Cumhuriyetin 90. yıldönümü yurdun dört bir yanında çeşitli etkinliklerle kutlandı.
Şenlikler, mitingler, fener alayları, bilimsel toplantılar düzenlendi.
Gazeteler, televizyonlar ‘Cumhuriyet’ için özel programlar sundular.
Devletten çok, halk sahip çıktı ‘Cumhuriyet’e. Evler bayraklarla süslendi. Anıtkabir doldu, taştı.
Ankara’da, oturduğumuz sitede bile bir kutlama yapıldı. Komşular birlikte marşlar söyledi, halay çekti.
Okullar ‘Cumhuriyet’i yasak savar gibi kutlasa bile; İstanbul’da, Ankara’da,
İzmir’de geniş katılımlı, coşkulu toplantılar oldu.
***
26 Ekim 2013 Cumartesi, İzmir’de Konak Belediyesi ile Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nin (YKKED) düzenlediği “90. Yılında Cumhuriyeti Yeniden Anlamak” başlıklı sempozyuma katıldık.
Sempozyumda; Cumhuriyetin İlk On Yılı, Cumhuriyet, Demokrasi, Hukuk ve Küreselleşme,Cumhuriyet, Kadın, Eğitim ve Kültür politikaları, yetkin bilim ve sanat insanları tarafından ele alındı.
Dr. Hakan Tartan, Prof. Kemal Kocabaş, Hıfzı Topuz, Dr. Engin Tonguç, Prof. Korkut Boratav, Dr. Niyazi Altunya, Prof. Ataol Behramoğlu, Prof. Özer Ergenç, Prof. Yakup Kepenek, Prof. Engin Berber, Prof. Songül Sallan Gül, Prof. Oğuz Makal, Dr. Alper Akçam ve Dr. Mithat Vural, alanlarında yaptıkları konuşmalar, gösterdikleri belgeler ve fotoğraflarla, ‘Cumhuriyet’i yeniden anlamamızı, düşünmemizi sağladı.
‘Cumhuriyet’ felsefesi ile bugün olanları karşılaştırma olanağı bulduk.
***
Sempozyumda, doğal olarak üzerinde en çok durulan konulardan biri de eğitimdi. Cumhuriyeti kuranların varlık ya da yokluk sorunu olarak ele aldıkları eğitim.
O kadar ki; 1923 yılında, Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa döneminde ulusal ve halkçı eğitimi vurgulayan Misak-ı Maarif genelgesi bile çıkarıldı.
Yeni insan tipinin ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ bir anlayışla eğitilmesi istendi.
Onun için öğretmenlere, “Yeni kuşak sizin eseriniz olacaktır” denildi.
***
İlk 25 yıl, her alanda olduğu gibi eğitim alanında da bir altın dönem yaşandı, büyük atılımlar yapıldı.
Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati döneminde; karma eğitime geçildi, yeni abece kabul edildi, öğretmenlik saygın bir meslek durumuna getirildi.
Millet mektepleri, halkevleri, eğitmen kursları, köy enstitüleri açıldı.
En uzak köylere öğretmen gönderildi. ‘Klasikler’ dilimize çevrildi.
Eğitim, kültür ve sanat alanında büyük başarılar elde edildi.
***
Bilim yolunda aydınlanma sürerken, İkinci Dünya Savaşı sonrası işler tersine döndü.
Hasan Âli Yücel’in yerine, Milli Eğitim Bakanlığı’na tutucu Şemsettin Sirer getirildi. Ardından, Köy enstitülerini kuran İsmail Hakkı Tonguç ile meslek eğitimin mimarı Rüştü Uzel ve arkadaşları görevden alındı.
‘Öğretim Birliği’nden ödünler verildi. Köy enstitüleri kapatıldı. Üretici, mesleki eğitim yerine; Kuran kursları, imam hatip okulları açıldı.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra, ilk ve ortaöğretimde zorunlu din dersleri getirildi. Öğretmen örgütleri kapatıldı.
***
Yaklaşık 11 yıldır tek başına iktidarda olan AKP dönemindeyse, eğitimde bir ‘karşıdevrim’ yaşanıyor. ‘Cumhuriyet Eğitimi’nin tersine, eğitim dinselleştiriliyor, özelleştiriliyor.
Özellikle 2012 yılında getirilen ‘4+4+4’ düzenlemesi ‘Cumhuriyet Eğitimi’nin temeli olan ‘Öğretim Birliği’ni ortadan kaldırdı; ‘8 yıllık kesintisiz ilköğretim’e son verildi.
Ancak ne yapılırsa yapılsın; bu yıl yaşadığımız, gençlerin yarattığı Gezi Parkı Direnişi, ‘Cumhuriyet’e halkın sahiplenmesi, geleceğe ilişkin umutlarımızı artırmıştır.
MUSTAFA GAZALCI
YURT
Şenlikler, mitingler, fener alayları, bilimsel toplantılar düzenlendi.
Gazeteler, televizyonlar ‘Cumhuriyet’ için özel programlar sundular.
Devletten çok, halk sahip çıktı ‘Cumhuriyet’e. Evler bayraklarla süslendi. Anıtkabir doldu, taştı.
Ankara’da, oturduğumuz sitede bile bir kutlama yapıldı. Komşular birlikte marşlar söyledi, halay çekti.
Okullar ‘Cumhuriyet’i yasak savar gibi kutlasa bile; İstanbul’da, Ankara’da,
İzmir’de geniş katılımlı, coşkulu toplantılar oldu.
***
26 Ekim 2013 Cumartesi, İzmir’de Konak Belediyesi ile Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nin (YKKED) düzenlediği “90. Yılında Cumhuriyeti Yeniden Anlamak” başlıklı sempozyuma katıldık.
Sempozyumda; Cumhuriyetin İlk On Yılı, Cumhuriyet, Demokrasi, Hukuk ve Küreselleşme,Cumhuriyet, Kadın, Eğitim ve Kültür politikaları, yetkin bilim ve sanat insanları tarafından ele alındı.
Dr. Hakan Tartan, Prof. Kemal Kocabaş, Hıfzı Topuz, Dr. Engin Tonguç, Prof. Korkut Boratav, Dr. Niyazi Altunya, Prof. Ataol Behramoğlu, Prof. Özer Ergenç, Prof. Yakup Kepenek, Prof. Engin Berber, Prof. Songül Sallan Gül, Prof. Oğuz Makal, Dr. Alper Akçam ve Dr. Mithat Vural, alanlarında yaptıkları konuşmalar, gösterdikleri belgeler ve fotoğraflarla, ‘Cumhuriyet’i yeniden anlamamızı, düşünmemizi sağladı.
‘Cumhuriyet’ felsefesi ile bugün olanları karşılaştırma olanağı bulduk.
***
Sempozyumda, doğal olarak üzerinde en çok durulan konulardan biri de eğitimdi. Cumhuriyeti kuranların varlık ya da yokluk sorunu olarak ele aldıkları eğitim.
O kadar ki; 1923 yılında, Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa döneminde ulusal ve halkçı eğitimi vurgulayan Misak-ı Maarif genelgesi bile çıkarıldı.
Yeni insan tipinin ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ bir anlayışla eğitilmesi istendi.
Onun için öğretmenlere, “Yeni kuşak sizin eseriniz olacaktır” denildi.
***
İlk 25 yıl, her alanda olduğu gibi eğitim alanında da bir altın dönem yaşandı, büyük atılımlar yapıldı.
Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati döneminde; karma eğitime geçildi, yeni abece kabul edildi, öğretmenlik saygın bir meslek durumuna getirildi.
Millet mektepleri, halkevleri, eğitmen kursları, köy enstitüleri açıldı.
En uzak köylere öğretmen gönderildi. ‘Klasikler’ dilimize çevrildi.
Eğitim, kültür ve sanat alanında büyük başarılar elde edildi.
***
Bilim yolunda aydınlanma sürerken, İkinci Dünya Savaşı sonrası işler tersine döndü.
Hasan Âli Yücel’in yerine, Milli Eğitim Bakanlığı’na tutucu Şemsettin Sirer getirildi. Ardından, Köy enstitülerini kuran İsmail Hakkı Tonguç ile meslek eğitimin mimarı Rüştü Uzel ve arkadaşları görevden alındı.
‘Öğretim Birliği’nden ödünler verildi. Köy enstitüleri kapatıldı. Üretici, mesleki eğitim yerine; Kuran kursları, imam hatip okulları açıldı.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra, ilk ve ortaöğretimde zorunlu din dersleri getirildi. Öğretmen örgütleri kapatıldı.
***
Yaklaşık 11 yıldır tek başına iktidarda olan AKP dönemindeyse, eğitimde bir ‘karşıdevrim’ yaşanıyor. ‘Cumhuriyet Eğitimi’nin tersine, eğitim dinselleştiriliyor, özelleştiriliyor.
Özellikle 2012 yılında getirilen ‘4+4+4’ düzenlemesi ‘Cumhuriyet Eğitimi’nin temeli olan ‘Öğretim Birliği’ni ortadan kaldırdı; ‘8 yıllık kesintisiz ilköğretim’e son verildi.
Ancak ne yapılırsa yapılsın; bu yıl yaşadığımız, gençlerin yarattığı Gezi Parkı Direnişi, ‘Cumhuriyet’e halkın sahiplenmesi, geleceğe ilişkin umutlarımızı artırmıştır.
MUSTAFA GAZALCI
YURT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder