 28 Ocak 2022’de onanmıştı. Söz konusu onama kararı üzerine haklarında verilen hüküm kesinleşen Hülya Kılınç, dün cezaevine cezaevine sevk edilmişti. Aynı dava kapsamında Barış Pehlivan ve Murat Ağırel de dün cezaevine girip tahliye olmuşlardı. Gazetecilere denetimli serbestlik hükümleri uygulanmıştı.

7- Trabzon'da deniz dolgusundaki çökme uydudan tespit edildi: Üzerine şehir hastanesi yapılıyor(BİRGÜN)

Trabzon'da, stadyum ve şehir hastanesi inşaatının yer adlığı deniz dolgusu üzerine araştırmalar yürüten Prof. Dr. Ertan Gökalp ile öğretim üyesi Fırat Altıntaş'ın uluslararası dergide yayımlanan bilimsel makalesinde, Avrupa Uzay Ajansı’na ait ‘Sentinel-1’ uydusundan elde edilen 3 yıllık verilere göre, dolgunun yılda 9,7 milimetre çöktüğü, bazı alanların ise yılda 3,9 milimetreye kadar yükseldiğine yer verildi.
(https://www.birgun.net/haber/trabzon-da-deniz-dolgusundaki-cokme-uydudan-tespit-edildi-uzerine-sehir-hastanesi-yapiliyor-377394)

8- TOKİ: Yatay mimariden bir gram ödün vermedik, bununla da iftihar ediyoruz(BİRGÜN)

TOKİ Başkanı Ömer Bulut, Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un açıklamalarına cevap vererek, “Yatay mimariden bir gram ödün vermedik, bununla da iftihar ediyoruz” dedi. Son üç yıldır TOKİ Başkanı olduğunu ve bu süreçte 250 bine yakın sosyal konut yaptıklarını dile getiren Bulut, "Son üç yıldır TOKİ Başkanıyım. 250 bine yakın sosyal konut yaptık. Cumhurbaşkanımız görevi tevdi ettikten sonra, yatay mimariden bir gram bile ödün vermeyeceksin direktifinin dışına çıkmadım. Bu görevi inanarak yerine getirdim. Ve o kadar güzel konutlar yapıldı ki, şimdi televizyonlarda konutlarla ilgili bir konu olduğunda TOKİ'nin konutlarını gösteriyorlar ve bununla da iftihar ediyoruz.

9-Arkeolojik alana bina yapacaklar (İsmail Arı-BİRGÜN)

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tuzla’da 3’üncü Derece Arkeolojik Sit Alanı’nın da içerisinde yer aldığı araziyi yapılaşmaya açtı. Arazide yapılan çalışmalarda Bizans dönemine ait kalıntılar bulunmuştu.
Megakent İstanbul’da arkeolojik alana konut yapılmasının önü açıldı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tuzla’daki Merkez (İstasyon) Mahallesi’nde yer alan binlerce metrekare büyüklüğündeki arazinin imar planlarını değiştirdi. Bakanlığın ranta kapı aralayan plan değişikliğiyle birlikte, Üçüncü Derece Arkeolojik Sit Alanı’nın da içerisinde yer aldığı 206 bin metrekare büyüklüğündeki arazi yapılaşmaya açıldı. Yapılaşmaya açılan arazi üzerinde Sahil Güvenlik Komutanlığı’na ait atıl halde bulunan yapıların yer aldığı belirtildi. Denize yakınlığıyla dikkat çeken arazinin hemen yanı başında da Viaport Marina yer alıyor. Yapılan plan değişikliğine göre, arazinin 5 bin 16 metrekarelik kısmı özel eğitim alanı, bin 628 metrekarelik kısmı sağlık alanı, 85 bin 388 bin metrekarelik kısmı ise park ve millet bahçesi alanı olarak belirlendi. Arazinin 26 bin metrekarelik kısmı yol, 84 bin 760 metrekarelik bölümü de ticaret-turizm-konut alanı olarak belirlendi. İmar planında konut alanı olarak belirlenen 84 bin 760 metrekarelik alanın 7 bin 20 metrekarelik kısmının da 3'üncü Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak belirlendiği ifade edildi. İmar planı raporunda, 3'üncü Derece Arkeolojik Sit Alanı’nda arkeolojik kazı çalışmalarına ilk olarak 1972 yılında başlandığı ve bu kazılar sonucunda Bizans dönemine ait kilise kalıntıları bulunduğu belirtildi. (KAPSAMLI KAZI YAPILMAMIŞ) İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ise Bakanlığın Arkeolojik Sit Alanı’nı yapılaşmaya açmasında bir sakınca görmedi. Kuruldan yapılan açıklamada, “Arkeolojik Sit Alanı olan taşınmaza ilişkin, mevcut bulgular, fotoğraflar doğrultusunda henüz alanda kapsamlı kazı çalışmaları da yapılmadığından bu aşamada arkeolojik sit derecesi 3 olarak belirlendi. Diğer parsellerdeki çalışmalarda da kültür varlığına rastlanması halinde 3863 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesi gereği çalışmalar durdurularak gerekli belgelerle birlikte ilgili müze ve kurul müdürlüğüne başvurulması gerektiğine karar verildi” ifadeleri yer aldı.

10- Gazeteciye 21 günde ceza isteyen yargı İBB'deki hırsızlığa 739 gündür dokunmadı (Cumhuriyet)

İBB'ye bağlı Şehir Hatları A.Ş., hurda hırsızlığı ile ilgili 4 isim hakkında 739 gün önce suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hırsızlık iddiasına ilişkin soruşturma başlattı, ancak 739 gündür iddianame hazırlanamadı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı Şehir Hatları A.Ş., hurda hırsızlığı ile ilgili 4 isim hakkında 739 gün önce suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunan isimler arasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeğeni olarak bilinen Hamit Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Hamza Yerlikaya'nın akrabası olduğu belirtilen Zeynep Yerlikaya ismi de yer alıyordu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hırsızlık iddiasına ilişkin soruşturma başlattı, ancak 739 gündür iddianame hazırlanamadı. Odatv’den Caner Taşpınar'ın haberine göre, Sedat K. savunmasında, Gemi Operasyon Saha Görevlisi olarak çalıştığını, Gemi Operasyon Müdürü Hamit Erdoğan’ın talimatı ile 3 kez hurda çıkışına refakat ettiğini, yapılan satışlardan 7 Ağustos 2019 tarihinde 10 bin 800 TL, 2 Eylül 2019 tarihinde 2 bin 740 TL, 17 Eylül 2019 tarihinde ise 8 bin 230 TL tutarında hurda çıkışı yaptığını anlattı. Edinilen bilgilere göre, hurda hırsızlığı soruşturmasında ifade veren Şüpheli B. Gültekin'in, üç defa müdürlerin bilgisi dahiline hurda gönderimi yapıldığını, elde edilen gelirin muhafaza edilmek üzere kendi şahsi hesabına yatırıldığını, talimatı Gemi Operasyon Müdürü Hamit Erdoğan’ın verdiğini ileri sürdü.

TARİHTE BUGÜN (16 ŞUBAT)

 


1925    Türkiye'de sivil ve askeri havacılığı desteklemek amacıyla "Türk Tayyare Cemiyeti" adıyla bir dernek kuruldu Sonradan "Türk Hava Kurumu" adını aldı.

1969    Amerikan 6 Filosu'nun İstanbul'a demirlemesini protesto için "emperyalizme ve sömürüye "karşı bir miting düzenlendi Sağcı militanlar gösteri yürüyüşüne "Müslüman Türkiye" sloganlarıyla saldırdı; Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan öldürüldü, yaklaşık 200 kişi yaralandı Bu olay tarihe "Kanlı Pazar" diye geçti

1950    Yeni Seçim Kanunu ikinci defa görüşülerek kabul edildi Yeni Seçim Kanunu tek dereceli, genel, eşit ve gizli oy, açık tasnif ilkelerini getiriyor Seçimler çoğunluk sistemine göre ve adli teminat altında yapılacak

1986    Portekiz'de seçimler yapıldı Mario Soares 60 yıl sonra Portekiz'in ilk sivil başkanı oldu.

1959    Fidel Castro Küba başbakanı olarak yemin etti.

1920    Balıkesir-Biga yöresinde Anzavur Ahmet Ayaklanması başladı.

1926    Mustafa Kemal Ankara'da Hakimiyet-i Milliye gazetesinin yeni binasını açtı.

1989    Danimarka'da yapılan karşılaşmada İskoç rakibi Pat Clinton'u yenen 51 kilo boksörümüz Eyüp Can Avrupa Profesyonel Boks şampiyonu oldu

1990    Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) kuruldu Vakfın başkanlığına Yavuz Önen getirildi

1981    Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Behice Boran 8 yıl 9 ay hapse mahkum edildi Behice Boran Kasım1980'den beri yurtdışında bulunuyordu.

1981    Genelkurmay Sıkıyönetim Askeri Hizmetler Koordinasyonu Başkanlığı bir bildiri yayımladı; aralarında Abdullah Öcalan ve Kemal Burkay'ın da bulunduğu 45 kişinin 19 Mart tarihine kadar yurda dönmeleri çağrısında bulundu

1948    Pertev Naili Boratav, Muzaffer Şerif Başoğlu ve Niyazi Berkes solcu oldukları gerekçesiyle üniversiteden uzaklaştırılmışlardı Danıştay,1948 yılında bugün görevlerine iade etti.

1903    Panama bağımsızlığını kazandı Amerika Kanal üzerindeki hakları satın aldı.

1953    Türkiye- Amerika telefon hattı açıldı.

1872    Beyoğlu Telgrafhanesi işçileri greve çıktı.

1949    İlkokulların dördüncü ve beşinci sınıflarında din dersi okutulmaya başlandı.

1963    Sinema sanatçısı Salih Tozan vefat etti.

2014    Mısır'ın Luksor kentinde düzenlenen Uluslararası Tekvando Şampiyonası'na katılan Türk sporcu Seyithan Akbalık' müsabaka esnasında düşerek hayatını kaybetti.

1916    Ruslar Erzurum'u işgal ettiler.

2018    FETÖ kapsamında yargılanan Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 6 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

2018    Silivri Cezaevi'nde 1 yıldır tutuklu bulunan Alman "Die Welt" gazetesinin Türkiye temsilcisi Deniz Yücel, Başbakan Binali Yıldırım ve Almanya Başbakanı Merkel'in görüşmesinden 1gün sonra serbest bırakıldı.

2021    Psikolog ve yazar Doğan Cüceloğlu 83 yaşında hayatını kaybetti.

1918    Litvanya hem Rusya hem de Almanya'dan bağımsızlığını ilan etti.

1922        Merkez Ordusu kaldırıldı

1923       Lozan Delegasyonu İstanbul'a döndü.

1933       Türkiye'nin ilk Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey öldü.

1937        Wallace H. Carothers, naylonun patentini aldı.

1967        Elektrik, demir ve kömüre zam yapıldı.

1973        Rauf DenktaşKıbrıs Cumhurbaşkanı Yardımcılığına seçildi.

1977        Bakanlar Kurulu'nun THY grevini erteleyen kararı, Danıştay tarafından oy çokluğu ile alınan kararla durduruldu.

1978        Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu, yabancı kaynaklı eşyaların satışının yasaklandığını açıkladı. 

1978       Danıştay, İsmail Cem'in TRT'nin yasal Genel Müdürü olduğuna karar verdi.

  1979      Vakıf Gureba Hastanesi İstanbul'un üçüncü tıp fakültesi oldu. 

1980       TBMM'den ilk kez 5 saat televizyon naklen yayını yapıldı

  1988      Televizyonda 11 Şubat'ta kanser tedavisiyle ilgili programı izleyen bir hasta, zakkum yapraklarını kaynatıp içince öldü.

1998        Türk basınına 55 yıl hizmet veren ekonomi basının duayeni Fasih İnal, 77 yaşında vefat etti.

1998       Çin havayollarına ait bir yolcu uçağı Çan Kay Şek uluslararası havaalanı yakınlarında düştü: 202 kişi öldü.

2001        Danıştay İdari Dava Dairesi Genel Kurulu, Aktaş Elektrik imtiyaz sözleşmesini hukuka aykırı buldu

 2005       Eski başbakan Mesut Yılmaz ve eski devlet bakanı Güneş Taner'in Türkbank ihalesine fesat karıştırmak suçundan Yüce Divan'da yargılanmalarına başlandı.

     



       

       


      


Anglo-Saksonların savaşa ihtiyacı var! - İbrahim Varlı / BİRGÜN

 

Rusya, Ukrayna’ya saldıracak mı? Anglo-Sakson kuzenler yani İngiltere ve ABD’ye göre Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması an meselesi. Hatta bunun için tarih dahi verildi. İddia o ki; Rusya Ukrayna’yı 16 Şubat Çarşamba günü, yani yarın, işgal edecek. Haber Alman Der Spiegel tarafından CIA’in Biden’a verdiği brifinge dayandırıldı.

Geçen cumartesi günü servis edilen haberde hem CIA’in hem de Pentagon’un Washington ve NATO müttefiklerini bilgilendirerek Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıyı başlatacağı bilgisi paylaşıldı. Ajanslardan okuduğumuz kadarıyla Berlin yönetiminin ilk etapta ABD’den gelen istihbaratın neye dayandığına ilişkin bir bilgisi olmadığı ancak ABD istihbaratının oldukça detaylı olduğu ve birçok kaynağa dayandığı ifade edildi.

Kirli istihbarata göre Rusya saldırmak için bir “sahte bayrak- false flag” planı devreye sokacak. "False flag" bir ülkenin kamuoyu oluşturmak ya da haklı bir nedene sahip olmak için kendi birliklerine provokatif saldırılar düzenlemesi demek.

KİRLİ SAVAŞ MAKİNESİ DEVREDE

Muazzam bir kara propagandayla karşı karşıyayız. Daha önce Irak, Afganistan, Suriye örneklerinden gördüklerimizi gölgede bırakacak devasa bir savaş makinesi devrede. Batı emperyalizmi birer savaş aparatına dönüştürdükleri medya üzerinden her gün "Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının an meselesi olduğu" haberlerini servis ediyor.

ABD’sinden Kanada’sına, Yeni Zelanda’sından İngiltere’sine “Anglo-Sakson” dünya arkalarına dizdikleri Kıta Avrupası’ndan Polonya ve Baltık ülkeleri gibi müttefiklerle Rusya’ya yüklenmeye devam ediyorlar. Bu ülkelerin kendi yurttaşları için "Ukrayna’yı terk edin" çağrıları peşi sıra geliyor. Kapalı kapılar ardında karanlık bir savaş senaryosunun çizildiği ortada.

Güney Osetya, Kırım, Donbass örneklerinde görüldüğü üzere gerektiğin de müdahaleler yapmaktan çekinmeyen Moskova, Batı’dan esen enformasyon kirliliğini Batı ve Ukrayna kamuoyunu iknaya yönelik bir kampanyanın parçası olarak nitelendiriyor. Kremlin’in de vurguladığı üzere Batı medyasının kendi devletlerinin siparişlerini yerine getirdiği, asılsız bilgiyi koordineli biçimde yaydığı, geniş çaplı enformasyon savaşına katıldığı malum.

HEPSİ BİRER HARP APARATI

Almanya’daki sol gazetelerden Junge Welt’te 2021 sonu ile 2022 başında dünyanın görülmemiş ölçüde bir enformasyon bombardımanı, dezenformasyon ve medya kampanyasıyla karşı karşıya kaldığına dikkat çekiyor. Bu kampanyanın amacının da uluslararası toplumu Rusya’nın Ukrayna’yı işgale hazırlandığına ikna etmek olduğu belirtiliyor. Batı medyasının bütün gazetecilik ilkelerine aykırı olarak Moskova’nın saldırgan niyete sahip olduğu tezini kamuoyuna aşılamak amacıyla açık dezenformasyon yaydığı ve manipülasyonlara başvurduğu kaydediliyor. Franziska Lindner imzalı analizde ABD ve NATO’nun Rusya’ya yönelik Pasifik’te ve Karadeniz’deki provokasyonlarına değinilirken ABD ve NATO’nun Rusya Federasyonu’na yönelik tansiyonu yükseltme girişimlerine dikkat çekiliyor.

Yine bir diğer sol gazete Neues Deutschland’da René Heilig imzasıyla çıkan analizde de doğrulanamayan kaynaklardan alınan videoların sonsuz bir döngüde gösterilmesinin, Rus askeri depolarının uydu fotoğrafları habire yayınlanmasının belli bir amaca hizmet ettiği kaydediliyor.

UKRAYNALILAR DA SAVAŞA İNANMIYOR

Yıllardır Kiev’de yaşayan gazeteci-yazar Deniz Berktay da Batı’da estirilen havaya rağmen Ukrayna halkının bir savaş hazırlığında olmadığını vurguluyor. Dün konuştuğum Berktay, Ukrayna’daki durumla ilgili birinci ağızdan şunları söyledi: “ABD’nin kendisi de 16 Şubat’ta saldırı olacak iddiasından vazgeçmeye başladı. Pentagon’dan yapılan açıklamada, saldırı Pelin Olimpiyatları’nın bitmesinden önce de olabilir, sonra da olabilir dediler. Evet, Ukrayna’da devlet, muhtemel bir Rus saldırısına karşı önlemler alıyor. Fakat Amerika’nın iddiaları, burada inandırıcı bulunmuyor. Toplumun da büyük kısmı, her şeye rağmen hala sakin durumda ve büyük çoğunluk bir savaşın çıkacağına inanmıyor.”

8 YIL SONRA NEDEN ŞİMDİ?

Ukrayna’daki kriz yeni değil. 2014 Şubat’ından bu yana devam eden kriz her ne olduysa 8 yıl sonra birden patlak verdi?

Fransız yönetimi dahi Putin’in açıklamalarında işgale yönelik bir emare yok derken İngiliz-Amerikan ikilisinin bunca yığınağının bir nedeni var tabi ki.
Londra ve Washington gerilimi tırmandırarak Kıta Avrupası’nı kendi eksenlerinde yeniden dizayn etme uğraşısındalar. Almanya-Fransa liderliğindeki Avrupa’nın bir süredir yeni yol arayışının farkındalar. İkinci olarak Rusya’yı kendi sorunlarıyla meşgul ederek Çin ile yakılaşmasını önleme derdindeler.


KUZENLER SAVAŞ İSTİYOR!


Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın, "Anglo-Saksonların savaşa ihtiyacı var" sözleri esasında durumu özetliyor. O ihtiyaç da yukarıdaki planlardan kaynaklanıyor.

Avrupa yüksek gerilim altında. Tehlikeli bir iklim yaratıldı. Bunca savaş yığınağının olduğu bir cephede ufak bir provokasyonun dahi savaşa yol açma ihtimali hayli fazla. Bu durumda da çatışmaların lokal mi kalacağı yoksa bölgesel bir hal mi alacağını süreç gösterecek.


İbrahim Varlı / BİRGÜN

ANGLO SAKSON: Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler de Anglosakson ülkeler arasındadır. Yani İngilizlerin işgal edip de yerel halkı ortadan kaldırarak kendi egemenliğini yaydığı ülkeler Anglosakson kabul edilebilir. 

Öne Çıkan Yayın

T-24 "Köşebaşı +Gündem" -20 Haziran 2025-

  Belediyelerin öğrenci yurdu açma yetkisi kaldırıldı! Meclis’te kabul edilen yasa ile belediyelerin öğrenci yurdu açma yetkisi kaldırıldı. ...