Bu sefer bizim mahallede bayraklar cumadan asılmaya başladı. Mecidiyeköy’deki yolların kenarına da Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın dev afişleri yapıştırılmış.
Afişlerde gençliğin Atatürk’ün hedeflerine ulaşacağı yazıyor.
***
Türkiye kimlik bunalımında.
İnsanların kimlikleriyle ilgili ciddi sorunları var. Devlet-vatandaş ilişkisi bu durumun sadece sonucu, sebebi değil.
Aile içinde de roller altüst olmakta. Yol yordam bilmek diye tarif edilen tutum yok oluyor.
Nispeten genç bir ulus olmak, ümmet iken ulus devlet vatandaşına dönüşmenin bilinen bilinmeyen tüm zorluklarını omuzlarında taşımak...
Göçmenlerden oluşan bir topluluk... Ve bu sadece Rumeli’den ya da Kafkasya’dan gelmiş olmayı içermiyor. Türkiye halen büyük bir iç göç ülkesi ve bunun ağır ruhsal sarsıntılarını yaşıyor.
Kabul edelim ki eğretilik var üzerimizde. Bunun içindir ki tutamadığımız değerler avucumuzun içinden akıp gitmekte...
Üzerine üç beden büyük elbise giydirilmiş korkuluk hali...
Ya da tam tersi, iki yakası bir araya gelmeyen giysilerin içinde cendereye sıkışmışlık.
Değerler oturmayınca da haliyle kıymet bilmezlik...
***
Kendine saygın olmayınca kimi sayacaksın?
Kim tedavi edecek bizi?
Savaş ve terör tuzu biberi...
Reyhanlı’daki vahşetten sonra ruhsal çöküntüye girmemek kolay mı?
Cinayet mahallinde yaşıyorsunuz, kopmuş kollar bacaklar uçuşuyor havada.
Tüm seanslarda gerilim filmi, başka seçenek yok!
Saygın ve kimlik sahibi bir medyanın bu görüntüleri zaten yayınlamaması gerekir.
New York’ta iki gökdelen yerle bir olduktan sonra siz hiç Amerikan medyasında ceset parçaları gördünüz mü?
Yayınlamazlar, çünkü onlar ülkelerini ve insanlarını severler, vatanperverdirler, bizim gibi sansasyoncu değil.
Bize ise yasak gerekir. Bu yüzden haberin kendi de, özü de güme gider.
Cumhuriyet dışında bu tür kanlı fotoğraflara itibar etmeyen yayın organı yok gibidir bu koca ülkede.
Neden?
Çünkü bu gazetenin değerleri oturmuştur.
Kıymeti bilinmez, o başka.
***
İçinden geçtiğimiz tuhaf dönemin bitiminde Atatürk’ün değerinin daha iyi anlaşılacağına inanıyorum.
Aidiyet sorunuyla kıvranan kimlik bunalımındaki araştırmacıların pabucu da dama atılacak.
Kendiliğinden, sessiz bir uyanış var ufukta görünen.
Yarın Gaziantep’te Atatürk Evi Müzesi açılıyor. Müzenin bulunduğu Bey Mahallesi, Atatürk’ün nüfusa kayıtlı olduğu yer. Atatürk’ün Gaziantep’i ziyaret ettiğinde yattığı demir karyola da müzeye bağışlanmış.
Müzeye dönüşen binayı Sanko Holding’in sahibi Konukoğlu ailesi Atatürk Evi yapılması koşuluyla belediyeye bağışlamış.
Bu akşam da Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi’nin açılışında oradaki Atatürk’ü göreceğiz.
Çok yakında Türkiye’de de müzeler arası koleksiyon değiş tokuşu başlarsa şaşırmayalım. Örneğin Kastamonu Şapka Müzesi’nden bir koleksiyon, Gaziantep’teki Atatürk Evi’nde geçici olarak sergilenebilir ve Spor Gençlik Bakanlığı’nın İstanbul’a yapıştırdığı afişlerde “Atatürk’ün hedefine ulaşacağız” yazıyor.
Anlayacağınız, kafalar karışık da olsa, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kaybolmayan büyük bir gücü var.
Nice 19 Mayıs’lara...
Zeynep Göğüş/18 Mayıs 2013 - Cumhuriyet
Afişlerde gençliğin Atatürk’ün hedeflerine ulaşacağı yazıyor.
Türkiye kimlik bunalımında.
İnsanların kimlikleriyle ilgili ciddi sorunları var. Devlet-vatandaş ilişkisi bu durumun sadece sonucu, sebebi değil.
Aile içinde de roller altüst olmakta. Yol yordam bilmek diye tarif edilen tutum yok oluyor.
Nispeten genç bir ulus olmak, ümmet iken ulus devlet vatandaşına dönüşmenin bilinen bilinmeyen tüm zorluklarını omuzlarında taşımak...
Göçmenlerden oluşan bir topluluk... Ve bu sadece Rumeli’den ya da Kafkasya’dan gelmiş olmayı içermiyor. Türkiye halen büyük bir iç göç ülkesi ve bunun ağır ruhsal sarsıntılarını yaşıyor.
Kabul edelim ki eğretilik var üzerimizde. Bunun içindir ki tutamadığımız değerler avucumuzun içinden akıp gitmekte...
Üzerine üç beden büyük elbise giydirilmiş korkuluk hali...
Ya da tam tersi, iki yakası bir araya gelmeyen giysilerin içinde cendereye sıkışmışlık.
Değerler oturmayınca da haliyle kıymet bilmezlik...
Kendine saygın olmayınca kimi sayacaksın?
Kim tedavi edecek bizi?
Savaş ve terör tuzu biberi...
Reyhanlı’daki vahşetten sonra ruhsal çöküntüye girmemek kolay mı?
Cinayet mahallinde yaşıyorsunuz, kopmuş kollar bacaklar uçuşuyor havada.
Tüm seanslarda gerilim filmi, başka seçenek yok!
Saygın ve kimlik sahibi bir medyanın bu görüntüleri zaten yayınlamaması gerekir.
New York’ta iki gökdelen yerle bir olduktan sonra siz hiç Amerikan medyasında ceset parçaları gördünüz mü?
Yayınlamazlar, çünkü onlar ülkelerini ve insanlarını severler, vatanperverdirler, bizim gibi sansasyoncu değil.
Bize ise yasak gerekir. Bu yüzden haberin kendi de, özü de güme gider.
Cumhuriyet dışında bu tür kanlı fotoğraflara itibar etmeyen yayın organı yok gibidir bu koca ülkede.
Neden?
Çünkü bu gazetenin değerleri oturmuştur.
Kıymeti bilinmez, o başka.
İçinden geçtiğimiz tuhaf dönemin bitiminde Atatürk’ün değerinin daha iyi anlaşılacağına inanıyorum.
Aidiyet sorunuyla kıvranan kimlik bunalımındaki araştırmacıların pabucu da dama atılacak.
Kendiliğinden, sessiz bir uyanış var ufukta görünen.
Yarın Gaziantep’te Atatürk Evi Müzesi açılıyor. Müzenin bulunduğu Bey Mahallesi, Atatürk’ün nüfusa kayıtlı olduğu yer. Atatürk’ün Gaziantep’i ziyaret ettiğinde yattığı demir karyola da müzeye bağışlanmış.
Müzeye dönüşen binayı Sanko Holding’in sahibi Konukoğlu ailesi Atatürk Evi yapılması koşuluyla belediyeye bağışlamış.
Bu akşam da Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi’nin açılışında oradaki Atatürk’ü göreceğiz.
Çok yakında Türkiye’de de müzeler arası koleksiyon değiş tokuşu başlarsa şaşırmayalım. Örneğin Kastamonu Şapka Müzesi’nden bir koleksiyon, Gaziantep’teki Atatürk Evi’nde geçici olarak sergilenebilir ve Spor Gençlik Bakanlığı’nın İstanbul’a yapıştırdığı afişlerde “Atatürk’ün hedefine ulaşacağız” yazıyor.
Anlayacağınız, kafalar karışık da olsa, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kaybolmayan büyük bir gücü var.
Nice 19 Mayıs’lara...
Zeynep Göğüş/18 Mayıs 2013 - Cumhuriyet