GÜNDEM -28 Mayıs 2025-

'Yere batsın sizin yargınız da adaletiniz de'-Sözcü-


Kızılay eski Başkanı’nın kızı Zehra Kınık’ın ölümüne yol açtığı Batın Barlasçeki’nin (17) annesi Hasret Doğan “Anneliğimi öldüren kadın tutuklanmadı bile. Bu nasıl adalet” dedi.(https://www.sozcu.com.tr/yere-batsin-sizin-yarginiz-da-adaletiniz-de-p178244)

                                                       ***

Hukuk aranıyor -Kayhan Ayhan/Birgün-

Avukatından, gazetecisine, yurttaşına herkes adliye koridorlarında adalet arıyor. İstanbul Barosu yönetiminin yargılandığı dava da bugün görülecek. Açıklamada, ‘‘Konuşma sırası bizde, söz savunmanın olacak’’ denildi.(https://www.birgun.net/haber/hukuk-araniyor-626445#google_vignette)

                                                      ***

Borsa İstanbul'da manipülasyon soruşturması: 17 kişiye gözaltı kararı -Evrensel-

Borsada manipülatif işlemler yapıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturmada 9 ilde 17 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. 

Borsa İstanbul piyasasında manipülatif hareketler yaptıkları tespit edilen 17 kişi hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve piyasa dolandırıcılığı” suçlarından gözaltı kararı verildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Bürosunca, BIST (Borsa İstanbul) pay piyasasında işlem hacmi ve hisse fiyatında hayatın olağan akışına aykırı dalgalanmalar yaşanması, yapay yükselişlerin küçük yatırımcıyı zarara uğrattığı yönünde tespitler üzerine soruşturma başlatıldı. EKOL TV'de yer alan habere göre, şüphelilerin, Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri AŞ isimli şirkete ait (PRKAB) ve Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama AŞ isimli şirkete ait (DOBUR) hisselerinde “Hektor, Hektor As ve Borsa Dostlar Konağı” isimli sosyal medya sayfaları aracılığı ile manüpilasyon yaptığı tespit edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yapılan operasyon kapsamında, İstanbul, İzmir, Ankara ve Şanlıurfa olmak üzere 9 ilde 17 kişi hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve piyasa dolandırıcılığı” suçlarından gözaltı kararı verildi.

                                                            ***

DEM Parti'li Beştaş'tan 'Erdoğan'la Anayasa yapılmaz' diyen CHP'ye: Masada Cumhurbaşkanı yok, Meclis var -soL-

CHP'nin "Anayasayı tanımayan Erdoğan'la Anayasa yapılmaz" çıkışına itiraz eden DEM Parti'li Beştaş, "Anayasa değişikliği Erdoğan'la yapılmıyor. TBMM Anayasa değişikliği çalışmalarını yapar. Sonuçta Cumhurbaşkanı o masada değil" dedi.(https://haber.sol.org.tr/haber/dem-partili-bestastan-erdoganla-anayasa-yapilmaz-diyen-chpye-masada-cumhurbaskani-yok-meclis)

                                                        ***

Sanayide tablo belli oldu: Üretim hız kesti ama sömürü tam gaz sürüyor -soL-

Sanayide 2024'ün tablosu ortaya çıktı. Üretimden satışlar enflasyona göre gerileyip, faaliyet kârları azalsa da şirketler her işçiden ortalama 776 bin lira kazandı, emeğin payı yine sınırlı kaldı. Patronlar sorumluluk kabul etmedi, faturayı eski ekonomi yönetimine kesti.(https://haber.sol.org.tr/haber/sanayide-tablo-belli-oldu-uretim-hiz-kesti-ama-somuru-tam-gaz-suruyor-398609)

                                                         ***

Haslet Soyöz bugün son yolculuğuna uğurlanıyor: Ah Hasletciğim çok erken oldu! -T24

 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Sürekli Basın Kartı sahibi karikatürist ve ressam Haslet Soyöz, dün 70  yaşında hayatını kaybetti. Sozöz, bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlanacak.

Sozöz'ün gazeteci eşi Ayla Dündar Soyöz, paylaştığı mesajda eşine, "Ah Hasletciğim çok erken oldu!" sözleriyle veda etti. 

Haslet Soyöz’ün cenazesi, bugün öğle namazının ardından Levent Afet Yolal Camisi’nden alınarak Sakarya Geyve Bağlarbaşı Köyü Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Haslet Soyöz kimdir?

Burdur'da 1955'te doğan Soyöz, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nde ve İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Grafik Bölümü'nde öğrenim gördü.

Mesleğe 1977'de Politika Gazetesi'nde başlayan Soyöz, ardından Vatan, Çivi, Dünya, Cumhuriyet ve Demokrat gazetelerinde çalıştı.

Haslet Soyöz, 1982'den itibaren Milliyet gazetesinin çizerlerinden oldu.

Sanat yaşamının ilk dönemlerinde birçok ulusal ve uluslararası yarışmada ödüller kazanan Soyöz, 1998'de Karikatürcüler Derneğince "Yılın Karikatüristi" seçildi.

Soyöz, 2000'den itibaren karikatüristliğin yanı sıra resimleriyle de adından söz ettirdi. Denizcilik tarihine isimlerini kahramanlıkla yazdıran 30 geminin portresinden oluşan ilk yağlı boya sergisi "Cennetin Gemileri"ni 2003'te Rahmi M. Koç Müzesi'nde açtı. Soyöz'ün karikatür ve resimleri, yurt içinde ve dışında çeşitli koleksiyonlarda yer aldı.

Soyöz, Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülü ve 2023 Sedat Simavi Karikatür Ödülü sahibiydi. (AA) 

T-24

BİRGÜN "Köşebaşı" -27 Mayıs 2025-

Tavuklu pilavdan dijital materyale -Ayça Söylemez-

Yüksel direnişini hatırlıyor musunuz? 

Uzak bir geçmiş gibi görünse de her şeye rağmen sokağa çıkılabileceğini kanıtlayan birkaç kişi, başkentin küçük bir meydanda “İşimi istiyorum” eylemine başlamıştı. O birkaç kişi zamanla çoğaldı, diğer kentlerden gelenler de katıldı, meydanın adı direnişe verildi… Haftalar ayları kovaladı, eylemciler yüzlerce kez gözaltına alındı, onlarca davadan yargılandı, beraat ettiler, para cezaları kesildi, iptal edildi…

Anayasa Mahkemesi, 4 yıl süren eylemi, “demokratik hak” olarak tanımladı. İki ayrı başvuruda verdiği kararında, yasal barışçıl eylemlerden kaynaklı örgüt üyesi suçlamasıyla açılan soruşturmalarda verilen ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbirinin bile hak ihlali olduğuna, kişi özgürlüğü güvenliği hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Ancak eylemciler, 22 Ağustos 2020’de “ısrarlı ve sürekli eylem yapmak” gerekçesiyle tutuklandı. Bu soruşturma sonucu açılan davada savcı mütalaasını verdi, sanıkların 15 yıla varan hapis cezasına mahkûm edilmelerini istedi.

KARAR DURUŞMASI BUGÜN BAŞLIYOR.

Davada neler mi var? Açıklamalarından: “Kızını üniversite kaydına götürene ‘Bir kadınla Yalova’ya gitti’ dediler, pikniğe tavuklu pilav götürene ‘örgüte yardım’ dediler. Bandrollü Tanya adlı kitabı delil diye alıp ‘Kır birliklerine ilgi duyuyor’ dendi. Ablasının hesabına 50 lira yatırana ‘örgüt finansmanı’ suçlaması yöneltildi.”

5 GÜNDE 192 SAYFA RAPOR

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada sanık avukatlarından Fatih Gökçe, mütalaaya karşı savunmasında dosyadaki dijital materyallerin gerçekliğine dair şunları söyledi: “14 Ekim’de dijitaller alınmıştır. 22 Ekim’e kadar incelenmiş ve bir suç unsuru olmadığı tespit edilmiş. 22 Ekim’den sonra yani en iyi ihtimalle 23 Ekim günü tekrar incelemeye başladıklarını ifade ediyorlar, bizim anladığımız kadarıyla. Peki rapor tarihi ne zaman? 27 Ekim… 5 gün içerisinde TEM şube 192 sayfa bir rapor hazırlıyor ve bu raporda güya dijitallerin içeriğini çözdüklerini ifade ediyorlar. Çözdüklerini ifade ettikleri şeyde bir kısmının kod adı kullanan, bir kısmının açık ismi, bir kısmının da bazı harflerden yola çıkarak istihbari bilgilerle nasıl oluşturdukları belli olmayan 192 sayfa rapor hazırlıyorlar 5 günde. Bu mümkün müdür… Gerçekten mümkün müdür… Bu dosyada ilk gözaltına alındığında cep telefonu, bilgisayarı alınan insanların dijital inceleme raporları, 2 seneyi aşkın süre sonra yeni yeni dosyaya girdi. 5 gün içinde emniyetin böyle bir değerlendirme yapması mümkün değil. Burada bizim kanaatimizce bu dijitaller üzerinde oynama yapıldığı açıktır. Alakasız, ilgisiz ya da kamuoyunda tanınan insanların bu dijitallerin içine yerleştirilerek bu insanları yasa dışı örgüt üyesi olarak gösterilmek istendiği açıktır.”

Bugünden başlayarak dört gün boyunca sanıklar da son sözlerini söyleyecek.

                                                         /././

Yedi yıl önce de soğanı taneyle alıyorduk -Özge Güneş-

Bundan yedi yıl önce BirGün’de yayımlanan ilk yazımda, tarım-gıda alanındaki çöküşü “soğan” ve “egzotik meyve” karşıtlığı üzerinden anlatmış, halkın sofrasındaki krizlerin şirketler lehine yapılan yapısal tercihlerden kaynaklandığını tartışmıştım: “Bugün vatandaşı soğanı tane ile alacak noktaya getiren, ‘Milli Tarım Projesi’ ile ortada yerli tohum bile bırakmayanlar, kendi sofralarını egzotik meyvelerle donatabilmektedir.”

Şarbon krizinden ithalata, yerli tohumdan JES karşıtı köylü direnişine uzanan örneklerle tabloyu ortaya koymuştum. Aradan geçen yedi yılda, ne yazık ki bu sorunların hiçbiri çözülmedi; aksine daha da derinleşti. Şimdi daha ağır bir bilanço ile karşı karşıyayız.

O gün de gıda krizinin merkezinde, halkın sağlıklı, güvenli ve erişilebilir gıdaya ulaşma hakkının sistematik olarak gasp edilmesi yatıyordu. Et ve Süt Kurumu’nun ithal hayvanlarında çıkan şarbon salgını, yalnızca bir sağlık skandalı değil; özelleştirmelerle zayıflatılan kamu kurumlarının, denetimsiz ithalat politikalarının ve üretici aleyhine kurulan piyasa düzeninin bir sonucuydu. Yerli üretici dışlanmış, tarım tamamen ithalata bağımlı hale getirilmiş, tohumdan yeme kadar her aşama şirketlerin denetimine bırakılmıştı.

∗∗∗

Kısa süre sonra Tanzim Satış Noktaları büyükşehirlerin merkezlerine kurulmaya başlanmıştı. Yaş sebze meyve taneyle alınıyordu. Artık soğan egzotik meyveyle değil, biberle yarışıyordu. İkisini de alabilmek için uzun kuyruklarda beklemek gerekiyordu. Yıllar içinde, ancak kuyruklarda uzun saatler beklenerek alınabilecekler listesi büyüdü de büyüdü. 2021’e geldiğimizde sıra ekmek kuyruklarına gelmişti. Her senenin bilançosu bir sonraki seneyi ağırlaştırmayı sürdürdü. Şekere, yağa kota kondu, şeker sonra karaborsaya düştü.

2018 civarıydı, iktidar önce patlıcanı, biberi raftan kaldırmayı denedi, olmadı. Soğan depoları bastı, olmadı. Aracıları ortadan kaldırmak için tanzim satışları kurdu, yine olmadı. Yasalar çıkardı, kanunlar yaptı, Tarım kredi marketleri açıldı, şirketler büyütüldü… Yine olmadı. Bilindik sermaye reçeteleri harfiyen uygulandı ama hiçbiri gıda enflasyonuna çare olmadı.

Gıda manşetlerde “rekor kırdı/kıracak” haberleriyle yer almayı sürdürüyor. Türkiye gıda enflasyonunda dünya liderliğini koruyor. En son merkez bankası başkanı da önümüzdeki dönem gıda fiyatlarında artış “müjdeledi”.

Bir zamanlar üretmek lükstü, şimdi üretmek zarar etmek halini alırken tüketmek lüks oluverdi. Öte yandan birileri memnun olacak ki, düzen bir türlü değişmediği gibi halk aleyhine gitmekten geri durdurulamıyor.

∗∗∗

Peki iktidarın bir politikası yok mu derseniz, elbette var ama yanlışta ısrar ediyor. Son politika belgesi örneği olarak IV. Tarım Orman Şûrası Sonuç Bildirgesi’ne bakabiliriz örneğin. Bildirge duyurulurken gıda güvenliğinin altı çizilmişti. Ancak içerikte farkındalık yaratma ve bilinçlendirme çalışmalarına sıkıştırılmış.

Tarım ihracatçısı bir ülkenin ilk kez sebze-meyve ithalatı yapabileceğine dair öngörülerin ortaya çıktığı bir döneminde, gıdaya erişim, sağlıklı ve yeterli beslenme hakkı, tüketici yoksulluğu gibi gıda güvenliğinin toplumsal boyutları unutulmuş.

Ağırlıklı olarak mevzuat önerileriyle dolu teknokratik, dijitalleşmeci/teknolojik modernizasyoncu ve sermaye dostu önerilerden oluşan bildiğimiz iktidar perspektifini korumuş. Üretim planlamasını dijital teknolojilerle entegre ederek verimliliği artırmayı, uluslararası rekabette güçlenmeyi, tarım-sanayi entegrasyonunu ve sermaye dostu yapıları geliştirmeyi hedeflemiş…

Demem o ki, yedi yıl önce soğan ve egzotik meyveyle sembolleşen bu hikaye, bugün sofradan eksilen her lokmada yeniden yazılıyor. Sofra ile raf arasındaki makasın açılmasının basit durum olmadığı berraklaşıyor. Artık meyvenin rafa ulaşmasının dahi risk altında olduğu konuşuluyor. Tohumdan rafa kadar her aşama piyasanın insafına terk edilmişken, krizin bedeli de ağırlaşıyor. Gıda krizi, yoksulluğun, adaletsizliğin, demokrasi eksikliğinin krizi halinde, bir iktidar krizi olarak derinleşiyor. Bu yüzden çözüm teknik önlemlerde değil, topyekün bir politik yön değişikliğinde.

                                                              /././

“Ne kahramanlara ne de kahramanlığa inanırım”-Osman Öztürk-

Yazının başlığı, Özen Demir ve Onur Erden’in TTB eski Başkanı Dr. Selim Ölçer’le yaptığı söyleşi kitabının başlığı.

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde, 1948 yılında doğar Selim Abi. İlk ve orta okulu bitirdikten sonra lise eğitimi için Ankara’ya gelir. Sonrasında 1965’te Ankara Tıp Fakültesi’ne girer. Girer girmez de kendini devrimci mücadelenin içinde bulur.

Daha birinci sınıfta fakültede arkadaşlarıyla birlikte Sosyalist Fikir Kulübü’nü kurup Başkanlığı üstlenir. Bir yandan da Dev-Genç’e gidip gelmeye başlar. “Beni siyaseten en çok etkileyen Hüseyin Cevahir’dir. Bir de tabii Mahir’in konuşmaları bizi yükseltiyor.” diye anlatıyor o günleri.

O yıllar faşist saldırıların başladığı dönemdir aynı zamanda. Bir gün bir kamyonetle okulu basarlar, aralarında İbrahim Doğan, Osman Durmuş, Sadi Somuncuoğlu’nun olduğu faşist grup sağa sola ateş açıp Türk Ocağı’na kaçırırlar Selim Abi’yi. O sırada yedek subaylık yapmakta olan Dr. Necdet Güçlü’yü de öldürürler.

Akrabası olan, eski Sağlık Bakanlarından Yusuf Azizoğlu Alpaslan Türkeş’e telefon ederek kurtarır.

∗∗∗

Mezuniyetten sonra Mutki ve Tatvan’da mecburi hizmet yılları gelir. Sonrasında da 1980’de Ankara Numune Hastanesi’nde Kulak Burun Boğaz ihtisası ve baş asistanlık günleri.

O sırada Bahçelievler’de arkadaşlarıyla birlikte bekar evinde kalmaktadırlar. Evde yalnız olduğu bir gün Siyasal’dan bir arkadaşı “Bu akşam sana misafirler gelecek” der. Gelenlerden biri Sinan Cemgil, diğeri Kadir Manga’dır. Ertesi gün ayrılıp Nurhak’a giderler.

Ve nihayet meslek örgütü günleri başlar. Önce Ankara Tabip Odası’nda Çağdaş Hekimler grubunu kurup 1986’da seçime girerler. Karşılarında da TTB’nin efsanevi Başkanı Prof. Dr. Nusret Fişek’lerin listesi vardır O dönem karşı karşıya gelirler ama bir sonraki dönem Selim Abi’yi TTB’ye çağırır, “Sen” der, “sağda solda ‘ben artık yokum’ diyormuşsun. Ben kabul etmiyorum senin bu kararını.” Nusret Fişek’in yanındaki Prof. Dr. Türkan Akyol ve Prof. Dr. Rüknettin Tözüm de tatlı, sert çıkışınca devam etmek zorunlu olur.

Sonra da 1990’da TTB Başkanlığı gelir.

∗∗∗

O sıralar işçilerin Bahar Eylemleri başlamıştır. TTB de Beyaz Eylemler başlatır.

Aralarında Füsun Sayek, Özen Aşut, Ata Soyer, Şükrü Hatun, Eriş Bilaloğlu, Metin Bakkalcı gibi gençlerin olduğu dinamik kadro Ankara’nın bütün hastanelerini dolaşır, hekimleri örgütlerler. Yürüyüşler, mitingler, toplu nöbetler, Sağlık Bakanlığı önüne önlük bırakma eylemleri birbirini takip eder.

Öz güvenleri de müthiş yüksektir bu kadronun. Dönemin Sağlık Bakanı Halil Şıvgın bir gün Ankara Numune Hastanesi’ne gelir. Toplantı salonu hınca hınç doludur. Bakan Bey “Merak etmeyin, sorunları en kısa zamanda toparlayacağız” minvalinde konuştuktan sonra “Söz almak isteyen var mı?” diye sorar. Selim Abi söze direkt girer; “Yalan söylüyorsunuz!”

O günlerde bir kokteylde karşılaştıkları Ahmet Özal “Biz babamla seni soruşturduk” der, “Senin kimin, kimsen de yok, bunca kabadayılığın nereden geliyor?” Cevap “Benim kabadayılığım örgütümden geliyor. Doktorlar benim arkamda.” olur.

∗∗∗

TTB’nin korporatist bir meslek örgütünden toplumsal muhalefetin bir bileşenine dönüşümü Dr. Erdal Atabek’in liderliğinde olmuşsa, 12 Eylül sonrasında tekrar bir mücadele örgütüne dönüşümü de Dr. Selim Ölçer’in liderliğinde gerçekleşir.

Bu dönüşümün formülünü doğrudan Selim Abi’nin ağzından dinleyelim.

“Biz hekimdik. Hekim odaklı düşünüp hekim odaklı hareket ettik. Mesela bir iş yapacaksak hekim odaklı tavır alırız, yan çıktısı da siyasettir bunun. Ama yan çıktısı, temel unsuru değildi. Bu nedenle biz ‘bu işe siyasetçiler ne der’den ziyade ‘hekimler ne der’ noktasında pozisyon almıştık. Çünkü biz hekimiz ve bizi onlar seçti. Evet, siyaseten bir noktada durursun, bir şeyler söylersin, ki söylemenin de adabı var fakat işte o söylediğini hekim kitlesi ne kadar tolere eder, absorbe eder, edebilir? Bunun muhasebesini yapmalı.”

∗∗∗

Selim Abi’nin hayatından aktarılacak daha birçok kesit var ama yazının sınırlarını da aşmamak lazım. Yalnız 1995’ten bu yana Diyarbakır’da yaşayan Selim Abi’nin memlekete dair sözlerini aktarmadan bitirmek istemiyorum. Bugünlerin mana ve ehemmiyetine de denk gelmiş olacak.

“Biz hep hayatımızda eziyet çektik, sıkıntılar çektik; Kürt olmanın verdiği yüklerin ağırlığı hep sırtımızdaydı zaten. Ama ben hep iyi insanlarla beraber oldum, hep iyi insanlarla mücadele ettim ve dolayısıyla hayata hep iyi pencereden bakmaya çalıştım.

Avrupa’ya gitmem için zaman zaman baskılar oldu bana. Ama ben bu memleketin taşını toprağını, kayasını çamurunu, suyunu balçığını çok severim. Diyarbakır’ın sisini, Uzungöl’ün maviliğini çok severim. Ben Gölcük’ü çok severim, Yedigöller’i çok severim, ben Hasankeyf’i çok severim. Çok çok severim.”

Sen bu toprakları çok seviyorsun, biz de seni çok seviyoruz Selim Abi. İyi ki varsın, iyi ki bizim abimizsin.

                                                              /././

GÜNDEM -27 Mayıs 2025-

İBB'ye 4. dalga operasyon: İmamoğlu'nun Koruma Müdürü, Özel Kalem Müdürü ile KİPTAŞ ve İSTAÇ müdürleri dahil 25 kişi tutuklandı -T24-

Tutuklanan isimlerin adliyeden çıkarılırken, "Madalya taktık, gidiyoruz" sözleri dikkati çekti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında 23 Mayıs'ta gözaltına alınan 46 kişiden 25 kişi tutuklandı, 21 kişiye yurt dışı çıkış yasağı verildi. Tutuklananlar arasında Ekrem İmamoğlu’nun Koruma Müdürü Mustafa Akın, İBB Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu, KİPTAŞ Müdürü Ali Kurt, İSTAÇ Genel Müdürü Ziya Gökmen Togay, İBB Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Yavuz Saltık ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay,  İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanı Seyfullah Demirel, İBB Raylı Sistemler Daire Başkanı Ceyhun Avşar da yer aldı. (https://t24.com.tr/haber/ibb-ye-yonelik-4-dalga-operasyonda-gozaltina-alinan-25-kisi-tutuklandi,1241279)

                                                               ***
Papara'ya yasa dışı bahis operasyonu: Yöneticiler hakkında gözaltı kararı verildi, 8 şirkete kayyım atandı -T24-
Yasa dışı bahis soruşturması kapsamında, Papara'nın sahibi Ahmed Faruk Karslı ve 12 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Şüphelilerin mal varlıklarına el konulurken, başta PPR Holding A.Ş. olmak üzere 8 şirkete kayyım atandı. 
 
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, "Yasadışı bahis", "Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma ve Kurulan Örgüte Üye Olma", "Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama" suçlamalarıyla yürütülen soruşturma kapsamında Papara’ya operasyon yapıldı. Aralarında şirketin sahibi Ahmed Faruk Karslı'nın da yer aldığı 13 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Soruşturma kapsamında, örgüt lideri ve örgüt üyesi olduğu iddia edilen şüphelilere ait başta PPR Holding Anonim Şirketi olmak üzere toplam 8 şirket, 1 yat, 5 tekne, 3 kiralık kasa, 74 araç, 7 daire, 1 villaya yönelik mal varlıklarına el koyma tedbiri uygulandı. El konulan PPR Holding A.Ş. ve diğer şirketlere nöbetçi sulh ceza hakimliğinin kararı ile TMSF kayyım olarak atandı.

Başsavcılıktan açıklama

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan soruşturmaya ilişkin olarak yapılan açıklama şöyle:

"Cumhuriyet Başsavcılığımızca 7258 Sayılı Kanuna Muhalefet. Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma ve Kurulan Örgüte Üye Olma, Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama suçları kapsamında yürütülmekte olan soruşturmaya esas olmak üzere; Mevcut soruşturma dosyasında örgüt liderliğini Papara isimli ödeme kuruluşunun sahibi olan Ahmed Faruk KARSLI isimli şahsın yaptığı, bahse konu şahsın Papara Elektronik Para A.Ş. ile 2016 yılından itibaren elektronik para kuruluşu olarak faaliyet izni aldığı ve Papara Elektronik Para A.Ş. hakkında yasa dışı bahis para trafiğine ön ayak olduğu ve yasa dışı bahis örgütlerinin para transferlerini Papara isimli elektronik para ve ödeme hizmetleri üzerinden gerçekleştirdiğine yönelik değerlendirmelerin bulunduğu, Papara Elektronik Para A.Ş. nezdindeki hesapların yapılan kripto borsaları ve yasa dışı bahisle ilgili her bir transfer aşamasında ücret tahsil edilebildiği ve bu hesaplarla ilgili incelemenin sonradan yapılmasının bahis işlemlerini aksatmadığı gibi kuruluşun bahsi geçen işlemlerde gelir kazanmasını da sağladığı tespit edilmiştir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı ve diğer kurumlar nezdinde tanzim olunan konusu Papara Elektronik Para A.Ş'nin iş ve işlemlerine dair muhtelif raporlarda yer alan tespit ve değerlendirmeler ışığında Papara Elektronik Para A.Ş. nezdinde gerçekleştirilen işlemlerin yasa dışı bahis suçu işlemlerini ihtiva eden işlemleri de kapsadığı, söz konusu işlemlerin yasa dışı bahis suçunun işlenmesinde Papara Elektronik Para A.Ş.'nin sistematik ve yoğun bir şekilde kullanılarak bu suçun işlenmesini kolaylaştırdığı, bu suçun işlenmesinde para naklini kolaylaştırdığına dair tespit ve değerlendirmelere yer verildiği anlaşılmıştır. Bu çerçevede yapılan analiz çalışmalarında Papara sistemleri üzerinden açılan toplamda 26.0l2 hesabın l02 farklı yasa dışı bahis ve kumar sitesinde kullanıldığı, bu hesaplardan elde edilen yasa dışı finansal hacmin yüksek tutarlı olduğunun belirlendiği ve bu meblağların platform aracılığı ile 274 farklı banka hesabına aktarıldığının saptandığı, ardından bu suç gelirlerinin 16 farklı kripto cüzdan adresine yönlendirilerek aklanmaya çalışıldığı, tespit edilen 5 kripto cüzdan hesabı sahibinin yasa dışı bahis örgüt liderleriyle iş birliği halinde olduğu ve bu doğrultuda Papara isimli ödeme kuruluşunun yasa dışı bahis örgütleriyle örtülü bir anlaşma süreci içerisinde olduğu anlaşılmıştır. Yapılan soruşturma neticesinde Papara Elektronik Para A.Ş.'nin yasa dışı bahis ve kumar suçlarının finansmanı için önemli bir aracı haline geldiği, kuruluşun faaliyetlerinin ödemelerinin güvenliğini tehdit etme riski taşıdığı görülmekle soruşturma ile ilgili olarak 27/05/2025 günü saat: 05:00 sıralarında 13 şüpheliye yönelik eş zamanlı gözaltı , arama - el koyma ve inceleme kararı verilmiştir .

Soruşturma kapsamında örgüt lideri ve örgüt üyelerine ait başta PPR Holding Anonim Şirketi olmak üzere toplam 8 şirket, 1 yat, 5 tekne, 3 kiralık kasa, 74 araç, 7 daire, 1 villaya yönelik mal varlıklarına el koyma tedbiri uygulanmıştır.

El konulan PPR Holding A.Ş. ve diğer şirketlere alınan İstanbul nöbetçi sulh ceza hakimliği kararı ile TMSF Kayyım olarak atanmıştır, Soruşturmada gözaltı şüpheli ifadeleri ve arama- el koyma inceleme işlemleri devam etmektedir. Gelişmelerden ayrıca bilgi verilecektir. Kamuoyunun bilgilerine duyurulur."

                                                          ***

Narin Güran cinayetinde cezalar onandı -soL-

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos 2024'te kaybolan ve 8 Eylül 2024'te Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada yeni bir gelişme yaşandı.

Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ''İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Narin'in cansız bedeninin bulunduğu dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar ise 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanıklar hakkında verdiği kararı değerlendiren Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, oy çokluğuyla karar vererek, cezaları onadı.(https://haber.sol.org.tr/haber/narin-guran-cinayetinde-cezalar-onandi-398581)

                                                          ***

Özel'den Mehmet Şimşek iddiası: Birileriyle görüştüğü kulağıma geliyor, B planı arıyor ama ona kalmayabilir, bayram tatilinde yapmaya çalışırlar -T24-

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Halk TV'de katıldığı canlı yayında, Şimşek ile ilgili şöyle konuştu: "Şimşek birileri ile görüşüyor benim de kulağıma geliyor. Şimşek darbenin finans ayağı. 'Bu rezervler bugünler için toplandı' dedi. Sen bu rezervler, esnafa toplama, işçi için toplama. Bundan sonra sen benim hedefimdesin. O da kendine göre bir B planı kuruyor. Şimşek bir çıkış yolu arıyor. Ama onun isteğine kalmayabilir. Yeni Şafak dediğin AKP'nin Pravda'sı. Onun yerine operasyon yapan gazete Mehmet Şimşek'e vuruyor. Bunu bayram tatili sırasında yapmaya çalışırlar." (https://t24.com.tr/haber/ozel-den-mehmet-simsek-iddiasi-birileriyle-gorustugu-kulagima-geliyor-b-plani-ariyor-ama-ona-kalmayabilir-bayram-tatilinde-yapmaya-calisirlar,1241497)

                                                        ***

İmamoğlu'ndan Erdoğan'a: Ekonominin başına istersen Nobelli iktisatçıyı getir, bu akılla bu milletin derdine zerre faydan olmayacak -T24-

"Ekonomideki çöküşün sorumlusu, ayladır ağzından heybedeki turpu, dananın kuyruğunu, ahtapotun kollarını düşürmeyendir"

(https://t24.com.tr/haber/imamoglu-ndan-erdogan-a-ekonominin-basina-istersen-nobelli-iktisatciyi-getir-bu-akilla-bu-milletin-derdine-zerre-faydan-olmayacak,1241489)

                                                        ***
Ünlü doktorun diploması sahte çıktı: İtiraf etti, tutuklandı -Sözcü-

Ankara merkezli 16 ilde düzenlenen operasyonda, kamu kurumlarının sistemlerine yetkisiz erişim sağlayarak çıkar elde ettikleri tespit edilen 58 şüpheli yakalandı. Gözaltına alınanlar arasında, Ege Üniversitesi Psikoloji lisans ve Klinik Psikoloji yüksek lisans diplomalarının sahte olduğu belirlenen doktor Volkan Uçak da bulunuyor. Uçak ile birlikte toplam 20 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.(https://www.sozcu.com.tr/unlu-doktorun-diplomasi-sahte-cikti-itiraf-etti-tutuklandi-p177890)
                                                     ***

ÇED'i denetleyen yok mu? Sivas’taki maden Van’da gösterilmiş! - Bahadır Özgür /halkTV-

Sivas’ın Zara ilçesinde dün, Bolucan ve Söğütözü köyleri arasında kalan bir kömür madeninde dinamit patlaması sonucu 1 işçi öldü. 2 işçi de ağır yaralandı. Olayı ilk kez halktv.com’tr’den duydunuz. Ama olayın içinde skandallar var ki, “büyük bir facianın kıyısından dönüldü” dense yeridir.

Nasıl mı?

Gelin madenin sicilini ortaya dökelim şimdi. Üst üste kapasitenin 100 kat artırıldığını, bilirkişi keşfinde şirketin proje sahasının dışına çıkıp kaçak kömür ürettiğini, kaçak işçi çalıştırıldığını, valiliğe sunulan resmi dosyadaki ibretlik bir yanlışın, kamunun denetimi nasıl başı boş bıraktığını kanıtladığını göreceksiniz…
Burası küçük bir ocak değil çünkü. Milyonlarca ton kömür rezervine sahip, termik santrallere de yakıt tedarik eden kocaman bir alan.

Fahrettin Kıtlık-sağ başta- 2014 seçimlerinde MHP’nin Malatya belediye başkanı adayıydı.

10 YILDA 100 KAT KAPASİTE ARTIŞI

Madenin sahibi MHP’den, Malatya Battalgazi belediye başkanı adayı da olan Fahrettin Kıtlık. ‘ÇED gerekli değildir’ kararı ile 2009’da başlıyor üretim. İlk kapasite artışı 2014’te yapılıyor. Yine ÇED istenmiyor. 25 bin ton kapalı ocak üretimine izin veriliyor. Sonra ikinci artış 2020’de geliyor. Elbette yine ÇED yok. Bu sefer 300 bin tonu yer üstü, kalanı yer altı olmak üzere kapasite 600 bin tona çıkarılıyor. Şirket 2024’te bir kez daha kapasite artırımı amacıyla başvuruyor. Ne kadar üretim izni isteniyor biliyor musunuz? Tamı tamına 2.5 milyon ton! Haliyle yoğun dinamit kullanımı gerekli.

Lakin ortada büyük bir sorun var. Madenin sularını ve topraklarını kirlettiğini söyleyen köylüler projeye karşı. Dinamit yapımında kullanılan hammadde yüzünden hayvanlarının öldüğünü belirtiyorlar. Ayrıca pasanın köye yakın yere bırakıldığından, yağışlarla beraber atıkların yerleşim yerlerine kaydığından şikayetçiler. Nitekim iki hafta önce bölgeye giden İlke TV’den gazeteci Şirin Bayık, köylülerin şikayetlerini yerinde dinleyerek haberinde aktarmıştı.

whatsapp-gorsel-2025-05-27-saat-07-33-55-91021274.jpg

Köylüleri temsil eden Av. Abidin Tatlıpınar, ‘ÇED gerekli değildir’ kararına karşı, Sivas Valiliği aleyhine 20 Ağustos 2024’te dava açtı. Mahkeme bilirkişi tayin etti. 5 Mayıs 2025 günü heyet bölgede incelemeler yaptı. Av. Tatlıpınar, bizzat fotoğrafladığı delillerle madenin proje alanının dışına taştığını, pasa sahalarının, şantiye alanının yasal izin verilen alanın dışında olduğunu, henüz izin verilmeyen bölgede iş makinelerinin bulunduğunu ve kömür çıkarıldığını gösteren pek çok kanıtın olduğunu belirledi.

KOPYALA-YAPIŞTIR DOSYA HAZIRLAMIŞ

Ayrıca şirketin Sivas Valiliği’ne sunduğu proje dosyasında da öyle bir ibare var ki, projelerin nasıl denetlendiğini ve ÇED kararlarının nasıl alındığını gösteren ibretlik bir örnek.

Kapasitenin 2.5 milyon tona çıkarılması izni için yasal olarak valiliğe sunulan proje dosyasının ‘trafik yönetimi’ bölümünde, aynen şu cümleler yazıyor: “Madencilik faaliyetine konu olan proje, Van İli, Erciş İlçesi, Doğancı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Projenin trafiğe etkisi üretilen madenin nakliyesi esnasında olacaktır.”

whatsapp-gorsel-2025-05-27-saat-07-33-55-15fdee0d.jpg

Yani Sivas’ın Zara ilçesinde bulunan maden ocağı için istenen izinde adres olarak Van’ın Erciş ilçesi veriliyor. Ve başka bir maden için hazırlanmış rapordan kopyala-yapıştır usulü alnına bilgiler hiçbir yetkilinin dikkatini çekmiyor.

Bunun dışında ÇED kararının iptali için açılan davada köylüler adına sunulan dilekçede proje dosyasının masa başı hazırlandığını gösteren pek çok delilin bulunduğu da vurgulanıyor.
Şimdi gelelim esas meseleye…

Dün patlama yaşandıktan sonra Sivas Valiliği olayla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şirketin adı hiç geçmezken, “resmi olarak faaliyette olmayan bir kömür ocağına ait işletme sahasında…” cümlesi yer alıyor.

Aynı şekilde Hem Grup Madencilik’in sahibi Fahrettin Kıtlık da, gazeteci arkadaşımız Umut Taştan’a verdiği demeçte “Bizim ocağımız kapalı gözüküyor. Olayın bizimle ilgisi yok” iddiasında bulundu.
Gerçekten öyle mi? Maden sahasındaki üretimden şirket sahibinin haberi yok mu?

ESKİ ORTAĞI KONUŞTU: ‘EVET KAÇAK ÇALIŞTIK’

Dün madende yaşanan facia sonrası halktv.com.tr’ye ulaşan maden şirketi sahibi Halil İbrahim Sipahioğlu, söz konusu madenin yüzde 50’sini geçen yıl 50 milyon lira bedelle satın aldıklarını, ancak anlaşmanın Kıtlık’ın sözleşmeye uymaması sebebiyle bozulduğunu söyledi. Kıtlık’ın “Ocak kapalıydı. Olayın bizimle ilgisi yok” açıklamasını da yalanlayan Sipahioğlu madenden izinsiz kömür çıkardıklarını, kendisinin de bunun tanığı olduğunu iddia etti. Sipahioğlu, “Madene ortak olduğumda Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri de görüşmemizde ‘Burası yarın öbür gün mühürlenebilir haberin olsun’ dediler. Kaymam da İl Özel İdaresi de durumu biliyordu” dedi.

Bahadır Özgür /halkTV


Bir çocuk, bir katil ve vahşet + Büyük skandalı örtüyorlar -Timur Soykan / BİRGÜN

 

Öne Çıkan Yayın

T-24 "Köşebaşı + Gündem" -7 Temmuz 2025 -

CHP'li 61 vekilin dokunulmazlığıyla ilgili tezkere Meclis'te CHP’nin 135 milletvekilinin 61’i hakkında 240 adet yasama dokunulmazlığ...