Ormanlarımız yanıyor, paralar Azerilere gidiyor - Deniz Ayhan / Sözcü -

Orman Genel Müdürlüğü, tüm eksikliklerine rağmen petrol zengini Azerbaycan’a ormancılık eğitim merkezi yapılması için iki yılda 390 milyon lira destek sağladı.

Yaz ayları ile birlikte Türkiye’nin dört bir yanında orman yangınları çıkıyor. Yangına hazırlıklı olmadığı ve ekipman eksikliği nedeniyle eleştirilen Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ise Türkiye’ye cimri, Azerbaycan’a bonkör çıktı. 2024 yılında petrol zengini Azerbaycan’a ormancılık eğitim merkezi ve fidanlık yapılması için 243 milyon 750 bin TL veren OGM, yeni bir ihale daha düzenledi. Şimdi de Azerbaycan Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezi ve Fidanlık Tesisi 2. kısım inşaatı için 146 milyon 890 bin TL ödendi.

İKİ YILDA 390 MİLYON TL

Azerbaycan’daki tesis için toplamda 390 milyon 640 bin TL harcandı. 12 Ocak 2024’te Azerbaycan’a ormancılık eğitim merkezi ve fidanlık tesisi inşa edilmesi için Türkye 250 milyon TL hibe sağlamış ve bu konudaki karar AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayınlanmıştı. İkinci ihale ile hibe edilen tutarın da üzerine çıkıldı. Orman Genel Müdürlüğü, 5 Haziran 2025’te Türkiye-Azerbaycan Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezi ve Fidanlık Tesisi 2. Kısım inşaatları için yeni bir ihale yaptı.

ACELE İHALE YAPILDI

Pazarlık usulüyle 21b kapsamında ivedi yapılan ihaleyi ilk ihaleyi de kazanan İrmiş İnşaat aldı ve 27 Haziran 2025’te 146 milyon 890 bin TL’lik sözleşme yapıldı. Türkiye-Azerbaycan Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezi ve Fidanlık Tesisi projesi için 15 ayda Türkiye’nin kasasından 390 milyon 640 bin TL çıkmış oldu.

Vali itiraf etti: Yangın elektrik teli kaynaklı

İzmir’in Çeşme ilçesi iki gündür kabus yaşıyor. Ildır mahallesinde önceki gün çıkan ve gece boyunca karadan müdahale edilen yangına günün ilk ışıklarıyla havadan müdahale edildi. Ancak şiddetli rüzgar nedeniyle yangın kısa sürede geniş bir alana sıçradı. Yangın riski nedeniyle 3 mahalle tahliye edildi. Çeşmeliler kabusu yaşarken, gökyüzü alev topuna döndü, dumandan göz gözü görmedi.

ÇEVREYOLU KAPANDI

Yangın nedeniyle İzmir-Çeşme Çevreyolu’nun bazı bölümleri araç trafiğine kapatıldı. Rüzgarın etkisiyle alevler her iki yolu atlayıp orta refüjden karşı ormanlık alana sıçradı. Bu anlarda SÖZCÜ TV Muhabiri Gamze Elçi ve Kameraman Cem Cengiarslan alevlerin arasında kalarak tehlike atlattı.

BAKIM YAPMADILAR

Türkiye’de görülen yüksek enflasyonu gerekçe gösteren elektrik dağıtım şirketleri, mayıs ayına kadar elektrik tarifelerinde zam yapılmamasını gerekçe göstermiş ve mevcut fiyatlar üzerinden altyapı yatırımlarını finanse edemediklerini öne sürmüştü. Çok sayıda elektrik dağıtım şirketinin altyapı yatırımlarını durma noktasına getirmesi, yaz aylarında Türkiye’nin felaket yaşamasına neden oldu.

SABOTAJ YOK

İzmir Valisi Süleyman Elban, “Çeşme ve Ödemiş’teki yangınlar, hafta sonu Seferihisar, Foça ve Aliağa’daki yangınların tamamı elektrik hatları kaynaklı. Hatlardan çıkan kıvılcımlar otları tutuşturup kısa sürede etrafa ve ormana yayıldı. İnsan ya da sabotaj kaynaklı bir yangın yok” dedi.

Orman Genel Müdürü iç dekorasyon peşinde

Türkiye’nin dört bir yanında orman yangınlarıyla mücadele sürerken OGM, dekorasyon derdine düştü. Genel Müdür Bekir Karacabey yönetimindeki OGM, 2 Haziran’da Ankara’da, ‘’Yeşil Vatan Kahramanları Görev Başında’’ programı için 6 milyon 277 bin TL harcamıştı. OGM, önce 4 milyon 950 bin TL’lik sözleşme yaptı. Ardından programın dış alan organizasyonu için 764 bin, kıyafet ve promosyon ürünlerine de 563 bin 160 TL harcadı. Ayrıca Genel Müdürlük binasındaki iç dekorasyon, Havacılık Daire Başkanının makam odası da yenilendi. Çubuk Şefliği Yerleşkesi’ne yaptırılan cam balkona 505 bin TL ödendi. 

Deniz Ayhan / Sözcü


GÜNDEM -4 Temmuz 2025-

TÜİK 'beklenti altında' enflasyon açıkladı: Milyonlara daha fazla yoksulluk -Evrensel-

TÜİK, haziran ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Verilere göre, tüketici fiyat endeksi yıllık 35,05, aylık yüzde 1,37 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. Verilere göre haziran ayında yıllık enflasyon yüzde 35,05, aylık enflasyon yüzde 1,37 olarak hesaplandı. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise aylık enflasyonu yüzde 3,05, yıllık enflasyonu yüzde 68,68 olarak hesaplamıştı.

TÜİK, haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. Haziran ayında enflasyon yüzde 1,37 olurken yıllık enflasyon yüzde 35,05 oldu. Açıklamada, “TÜFE’deki değişim 2025 haziranda bir önceki aya göre yüzde 1,37 artış, bir önceki yılın aralığına göre yüzde 16,67 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 35,05 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 43,23 artış olarak gerçekleşti” denildi.

TÜİK'e göre gıda fiyatları azaldı

TÜİK'e göre en yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun aylık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 0,27 azalış, ulaştırmada yüzde 2,38 artış ve konutta yüzde 2,62 artış olarak gerçekleşti. İlgili ana grupların aylık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde -0,07, ulaştırmada yüzde 0,36 ve konutta yüzde 0,43 oldu.

Beklentilerin altında kaldı

AA Finans enflasyon beklenti anketine göre ekonomistler, haziran ayında tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) yüzde 1,53 artacağını tahmin ediyordu. 24 ekonomistin katılımıyla sonuçlanan ankette haziran ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına göre (yüzde 1,53), bir önceki ay yüzde 35,41 olan yıllık enflasyonun yüzde 35,26'ya ineceği öngörülmüştü.

Milyonlara yoksulluk dayatılıyor

TÜİK verilerinin yayımlanmasıyla birlikte milyonlarca memur ve memur emeklisi enflasyonun altında zamma mahkum edildi.

Enflasyon farkı dahil zam oranı yüzde 15,57 olarak gerçekleşti. Buna göre 4,5 milyon memur ile 3,5 milyon memur emeklisi enflasyon altında zam alacak. Kök emekli aylığı 14 bin 469 TL’ye ulaşamayan kişilerse hiç zam almamış olacak.

TÜİK, mayıs enflasyonunu aylık yüzde 1,53, yıllıksa yüzde 35,41 olarak açıklamıştı.

ENAG'a göre yıllık enflasyon yüzde 68,68

ENAG, haziran ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. E-TÜFE'ye göre aylık enflasyon yüzde 3,05 arttı, yıllık artış ise yüzde 68,68 olarak gerçekleşti.

ENAG'ın kendi yöntemleriyle hesapladığı enflasyon tüketici fiyat endeksi (E-TÜFE), haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 3,05 oranında artış gösterdi. Böylelikle E-TÜFE’nin son 12 aylık dönemdeki kümülatif artışı yüzde 68,68 seviyesine ulaştı.(https://x.com/ENAGRUP/status/1940655595314729363)

                                                        ***

Zam görünümlü sefalet oranı!-BİRGÜN-

TÜİK’in enflasyonu, milyonların sefalete mahkûm edildiğini bir kez daha belgeledi. Bakan Şimşek’in “Müsterih olun” dediği yurttaş, enflasyona ezdirildi. Yıllık resmi enflasyon yüzde 35’te kalırken ücretlere yapılan zam, yaşamsal ihtiyaçları bile karşılamaktan uzak. En düşük emekli aylığı açlık sınırını göremedi.

Halkın sefaleti resmen tescillendi. TÜİK'in enflasyonu yurttaşın yoksulluğunu resmi olarak ortaya koydu. Milyonlar, her zam döneminde olduğu gibi yine sefalet ücretlerine mahkûm edildi. 2025'in ilk yarısını yoksullukla geçiren kamu emekçileri, emekliler; yılın ikinci yarısına da kayıpla başladı. Bir başka deyişle, 'Şimşek programı' bir kez daha kaşıkla verip kepçeyle aldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayına ilişkin enflasyon oranlarını açıkladı. Haziranda aylık enflasyon oranı yüzde 1,37, yıllık oran yüzde 35,05 oldu. 12 aylık ortalamaların oranı da yüzde 43,23 olarak gerçekleşti.

TÜİK'e göre bir önceki yılın aralık ayına göre 6 aylık enflasyon farkı yüzde 10,07 oldu. Milyonların zam oranı da bu farka göre belirlendi. Ücretleri 6 ayda binlerce lira eriyen milyonların zammı da bu orana göre belirlendi. Kamuda memur statüsünde çalışan emekçilerin, 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nden gelen yüzde 5’lik oran ile alacakları zam oranı yüzde 15,56'te kaldı. Memur statüsünden emekli olanların aylığı da aynı oranda zamlanacak. Bu oranlarla en düşük memur maaşı 50 bin 503, en düşük memur emeklisinin aylığı 22 bin 671 oldu.

AÇLIĞA TERK ETTİLER

SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin zammı da yüzde 16,67 oldu. Kök aylığı düşük olduğu için aylıkları sabitlenecek emeklilerin alacağı tutarı da AKP Grup Başkanı Abdullah Güler açıkladı. Güler, "14 bin 669 TL olan en düşük emekli aylığını yüzde 16,67 artışla 16 bin 881 TL'ye yükseltmiş bulunuyoruz" dedi. AKP'li Güler, milyonları sefalette eşitlediklerini adeta itiraf ederek, 4 milyon 11 bin kişinin en düşük aylık aldığını açıkladı. En düşük aylığı alan emekli sayısı, geçtiğimiz yıla göre yaklaşık 300 bin kişi arttı.

Türk-İş'e göre açlık sınırı haziranda 26 bin 115 lira olurken yoksulluk sınırı 85 bin TL olarak hesaplanmıştı. Asgari ücrete ise ara zam dahi yapmayan AKP iktidarı, milyonları bir kez daha açlığa terk etti.

Ücretler, faturalara karşı da yenildi. Elektrik harcamaları yıllık yüzde 86, şebeke suyu yüzde 60, doğalgaz yüzde 42 ve kira da yüzde 82 artarken 6 aylık oranlar da yüksek seyretti. Buna göre emeğiyle geçinenlerin ücretleri, ne gıdayı ne de faturaları ne de barınmayı karşılayabilecek oranda zamlanmış oldu.

ŞİMŞEK'İN HESABI FARKLI

Yurttaşı sefalete mecbur bırakan iktidarın, ekonomi programının yürütücüsü Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, alım gücü eriyen yurttaşa "Müsterih olun" dedi. Enflasyonu yorumlayan Şimşek, gıda, ulaştırma, eğitim ve dayanıklı tüketim ürünlerinde enflasyonda belirgin yavaşlamanın başladığını iddia etse de Şimşek'in 'yavaşlama' diye tanımladığı enflasyon oranları hâlâ çok yüksek. Bakan'ın sıraladıkları arasında zam şampiyonları da yer aldı. Haziranda fiyatı en çok artış gösteren ürünler arasında, yüzde 6,77 ile okul öncesi eğitim ve ilköğretim yer aldı.

Üniversite eğitimine harcanan tutar yıllık yüzde 108 artarken eğitim grubunda artış yüzde 73,3 oldu. Bu ay gıda fiyatları yıllık yüzde 30,2 artış kaydetti. Ulaşımda yıllık enflasyon yüzde 27,72 oldu.

KİM NE KADAR ÜCRET ALACAK

• En düşük memur maaşı: 50 bin 503 TL
• En düşük memur emeklisi: 22 bin 671 TL
• En düşük emekli aylığı: 16 bin 881 TL

16 milyon emekliden 4 milyon 11 bin kişi en düşük ücreti alacak.

HER KALEME ARA ZAM, ASGARİ ÜCRETE YOK!

İktidar, geçen yılın ardından bu sene de asgari ücrete yıl ortasında ara zam yapılmasının önünü kapasa da emekçi ücretlerine yansıtılmayan resmi enflasyon oranları, her tüketim kaleminde fiyatların güncellenmesine sebep oldu. Konuttan doğalgaza, akaryakıttan tütün ve içkilere pek çok temel tüketim maddesi temmuz itibariyle zamlanırken halihazırda açlık sınırın dahi altında olan asgari ücret, bu yıl ortasında da güncellenmeyecek. Alım gücü günden güne eriyip refah payı zamlarla baskılanırken her kaleme gelen zamların çalışan ücretlerine yansımaması ise milyonlarca yurttaşın tepkisini çekti.

Temmuz ayında yapılacak konut ve işyeri kira zamlarında tavan belli oldu. 12 aylık ortalamalara göre kira zam oranı yüzde 43,23 oldu. Enflasyonla beraber bedelli askerlik ücreti de zamlandı. Bedelli askerlik için ödenmesi gereken tutar 243 bin 35 liradan 280 bin 875 TL'ye çıktı. Nihai rakamın Milli Savunma Bakanlığı tarafından ilerleyen günlerde açıklanması bekleniyor. Temmuzda zamlanan diğer bir kalem de Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oldu. ÖTV oranı, 6 aylık yurtiçi üretici fiyat endeksine (ÜFE) göre arttı. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın açıklamasına göre akaryakıt, tütün mamulleri ve içkilerin ÖTV tutarları, yüzde 15,71 olarak hesaplanan 6 aylık ÜFE oranında artırıldı. Zamla beraber benzinde yaklaşık 2,26 TL, motorinde de 2,12 TL'lik bir fiyat artışı bekleniyor. Öte yandan en düşük sigara fiyatının da 8 ila 10 lira arasında zamlanması bekleniyor. Sigaradaki paket başına uygulanan Maktu Vergi tutarı 10,50 TL’den 12,1495 TL’ye, Asgari Maktu Vergi tutarı 36,63 TL’den 42,378 TL’ye çıkarıldı. Enflasyondaki artış, engelli aylığı, 65 yaş aylığı, evde bakım yardımı ve kıdem tazminatı tavanının da artmasına neden oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından önümüzdeki günlerde açıklanacak yeni kıdem tazminatı tavanının 53 bin 924 TL olması bekleniyor.

BIRAKIN ÖLSÜNLER DÜZENİ

En düşük aylıkları 17 bin liraya dahi yükseltilmeyen emekliler yurdun dört bir yanını eylem alanına çevirdi. Yurdun 31 ayrı noktasında sokaklara çıkan emekliler, “Bizi yine sefalete mahkum ederseniz, ilk seçimlerde bir daha iktidar yüzü göremeyeceksiniz. Bir avuç yandaşa hizmet eden iktidar çare olamaz” dedi.

Yapılan ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı: “İktidar TÜİK marifetiyle her ay enflasyonu düşük açıklıyor. TÜİK’in enflasyon cambazlığı iktidardan bağımsız değildir. Biz bu filmi görmüştük. Sonuç olarak; emekli aylıkları hiç olmadığı kadar düşmüş, emekliler perişan edilmiştir.”

BirGün'e konuşan emeklilerden Hüseyin Yıldız, zamma tepki göstererek şöyle konuştu: “TÜİK yıllardır rakamları manipüle ediyor. Hani derler ya, ‘Sahibinin sesi’ diye, işte tam o hesap. Birileri emrediyor, TÜİK de öyle açıklıyor. Zaten yıllardır madde sepetini de açıklamıyor. Tabii kaynak yok değil, kaynak var ama emekliye, emekçiye yok. AKP bir zenginler sınıfı yaratıyor ve buraya sermaye transfer ediyor. Bir oligarşi var. Kaynak tercih ettikleri sınıfa aktarılıyor. Sermayeye ‘Bırakın yapsınlar’ diyen zihniyet, emeklilere gelince ‘Bırakın ölsünler’ diyor. Eşimiz, dostumuz, çocuğumuzun yardımlarıyla, çevremizin eskilerini giyerek yaşıyoruz. Her gün soframızdaki bir şeyden vazgeçiyoruz. Önce et, sonra meyve… Bugün ulaşım ücretsiz olmasa sokağa çıkamayacağız. Erdoğan göreve ilk geldiğinde çay simit hesabı yapıyordu, şimdi yapsınlar bakalım, emekli bir çay simit dahi satın alamaz halde.”

Bir diğer emekli Hasan Gürses de “Bu açıkladıkları rakamlar enflasyonu falan göstermiyor. Bir kıyaslasınlar bakalım en ufak bir doğruluk payı var mı? Dolar, Euro yürümüş gitmiş ama enflasyon bu kadarmış, yersen… Enflasyon diye açıkladıkları oran sadece maaşları belirlemek için uydurulan rakamlar. Ben diş hekimi emeklisiyim, 16 bin lira emekli aylığı alıyorum. Şimdi 18 bin liraya bile yükselmeyecek ama bu da zam olacak, öyle mi?” ifadelerini kullandı.

BEDELİ HALK ÖDEMEYECEK

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, enflasyon verileri ile emekli ve memurun zam oranını ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koramaz şunları söyledi: "TÜİK rakamları sahte, yaşadığımız yoksulluk, açlık ve sefalet gerçektir! TMMOB olarak, bu karanlık içerisinde, siyasi iktidarın kendi varlığını sürdürebilmek için yarattığı devasa ekonomik yükün halka yüklenmesine, krizin bedelinin emeğiyle geçinen kesimlere ödetilmesine sessiz kalmayacağız."

PATRON HALİNE GELDİLER

KESK, dün başta Ankara’daki TÜİK binası olmak üzere ülkedeki TÜİK binaları önünde basın açıklamaları düzenledi. KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, konfederasyon adına basın açıklamasını okurken sarı sendika Memur-Sen’e de “süs biberi” diyerek tepki gösterdi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“TÜİK bugün hepimizin patronu haline gelmiştir. Yıllardır çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız zam yağmuru ortada. Gerçek enflasyon ortada. Ama iktidar hangi rakamı istiyorsa TÜİK hepimizin önüne o rakamı koyuyor. Buradan bir kez daha haykırıyoruz. Bu oranlar yaşadığımız gerçek enflasyon karşısında sefaletin ta kendisidir. Ama iktidar bu sefalet oranları ile övünmeye devam ediyor. Bozuk bir plak gibi ‘İşçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ nakaratını tekrar ediyor.

Biz kamu emekçilerinin, emekliklerin ortak hak ve çıkarlarını savunmak için üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye hazırız. Bunun için ayrım yapmaksızın tüm kamu emekçilerini, en düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırı üzerine çıkarılması için omuz omuza vermeye çağırıyoruz. Hepimizi sefalette eşitlemeyi hedefleyenlere artık yeter demenin vakti çoktan gelmiştir.”

TÜİK SARAY’IN EMİR ERİDİR

Birleşik Kamu-İş de TÜİK binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada “TÜİK, matematik dehalarının bile akıl sır erdiremeyeceği bir hesaplama yöntemine sahip. Her gün her anlamda eksiye giden ekonomiden artı sonuçlar çıkarmaya, 2 ile 2’yi topladığında Saray kaç çıkmasını istiyorsa ona göre sonuç yazmaya devam ediyor” denildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Biz kamu emekçilerinin aldığı maaşın yaklaşık 3’te 1’i kiraya, 3’te 1’i gıdaya 5’te 1’i ulaşıma gidiyor. Hiç var olmamış marketlere gidip asla o fiyata bulamayacağınız ürünleri alıp enflasyon sepetine koyuyor. Sonuç ortada. 2024 yılında yapılan gerçek zam oranı yüzde 37,1’dir. 2024 yılı için TÜİK’in enflasyon oranı yüzde 44,38’dir. Sözün özü, kamu emekçisinin aldığı ücret, hayali enflasyon oranına bile ezdirilmiştir.

Yani kamu emekçisi açlığa, yoksulluğa göz göre göre itiliyor. Bu tablo günden güne ağırlaşırken, gerçekleri çarpıtmak için imdada TÜİK yetişiyor. TÜİK sahneye çıktı ve ona verilen görevi yaptı. Sırada adı TİS görüşmesi olan ve bugüne dek danışıklı dövüşten ibaret olan süreç başlayacak. TÜİK rakamlarının doğru olmadığını, pazardaki marketteki fiyatlarla arasında uçurum bulunduğunu, gerçekçi bir hesaplama yapılacaksa bunun ancak doğru rakamlarla yapılacak!”

GERÇEK ORAN TEZGÂHLARDA

DİSK yönetici ve üyeleri, enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını belirterek dün TÜİK önünde "Gerçekleri açıkla, ekmeğimizle oynama" dedi. Eylemde "insanca yaşamak istiyoruz", "sosyal devlet, sosyal adalet" "inadına DİSK, inadına sendika" ve "sefalete teslim olmayacağız" sloganları atıldı.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu enflasyon madde sepetine ilişkin verileri 2 yılı aşkın süredir açıklamayan TÜİK’e tepki göstererek, "Bütün davaları kazanmamıza rağmen TÜİK yargı kararlarını, Anayasa’yı ayaklar altına alarak bu verileri açıklamamakta ısrar ediyor. Bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. TÜİK’in yasaları, haklarımızı yok sayan bu anlayışını kabul etmiyoruz" dedi.

BU ÜCRETLERE YÜKSEK DENEMEZ

Yurttaşların gerçek enflasyonu, elektrik ve su faturalarında, pazarda gördüğünü ifade eden Çerkezoğlu, 2025’in ilk yarısında açıklanan resmi rakamlarla bile ücretlerin alım gücünün hızla gerilediğini vurguladı.

Çerkezoğlu, "Milyonların geliri enflasyon karşısında eridi, büyümeden pay alamadı. Buna rağmen iktidar, hâlâ ‘asgari ücret yüksek’ yalanına sarılıyor. Oysa asgari ücret yılın sadece ilk beş ayında bile TÜİK’in baskılanmış enflasyonuna göre 3 bin 336 TL eridi" dedi.

Halka reva görülen: Emekliye açlık sınırının yarısı, kamu emekçisine enflasyonun altı -soL-

TÜİK’in makyajlı enflasyon verilerini esas alan hesaba göre emekliler yüzde 16,67, kamu emekçisi ve emeklileri yüzde 15,56 oranında zam alacak. Emekliler açlık sınırını, kamu emekçileri yoksulluk sınırını yine aşamayacak.

Haziran ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla birlikte milyonlarca emekli ve kamu emekçisinin Temmuz zammı da belli oldu.

TÜİK’in açıkladığı resmi verilere göre altı aylık enflasyon yüzde 16,67 olurken, kamu emekçilerine ve kamu emeklilerine yapılan zam Memur-Sen'in imzaladığı toplu sözleşme gereği yüzde 15,57 ile sınırlı kaldı. Yani 4,5 milyon kamu emekçisi ve 3,5 milyon kamu emeklisi yine enflasyonun gerisinde bırakıldı.

Üstelik bu zam oranları, çarşı-pazardaki gerçek fiyat hareketlerinin çok gerisinde kalan TÜİK verilerine göre belirlendi.

Emekliye yüzde 16,7, asgari ücrete sıfır zam

SGK ve Bağ-Kur emeklileri ise enflasyona endeksli olarak yüzde 16,67 zam alacak. Böylece en düşük 14 bin 469 lira alan bir emekli, 16 bin 880 lirata ulaşan yeni maaşıyla hâlâ açlık sınırının 10 bin lira altında yaşamaya çalışacak. Türk-İş verilerine göre Haziran 2025 itibarıyla açlık sınırı 26 bin 115 liraya yükselmiş durumda.

Asgari ücretliler içinse tablo daha da vahim. Temmuz ayında herhangi bir ara zam yapılmayacağı belirtildi. Bu kararla birlikte yılın ikinci yarısında milyonlarca işçi enflasyona karşı tamamen korumasız bırakıldı.

Sosyal yardımlar da enflasyona mahkum

Kamu emekçileriyle birlikte sosyal destek ödemeleri de yüzde 15,57 oranında artırıldı. Buna göre evde bakım yardımı 11 bin 701 liraya, 65 yaş aylığıysa 5 bin 390 liraya yükseldi. Yüzde 70 ve üzeri engellilere verilen aylık da 6 bin 455 lira olarak belirlendi. Bu rakamların tamamı da, güncel açlık ve yoksulluk sınırlarının oldukça altında.

Enflasyonda ibrenin yönü değişebilir

TÜİK’in Haziran ayı verilerine göre aylık enflasyon yüzde 1,37 olarak açıklandı. Beklentilerin altında gelen bu rakamda gıda ve giyim kalemlerinin geçici etkisi belirleyici oldu. Çekirdek enflasyon eğilimiyse yeniden yukarı döndü, üç aylık ortalama yüzde 33’ten yüzde 35,6’ya yükseldi. Hizmet kalemlerinde de yukarı yönlü baskı devam ediyor.

Üretici fiyatlarındaki artış da dikkat çekici. Üretici maliyetleri yükselmesine rağmen henüz tam olarak fiyatlara yansımış değil. Bu yansımalar başladığında, manşet enflasyonda da yeni sıçramalar kaçınılmaz olacak.

ÖTV zamları yolda

Temmuz ayıyla birlikte benzine 2,26 lira, motorine 2,12 lira, LPG’ye ise 97 kuruşluk zam geldi. Bu artışın arkasında, otomatik ÖTV güncellemesi bulunuyor. Aynı ay içinde doğalgaz ve köprü geçişlerine de yeni zamların gelmesi bekleniyor. Bu koşullarda Merkez Bankası’nın “yıl sonu yüzde 29” hedefine ulaşmak için aylık enflasyonu yüzde 1,7’de tutması gerekecek. 

TKP: Patronlar rekor kâr açıklarken bu zamlar meydan okumadır

Milyonları yoksulluğa mahkum edecek zamlara tepki Türkiye Komünist Partisi'nden geldi. Patronların son dönemde rekor kârlar elde ettiği hatırlatan açıklamada söz konusu rakamların halka karşı bir "meydan okuma" olduğu kaydedildi.

Açıklamanın ilgili bölümü şöyle:

"Açlık sınırının 26 bin 155 lira olduğu, yoksulluk sınırının ise 85 bin 56 lira olarak açıklandığı ülkemizde bu zam oranları emeklileri ölüm sınırına itmek, milyonlarca emekçiyi de yoksulluğa hapsetmek demektir.

TÜSİAD’ı, MÜSİAD’ı tüm patron örgütleri kâr rekorları ilan ederken emekçilerle alay eden bu veriler ve zam oranları halka yönelik açık bir meydan okumadır.

Onların servetleri katlansın diye emekçilere kölelik koşullarını dayatan bu düzenden soracak bir hesabımız var.

Bu hesabı soracak olanlar bizleriz; bu ülkenin emekçileri, emeklileri, yoksulları, gençleri…

Bu ülke bizim alınterimiz üzerinden zenginleşen bir avuç patronun değil, bizim ülkemiz.

Bize ait olanı almak, insanca ve eşitlikçi bir düzende yaşamak için bu düzene karşı yan yana gelmek, örgütlenmek zorundayız.

(https://x.com/tkpninsesi/status/1940696662654988684) 

tkp.org.tr/Gonullu/

                                                                        ***


EVRENSEL "Köşebaşı +Gündem" -4 Temmuz 2025-

Özelleştirme çetesi ormanları yakıyor -Evrensel Manşet-

İzmir’deki orman yangınlarının nedeni bakım yapılmayan elektrik hatları. Özelleştirme sonucu denetimsiz kalan şirketler, maliyet kısarak ormanları ve yaşamı tehdit ediyor.

Orman yangınları sürüyor. Foça ve Seferihisar’ın ardından önceki gün Çeşme, dün Ödemiş, Antalya, İstanbul… Yangınlar can alıyor, ulaşımı aksatıyor, mahalleler, köyler tahliye ediliyor. Ödemiş’te bir işçi yangınla mücadele sırasında, bir yurttaş da evinde yanarak can verdi. İzmir valisi, kentteki tüm yangınların elektrik hattından kaynaklandığını açıkladı.

Elektrık Mühendisleri Odası Başkanı Mahir Ulutaş, elektrik dağıtım özelleştirmelerine dikkat çekiyor: “Şirketler hatlarda bakım yerine maliyet hesabı yapıyor. Personel yetersiz, denetim yok.” Resmi veriler de bu yönde. Yangınla kaybedilen ormanlık alanların yüzde 20’sinde ‘fail’ nakil hatları. Çeşmeli yurttaşlar da “Teller eski, rüzgar kuvvetli, yatırım yok” diyor.

Ege’de elektrik dağıtım tekeli olan Aydem Grupa ait GDZ Elektrik’in sicili kabarık. Geçtiğimiz yıllarda Marmaris ve Datça’da yaşanan büyük orman yangınları bu şirketin sorumluluğundaki hatlardan kaynaklanmıştı. İzmir Alsancak’ta da iki yurttaş bu şirketin açıkta bıraktığı kablolar nedeniyle can vermişti. Grup, 2 termik, 20 hidroelektrik, 3 rüzgar, birer de jeotermal ve hibrit olmak üzere 27 elektrik santralinin sahibi ve AKP’li yıllarda aldığı ihalelerle büyümesi dikkat çekiyor.

                                                       ***

Ormanlar yanıyor, işçiler ölüyor -Deniz İpek-

Türkiye’de resmi verilere göre 2021-2024 yıllarında yıllık ortalama orman yangını sayısı 2 bin 500’ün üzerine çıktı. Orman yangınları hem ekosistemi hem de insan sağlığını ciddi oranda tehdit ediyor. Ormanları yağmalayan maden ve enerji tekellerine milyarlarca lira teşvik veren, istedikleri yasaları çıkaran iktidar, ormanları bir doğal varlık olarak değil de paraya ve belli çevreler için imtiyaza dönüştürebileceği bir arazi olarak görüyor ve bu anlayışla yönetiyor, canları pahasına orman yangınlarını söndürmeye çalışan işçilere sefaleti reva görüyor.

Eksik personelle, 24 saat kesintisiz yangından yangına koşan işçilere günlük 53 lira yangın tazminatı veriliyor. Orman yangınlarıyla mücadele eden işçiler aynı zamanda canı pahasına çalışırken karşılaştıkları sorunlardan işçi sağlığı ve güvenliği sorunlarına da yakından bir bakalım. Orman yangınlarıyla mücadelede organizasyon ve planlama çok önemli ve yangın söndürme planı yangına müdahaleden önce mutlaka yapılmalı. İlk müdahale sırasında yangını ve şartlarını tetkik ederken; tehlike anında işçilerin kaçabileceği yerlerin, müdahalenin can güvenliği içinde yapılabilecek noktasının tespit edilmesi gerekir.

Yangın safhalarındaki tehlikeler

*Başlangıç safhasında: Alev dili (Flame - Over) Sıcak gazlar oksijen ve sıcaklık oranını bulduklarında kısa süreli olarak alev dili şeklinde yanarlar. Bu evrede ilk dakikalarda eldeki yangın söndürme malzemeleriyle müdahale yapılırsa büyük ihtimalle yangın söndürülebilir.

*Denge safhasında: Ani tam tutuşma (Flash - Over) Yangının büyüme aşamasından tam gelişmiş yangın aşamasına geçişini tanımlar. Ormandaki yüzeyin ısınınca çıkardığı yanıcı gazların tutuşma derecesine kadar ısınması ve birden parlaması, öteki yüzeyleri de ısıtarak onların da yanmasına sebep olur. Bu durumda yakındaki herhangi bir canlının hayatta kalma ihtimali düşüktür. 

*Sıcak tütme safhasında: Yangın patlaması (Backdraft) Yangının korlaşma evresinde yangının devam etmesi için yeterli oksijen olmadığından tam yanma olmaz. Bu safhada karbonmonoksit (CO) çıkışı çok fazladır, yarım yanma, sıcak tütme devam eder. Orman içerisindeki evler depolar gibi kapalı alanlarda kapı ya da pencere açıldığında oksijenin içeri girmesiyle patlama söz konusu olur.

Yangına müdahale ortamından kaynaklanan riskler

İşçilerin üzerine ağaç devrilmesi, dal çarpması, kozalak ve dal düşmesi sonucu yaralanmalar olabilir. Söndürme çalışmalarında; arazi yapısından dolayı işçilerin kayarak dengesini kaybetmesi, taş, kaya veya başka materyal yuvarlanması da kazaya neden olan etkenler arasında. Gece çalışmalarında çalışma zorluğundan kaynaklanan düşme, dal çarpması, materyal düşmesi, işçilerin birbirlerinden çok uzakta çalışmaları sonucunda da tehlikeli durumlar söz konusu olabilir. İşçilerin birbirleriyle iletişim kurabilmesi için telsiz vb. temin edilmeli ve yalnız başına çalışmaya müsaade edilmemeli. Çok yüksek alev karşısında çalışmaya bağlı olarak ısı çarpması ve vücutta aşırı terlemeden dolayı ise sıvı kaybına bağlı rahatsızlıklar olur. Vardiyalı çalışma ve bol sıvı tüketimi sağlanmalı. Kozalakların içinde bulunan reçine, yangın sırasında eriyerek buhara dönüşür ve oluşan basınçla patlayarak uzun mesafelere fırlar. Kozalağın içindekiler patlamanın etkisiyle etrafa yayılır, bu durum da yangının daha geniş alanlara yayılmasına neden olur. Kozalak patlamasına karşı işçilerin yangını sürekli takip ederek yangın büyümeden kozalağın düştüğü yere en kısa sürede müdahale etmesi gerekiyor.

Kas iskelet sistemi rahatsızlıkları

Uzun süre ayakta çalışma, hortumların ve diğer yangın söndürme aletlerinin taşınması, ağır yük kaldırılması, indirilmesi, taşınması sırasında bel, omuz ve sırt incinmeleri meydana gelebilir. Mola sürelerinin artırılması, vardiyalı çalışma planlamaları, yük taşımanın birden fazla kişiyle yapılması, çalışanlara ergonomi eğitimleri verilmesi gibi önlemler alınmalı. İşçilerin iş yükünün ağırlığı, çalışma koşullarının zorluğu nedeniyle tükenmişlik sendromu yaşamalarını engellemeye ve travmatize olmalarını önlemeye yönelik olarak, psikolojik ilk yardım, psikososyal destek, gerektiğinde psikoterapi gibi destekleyici uygulamaların planlanması da psikososyal risklerle mücadelede önemlidir.

Gaz ve dumanlara bağlı tehlikeler

Orman yangınları esnasında CO, CO2 gibi gazlara ve dumana maruziyet söz konusudur. Orman yangınlarında çıkan dumana maruziyet; göz ve solunum yolu tahrişinden akciğer fonksiyonlarında azalma, bronşit, astım alevlenmesi, kalp yetmezliği ve erken ölüme varana kadar birçok sağlık sorununa neden olabilir.

Karbonmonoksit (CO)

Karbonmonoksit eksik yanma sonucu ortaya çıkan, öldürme potansiyeli olan ve renksiz, kokusuz, tatsız olması nedeniyle fark edilmesi zor toksik bir gazdır. Karbonmonoksit zehirlenmesi belirtileri:

Aşırı yorgunluk, huzursuzluk

* Grip belirtileri

* Bulantı

* Kusma, baş dönmesi, karıncalanma

* Cilt ve tırnaklarda kısa süreli kiraz kırmızısı renk değişimi

* Göğüs ağrısı, çarpıntı hissi, tansiyon düşüklüğü

* Solunum durması, kalp durması, koma

Karbondioksit (CO2)

Karbondioksit, sera gazı etkisi olan basit boğucu bir gazdır. CO2 miktarının artması oksijeni (O2) azaltacağından solunum sayısı ve sıklığı artar.

*Boğucu etki CO2 fazlalığından çok, O2 azlığından görülür. Maruz kalan kişinin derhal ortamdan uzaklaştırılıp oksijeni yeterli bir yere götürülmesi gerekir.

* Orman yangınıyla mücadele sırasında yoğun dumana maruz kalındığında dumandan boğulmamak için yardım gelene kadar eğilerek ve sürünerek hareket edilmeli, ağız ve burun ıslak bez ya da mendille kapatılarak nefes alınmalıdır.

* Orman yangınları esnasında çıkan dumana maruziyetin azaltılması için idari tedbirler kapsamında vardiyalı çalışma yöntemleri planlanmalı ve uygun mobil oksijen desteği sağlanmalı, taşınabilir su torbası veya mataralar, uygun alev geciktirici kıyafet, maske, gözlük, bot, baret, eldiven, solunum koruyucular vb. standardına uygun kişisel koruyucu donanımlar (KKD) verilmeli.

                                                         /././

Ödemiş yangını -Yangına müdahale eden kepçe operatörü İbrahim Demir hayatını kaybetti

İzmir’in Ödemiş ilçesinde devam eden yangında, söndürme çalışmaları sırasında kepçe operatörü İbrahim Demir hayatını kaybetti.

İzmir’in Ödemiş ilçesi Tosunlar Mahallesi'nde devam eden yangında, söndürme çalışmaları sırasında alevlerin arasında kalan kepçe operatörü İbrahim Demir'in de hayatını kaybetmesiyle can kaybı 2'ye yükseldi.

İzmir’in Ödemiş ilçesi Tosunlar Mahallesinde dün akşam 21.05'te henüz belirlenemeyen bir nedenle başlayan orman yangını devam ediyor.

Yangına ilk müdahale 21.15'te İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne ait 35 arazöz, 9 su ikmal aracı ve 4 dozer ile müdahaleye başlanmış ve gün doğumu ile birlikte yangın söndürme çalışmalarına 2 uçak ve 9 helikopter dahil edilmişti.

Kontrol alma çalışmaları devam eden yangın nedeniyle iki köy tamamen tahliye edildi. Köseler ve Üzümler Köyü'nün tahliye çalışmaları ise devam ediyor.

Öte yandan yangınla mücadele amacıyla Konya’dan görevli olarak Köseler Köyü’ne gönderilen kepçe operatörü İbrahim Demir’in yangının köye ulaşmasını engelleme çalışmalarında görev aldığı ancak kepçenin bir anda alevlerin arasında kalması sonucu hayatını kaybettiği öğrenildi. 

Yaklaşık 21 saattir devam eden yangın nedeniyle Tosunlar Köyü’nde yaşayan 81 yaşındaki İbrahim Erkan da dumandan etkilenerek hayatını kaybetmişti.

Bakan Yumaklı'dan orman işçisi için başsağlığı mesajı 

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, İzmir'in Ödemiş ilçesinde devam eden orman yangınında görevi sırasında hayatını kaybeden orman işçisi İbrahim Demir için başsağlığı mesajı paylaştı. Yumaklı, yangın bölgesinde yaralanan şoför Ragıp Şahin'e de şifa diledi.

Yumaklı, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, "Orman işçimiz İbrahim Demir, İzmir Ödemiş’teki yangında yeşil vatanı korumak için mücadele verirken şehit olmuştur. Yeşil Vatan’ı canı pahasına savunan kardeşimize Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabır diliyorum. Orman camiamızın ve milletimizin başı sağolsun. Aynı yangın bölgesinde yaralanan şoför Ragıp Şahin kardeşimize de acil şifalar diliyorum." ifadesini kullandı.

Tahliye edilen mahalle sayısı 4'e yükseldi

Rüzgarın da etkisiyle hızla yayılan yangın, Suçıktı Mahallesi'ne ulaştı. Tosunlar, Suçıktı, Köseler Mahalleleri tedbir amaçlı tahliye edilmişti.

Alevlerin ulaştığı Üzümlü Mahallesi de tahliye edildi. Böylece bölgede tedbir amacıyla tahliye edilen mahalle sayısı 4'e yükseldi. 

                                                          ***

Özelleştirme çetesi, ormanları yakıyor -Vural Nasuhbeyoğlu-

Peş peşe yaşanan yangınlarda ormanlar kül oluyor, insanlar ölüyor. Elektrik dağıtımını alan şirketler hatlarda bakım yerine maliyet hesabı yapıyor. Ormanları özelleştirme yakıyor.

Türkiye, her yaz olduğu gibi korkunç orman yangınları yaşıyor. Biri bitmeden diğeri başlayan yangınlarda ormanlar kül oluyor, evler yanıyor, canlılar ölüyor. Yangınların büyük çoğunluğu ise elektrik hatlarından kaynaklı. Özelleştirme ile elektrik dağıtım işinin verildiği şirketler daha fazla kâr uğruna yetersiz personelle çalışıp, elektrik nakil hatlarında bakım onarım yapmaktan kaçınıyor. İzmir Valisi, Foça, Ödemiş ve Seferihisar’da olduğu gibi Çeşme’deki yangının da elektrik hattından çıktığını söyledi. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Başkanı Mahir Ulutaş ise yangınların özelleştirmelerin sonucu olduğuna dikkat çekti. Çeşmeli yurttaşlar da yıllardır bölgede elektrik kaynaklı sorunlar yaşandığını söylüyor.   

Çeşme otoyolu kapatıldı

Çeşme’de Ildır Mahallesi yakınlarındaki tarım arazisinde başlayıp ormana yayılan yangını yerleşim yerlerini hatta otoyolu bile vurdu.  Gece tedbir amaçlı İzmir-Çeşme kara yolu ulaşıma kapatılırken gündüz alevler otoyola ulaştı. Yerleşim yerleri tahkiye edildi, çok sayıda ev yandı. İzmir Valisi Süleyman Elban, yangının elektrik hattından çıktığının değerlendirildiğini söyledi.

Yangın 2 can aldı

Çeşme’deki yangın söndürülemeden Ödemiş’te yangın başladı. Manastır mevkisinde ormanlık alanda başlayan yangın, yerleşim yerlerine sıçradı. İlçede 3 mahalle boşaltılırken yanan bir evde yatalak olduğu öğrenilen 80 yaşındaki İbrahim Erkan’ın cansız bedenine ulaşıldı. Konya’dan İzmir’e yangınlara müdahale için gelen orman işçisi İbrahim Demir'in de alevler arasında kalarak can verdiği öğrenildi.

EMO: Özelleştirmenin sonuçlarını yaşıyoruz

TMMOB’ye bağlı Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Başkanı Mahir Ulutaş, her sene elektrik hatları kaynaklı orman yangınları yaşandığını hatırlatarak bu yüzden yaz mevsimine girmeden yapılması gerekenler konusunda uyarı yaptıklarını söyledi. Elektrik dağıtımı kamudayken bu tür yangınların daha az yaşandığına dikkati çeken Ulutaş “Çünkü bir birikim ve yeterli personel vardı” dedi.  Bir orman bölgesinden enerji nakil hattı geçecekse hat boyunca ormanın temizlenerek kıvılcım düştüğünde sıçramaması altının betonlanması, yaz-kış döngülerinde bağlantılarda yaşanabilecek gevşemelere, kopmalara karşı düzenli takip ve kontrollerin yapılması gerektiğini dile getiren Ulutaş “Bugün teknoloji de bu kontrolleri kolaylaştırıyor. Hatlar boyunca dronelar ve yapay zeka uygulamalarıyla bu hatların ısısını kontrol etmek çok kolay. Bu imkanlar yokken bile eskiden kamu, uzman mühendis ve teknisyenlerin kontrolünde bu işleri yapıyordu” diye konuştu.

‘Bakım yerine, maliyet hesabı var’

Özelleştirmelerle beraber şirketlerin bu bakımları birer maliyet kalemi gördüğünü, ayrıca özel şirketlerin teknik altyapısı, bu işi yapacak yeterli sayıda mühendis ve teknisyen çalıştırmadıkları için bu bakımların hakkıyla yapılmadığına vurgu yapan Ulutaş “Elektrik dağıtımı kamudayken bu kontroller orman bölge müdürlükleriyle koordineli şekilde yapılıyordu” ifadelerini kullanarak önlem alınmadığı sürece bu yangınların ne yazık ki yaşanacağını söyledi.  Enerjiyi ormandan geçirmenin zorunluluk olduğunu dile getiren Ulutaş  “Geçişi bir zorunluluk ama kontrollü ve düzenli bakım yapılarak işletilmeleri lazım” dedi.

‘Hatların kontrolü yapılmıyor’

Şehirlerin elektrik dağıtımları özelleştirilerek şirketlere verilse de altyapının aslında kamu malı olduğuna işaret eden Ulutaş “İşletme hakkı devir yöntemiyle özel sektöre veriliyor. Dolayısıyla hâlâ bir kamu altyapısı var. Bunu da denetleyecek olan kamu kurumu TEDAŞ’tır. Bu denetimlerin yapılması lazım. Ama yapılmıyor. TEDAŞ’ın da bölgelerdeki personel sayısı çok sınırlı. TEDAŞ’ın GDZ AŞ’ye ‘Hatların kontrollerini yaptın mı?​’ diye sorması gerek” çağrısını yaparak özelleştirmenin elektrik kaynaklı yangınların artmasında ciddi bir etkisi olduğunu söyledi. İklim krizi, küresel ısınma, daha kurak ve sıcak geçen yazların da yangınların artmasında etkisinin olduğunun altını çizen Ulutaş “Dolayısıyla daha çok önlem alınması, kontrol ve özen gerekli. Yeni teknolojilerle 24 saat enerji nakil hatlarının güvenliğini ve kontrolünü sağlamak mümkün” dedi.

‘Şirketlere yaptırım yok’

Türkiye’de şimdiye kadar elektrik dağıtım şirketlerine sebep oldukları orman yangınları konusunda yaptırım yapıldığına dair ellerinde herhangi veri ve duyum olmadığına dikkati çeken Ulutaş “Zaten elektrik kaynaklı yangınlar da genelde biz mücbir sebep (Kontrol edilemeyen) olarak görülüyor. Halbuki öyle değil. İyi bir bakımla, teknolojik altyapı ve düzenli kontrollerle bunu en aza indirmek mümkün. Dolayısıyla bu yangınlar özelleştirilmenin dolaylı bir sonucu aslında. Elektrik hatları kaynaklı yaşanan orman yangınları özelleştirmenin sonucudur” diye konuştu.

‘Teller eski, rüzgar kuvvetli, bakım yok’

Çeşme’deki evleri yangından kıl payı kurtulan, korkunç anlara hem müdahale etmeye çalışan hem de tanıklık eden Emekli Hemşire Güler Nasuhbeyoğlu, Ildır Mahallesi’ne 6 yıl önce taşınmış. Taşındıkları zaman eve gelen elektrikçinin ‘abla elektrik telleri, hatları çok eski’ diyerek kendilerini uyardığını anlatan Nasuhbeyoğlu “Bundan bir yıl önce de alt sokaktaki komşumuzun oradaki elektik hattından yangın çıktı, ucuz atlatıldı. Buna rağmen şirketin bir yenileme veya bakım yaptığını görmedik” dedi. Elektrik dağıtımını üstlenen GDZ Elektrik’in sadece para topladığını, yatırım, bakım yapmadığını, sorun yaşandığında muhatap bulmakta zorlandıklarını dile getiren Nasuhbeyoğlu, bölgede sık sık elektrik kesintisi yaşandığını da dile getirerek ekledi: “Bundan 15 gün önce yanımıza gelen KOAH hastası olduğu için makineye bağlı olması gereken eniştem bu yüzden geri dönmek zorunda kaldı” ifadelerini kullanarak teller eski, rüzgar kuvvetli, sürtünme ve kopmanın çok yaşandığını söyledi. 

Hat kaynaklı yangınlar artıyor

Orman Genel Müdürlüğünün verilerine göre yangınların yüzde 4’ü elektrik nakil hattı kaynaklı, ancak yanan ormanlık alanların yüzde 20’si elektrik nakil hattı kaynaklı. Muğla Orman Bölge Müdürlüğünün 2021 senesine ilişkin raporu, 2021’de Türkiye’yi kasıp kavuran orman yangınlarında enerji nakil hatlarının etkisini gösteriyor. Rapora göre 2021’de yanan 118 bin hektarlık alanın 52 bin hektarı Aydın-Muğla bölgesinde. Bu 52 bin hektarın ise neredeyse dörtte biri, 13 bin hektarlık alan enerji nakil hatları kaynaklı olarak yandı. 2021’de yanan ormanların yüzde 26.8’i de bu nedenle kül oldu. Ayrıca rapora göre enerji nakil hattı kaynaklı yangın oranı her sene artıyor.

Şirketin sicili kabarık

Türkiye’de 21 farklı bölgede tekel haline getirilmiş elektrik dağıtım şirketleri elektrik dağıtım işini yapıyor. İzmir ve Çeşme’nin de elektrik dağıtım hizmetleri GDZ (Gediz EDAŞ) Elektrik Dağıtım AŞ tarafından sağlanıyor. Şirket, Aydem Grupa ait. Muğla, Aydın ve Manisa’da da elektrik dağıtım faaliyetleri yürütüyor.  Aydem Grup iki termik santral, yirmi hidroelektrik santral, üç rüzgar, birer jeotermal, hibrit elektrik santralinin de sahibi. Şirket, AKP’li yıllarda aldığı ihalelerin ardından büyümesiyle dikkat çekiyor. Kamudan milyarlarca liralık teşvik alan şirketin sicili ise parlak değil. Geçtiğimiz yıllarda Marmaris ve Datça’da yaşanan büyük orman yangınları da şirketin sorumluluğundaki elektrik hatlarından çıkmıştı. Öte yandan şirket bünyesinde ağır çalışma koşulları nedeniyle çok sayıda işçi de iş cinayetlerine kurban gitti. Yine şirketin sorumlu olduğu İzmir’de açıkta bırakılan kabloların neden olduğu elektrik çarpması sonucu 2 kişi can verdi.

Yangın ve kurbağa meseli -Nuray Sancar-

TBMM Genel Kurulunda ormanlık alanları yerli yabancı maden şirketlerinin talanına açan ‘iklim kanunu’ tartışılırken Manisa-İzmir hattında, İzmir’in ilçelerinde, halkın zeytinliklerini korumak için direndiği Hatay’da her ne hikmetse durdurulamayan yangınlar çıktı. Basın yangın söndürme araçlarının yetersizliği, geç müdahale, piknikçilerin bıraktığı mangal közü, yanık sigara, poyraz etkisi gibi konu başlıklarıyla tartışırken yerleşim yerlerine kadar genişleyen yangın çok sayıda insanı evsiz, orman canlılarını ekosistemsiz bıraktı. Aynı anda çıkan çok sayıda yangının yol haritasının maden şirketleriyle veya örneğin Akhisar- Kemalpaşa hattındaki sanayi kompleksleşmesiyle ilgili kentsel dönüşüm planını, zeytinlik yasasının kapsamını izleyip izlemediğini meslek örgütleri de herhalde araştıracaktır.

Ne var ki bu yaşadığımız dönemde tutuşan sadece ormanlar değil. Devletin bütün olanaklarını, güvenlik mekanizmasını; orduyu, polisi, jandarmayı, medyanın yüzde 90’ını elinde tutan Saray iktidarı tek gücü alanlarda, fabrikalarda, sokaklarda kurduğu kürsü olan kesimlere yönelik baskı ve şiddetiyle siyasal alanı da bir yangın yerine çevirdi.

Son bir hafta içinde İzmir’in Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de dahil olduğu 130 kişinin gözaltına alınması, Özgür Özel için fezleke hazırlanması, Onur Yürüyüşü’nü engellemek için kentin merkezinin kuşatılması, kamu emekçilerine dayatılan düşük zam, emekli maaşlarını aşağı çekmek için açıklanan TÜİK enflasyon verisi ve nihayet Leman’ın son sayısını protesto etmek için 2 Temmuz anma ve protesto eylemlerinin arifesini bekleyen bir güruhun derginin önünde şeriat sloganları atması alevlerin ne kadar harlandığının son kanıtları arasında. İmamoğlu’nun hapiste tutulmasının yüzüncü gününde Saraçhane’de toplanan kalabalığa miting sonrasında uygulanan şiddeti ve gözaltıları da listeye eklemek gerekiyor.

Ülkenin iktisadi haritasını şirketlere tanınan ayrıcalık ve himmetlerle siyasi haritasını ise muhalefeti ezerek dönüştürmeye çalışan ve ancak majestelerinin muhalefetini yaratırsa rahatlayacak olan tek adam rejiminin direksiyonundaki güç, karşısında biriken tepkiyi değersizleştirmek için hurafeden yalana, olmamış şeyleri olmuş gibi göstermeye, iftiraya ve hukukla oynamaya devam ediyor. Muhalefetin elindeki belediyeleri kriminalize ederken, LGBT’leri aile düşmanı ilan ederken, ekmek parası için mücadele edenleri henüz sesi çıkmayan toplumun diğer kesimleriyle karşı karşıya getirirken hakkında konuştukları sayesinde kendisini mütemadiyen konuşturmuş oluyor. Daha kaç dönem gideri olduğunu, koltukta ne kadar oturması gerektiğini medyadaki ve siyasi aparatçiklerine tartıştırıyor. Bu psikolojik savaşın hedefi, kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın kendi kaderi üzerinde söz sahibi olamayacağına, dediğim dedik bir iktidarın ‘Bu can bu bedende kaldıkça’ süreceğine ikna olmuş, sinik bir halk yaratmak. Öğrenilmiş çaresizlik duygusu yaratmakta 23 yılda ustalaşmış iktidarın derinleştirmeye çalıştığı patikayı asfaltlamak için olağanüstü çaba harcadığı görülüyor.

Altın, gümüş, bakır, çinko, linyit ve daha birçok madenle şirketleri ihya etmek; onlara enerji santralleri için alan açmak, sahil bölgelerini yandaş turizmciler için boşaltmak, saray harcamalarından vazgeçmezken dış ticaret açığını kapatmak için halkın cebine el atmakla sürdürülen bir sınıf savaşı bu. Gerekirse poyrazı arkasına alan bir Poseidon gibi doğa olaylarını yönetmeye, depremi lütuf saymaya, ormanların cayır cayır yanmasına seyretmeye yönelebilir.

Kürsüden ve sözden, grevden ve eylemden, ısrardan ve gerçeklerden başka bir seçeneği olmayan kitlelerin kalabalıklaştıkça artan öz güveni, küçük-büyük kazanımları, emekçilerin demokratik haklarına sıkı sıkı sarılmaları, yasaklamaları tanımamaları ve daha önemlisi öğrenilmiş çaresizliğe prim vermemeleri; karşısındaki birliği yenmekten başka bir derdi kalmamış iktidarın en büyük korkusu haline geldi.

Cezaevi, gözaltı, biber gazıyla, kitlesel tutuklamalar ve bir karikatür için seferber edilen güruhlarla korkutularak dağıtılmak istenen meydanlardan her şeye rağmen yükselen ‘Birleşe birleşe kazanacağız’ çağrısı günün en önemli sloganı haline gelmişse iktidarın sürekli kendi bekasını konuşturarak inşa etmeye çalıştığı geleceği büyük bir meydan okumayla karşı karşıya demektir.

Her şeye hazır olmak gerekir. Seçimleri alavere dalavere ile bile kazanma şansı olmadığında zaten elindeki iktidarı kaybetmemek için, çıkarları halkın yoksullaşmasından ve baskı altına alınmasından geçen sermaye gücünü arkasına almış bir iktidarın yapabileceği her şeyi yapacağı her gün kanıtlanıyor. Erdoğan ‘alışacaklar’ sözünü sadece ‘Ne derlerse desinler yapacağız’ dediği Kanal İstanbul için söylemiyor.

İktidar mekanizması, altındaki ısı artırılarak yakılan kurbağa muamelesi yapıyor. Sıcaklık yakan bir ateşe dönüşmüş durumda. Birleşe birleşe kazanmak için altında ateş yakılan o sac levhayı devirmek gerekir. Bölünmeyi, halkın bir kısmını diğerine kışkırtan propagandayı boşa çıkarmak, hep birlikte örgütlenmek gerekir. Halkın gücü birliğindedir çünkü.

                                                        /././

EVRENSEL

                                                           


        

                                                          

Erdoğan’a 55.479 TL, emeklilere 2.412 TL - Erdoğan Süzer / SÖZCÜ -

Cumhurbaşkanı Erdoğan 55 bin 479 lira, Bakan Mehmet Şimşek 51 bin 821 lira, memur 6 bin 677 lira, emekli Hasan amca ise 2 bin 412 lira ara zam alacak. Asgari ücretliye ise zam yok.

TÜRKİYE İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 6 aylık enflasyonu yüzde 16.67’de kaldı. Bu enflasyonla temmuzdan itibaren memur ve memur emeklilerine yüzde 15.57, işçi, esnaf ve çiftçi emeklilerine yüzde 16.67 oranındaki zam kesinleşti. Yeni zamla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aylık geliri 55 bin 479 lira, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in aylık geliri 51 bin 821 lira artacak. Temmuz zammından en düşük emeklinin payına ise sadece 2 bin 412 lira zam düştü.

Memur ve memur emeklilerinin yüzde 15.57’lik zammının yüzde 10.07’si enflasyon farkından, yüzde 5’i toplu sözleşme zammından oluşuyor. Bu zamla birlikte 42 bin 882 lir alan en düşük memurun maaşı (bekar, sendikalı) temmuz itibariyla 6 bin 677 TL zamla 49 bin 558 liraya çıktı. En düşük memur emeklisinin aylığı da 3 bin 47 lira artışla 22 bin 617 lira yükseldi, asgari ücreti geçti.

ASGARİYE KURUŞ ZAM YOK

İşçi, esnaf ve çiftçi emeklilerine yapılacak yüzde 16.67 zamla halen 14 bin 469 lira olan en düşük emekli aylığı 2 bin 412 lira artacak ve 16 bin 881 liraya çıkacak. Bu zammı yapmak için yeniden kanun çıkarılacak. Yeni zamla birlikte aylığı 18 bin 946 lira ve üzerinde olup asgari ücretin altında kalan tüm emekliler asgari ücreti geçmiş oldu.

En düşük işçi emeklisinin dul eşinin aylığı 12 bin 542 lira, yetim evladının aylığı 4 bin 180 lira oldu. Milletvekillerinin dul eşi 111 bin 841 lira, yetim evladı 37 bin 281 lira aylık alacak. Asgari ücret zammı komisyonla belirlendiği için bu zamlardan asgari ücretliye kuruş bile düşmedi.

Zammın kaymağı üst düzeye gitti

Bu yıl yapılan düzenlemeyle Cumhurbaşkanı maaşı, ‘TBMM Başkanı maaşının yüzde 5 fazlasına’ endekslenerek otomatik zamma dahil edilmişti. Yeni zamla Erdoğan’ın maaşı 252 bin 227 liraya, emekli vekil aylığı da 149 bin 121 liraya çıktı. Böylece Erdoğan’ın toplam aylık geliri 55 bin 479 lira artarak 411 bin 800 lira oldu. Yeni zamla bakan maaşı 235 bin 527, milletvekili maaşı 229 bin 676, milletvekili emeklisi aylığı 149 bin, emekli aylığı da alan vekillerin geliri de 379 bin TL oldu.

Erdoğan Süzer / SÖZCÜ 

Öne Çıkan Yayın

EVRENSEL "Köşebaşı + Gündem" -6 Temmuz 2025-

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Cangül Örnek: “Türkiye uzun erimli bir seçimsizleştirme sürecinde”- Elif Ekin Saltık- Siyaset Bilimci Cangül Örnek...