12 Kasım 2013 Salı

Ata’ya, Devrimlerine Saldırı Milyonlara Direnmeyi Öğretti - ŞÜKRAN SONER

İktidarları cephesinin Atatürk, devrimleri, laiklik, Cumhuriyet değerlerine sınır tanımayan saldırıları, ülkenin, rejimin, toplumun, bireylerin, yaşamsal kazanımlarının geriye püskürtülmesi ataklarında yeni dönemeç noktasındayız.
Medya güdülemesinde Kurtuluş Savaşı yalan, Cumhuriyet yönetimi diktatörlük, Atatürk, devrimleri halka rağmen diktatörlük örnekleri olarak sayılıp duruluyordu ki... Resmi tarih karalamasında tüm değerlere sınırsız saldırılarla toplum adım adım başka yollarda, başka rejimlere doğru bir yaşama alıştırılıyor, ileri demokrasi adına da hukuk devletinin işleyişi, gerçek demokrasi, insan haklarından sapmalarla, demokrasi sadece sandıkla, sivil çoğunluk diktatörlüğü olarak da ölçülebilen bir yapıya çekiliyordu ki...
Anadolu uygarlığı, Anadolu Aydınlanması’nın geçerli olduğu topraklarda birlikte yaşamış insanların, kendi gelecekleri, çocuklarının geleceklerine ilişkin yapılan hesaplar, oynanan oyunlara ilişkin yaşadıkları, algıladıkları tehditler üzerinden, düzeni dayatanların ister iç ister dış odaklı olsunlar yaptıkları hesaplarla tutmayan kimi tepkileri oluştu.. Büyüdü büyüdü.. Ortak bilince, ortak duruş, reflekslere dönüştü..
Düzenin toplumsal sorumluluk duyguları diplerde, bireyci olarak yetişmelerine özen gösterdiği son genç kuşaklar.. Kendilerine dönük, kendilerini kurtarmanın ötesinde kaygıları olmayacak bireyler.. Gezi direnişleri simge, kendi geleceklerini, yaşamlarını tehdit altında görüp yaşamlarına el koymaya kalkan İktidar karşısında beklenmedik bir duruş, direniş sergilediler..
Devletin eliyle eğitim sistemi Başbakan’ın ilan ettiği üzere “dindar ve kindar gençlik” yetiştirmeye kurgulanmıştı. Galiba İslam dünyasındaki ırklar, mezhepler üzerinden çok ilkel, çok kanlı iç savaşlar, toplumların yüzyıllar geriye çekilişi, İslam dininin tüm değerleri ile çatışmalı akıtılan kirli kan.. Ortadoğu hele de komşularımız üzerinden, bizim İktidarlarımızın da taraf olduğu gelişmeler çok ürkütücü oldu.. Diyorlar ki İktidarları cephesinin en sadık seçmenleri arasında bile çok yüksek oranlarda Atatürk, Cumhuriyet, devrimleri, yaratılmış ülke yaşam, barış ortamına sevgi büyümüş.. İktidarlarının bu Cumhuriyet Bayramı, Atatürk anma etkinliklerinde farklı bir vitrin çizme çabaları bundan..
***
Dün resmi kayıtlarla Anıtkabir törenlerine gönüllü halk katılımının rakamları ders verici, bir o kadar sevindirici.. Resmi bayram kutlamaları, Atatürk’ü anma etkinlikleri sınırlandı ya ilk sivil toplumsal anlamlı tepkinin verildiği 2010 yılında gönüllü ziyaretçi 100 binle, bu yıl milyonla sayılmış.. Atatürk’ün ölümünün 75. yıldönümü, dünyada böylesi bir gönüllü, yürekten sevgi bağının örneği yok.. Ülkenin her yerinde gerçekleştirilen çok yaratıcı, çok kalabalık katılımlı kutlamalarda milyonlar buluşmuş.. Değerler kucaklaşmasının, sevginin, bağlılığın fotoğraf kareleri gerçekten hem umut, hem de ders verici. Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde de, yani aradan iki hafta bile geçmeden önce de aynı görkem, aynı gönüllülük, aynı değerler kucaklaşması yok muydu?
İktidarları cephesi ders alsa da almasa da, görmek istese de istemese de dipten bir dalga, suskunluk, boyun eğmeye karşı halkın ortak duruşu geliyor.. Bizim gibi iki arada bir derede toplumlarda çok geçerli olan uzun süreli dayatmalara, askeri darbeler ya da sivil çoğunluk iktidar gücünün hiç de demokratik olmayan baskısına, düzenin çarklarına boyun eğme refleksi, suskunluğu.. Birikir birikir.. Sonra örgütlü toplumlar, demokrasilerde bile çok örneği verilemeyecek dipten dalgaları, başkaldırıları üretirler.
Dışarıdan ve içeriden toplumu yönetme üzerine yapılmış denge hesapları hiç beklenmedik bir noktada, beklenmedik biçimlerde kırılır.. Çünkü Anadolu uyarlığı, Anadolu Aydınlanması’nı görmüş bu topraklarda bireyleri istediğiniz kadar etkin araçları kullanarak afyonlayıp uyutun, çıkar dengelerinde teslim alın, suskunluğun en uç noktalarında öylesine bir başkaldırı hak arama refleski, dengeleri oluşur ki.. Siz Atatürk’ün, devrimlerinin, laikliğin, Cumhuriyet değerlerinin, yaşam kazanımlarının köküne kibrit suyu döktüğünüzü sanırken ülkeyi cepheleşme kıskacında teslim aldığınızdan güvenli dayatmalarınızla can acıtırken yaşanan başkaldırı, toplumsal gücü karşısında afallar kalırsınız..
Evet bu ülkenin insanlarının çoğunluğu örgütsüz, hukuk devleti düzeninden doğan haklarını koruyamaz gibidir. Ancak uzun soluklu toplumsal birikimi, refleksleri, hele de Kurtuluş Savaşı destanı, Atatürk devrimleri, Cumhuriyet kazanımları, laik düzen içinde eksikli kullandığı bu haklarının bilinç altında tadına öylesine varmıştır ki.. En geri bir cemaatin içinde ezilmiş kadını bile gücünü kullanabildiği anda, Atatürk’e, devrimlerine borçlu olduğu miras, medeni hukuk haklarından vazgeçiremezsiniz.. Bu ülkenin vatandaşlarını herhangi bir Ortadoğu ülkesindeki kanlı ırklar, mezhepler çatışmasına kolay kolay çekemezsiniz.. Erkekle kadını eşitliğe doğru yaşam savaşından geri döndüremezsiniz...  

ŞÜKRAN SONER
Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder