Bayram bitti.
Üç yıllık Orta Vadeli Program (OVP) ile 2018 bütçe tasarısı hazırlıkları gündemimize daha çok girecek. Maliye Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı’nın çalıştığı iki temel kılavuz belge, “idarelerin ihtiyaçlarının dikkate alınmasını” hedeflese de 2018 bütçe hazırlıkları Maliye’yi zorluyor.
Referandum dönemi kamu harcamalarındaki artış bütçe disiplinini bozdu. Bütçe, temmuzda 926 milyon TL fazla verilse de bu “fazla”, yedi aylık açığın 24.3 milyar TL’ye ulaşmasına engel olamadı.
Mali disiplindeki bozulma, Hazine nakit dengesini sarstı. Hazine artık ödediği borçtan daha fazlasını borçlanıyor.
Taksimetreli projeler
Maliye Bakanı Naci Ağbal, harcama artışlarını kontrol altına alarak açığı makul düzeylerde tutacaklarını açıklamıştı. Ancak 2018’in, 2019’daki seçimlere hazırlık yılı olması ve “taksimetre” gibi bütçeden düzenli kaynak çekmeye başlayan “garantili projeler” bu kontrolün nasıl sağlanacağı konusunda ciddi soru işaretleri uyandırıyor.
Zira açıklanan bütçe rakamları, buzdağının görünen yüzünü gösteriyor. Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) yöntemiyle yaptırılan köprü, tünel, otoyol gibi altyapı projeleri ile şehir hastanelerinin Hazine’ye yüklediği maliyetin boyutları, bütçede gösterilmiyor.
AKP iktidarı, KÖİ altındaki Yap-İşlet- Devret (YİD) ve Yap-Kirala-Devret (YKD) yöntemleriyle yaptırılan proje sözleşmelerini “ticari sır” diye halktan saklıyor.
Hizmete açılmış Şehir Hastaneleri’nin (otopark, temizlik, görüntüleme) işletme giderleri, köprülerin garantili geçiş bedelleri, “ticari sır” denen o sözleşmelere göre, yılın belli dönemlerinde gelir olarak şirketlere aktarılıyor.
Yani, harcama eğiliminin sürmesi kaçınılmaz.
Hizmet binalarına ayda 600 milyon
Kaldı ki bütçede açıklanan rakamlar da iç açıcı değil.
Ocak-temmuz dönemini içine alan yedi aylık müteahhitlik harcaması 14.5 milyar TL. Bu rakamı vahim kılan unsur, dağılıma bakınca ortaya çıkıyor. Yol yapan müteahhitlere aktarılan 5.1 milyar TL ilk sırada. Bunu 3.6 milyar TL ile hizmet binaları için yapılan aktarmalar alıyor. Bütçeden her ay ortalama 600 milyon TL’yi hizmet binaları için müteahhide aktaran bir devlet düşünün. O bizim devletimiz işte.
Sosyal güvenlik ve sağlık harcamaları da bütçenin sağlığını bozan önemli gider kalemleri arasında. Devletin sağlık sektörü ile ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşanıyor. (Hastanelerin yönetim ve denetiminde son OHAL KHK’si ile değişiklik yapıldı.) Kamu hastanelerinin yaptığı toplu alımlarda ihalelerin sabit fiyatla yapıldığı, stok maliyetlerinin firmaların üzerine yıkıldığı, ödemeler için tarih verilmediği, kamu hastaneleri ödemelerinin sekiz, üniversite hastanelerinin ise üç yılı bulduğu konuşuluyor.
Devletin artan döviz kuruna karşın TL bazında sabit fiyatla teslim talebi ve geç ödemeler nedeniyle medikal sektöründe iflasların yaşandığı da.
Sonuç: Belirli kalemlerde kısıntıya gidilmesine siyaseten onay verilse de “ticari sır” sözleşmelerdeki, uzun vadeye yayılacak gelir aktarımları nedeniyle harcamacı eğilim sona eremez. Bu da bütçe sağlığında, hemen düzelmeyecek kronik bir bozulma demek.
Çiğdem Toker / Cumhuriyet
Üç yıllık Orta Vadeli Program (OVP) ile 2018 bütçe tasarısı hazırlıkları gündemimize daha çok girecek. Maliye Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı’nın çalıştığı iki temel kılavuz belge, “idarelerin ihtiyaçlarının dikkate alınmasını” hedeflese de 2018 bütçe hazırlıkları Maliye’yi zorluyor.
Referandum dönemi kamu harcamalarındaki artış bütçe disiplinini bozdu. Bütçe, temmuzda 926 milyon TL fazla verilse de bu “fazla”, yedi aylık açığın 24.3 milyar TL’ye ulaşmasına engel olamadı.
Mali disiplindeki bozulma, Hazine nakit dengesini sarstı. Hazine artık ödediği borçtan daha fazlasını borçlanıyor.
Taksimetreli projeler
Maliye Bakanı Naci Ağbal, harcama artışlarını kontrol altına alarak açığı makul düzeylerde tutacaklarını açıklamıştı. Ancak 2018’in, 2019’daki seçimlere hazırlık yılı olması ve “taksimetre” gibi bütçeden düzenli kaynak çekmeye başlayan “garantili projeler” bu kontrolün nasıl sağlanacağı konusunda ciddi soru işaretleri uyandırıyor.
Zira açıklanan bütçe rakamları, buzdağının görünen yüzünü gösteriyor. Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) yöntemiyle yaptırılan köprü, tünel, otoyol gibi altyapı projeleri ile şehir hastanelerinin Hazine’ye yüklediği maliyetin boyutları, bütçede gösterilmiyor.
AKP iktidarı, KÖİ altındaki Yap-İşlet- Devret (YİD) ve Yap-Kirala-Devret (YKD) yöntemleriyle yaptırılan proje sözleşmelerini “ticari sır” diye halktan saklıyor.
Hizmete açılmış Şehir Hastaneleri’nin (otopark, temizlik, görüntüleme) işletme giderleri, köprülerin garantili geçiş bedelleri, “ticari sır” denen o sözleşmelere göre, yılın belli dönemlerinde gelir olarak şirketlere aktarılıyor.
Yani, harcama eğiliminin sürmesi kaçınılmaz.
Hizmet binalarına ayda 600 milyon
Kaldı ki bütçede açıklanan rakamlar da iç açıcı değil.
Ocak-temmuz dönemini içine alan yedi aylık müteahhitlik harcaması 14.5 milyar TL. Bu rakamı vahim kılan unsur, dağılıma bakınca ortaya çıkıyor. Yol yapan müteahhitlere aktarılan 5.1 milyar TL ilk sırada. Bunu 3.6 milyar TL ile hizmet binaları için yapılan aktarmalar alıyor. Bütçeden her ay ortalama 600 milyon TL’yi hizmet binaları için müteahhide aktaran bir devlet düşünün. O bizim devletimiz işte.
Sosyal güvenlik ve sağlık harcamaları da bütçenin sağlığını bozan önemli gider kalemleri arasında. Devletin sağlık sektörü ile ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşanıyor. (Hastanelerin yönetim ve denetiminde son OHAL KHK’si ile değişiklik yapıldı.) Kamu hastanelerinin yaptığı toplu alımlarda ihalelerin sabit fiyatla yapıldığı, stok maliyetlerinin firmaların üzerine yıkıldığı, ödemeler için tarih verilmediği, kamu hastaneleri ödemelerinin sekiz, üniversite hastanelerinin ise üç yılı bulduğu konuşuluyor.
Devletin artan döviz kuruna karşın TL bazında sabit fiyatla teslim talebi ve geç ödemeler nedeniyle medikal sektöründe iflasların yaşandığı da.
Sonuç: Belirli kalemlerde kısıntıya gidilmesine siyaseten onay verilse de “ticari sır” sözleşmelerdeki, uzun vadeye yayılacak gelir aktarımları nedeniyle harcamacı eğilim sona eremez. Bu da bütçe sağlığında, hemen düzelmeyecek kronik bir bozulma demek.
Çiğdem Toker / Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder