1- Geniş bir “hayır” cephesi oluşacak, herkesin kendine göre bir “hayır”ı olacak.
2- AKP içinde bile kimileri başkanlığa karşı çıkacak. Bütün yetkiyi tek bir kişiye sunma hırsının geleceği öngörülemez kıldığını düşünen AKP’liler mutlaka var. Daha fazla risk almak istemeyecekler. İhtimallere karşı kendilerini güvene almanın planını kuracaklar.
3- Anlaşıldığı kadarıyla MHP ortadan yarıldı. Bir kesim kendi “onur”unun peşine düşecek. Daha iki yıl önce başkanlık konusunda Erdoğan’a demediğini bırakmayan Bahçeli’nin bugünkü hallerinin geleneklerine, Başbuğ’larının görüşlerine ters düştüğünü düşünerek yapacaklar bunu. “Hayır” için gayet aktif çalışacaklar ve belki de bu bakımdan solcularla yarışacaklar.
4- Bütün hayallerini “barış” masasında bırakan HDP değişik saiklerle “hayır” diyecek, ancak emin olun koşullar değiştiğinde, reel politika diyerek, “gerçekçi” tutumunu yine takınacak.
5- CHP ana muhalefet rolünü oynayacak. Muhalefet ediyormuş gibi görünmenin pozlarını verecek. Zira laik tabanı düzen içinde tutmak gerekecek. Yenikapı’da Erdoğan’a sunulan koşulsuz desteğin yarattığı yıpranmanın tamiratı yapılacak.
6- Bu heterojen yapının topluca hareketini sağlamak ve birlik-bütünlük gereğine ne denli vakıf olunduğunun kanıtlanması bakımından, CHP belki de mitinglerine kendi bayraklarını taşımayacak.
7- Tek hedef başkanlığın engellenmesi olacak. Olursa, bu toplam açısından büyük kazanım hanesine yazılacak ve bundan gayri herhangi bir şey beklenmeyecek. Zira Kılıçdaroğlu canlı yayında açıkladı. Referandumdan “hayır çıkarsa?” diye sorulduğunda “geçmişte nasıl gidiyorsa benzer şekilde yolumuza devam ederiz” dedi. CHP’nin Türkiye’ye bakışı budur. Faşizmi bile normalleştirme partisidir. Görevi laik kesimi uyuşturmaktır.
8- Referandumda “hayır” sonucunu çıkarmak önemsiz midir ? Yazdık. Elbette ki değil. AKP hegemonyasını kırmak açısından bir başlangıç anlamına gelebilir. Tek koşulla, açıklayacağız.
9- Önemli: Eğer AKP’nin durumu değerlendirilecekse, hegemonyanın yanına mutlaka bir aşağı gidiş halinin de eklenmesi gerekir. Başkanlık ısrarı konusunda kendi tabanının bile ancak %65’ini ikna edebilmiş ve buna rağmen pür telaş davranan bir partinin kendisinin de kendi durumundan endişeli olduğu gözden kaçırılmamalı. Faşizm olgusuna metafizik takıntı, solu paralize etme riski taşıyor.
10- Yine önemli: Referandumda “hayır” denilse bile bu sonuç AKP’nin tutumunu ve Erdoğan’ın başkanca yönetim tavrını zerrece değiştirmeyecek.
11- İçi doldurulmamış bir “hayır”, bu nedenle düzen aktörlerinin pek çoğunun da, örneğin geleneksel sermayenin, AB ve ABD emperyalizminin de arzuladığı bir sonuçtur. Türkiye’deki gerilimleri, kutuplaşmayı azaltmaya hiç yaramayacak olsa da iktidar bloğuna “uyarı” olması bakımından.
12- İçi doldurulmamış “hayır” sonucu iki nedenle solun soluklanmasına, içinde daha rahat sosyalizm mücadelesi vereceği bir ortamın ortaya çıkmasına yaramayacaktır: a) Yukarıda da dedik: Bu sonuç iktidarın iktidar ediş biçimini etkilemeyecektir. b) Bu “hayır” MHP muhalefetinin ve CHP’nin kendisini toplamasına yarayacak, laik ve AKP’ye teslim olmamış emekçi kesimlerde düzen içine hapsolmuş bir başarı sarhoşluğu yaratacaktır: Başardık. Neyi ? Erdoğan’ın başkanlığını önledik. Sonra ? CHP ile milliyetçiler koalisyon kursun. Solcular bir araya gelsin. Hatta, artık sağ/sol da kalmadığına göre, vatanını seven herkes birleşsin.
13- Hayır kampanyasında geleceğe devrolacak tek kazanım düzenin bütün aktörlerinin Türkiye’nin bugününden sorumlu olduğunun toplumsal hafızaya işlenmesi, halk sınıflarının düzenle arasının açılmasıdır. Buna karşı çıkanlar, “hayır cephesini bölmeyin, günün koşullarında en önemli şey diktatörlüğün engellenmesi” diyenler vardır.
14- Ancak bu kaygıların tamamı, bizi gerçeği görmemeye davet eden vicdansız tutumlardır: Referandumu AKP’ye hediye eden MHP’dir. Bugün muhalif gibi gözüken MHP tabanı, Bahçeli 360 derece dönünceye kadar arkasındaydı. CHP’nin hanesinde 2013 Haziran ayaklanmasını yalnız bırakmak, sonra oradaki enerjiyi düzenin kontrolüne sunmak üzere Ekmeleddin’in, Yavaş’ın başkan adaylıklarını tabanına yutturmak vardır. Demirtaş Erdoğan’ı Meclis salonuna girerken ayakta alkışladığında başkanlığa onay vermiştir.
15- AKP’nin 15 yıllık iktidarının baş sorumluları muhalefet partileridir. “Hayır” derken bunlar söylenmediğinde düzenin bizi bugüne getiren bütün halleri onaylanmış olacaktır.
16- AKP emperyalizm tarafından göreve getirilmiştir. Diktatoryal gidişat kendilerinin eseridir.
17- Hayır kampanyası bunlara değinmezse, otoriteryen yönetim biçimlerinin emperyalist hegemonya kriziyle, kapitalizmin kendi yarattığı sorunlar karşısındaki çaresizliğiyle ilişkisini göstermezse, çıkacak “hayır”ın halk sınıflarına herhangi bir hayrı dokunmayacaktır.
18-Biz mevcudu reddediyoruz, başkanlık dayatmasının, milliyetçiliklerin, dinciliklerin, ekonomik krizin mevcudun ürünü olduğunu düşünüyoruz.
19- “Hayır”ın içini dolduracağız. Muhalefetin kokuşmuşluğunu, kapitalist sistemin çürümüşlüğünü göstereceğiz. Başka bir düzenin gerekli ve mümkün olduğunu haykıracağız.
20- O nedenle, düzeninize de, başkanlığınıza da, şimdi sırası değilciliğinize de hayır.
2- AKP içinde bile kimileri başkanlığa karşı çıkacak. Bütün yetkiyi tek bir kişiye sunma hırsının geleceği öngörülemez kıldığını düşünen AKP’liler mutlaka var. Daha fazla risk almak istemeyecekler. İhtimallere karşı kendilerini güvene almanın planını kuracaklar.
3- Anlaşıldığı kadarıyla MHP ortadan yarıldı. Bir kesim kendi “onur”unun peşine düşecek. Daha iki yıl önce başkanlık konusunda Erdoğan’a demediğini bırakmayan Bahçeli’nin bugünkü hallerinin geleneklerine, Başbuğ’larının görüşlerine ters düştüğünü düşünerek yapacaklar bunu. “Hayır” için gayet aktif çalışacaklar ve belki de bu bakımdan solcularla yarışacaklar.
4- Bütün hayallerini “barış” masasında bırakan HDP değişik saiklerle “hayır” diyecek, ancak emin olun koşullar değiştiğinde, reel politika diyerek, “gerçekçi” tutumunu yine takınacak.
5- CHP ana muhalefet rolünü oynayacak. Muhalefet ediyormuş gibi görünmenin pozlarını verecek. Zira laik tabanı düzen içinde tutmak gerekecek. Yenikapı’da Erdoğan’a sunulan koşulsuz desteğin yarattığı yıpranmanın tamiratı yapılacak.
6- Bu heterojen yapının topluca hareketini sağlamak ve birlik-bütünlük gereğine ne denli vakıf olunduğunun kanıtlanması bakımından, CHP belki de mitinglerine kendi bayraklarını taşımayacak.
7- Tek hedef başkanlığın engellenmesi olacak. Olursa, bu toplam açısından büyük kazanım hanesine yazılacak ve bundan gayri herhangi bir şey beklenmeyecek. Zira Kılıçdaroğlu canlı yayında açıkladı. Referandumdan “hayır çıkarsa?” diye sorulduğunda “geçmişte nasıl gidiyorsa benzer şekilde yolumuza devam ederiz” dedi. CHP’nin Türkiye’ye bakışı budur. Faşizmi bile normalleştirme partisidir. Görevi laik kesimi uyuşturmaktır.
8- Referandumda “hayır” sonucunu çıkarmak önemsiz midir ? Yazdık. Elbette ki değil. AKP hegemonyasını kırmak açısından bir başlangıç anlamına gelebilir. Tek koşulla, açıklayacağız.
9- Önemli: Eğer AKP’nin durumu değerlendirilecekse, hegemonyanın yanına mutlaka bir aşağı gidiş halinin de eklenmesi gerekir. Başkanlık ısrarı konusunda kendi tabanının bile ancak %65’ini ikna edebilmiş ve buna rağmen pür telaş davranan bir partinin kendisinin de kendi durumundan endişeli olduğu gözden kaçırılmamalı. Faşizm olgusuna metafizik takıntı, solu paralize etme riski taşıyor.
10- Yine önemli: Referandumda “hayır” denilse bile bu sonuç AKP’nin tutumunu ve Erdoğan’ın başkanca yönetim tavrını zerrece değiştirmeyecek.
11- İçi doldurulmamış bir “hayır”, bu nedenle düzen aktörlerinin pek çoğunun da, örneğin geleneksel sermayenin, AB ve ABD emperyalizminin de arzuladığı bir sonuçtur. Türkiye’deki gerilimleri, kutuplaşmayı azaltmaya hiç yaramayacak olsa da iktidar bloğuna “uyarı” olması bakımından.
12- İçi doldurulmamış “hayır” sonucu iki nedenle solun soluklanmasına, içinde daha rahat sosyalizm mücadelesi vereceği bir ortamın ortaya çıkmasına yaramayacaktır: a) Yukarıda da dedik: Bu sonuç iktidarın iktidar ediş biçimini etkilemeyecektir. b) Bu “hayır” MHP muhalefetinin ve CHP’nin kendisini toplamasına yarayacak, laik ve AKP’ye teslim olmamış emekçi kesimlerde düzen içine hapsolmuş bir başarı sarhoşluğu yaratacaktır: Başardık. Neyi ? Erdoğan’ın başkanlığını önledik. Sonra ? CHP ile milliyetçiler koalisyon kursun. Solcular bir araya gelsin. Hatta, artık sağ/sol da kalmadığına göre, vatanını seven herkes birleşsin.
13- Hayır kampanyasında geleceğe devrolacak tek kazanım düzenin bütün aktörlerinin Türkiye’nin bugününden sorumlu olduğunun toplumsal hafızaya işlenmesi, halk sınıflarının düzenle arasının açılmasıdır. Buna karşı çıkanlar, “hayır cephesini bölmeyin, günün koşullarında en önemli şey diktatörlüğün engellenmesi” diyenler vardır.
14- Ancak bu kaygıların tamamı, bizi gerçeği görmemeye davet eden vicdansız tutumlardır: Referandumu AKP’ye hediye eden MHP’dir. Bugün muhalif gibi gözüken MHP tabanı, Bahçeli 360 derece dönünceye kadar arkasındaydı. CHP’nin hanesinde 2013 Haziran ayaklanmasını yalnız bırakmak, sonra oradaki enerjiyi düzenin kontrolüne sunmak üzere Ekmeleddin’in, Yavaş’ın başkan adaylıklarını tabanına yutturmak vardır. Demirtaş Erdoğan’ı Meclis salonuna girerken ayakta alkışladığında başkanlığa onay vermiştir.
15- AKP’nin 15 yıllık iktidarının baş sorumluları muhalefet partileridir. “Hayır” derken bunlar söylenmediğinde düzenin bizi bugüne getiren bütün halleri onaylanmış olacaktır.
16- AKP emperyalizm tarafından göreve getirilmiştir. Diktatoryal gidişat kendilerinin eseridir.
17- Hayır kampanyası bunlara değinmezse, otoriteryen yönetim biçimlerinin emperyalist hegemonya kriziyle, kapitalizmin kendi yarattığı sorunlar karşısındaki çaresizliğiyle ilişkisini göstermezse, çıkacak “hayır”ın halk sınıflarına herhangi bir hayrı dokunmayacaktır.
18-Biz mevcudu reddediyoruz, başkanlık dayatmasının, milliyetçiliklerin, dinciliklerin, ekonomik krizin mevcudun ürünü olduğunu düşünüyoruz.
19- “Hayır”ın içini dolduracağız. Muhalefetin kokuşmuşluğunu, kapitalist sistemin çürümüşlüğünü göstereceğiz. Başka bir düzenin gerekli ve mümkün olduğunu haykıracağız.
20- O nedenle, düzeninize de, başkanlığınıza da, şimdi sırası değilciliğinize de hayır.
İlker Belek / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder