KISA KISA GÜNDEM ... (17 MART 2023)

 


Bakan Koca'nın 'hizmete açtık' dediği hastane bomboş, yataklar dışarda (SOL)

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki gün 'tüm imkânlarıyla hizmet verdiğini' söylediği Samandağ Devlet Hastanesi terk edilmiş durumda.

Hatay'da bulunan Samandağ Devlet Hastanesi 20 Şubat’ta gerçekleşen ve zemininde çatlaklar oluşturan 6,4’lük depremin ardından tahliye edildi. Aradan geçen üç haftanın ardından Bakan Koca, “Samandağ Devlet Hastanesi, 116’sı doktor olmak üzere 755 personeli, 42 polikliniği, 160 yatak kapasitesi, 5 ameliyathanesi, 22 diyaliz yatağı, diş polikliniğiyle hizmetlerini sürdürüyor” açıklaması yaptı.(Hastane yatakları dışarda)  Cumhuriyet'ten Rıfat Kırcı'nın haberine göre, henüz 6 ay önce yani geçen Ekim ayında hasta kabulüne başlayan hastanenin durumu içler acısı. Depremzedeler için sahra hastaneleri kurulurken Samandağ Devlet Hastanesi kullanılamıyor. Açılışından önce '6 küvöz ünitesi olacağı belirtilen hastanede küvözlerden birisi hastanenin dış kapısının önüne konmuş. Kentte sadece Samandağ ilçesinde bile on binlerce yaralı olmasına karşın acil girişinin ışıkları yanmıyor. Hasta yatakları çöp konteynerlerinin yanına bırakılmış. Koridorlar ise boş ve terk edilmiş  halde. (AKP’li müteahhit yaptı) Samandağ Devlet Hastanesi’nin yapım işi ihalesi AKP Elazığ İl Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tetik’in abisi Yılmaz Tetik’e verilmişti. 5 Mart 2018 tarihinde 48 milyon 668 bin TL’ye ihale imzalanmıştı. Hastane Yılmaz Tetik’in yönetim kurulu başkanı olduğu M.Y.S Yol Yapı Madencilik şirketi tarafından yapıldı. Ancak hastane internet sitelerinde Mustafa Tetik’in sahibi olduğu ve yönetim kurulu başkanlığını Yılmaz Tetik’in yaptığı Tetiş Yapı İnşaat firmasının projeleri arasında gösteriliyor. Öte yandan AKP’li Mustafa Tetik deprem sonrası yapılan 'Türkiye Tek Yürek' kampanyasına 6 milyon TL bağışlayacağını duyurmuştu.

Depremzede çocukların oyun çadırı kapatıldı, çocuklar 'hırsızlık'la suçlandı(SOL)
Pazarcık'ta çocuklara psiko-sosyal destek vermek için kurulan oyun çadırı 3 gün kapatıldı. Görevli psikolog çocukları 'hırsızlık yapmakla' suçladı.

Depremin merkez üssü Maraş Pazarcık'taki Fatih Mahallesi’nde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından görevlendirilen bir psikolog, “hırsızlık” yapıldığı iddiasıyla çocuklara psiko-sosyal destek vermek için kurulan oyun çadırını 3 gün kapalı tutma kararı aldı. Suriyeli çocukların “hırsızlık” yaptığını öne süren psikolog, iddialara göre “Sizi cezalandıracağım” diyerek çocuklara bağırdı. Mezopotamya Ajansı'ndan Rukiye Adıgüzel'in haberine göre, bir depremzede, psiko-sosyal destek için bölgeye gönderilen görevlinin çocuklara bağırdığını ve “hırsızlıkla” itham ettiğini söyledi. Psikologun tavrından duyduğu rahatsızlığı dillendiren depremzede, “Psikolojileri düzelsin diye kurulmuş olan bu çadırdaki yaklaşımlar çocukların psikolojisini daha çok bozuyor” dedi. “Çocuklar orada nasıl zaman geçirsin?” diye soran depremzede, artık çocuklarını eğitim ve oyun çadırlarına göndermek istemediğini söyledi.

Sel felaketinin ardından: Dere ıslahı yapmayan belediye borç alıp Taliban'a göndermiş (SOL)

Sel nedeniyle yurttaşların yaşamını yitirdiği Şanlıurfa'da AKP'li Büyükşehir Belediyesi'nin dere ıslahı yapmak yerine Japonya'dan borç alıp parayı Taliban'a yolladığı ortaya çıktı.

On binlerce insanın hayatını kaybedip milyonlarca kişinin zorlu koşullarda yaşamaya mecbur kaldığı deprem bölgesi Adıyaman ve Şanlıurfa'da sel meydana geldi. 15 kişinin hayatını kaybettiği selin ardından AKP'li Şanlıurfa Belediyesi ise "Yakın geçmişimizde yaşanan en büyük sel felaketi ile karşı karşıyayız. Metrekareye yağan 170 kilogram yağışla birlikte 65 yıldır görülmeyen bir afet geçirdik" açıklamasında bulundu. Belediyenin açıklamasının aksine tedbirsizliğin can aldığı bir kez daha gözler önüne serildi.Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel, IRAP raporunun ardından dere ıslahı dahi yapılmadığını, ölümlerin nasıl göz göre göre geldiğini anlattı. ('Taliban’a para gönderilmiş')  Murat Ağırel, Twitter hesabından yaptığı açıklamayla Şanlıurfa'da ölümlerin nasıl göz göre göre geldiğini anlattı. "Dere ıslahı yapmak yerine Japonya’dan borç alarak Taliban’a para gönderen Şanlıurfa Belediyesi’ni anlatayım" diyen Ağırel'in açıklaması şu şekilde: "Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi sel felaketi ile ilgili paylaşımında şunları yazdı: 'Yakın geçmişimizde yaşanan en büyük sel felaketi ile karşı karşıyayız. Metrekareye yağan 170 kilogram yağışla birlikte 65 yıldır görülmeyen bir afet geçirdik.' Yani depreme 'Asrın Felaketi' diyen partinin yönettiği belediye sele, 'Yarım Asırlık Felaket' demişler. Gerçekten öyle mi? Oysaki 2021 yılında AFAD ve Şanlıurfa valiliğinin ortaklaşa düzenlediği IRAP var. Yani İl Afet Risk Azaltma Planı… Madde madde yaşanacakları yazılmış raporda. Mesela sel felaketi bölümünü inceleyelim… Taşkın olacak dereleri ilçeler dahil yazmışlar. İl merkezi için hangi derelerden bahsediliyor raporda? Cavşak, Karakoyun, Akpınar derelerinden bahsediliyor ve sel olacak yerler derecelendiriliyor. Peki yağan yağmurlarda hangi dereler taştı? Cavşak, Karakoyun ve Akpınar… Peki, taşan dererler için ne deniyor biliyor musunuz? Yer teslimi yapılmayan yerlerde ıslah çalışması yapılamamış. Hatta yapım ihalesi yapıldığı halde yer teslimi yapılmadığından ihaleler iptal edilmiş! Başka ne denmiş? Büyük projelerin finanse edilmesindeki sorunlar, ödenek yetersizliği, yağmur ve kanalizasyon sistemlerinin geliştirilmemesi, taşkın olacak yerlerin imara açılmış olması, derelerin temizliğinin yapılmaması gibi sebepler var. Başka ne tespitler yapılmış? Hoca kılıklı soytarı çıkar kırmızı çizgi kanun değişmediği için tanrı cezalandırıyor der, yöneticisi çıkar yarım yüzyılın felaketi der ama gerçek iş bilmezliktir. Rapor kapı gibi hazırlanmış. Ölümler göz göre göre gelmiş. Dahası da var. Dere ıslahı için para bulunamadığı yazan raporun aksine Şanlıurfa Belediyesi Japonya’dan borç para almış. Ama bunu dere ıslahında kullanmak yerine Taliban’a göndermiş." (https://twitter.com/muratagirel/status/1636081885913792514)

EYT işlemlerinde AKP'liler için özel birim: 'VİP hizmeti'(SOL)

SGK'de iktidara yakın kişilerin emeklilik işlemlerinin hızla tamamlanması için özel bir birim kurulduğu, SGK emekçilerinin de bu birime 'VİP' adını verdiği belirtiliyor. SGK emekçileri, geçim zorluğu çeken ve emekli olmak için borçlanan yurttaşların işlemlerini vicdani sorumluluk gereği de tamamlamak için var güçleriyle çalıştıklarını daha önce ANKA Haber Ajansı’na aktarmıştı. Ancak son paylaşılan bilgiye göre, SGK’de emeklilik işlemleri için özel bir birim kuruldu. Bu birimde çalışan personel için özel bir oda tahsis edildi. SGK emekçilerinin “VİP” olarak tanımladıkları bu alanda ise sadece Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve TBMM’den özetle iktidara yakın kişilerden gelecek emeklilik başvurularının hızla sonuçlandırılmasına başlandı. Hatta bu birimde SGK’de çalışan personelin kendi emeklilik işlemlerinin dahi yapılmasına izin verilmiyor.

İbrahim Tatlıses bir kez daha AKP'den aday olma yolunda (SOL)

Daha önce dört kez AKP’den milletvekili aday adayı olan İbrahim Tatlıses, bu seçimde de şansını deneyeceğinin sinyalini verdi. Odatv’ye konuşan Tatlıses, “Daha bir hafta var. Açıklamamı göreceksiniz” dedi. Tatlıses, 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na iki kez seçim kaybeden Binali Yıldırım için düzenlediği destek toplantısında “Tayyip Erdoğan için ölürüm” demişti.

Osmaniye'deki depremzede çadırları arazi 'MHP il başkanına ait' denilerek taşınmak isteniyor (SOL-Osmaniye)

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Osmaniye'de kurduğu çadırlarda kalan depremzedeler, çadırların yanındaki arazinin MHP İl Başkanına ait olduğu gerekçesiyle tahliye edilmek isteniyor. Osmaniye'de depremde en çok yıkımın yaşandığı İstasyon Mahallesi'nde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce kurulan çadır kentin yeri Valilik tarafından bir kez daha değiştirilmek isteniyor. Gerekçe ise Osmaniye MHP İl Başkanı Yusuf Çomu'nun çadırların bulunduğu arazinin yanındaki boş arazinin sahibi olması. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin deprem sonrası kurduğu çadırlar, Osmaniye'deki ilk yerinden okul bahçesi olduğu ve okullar açılacağı için kaldırılmıştı.  Valilik 30'a yakın çadırın taşınması için şimdiki araziyi göstermiş, İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının desteği ile İstasyon Mahallesi'ndeki bu boş araziye kurulan çadırlara ise depremzedeler yerleştirilmişti. Ancak bu süre zarfında araziye İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce getirilen banyo, tuvalet ve yemekhanenin kurulmasına da izin verilmemişti. Şimdi de depremzedeler çadırların bulunduğu alanın yanındaki arazinin şahsi sahibi olduğu belirtilen MHP İl Başkanı Çomu'nun isteği üzerine yerlerinden edilmek isteniyor. MHP'li başkan Çomu'nun daha önce de il emniyet müdürü ile birlikte çadırların bulunduğu alana gelip çadırların sökülmesi için baskı yaptığı belirtiliyor. Depremin ardından ilan edilen OHAL'e rağmen depremzedelere MHP'li başkanın "şahsi arazisi" olduğu gerekçesiyle yerlerini değiştirmeleri baskısı bugün de devam etti. soL'un edindiği bilgiye göre depremzedelere önce hasarlı bir düğün salonu yer olarak gösterildi, şimdi de Vali çadırlardaki depremzedeleri başka bir yere geçmeleri için ikna etmeye çalışıyor. Depremzedeler ise konteynerler gelene kadar bulundukları arazide bir ay daha kalmak istiyorlar. Çadırların sökülmesi durumunda belediye tarafından bu alana Ramazan çadırı kurulmak istendiği de iddialar arasında.

Bakanlık imar kararı ile kaçak kafeleri yasal hale getirdi (SOL)

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) yıkım kararı aldığı Üsküdar Salacak'taki kaçak kafeler, AKP’li Üsküdar Belediyesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın hazırladığı imar planı ile yasal hale getirildi. Söz konusu kafelerin 2019 yılında da imar affından faydalandığı ortaya çıktı. İmar planındaki değişikliğe ilişkin sosyal medya üzerinden açıklamada bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce, “İmar Barışı’ndan yararlanarak yapı kayıt belgesi alan bu yapılar afet anında da vatandaşlarımızın can güvenliği için risk teşkil etmektedir. Bakanlıkça yapılan düzenlemeye karşı gereken yargı sürecini başlatacağımızı İstanbulluların bilgisine saygıyla sunarım” ifadelerini kullandı.

70 kişinin öldüğü sitenin müteahhidi Kızılay'ın şube başkanı çıktı (SOL)


Adıyaman Başsavcılığı'nın Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan binalarla ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında 70 kişinin hayatını kaybettiği Süeda Kent Sitesi’nin müteahhidi Mehmet Murat Bulut gözaltına alındı. Bulut, işlemlerinin ardından sevk edildiği nöbetçi hakimlikçe tutuklandıArtı Gerçek'te yer alan habere göre Bulut’un Kızılay’ın Adıyaman şube başkanı olduğu ortaya çıktı. Kızılay’ın internet sitesinde Adıyaman Şube Başkanı olarak hala Mehmet Murat Bulut'un ismi yer alıyor.

Bakanlara 'liste başı' koruması: 'Akar Kayseri'den, Koca Hatay'dan aday olacak'(SOL)

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine 58 gün kala AKP'de milletvekili listeleri üzerindeki çalışmalar da hızlandı. Cumhurbaşkanlığı Kabinesindeki 11 bakanın, deprem bölgesindeki iller ve büyükşehir listelerinin birinci sıralarından aday gösterilmesi gündemde.  Milliyet'ten Ayşegül Kahvecioğlu'nun haberine göre Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Hatay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kayseri, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Ankara birinci sıradan aday yapılabileceği konuşuluyor. Eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün Gaziantep 1. sıradan aday gösterilebileceği; eski Bakan Lütfi Elvan’ın ise yeniden aday olmayabileceği ifade ediliyor.(Akar'ın 'sağ kolu' istifa etti) AKP'li 26 il başkanı istifalarını sunarak milletvekili aday adaylığı için başvuruda bulundu. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın “sağ kolu” olarak bilinen Özel Kalem Müdürü Tuğgeneral Remzi Albasan da AKP'den adaylık için emekliye ayrılarak TSK’daki görevini bıraktı. Partilerin yapacakları ittifak protokollerini 24 Mart’a kadar YSK’ya teslim etmesi gerekiyor.

Fransa'da hükümet Meclis'i devre dışı bırakarak emeklilik yasasını geçirdi, halk sokakta (SOL)

Fransa'da hükümet emeklilik yaşını 64'e çıkaran yasa teklifini Meclis'i devre dışı bırakarak yürürlüğe soktu. Halk ülke genelinde sokağa çıkarken hükümet gensoru riskiyle karşı karşıya.(https://haber.sol.org.tr/haber/fransada-hukumet-meclisi-devre-disi-birakarak-emeklilik-yasasini-gecirdi-halk-sokakta-368984)

Son Dakika... Kentsel dönüşüm destek paketi açıklandı (Cumhuriyet)

Son dakika haberleri... Hazine ve Maliye Bakanlığı, kentsel dönüşüme yönelik destek paketini duyurdu. Pakette 12 ay ödemesiz toplam 48 ay vadeli finansman sağlanacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı açıklamasına göre, finansman paketi kapsamında kişi başı 1 milyon 250 bin TL'ye kadar finansan imkânı sunulacak. Finansman maliyetinin 840 baz puana kadar kısmını Hazine karşılayacak. Kentsel dönüşüm sürecinde konut üreticisi firmalara da destek sağlanacak. Hazine destekli kefalet sistemi kapsamında şu ana kadar uygulanan tazmin oranı bu paket özelinde yüzde 7'den yüzde 9'a çıkarılacak.(12 AY ÖDEMESİZ KREDİ) Finansman paketi ile 12 ay ödemesiz toplam 48 ay vade ile 250 milyon TL'ye kadar finansan imkânı sunulacak. Bu kapsamda 50 milyar TL kefalet limiti kullanıma açıldı.

İstanbul ve 4 ildeki icra müdürlüklerinde 'ihale' operasyonu: 60 kişi gözaltında (Cumhuriyet)

İstanbul ve 4 ildeki icra müdürlüklerinde, taşınmaz satışı ihalelerine katılmak isteyen kişileri tehditle vazgeçirerek, anlaşmalı kişilerin kazanmasını sağlayıp haksız kazanç elde ettikleri belirlenen 60 kişi gözaltına alındı.(https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/istanbul-ve-4-ildeki-icra-mudurluklerinde-ihale-operasyonu-60-kisi-gozaltinda-2061931)

2022’de 5,5 milyon tapuya el konuldu (Mustafa Bildircin-BİRGÜN)

İktidar eliyle yaratılan ve önlenemez hale gelen ekonomik kriz, yurttaşın barınma hakkını tehdit eder boyuta ulaştı. 2022 yılında, borçlar nedeniyle toplam 5 milyon 572 bin 805 tapuya e-haciz uygulandığı ortaya çıktı. Müdürlüğün verilerine göre, 2020 yılında 3 milyon 737 bin 827, 2021 yılında 5 milyon 431 bin 29 olan tapuda e-haciz tesis sayısı, 2022 yılında 5 milyon 572 bin 805’e kadar yükseldi. Müdürlüğün e-haciz, terkin ve kamu haczine yönelik istatistiklerinde şu veriler sıralandı: Tapuda e-haciz tesis sayısı: 5 milyon 572 bin 805, Tapuda e-haciz terkin sayısı: 2 milyon 311 bin 741, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından konulan kamu haczi: 635 bin 497 (https://www.birgun.net/haber/2022-de-5-5-milyon-tapuya-el-konuldu-425113)

Ordu'da sahile yakın ilçelerdeki yapı denetimlerinde korkutan sonuç(Evrensel)

Ordu’da sahile yakın üç ilçede yapı denetimlerinde korkutucu sonuçlar çıktı. "2000 yılından önce yapılan binaların Altınordu'da yüzde 70’i, Fatsa'da yüzde 50’si, Ünye'de yüzde 60'ı riskli çıktı.(https://www.evrensel.net/haber/485169/orduda-sahile-yakin-ilcelerdeki-yapi-denetimlerinde-korkutan-sonuc)

(derleyen: mstfkrc)









TKP'den Hatay Valisi'nin 'vekillik' istifasına tepki: 'Vicdansızlık, yüzsüzlük, utanmazlıktır' + Hatay Valisi istifa etti: Vekil adayı olacakmış! (SOL/öZEL)

TKP'den Hatay Valisi'nin 'vekillik' istifasına tepki: 'Vicdansızlık, yüzsüzlük, utanmazlıktır' 


TKP Hatay İl Örgütü, deprem sonrası ilde yaşananlardan sorumlu olan Hatay Valisi Doğan'ın milletvekili aday adaylığı için görevinden istifa etmesine ilişkin açıklama yaptı.

TKP Hatay İl Örgütü, deprem sonrası kentte yaşananlardan birinci derecede sorumlu olan Hatay Valisi Rahmi Doğan'ın Sivas’ta milletvekili aday adayı olmak için valilik görevinden istifa etmesinin ardından açıklama yaptı. "Halkın vicdanı, hafızası ve öfkesinin Sivas sokaklarında da Doğan'ın peşinde olacağı" vurgulanan açıklama şöyle:

"Hatay’da binlerce insanımızın ölümünden, günlerce enkaz altında kalarak can vermesinden birinci derecede sorumlu Hatay Valisi Rahmi Doğan; Bugüne kadar valilik görevini layıkıyla yerine getirdiğini, büyüklerinden de izin alarak, Sivas’ta milletvekili aday adayı olmak için valilik görevinden istifa ettiğini' açıkladı.

Enkaz altında kalan, insanların günlerce içme suyu bulamadığı, kundaktaki bebekleriyle yağmur altında kaldırımlarda yattığı, Hatay sokaklarında dolaşmaya cesareti olmayan Rahmi Doğan, Hatay’dan Sivas’a kaçarak hesap vermekten kurtulacağını sanıyorsa yanılıyor. Halkın vicdanı, hafızası ve öfkesi Sivas sokaklarında da peşinde olacaktır."

                                                             /././
















Hatay Valisi istifa etti: Vekil adayı olacakmış! 

Hatay Valisi, kentteki büyük yıkımdaki sorumluluğu nedeniyle değil, milletvekili adayı olmak için istifa etti.

Hatay Valisi Rahmi Doğan, milletvekili adayı olmak için görevinden istifa ettiğini açıkladı.

Doğan, istifa sonrası sosyal medyadan açıklama yaptı:

Bile bile lades: Deprem konutunu tarım arazisine yapıyorlar - İREM YILDIRIM / SOL-Özel

 

Kahramanmaraş’ta ceviz ve badem koleksiyon bahçesinin bir kısmında yapılan TOKİ inşaatı üniversiteye dahi haber verilmeden başladı.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’ne (KSÜ) ait Gaffarlı’daki Dulkadroğlu ilçesi Ağyar mevkiinde bulunan Sert Kabuklu Meyveler Araştırma Merkezi’nin (SEKAMER) ceviz ve badem koleksiyon bahçesinin bir kısmında TOKİ tarafından üniversite yetkililerinin dahi haberi olmadan toplu konut inşaatına başlandı. SEKAMER 30 yıl önce kurulmuş ve Türkiye’nin özellikle cevizde en büyük koleksiyon bahçesi olarak biliniyor. Toplam 412 dekar arazinin 135 dekarı ayrıldı ve burada deprem konutları için inşaat devam ediyor.

soL Haber’in edindiği bilgiye göre, bakanlık yapılaşma öncesinde Ziraat Mühendisleri Odası’ndan rapor dahi istememiş. Aynı zamanda toplu konutların yapılacağı koleksiyon alanının bulunduğu üniversitenin rektörlüğü dahi inşaat hakkında bilgilendirilmemiş. Üniversite yetkilileri, koleksiyon alanına yapılacak inşaatı, inşaatın başlayacağı gün öğrenmiş.

Tarım arazisine deprem konutu yapmaya kim karar verdi?

AKP Kahramanmaraş Milletvekili avukat Ahmet Özdemir’in, yeni konutların yapılacağı 5 ayrı adresi açıkladığı bir videosu ortaya çıkmış ve çok büyük tepki toplamıştı. İşte ziraat odasından rapor alınmayan, tüm usullerin çiğnenerek inşaatına başlanan bölge, AKP’li Özdemir’in kağıda çize çize 'buraya konut yapılacak' dediği yerlerden biri. 

Zemin etüdü yapıldı mı?

126 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre; bakanlığın hiçbir yere danışılmadan ve onay olmadan, sadece zemin etüdü yapılarak toplu konut yapabilme yetkisi var. Diğer bakanlıklar, meslek odaları, mera, orman, toprak koruma ve imar yasası da devre dışı kalıyor.

soL'un ulaştığı yetkililer, yapılaşmaya açılan ve ağaçların söküldüğü alanın kumlu ve çakıllı bir arazi olduğunu, yanından dere geçtiğini ve alanın bir kısmının doldurma alan olduğunu belirtiyor. Fakat yapılan bir zemin etüdünün olup olmadığı, yapıldıysa hangi uzmanlar tarafından yapıldığı soruları yanıtsız.

                        TOKİ konutlarının yapılması için seçilen SEKAMER arazisi

'Bilimden ve uzmanlardan tamamen uzak, ben yaptım oldu dönemi yaşanıyor'

Kahramanmaraş bölgesine gidip alanı inceleyen Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, 126 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni hatırlatıyor. Suiçmez, oda olarak bu kararnameye karşı dava açtıklarını da ekliyor fakat imara açılan tarım arazilerinin sayısı da artıyor.

Suiçmez şunları söyledi:

“Olayın özeti: görüş alınması gereken bakanlıklar devre dışı, özel yasalara göre alınması gereken izinler devre dışı, bakanlık kendi bulduğu ve kim olduğunu bilmediğimiz uzmanlara göre istediği yere konut açabiliyor. Önemli bir gen kaynağı olan bu alana sahip çıkmaya davet ettik tüm yetkilileri maalesef kimse şu anda yasayı, yönetmeliği, diğer kurumları umursamıyor. Bilimden ve uzmanlardan tamamen uzak, ben yaptım oldu dönemi yaşanıyor.”

'Rektörün dahi haberi olmadan başlayan bir yapılaşma'

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nden 6 Mart 2023 tarihinde yapılan açıklamada, “Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının verdiği bilgiye göre ceviz gen havuzunun olduğu bölgeye dokunulmayıp diğer alanlara toplu konut yapılabileceği açıklanmıştır” ifadeleri yer alıyor fakat anlatılan bunu doğrulamıyor.

Ziraat Mühendisi Prof. Dr. Tayfun Özkaya, üniversitenin açıklamasına uzmanların da tepkili olduğunu dile getiriyor. soL’a konuşan Özkaya, üniversite yetkililerinin öğretim üyelerine bilgi vermediğini anlatıyor ve “Birkaç öğretim üyesi dışında kimsenin ses çıkarmadığını öğrendim” diyerek sözlerine devam ediyor:

“‘Mesele halloldu’ gibi bir mesaj vermeye çalışmış üniversite yönetimi. ‘Biz bunları kurtardık’ gibi bir açıklama da var fakat gösterilen alanda ağaçların olduğu çok bariz. Bizzat rektörün de haberi olmadan başlayan bir süreç. Araziye girilip inşaat çalışması başladığında üniversite yöneticilerinin haberi yoktu. Deprem konutu yapmak için belirlenen alanda sadece 2-6 yaş arası ağaçlar değil, 25 yıllık ceviz ağaçları, zeytin ağaçları talan edildi.”

Üniversitenin ağaçları sökerek başka bir alana dikildiği için kurtarıldığını açıklaması ise konunun uzmanları tarafından "Bir anlamı yok, tutmama ihtimalleri çok yüksek" diye değerlendiriliyor.

Prof. Dr. Ercan: Sa-kın ya-pı-laş-ma-yın!

Depremin ilk gününden itibaren veryansın ettiğini söyleyen Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Özellikle 1. Sınıf tarım alanlarına inşaat yapılmasının bedelini ödüyoruz” diyerek hiçbir tarım alanının yapılaşmaya açılmaması gerektiğini bir kez daha vurguladı.

Ercan şunları söyledi:

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkisi altında yeni yerleşim alanları tarım ve sulak alanlar üzerinde açılıyor. Bu da deprem açısından son derece sakıncalı. Özellikle son depremde yapıların yıkılmasının yüzde 60’ının yıkılmasının nedeni binaların tarım alanlarına dikilmesi. Olağan olan da genellikle depremde yıkılmaların yüzde 20’si yerden gelen koşullar nedeniyle, yüzde 80’i ise yapıdan gelen sorunlar nedeniyle olur. Ama bu depremde ilk defa, çok yaygın olarak gördüğümüz, yüzde 60’ı yerden gelen sorunlar, yüzde 40’ı yapıdan gelen sorunlar nedeniyle yıkıldı. Bu hatalarımızın zaman içerisinde ne kadar büyüğünü gösteriyor. Malatya’da, Kahramanmaraş’ta, Osmaniye’de, Antakya’da tarım ve sulak alanlara yapılan binalar sebebiyle yıkımın ne kadar büyük olduğunu görüyoruz. Tarım alanında yapılaşma için tüm araştırmalar ve incelemeler yapılsa bile ben sonucun olumlu çıkacağını düşünmüyorum. 53 yıldır bu alanda çalışıyorum, tarım arazisine yönelik söyleyeceğim tek şey; sa-kın ya-pı-laş-ma-yın! ”

 İREM YILDIRIM / SOL-Özel


KISA KISA GÜNDEM ... -15 MART 2023 -

 


Fuat Oktay açıkladı: Taahhüt edilen bağışın 74 milyarı yatmış(Yeniçağ)

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, deprem bölgesine yardım için düzenlenen 'Türkiye Tek Yürek Kampanyası'nda taahhüt edilen 115 milyar 146 milyon 528 bin liranın, 74 milyar 118 milyon 164 bin lirasının yatırıldığını açıkladı.(https://www.yenicaggazetesi.com.tr/fuat-oktay-acikladi-taahhut-edilen-bagisin-74-milyari-yatmis-641301)

CHP'li Ali Mahir Başarır’dan flaş iddia: Sahte diplomalarla doktora, yüksek lisans yapan 30'a yakın bürokrat var(Yeniçağ)

CHP’li Ali Mahir Başarır, 30’a yakın sayıda bürokratın ‘sahte diplomalı’ olduğunu tespit ettiklerini ve bu isimlerin arasında Tarım ve Orman Bakanı Yardımcısı ile OPTİMAR Araştırma’nın sahibi Hilmi Daşdemir’in de olduğunu söyledi.(https://www.yenicaggazetesi.com.tr/chpli-ali-mahir-basarir-sahte-diplomalarla-doktora-yuksek-lisans-yapan-30a-yakin-burokrat-var-641314)

Barzani'nin partisinden HÜDA PAR'a ziyaret. Önce paylaştılar sonra apar topar sildiler(Yeniçağ)

Barzani'nin partisinden HÜDA PAR'a "başarı ve tebrik" ziyareti yapıldı. HÜDA PAR'ın Twitter hesabından görüşmeye duyuran tweetler ise kısa süre sonra silindi.(https://www.yenicaggazetesi.com.tr/huda-para-barzaninin-partisinden-ziyaret-641248h.htm)

Deprem yardımlarını çalan emniyet müdürü açığa alındı(SÖZCÜ)

Tekirdağ Valiliği, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Gaziantepin Islahiye ilçesinde görevlendirilen ve görev bitimi depremzedelere dağıtılan bazı yardım malzemelerini resmi otobüse yükleyip evine getirdiği iddia edilen 4'üncü sınıf emniyet müdürü Yadigar I.'nın açığa alındığını ve adli kontrolle serbest bırakılmasına itiraz edildiğini açıkladı.(https://www.sozcu.com.tr/2023/gundem/deprem-yardimlarini-calan-emniyet-muduru-aciga-alindi-7611576)

Komiser yardımcısının çantasından çıkanlar hayrete düşürdü(Halil Ataş-Sözcü)

Hatay’da yol kontrolünde, Sakarya Emniyet Müdürlüğü’nde görevli Komiser Yardımcısı H.G. ve bir bekçinin bulunduğu aracı durduran polis ekipleri, araçtaki çantada ziynet eşyaları, döviz, elektronik cihazlar ele geçirdi. Gözaltına alınan H.G. çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, olayla ilgili bilgisinin olmadığı belirtilen bekçi ise ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.(https://www.sozcu.com.tr/2023/gundem/son-dakika-deprem-bolgesinde-gorevli-komiserin-cantasindan-cikanlar-hayrete-dusurdu-7620665)

Hizbullah ile ilişkili HÜDA PAR, Diyanet’in hazırladığı gizli tarikatlar raporundan çıktı(Sefa Uyar-Cumhuriyet)

Hizbullah ile ilişkili HÜDA PAR, Diyanet’in hazırladığı gizli tarikatlar raporundan çıktı. Raporda Hizbullah’ın varlık nedeni olarak “laik rejime karşı mücadele” gösterildi. Ayrıca örgütün “propaganda alanının daha iyi olduğu” gerekçesiyle HÜDA PAR’ı kurduğu belirtildi.(https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/hizbullah-ile-iliskili-huda-par-diyanetin-hazirladigi-gizli-tarikatlar-raporundan-cikti-2061078)

Mahkeme Cengiz’e ‘devam et’ dedi: Cennet Koyu’nda iptal edilen ruhsata yürütmeyi durdurma kararı(Şeyda Öztürk-Cumhuriyet)

Muğla İdare Mahkemesi, muhalefetin 5’li çete olarak adlandırdığı şirketlerden biri olan, Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Cengiz Holding’in Bodrum Cennet Koyu’ndaki otel projesi için Bodrum Belediyesi’nin ruhsat iptaline ilişkin yürütmeyi durdurma kararı verdi.(https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/mahkeme-cengize-devam-et-dedi-cennet-koyunda-iptal-edilen-ruhsata-yurutmeyi-durdurma-karari-2061098)

Depremzedelere yardım için toplanan paraların akıbeti merak ediliyor: 115 milyar lira nerede?(Rengin Temoçin-Cumhuriyet)

6 Şubat’ta 11 ili etkileyen Kahramanmaraşlı depremler sonrası depremzedelere yardım için “Türkiye Tek Yürek” kampanyası düzenlendi. Ancak toplanan 115 milyar liranın ne için kullanıldığı bilinmiyor. Deprem bölgesinde yurttaşın hâlâ çadırı yok. Yurttaşlar “Toplanan 115 milyar lira nerede” diye sorarken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir kez daha yardım çağrısında bulunup “Kahvaltılık ürün, çay ve şeker istiyoruz” dedi.(https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/depremzedelere-yardim-icin-toplanan-paralarin-akibeti-merak-ediliyor-115-milyar-lira-nerede-2061070)

5 milyar dolarlık mevduat Merkez Bankası hesaplarına girdi(Cumhuriyet)

Suudi Arabistan Kalkınma Fonu ile Merkez Bankası arasında geçen hafta imzalanan anlaşma kapsamında 5 milyar dolarlık mevduat TCMB hesaplarına girdi. TCMB, yüksek cari açık nedeniyle son 5 haftada yaklaşık 9.5 milyar dolarlık rezerv kaybetmişti.(https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/5-milyar-dolarlik-mevduat-merkez-bankasi-hesaplarina-girdi-2061009)

İBB'nin 3 milyar 449 milyon liralık borçlanma talebi AKP ve MHP engeline takıldı(BİRGÜN)

İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, yatırım ve hizmetlerin aksamaması amacıyla ulaşım, yol bakım, alt ve üst yapı yatırımları için toplam 3 milyar 449 milyon liralık iç borçlanma talebi, AKP ve MHP gruplarının oylarıyla 875 milyon liraya düşürüldü.(https://www.birgun.net/haber/ibb-nin-3-milyar-449-milyon-liralik-borclanma-talebi-akp-ve-mhp-engeline-takildi-424818)

Londra polisi, İngiltere Başbakanı Sunak'ı tasmasız köpek gezdirdiği için uyardı (BİRGÜN)

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ve ailesi, Hyde Park'ta köpeği tasmasız gezdirdiği için polis tarafından uyarıldı.(https://www.birgun.net/haber/londra-polisi-ingiltere-basbakani-sunak-i-tasmasiz-kopek-gezdirdigi-icin-uyardi-424832)

İstanbul Sözleşmesi kararının gerekçesi açıklandı: Bir imza ile feshedilemez! (Mustafa Bildircin)

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine yönelik kararına karşı yazılan karşı oy gerekçesinde TBMM ve kuvvetler ayrılığı vurgusu yapıldı. Cumhurbaşkanı’nın yasa yürürlüğe girerken attığı imzayı çekerek yasanın yürürlükten kaldırılamayacağı belirtildi.(https://www.birgun.net/haber/istanbul-sozlesmesi-kararinin-gerekcesi-aciklandi-bir-imza-ile-feshedilemez-424838)

(derleyen: mstfkrc)










Devrimci bir kadın sanatçı Käthe Kollwitz + İçindeki dağı büyütmek ve Cézanne (FİDE LALE DURAK-SOL/Özel)

Devrimci bir kadın sanatçı Käthe Kollwitz

'Kollwitz, sorumluluk duygusunu çağının ilerici bir aydını olabilmek için büyüten, siyasallaştıran bir sanatçıdır.'

Käthe Kollwitz sanatını, topluma karşı sorumluluğunu yerine getirebildiği bir üretim yöntemi olarak görmüştü. Bu yüzden eserlerinde işçilere, köylülere, yoksullara ve onların mücadelesine yer verdi. Özellikle Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sırasında ödün vermediği savaş karşıtı duruşunun ve sosyalist mücadele ile olan yakınlığının sanatı üzerinde etkisi büyük oldu. Eserlerindeki işçiler, kadınlar ve hatta çocuklar ölümü, sefaleti görmüş olsalar da yaşamın tüm zorluklarına rağmen direngen ve kavgacıdırlar. 

Kollwitz, 1867’de Königsberg’de (bugün Kaliningrad), sosyalist bir ailede dünyaya gelir. Babası bir avukat olmasına karşın Kayzer’in yasalarını uygulayan biri olmak istemediği için dekorasyon işleriyle uğraşmaktadır. Kollwitz’in, babasının dükkanında işçi ve köylülerin yaşamını gözlemlemesi, erken yaşlarından itibaren adaletsizliğe karşı duyarlı olmasını sağlar. Dükkânda gözlemlediği insanlardan etkilenerek resmeder. Çizime olan yatkınlığı ailesi tarafından da fark edilir ve küçüklüğünden itibaren dönemin ünlü ressamlarından eğitim alabilmesi için olanak sağlanır. Sanat eğitimine 1884 yılında Berlin’de başlar, Köln’de devam eder. Kollwitz, kadınların üniversite eğitimi almasının önündeki engeller nedeniyle sanatını özel dersler ve kendi çabası ile geliştirir.  

1891’de sosyalist bir doktor olan Karl Kollwitz ile evlenir. Karl’ın yoksullara her zaman kapısı açık olan muayenesine gelenler, Kollwitz’in resimlerinin de baş modelleri olmaya başlar. 1889 yılında Silezyalı dokumacıların mücadelesini konu edindiği “Dokumacılar” serisi ile Büyük Berlin sergisinde ödüle layık görülür. Ancak Kayzer II. Wilhelm, Kollwitz’e ‘kaldırım sanatçısı’ diyerek, hak kazandığı madalyayı vermeyi reddeder. Kollwitz, hemen ardından Émile Zola’nın ‘Germinal’ romanından yola çıkarak yaptığı yeni bir seriye başlar. “Köylülerin İsyanı” adındaki bu seri de tıpkı “Dokumacılar”da olduğu gibi baskı yöntemini kullanır. 

                                                         Käthe Kollwitz, 1899, “İsyan”

Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Kollwitz’in iki oğlu da savaşa gider. Savaşın ikinci ayında küçük oğlu Peter’ın ölüm haberi gelir. Kollwitz’in resimlerindeki sınıfsal öfkesi kendi acısıyla birleşir ve bu tarihten itibaren eserlerinde ölüm teması sıkça tekrar eder. Almanya’da savaş karşıtı mücadelelerde simge olacak afişler yapar, hatta bunların bir kısmını doğrudan Alman Sosyal Demokrat Partisi için hazırlar. “Ekmek”, “Almanya’nın Çocukları Açlık Çekiyor”, “Savaş Bir Daha Asla”, “Oynayacak Yeri Olmayan Çocuklar” bu dönemde yaptığı dikkat çekici afişlerdir.

                                   Käthe Kollwitz, 1912, “Oynayacak Yeri Olmayan Çocuklar”

                                           Käthe Kollwitz, 1920, “Karl Liebknecht Anısına”

1919 yılında faşistler tarafından öldürülen Karl Liebknecht’in ardından anıtsal bir baskı resim yapar. Kollwitz, faşist yayın organlarında “Bir Alman annesi böyle olmamalı” denilerek topa tutulur. Kollwitz için faşizm düşmanlığı kadar Sovyetler Birliği dostluğu da tereddütsüzdür. Bolşeviklerin iktidarının henüz başlarında, 1921-22 yılları arasında Sovyetler Birliği’nde milyonları etkileyen kıtlık baş gösterir. Lenin uluslararası işçi birliklerine ‘acil yardım’ çağrısı yapacak, Kollwitz de resimleri ile kampanyanın büyümesini destekleyecektir.

                                         Käthe Kollwitz, 1921, “Rusya’ya Yardım Et”

1933 yılında Hitler’in iktidara gelmesiyle Karl Kollwitz’ın doktorluk yapması yasaklanır. Käthe Kollwitz ise 1919’da kabul edildiği ve kendisine profesörlük unvanı verilen Prusya Güzel Sanatlar Akademisi’nden kovulur. Oturdukları evleri faşistler tarafından bombalanır, bu sırada Kollwitz’in birçok eseri de yok olur. Sonunda Berlin’i terk etmek zorunda kalırlar. 

Kollwitz, 1945 yılında, İkinci Dünya Savaşı sona ermeden on altı gün önce hayata gözlerini yumar. Küçüklüğünden itibaren kulağına küpe ettiği büyükbabasının “yetenekli olmak insana sorumluluk yükler” sözünü yerine getiren ve o sorumluluk duygusunu çağının ilerici bir aydını olabilmek için büyüten, siyasallaştıran bir sanatçıdır. 

                                                                       /././

İçindeki dağı büyütmek ve Cézanne

Cézanne’ın inatçı bir sabırla içinde büyüttüğü dağ o kadar yüce, sanatındaki soyutlama o kadar zengindir ki içinden sayısız sanatçılar çıkmıştır.

Paul Cézanne, 1904-1906, “Sainte-Victoire Dağı”, d’Orsay Müzesi, Paris - Fransa

Cézanne 1839’da Fransa’nın güneyinde, taşıdığı tarih ve kültür açısından önemli bir şehir olan Aix-en-Provence’de doğar. Aslında hukuk eğitimi alır. Bu sırada resim dersleri de alan Cézanne, 1861 yılında ressam olmaya karar vererek Paris’e, çocukluk arkadaşı Émile Zola’nın yanına taşınır. Paris’te, Renoir, Pissarro, Sisley gibi sanatçılarla tanışır, özellikle Pissarro’nun etkisi üzerinde büyük olur. Cézanne uzunca bir süre empresyonist akımın etkisinde resimler yapar. Bu dönem yaptığı resimler de empresyonist akımın iyi örnekleri olmasına rağmen uzun süre adı duyulmaz. Cézanne’ın bugün kavradığımız önemli yerini alabilmesi için, empresyonist etkileri geride bırakması, resimlerinde kendine özgü bir şekilde derinleşebilmesi gerekecektir. Kendi dilini oluşturduğu bu dönemde, sadece yaşadığı çağda öne çıkan resimler yapmakla kalmayacak; Dostoyevski’nin “hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık” metaforuna benzer şekilde, Cézanne’ın da resimlerinden Picasso, Matisse gibi önemli ressamlar çıkacaktır. Bu yüzden Cézanne, modern resmin babası olarak tarihe geçecektir.

Cézanne, ressam olma kararının ardından İsviçre Akademisi ve Louvre’da çalışır. Ancak Güzel Sanatlar Akademisi sınavlarında başarı gösteremeyince Aix-en-Provence’a geri döner. Tüm zamanını resim yapmaya adar. Uzun bir süre reddedilmesine rağmen, resimlerini ısrarla Paris Salon sergilerine gönderir. Cézanne’ın resimsel serüvenini kabaca dört döneme ayırmak mümkündür; ressam olmaya karar verdiği ve resmini geliştirdiği ilk on yılı, fırçasındaki empresyonist etkinin güçlendiği 1872 – 82 yılları arasında ikinci bir on yılı, empresyonizmin kurallarından ayrıldığı, resminin kendine özgü bir dengeye kavuşturmaya başladığı 1882-86 arasındaki dört yıllık arayış dönemi ve bazı kaynaklarda ‘lirizm’ olarak adlandırılan ölümüne kadar sürecek olan son on yılı. Cézanne ısrarlı biriydi, yoğun emekle, vazgeçmeden yaptığı resimleri ile önemli olanın çalışmak ve çalışmak olduğunu kanıtlamıştır. Cézanne’ın ısrarı ele aldığı konuların tekrarında da görülebilir. Özellikle Aix’deki Saint-Victorie dağı resimleri, hem Cézanne için ayrı bir yer tutar hem de Cézanne’ın resimde aradığı ve bulduğu özgünlüğü anlamamıza yardımcı olur. 

İlk kez 1870 yılında “Demiryolu kesimi” resminde karşımıza çıkan dağın Cézanne’ın fırçasından çıkmış otuzdan fazla, farklı açılardan, bazen nü arkasında görünecek şekilde yapılmış versiyonları vardır. İlk eserlerde renkler daha canlı, fırça vuruşları empresyonistlere özgü zamanı yakalama amacı taşır ve resimlerin açık havada yapıldığını hissedeceğimiz şekilde ‘an’ın yakalandığı izleyene hissettirilir. 

Paul Cézanne, 1870, “Demiryolu Kesimi”, Neue Pinakothek, Munih - Almanya

1882’den itibaren başlayan arayışlarında ise açık havada yakalanan bir gözlemin aktarımından daha çok, gördüklerini parçalayıp analiz eden, dağı, ağaçları, doğanın tüm unsurlarını bu yaklaşımla ele alan ve her birinin varlığını ayrı ayrı hissedebileceğimiz bir kütlesel ifadeye geçiş vardır. Kullandığı renkler ve kompozisyonunda tercih ettiği düzenlemeler ile perspektifle oynamaya başlamıştır. Örneğin “Büyük Çam ile Sainte-Victoire Dağı” resminde önde duran çam ağacının dalları ve yaprakları dağın şekli ile uyumlu bir biçimde kıvrılarak arkadaki dağı vurgular. Klasik perspektifte alışkın olunan arka planda kalanların soluk, ön plandakilerin canlı renk ve tonlarda olma kuralını değiştirir; çam ağacındaki yeşil tonu, arka planda vadinin yeşilliklerinde de aynen kullanır. Aynı mavi, mor, sarı tonlar resmin bütününde benzer şekilde dolaşır. Bu sayede resim şiirsel bir soyutluk kazanır ve arka planda olan dağ, çam ağacı kadar yakın hissedilir. 

1895 yılında yapacağı “Sainte-Victoire Dağı”nda renklerin kullanımında ve kütle yaratımındaki doz iyice artmıştır. Renkler empresyonizmin yumuşak tonlarından ayrılmış ve tüpten çıktıkları ilk hallerine benzer bir ‘vahşilikte’ kullanılmıştır. Belki de Matisse’i en çok etkileyen ve fovist sanatçılara ön ayak olan, renklerin bu serbest kullanımı, yaratılan soyut dildir. Kütlesellik ise, bir mimari yapının ağırlığını taşır hale gelmiştir. Dağ parçalanarak üst üste oturtulmuş, evler geometrik şekillere indirgenmiş, perspektife göre uyulması gereken büyüklük-küçüklük dengesi yine ters yüz edilerek ana amaca, yani dağa odaklanılmıştır. Muhtemelen Picasso’nun da kendi yöntemine devşireceği en önemli yaklaşım, perspektif yıkımı ve kütlesellik ile birlikte Cézanne’nın bu yıkan ama yeniden kuran cesareti olacaktır. 

Cézanne, artık ömrünün sonlarına doğru fırçasını iyice serbest bırakır. Takıntılı bir şekilde yaptığı Saint-Victorie artık bir dağ değil, renklerden ve çizgilerden oluşan bir düzenleme, soyut bir biçim, belki duygusal bir dışa vurum ya da sadece simgesel bir anlatımdır. Belki kendiyle kurduğu bir analojidir. Gauguin yazdığı bir mektupta: “Cézanne’ın ufukları yüksek, mavileri çok yoğun ve işlerindeki kırmızı şaşkınlık verici derecede canlı” diyerek kendi sanatına olan etkisini hissettirir. Cézanne, döneminin önemli ressam, yazar ve şairleriyle sürekli iletişim halindedir ancak bu iletişimi Aix-en-Provence’de olan izole ve çalışkan hayatını bozmadan yürütür. Bir genç şair dostuna yazdığı mektupta: “giderek yaşlanıyorum. Kendimi ifade edecek zaman bulamayacağım. Öyleyse çalışmaya devam” diyecektir.

Cézanne’ın inatçı bir sabırla içinde büyüttüğü dağ o kadar yüce, sanatındaki soyutlama o kadar zengindir ki içinden sayısız sanatçılar çıkmıştır. 

     Paul Cézanne, 1895, “Büyük Çam ile Sainte-Victoire Dağı”, Courtauld Institute of Art, Londra - UK

Paul Cézanne, 1895, “Sainte-Victoire Dağı”, Barnes Foundation, Philadelphia - US

Paul Cézanne, 1904, “Sainte-Victoire Dağı”, Philadelphia Sanatlar Müzesi - US


FİDE LALE DURAK-SOL/Özel







Öne Çıkan Yayın

"İsrail Batı’nın pis işlerini yapıyor" + İki manşet ve pis bir iş - EVRENSEL-

" İsrail Batı’nın pis işlerini yapıyor"-Yücel Özdemir- İsrail’in Ortadoğu’da yaptıklarını en iyi Almanya Başbakanı Friedrich Merz’...