Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da toplanan Medeniyetler Şûrası’ nda, ABD’yi kastederek, “kusura bakmasınlar ama, ben bu ülkeye medeni demem” dediği gün, antikapitalist İslam akımının önde gelen kişilerinden yazar İhsan Eliaçık,
Kayseri Kitap Fuarı’nın yapıldığı Dünya Ticaret Merkezi’nin girişinde,
kentin belediye başkanının kışkırttığı, yönlendirdiği iddia edilen
kişilerin tekme, sille tokat saldırısına uğruyor ve meydan dayağından,
hatta linçten polisin müdahalesiyle zor kurtularak, Türkiye’nin ne kadar
uygar ve çağdaş olduğunu da bir kez daha dünya âleme gösteriyordu.
Kayseri’nin AKP’li Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Kayseri Kitap Fuarı çerçevesinde İhsan Eliaçık’ın, yayınevinin düzenlediği söyleşisini de iptal etmiş ve kendisine de etkinliğe gelmemesini söylemişti. Ama, ünlü İslamcı yazar, belediye başkanının tehditlerine karşın, doğduğu kent olan Kayseri’ye gitmiş, fuar binasına girmeye çalışırken saldırıya uğramıştır.
Dünya Ticaret Merkezi önündeki polislerin olaya
müdahaleleri ve yazarı korumaları üzerine olayın daha da büyümesi,
Eliaçık’ın dayak yemesi, hatta linç edilmesi önlenmişse de
saldırganların emellerini gerçekleştirmeleri ve Eliaçık’ın fuara girişi
polisin kararı ile sağlanmıştır.
“Antikapitalist İslam”ın ülkemizdeki önde gelen kişilerinden olan İhsan Eliaçık’a saldıranların “dinsiz, ateist” gibi sıfatlar kullanmaları olayın taraflar arasında inanç farklılaşmasından doğduğunu kanıtlamaktadır.
Gezi olayları sırasında, Tayyip Erdoğan’ı eleştirirken kullandığı dil yüzünden, zamanın başbakanı tarafından mahkemeye verilen, AKP’nin “aptestli kapitalizm” uygulamasına sert saldırılarda bulunan, bu çevrelerce “Gezi İmamı” olarak nitelenen ve cemaatlere aşina olanlarca “tabu yıkan” kişi olarak anılan İhsan Eliaçık, kendini inançlarına içtenlikle bağlı, itikadının gereklerini yerine getiren bir mümin olarak görüyor ve ilan ediyor.
Değil yalnız laik ülkelerde, İslam inancında da kimsenin inancının içtenliğini ve derecesini sorgulayıp yargılamak kimsenin haddi olmadığına göre, hiç kimse Eliaçık’ın Müslümanlığını yadsımaya cüret edemez.
Ama Kitap Fuarı’nın girişinde yazara saldıranlar bunu yapmaktan çekinmiyorlar.
Dikkat buyurunuz! Saldıranlar Müslüman ve saldırıları İslam adına yapıyor, ama aynı zamanda saldırıya uğrayan da Müslüman ve saldırıya uğramasının nedeni de yine İslam.
Bunu biz söylemiyoruz, Eliaçık’a “ateist, dinsiz, Kayseri’nin utancı” diye saldıranların bizzat kendileri söylüyorlar.
Demek ki, 2017 Türkiyesi’nde saldırılara maruz
kalmamak için Müslüman olmak da yetmiyor, ama aynı zamanda, gücü elinde
bulundurduğu için her şeye kadir olduğunu düşünenin istediği,
onaylayacağı türden Müslüman olmak gerekiyor.
Kimliklerin ve inançların getirilip, politikanın göbeğine oturtulduğu bir ülkede onaylanmış, güce biat etmiş AKP yanlısı Müslüman olmazsan, Müslümanlık da, kişiyi dinci saldırıdan masun kılmıyor.
Kayseri’de mazlumun İslamı ile “benim gibi düşüneceksin, biat edeceksin!” diye dayatan zorbanın İslamını karşı karşıya getiren bu olay laikliğin, mutekit, içten Müslümanlar da dahil, herkes için gerekli olduğunu kanıtlayan çarpıcı bir örnektir.
Resmen kâğıt üzerinde hâlâ “laik!” ama fiilen “zorbanın İslamı”nın dayatmacısı rejimin polisinin ise, demokrasilerde olması gerektiği gibi, yazara müdahaleyi bertaraf ederek, fuara girişin önündeki engelleri kaldırmak yerine, saldırganların amaçladıklarını gerçekleştirerek, girişi yasaklamasının şaşılacak bir yönü yok.
Rejim Zorba’nın İslamı olunca, güvenlik güçleri de o yönde hareket edecek ve zorbanın karşısına mazlumun İslamı dahil kim çıkarsa çıksın, ezip geçecektir.
Evet bir kez daha hatırlatalım:
Laiklik herkese lazım.
Ali Sirmen / CUMHURİYET
Kayseri’nin AKP’li Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Kayseri Kitap Fuarı çerçevesinde İhsan Eliaçık’ın, yayınevinin düzenlediği söyleşisini de iptal etmiş ve kendisine de etkinliğe gelmemesini söylemişti. Ama, ünlü İslamcı yazar, belediye başkanının tehditlerine karşın, doğduğu kent olan Kayseri’ye gitmiş, fuar binasına girmeye çalışırken saldırıya uğramıştır.
***
“Antikapitalist İslam”ın ülkemizdeki önde gelen kişilerinden olan İhsan Eliaçık’a saldıranların “dinsiz, ateist” gibi sıfatlar kullanmaları olayın taraflar arasında inanç farklılaşmasından doğduğunu kanıtlamaktadır.
Gezi olayları sırasında, Tayyip Erdoğan’ı eleştirirken kullandığı dil yüzünden, zamanın başbakanı tarafından mahkemeye verilen, AKP’nin “aptestli kapitalizm” uygulamasına sert saldırılarda bulunan, bu çevrelerce “Gezi İmamı” olarak nitelenen ve cemaatlere aşina olanlarca “tabu yıkan” kişi olarak anılan İhsan Eliaçık, kendini inançlarına içtenlikle bağlı, itikadının gereklerini yerine getiren bir mümin olarak görüyor ve ilan ediyor.
Değil yalnız laik ülkelerde, İslam inancında da kimsenin inancının içtenliğini ve derecesini sorgulayıp yargılamak kimsenin haddi olmadığına göre, hiç kimse Eliaçık’ın Müslümanlığını yadsımaya cüret edemez.
Ama Kitap Fuarı’nın girişinde yazara saldıranlar bunu yapmaktan çekinmiyorlar.
Dikkat buyurunuz! Saldıranlar Müslüman ve saldırıları İslam adına yapıyor, ama aynı zamanda saldırıya uğrayan da Müslüman ve saldırıya uğramasının nedeni de yine İslam.
Bunu biz söylemiyoruz, Eliaçık’a “ateist, dinsiz, Kayseri’nin utancı” diye saldıranların bizzat kendileri söylüyorlar.
***
Kimliklerin ve inançların getirilip, politikanın göbeğine oturtulduğu bir ülkede onaylanmış, güce biat etmiş AKP yanlısı Müslüman olmazsan, Müslümanlık da, kişiyi dinci saldırıdan masun kılmıyor.
Kayseri’de mazlumun İslamı ile “benim gibi düşüneceksin, biat edeceksin!” diye dayatan zorbanın İslamını karşı karşıya getiren bu olay laikliğin, mutekit, içten Müslümanlar da dahil, herkes için gerekli olduğunu kanıtlayan çarpıcı bir örnektir.
Resmen kâğıt üzerinde hâlâ “laik!” ama fiilen “zorbanın İslamı”nın dayatmacısı rejimin polisinin ise, demokrasilerde olması gerektiği gibi, yazara müdahaleyi bertaraf ederek, fuara girişin önündeki engelleri kaldırmak yerine, saldırganların amaçladıklarını gerçekleştirerek, girişi yasaklamasının şaşılacak bir yönü yok.
Rejim Zorba’nın İslamı olunca, güvenlik güçleri de o yönde hareket edecek ve zorbanın karşısına mazlumun İslamı dahil kim çıkarsa çıksın, ezip geçecektir.
Evet bir kez daha hatırlatalım:
Laiklik herkese lazım.
Ali Sirmen / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder