TBMM’de bütçe görüşmeleri sırasında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, muhalefete çatarken Necip Fazıl’dan şu alıntıyı yapmış:
- Bugün bizim muhalefet iktidarı düşürmek hırsıyla vatanı düşürmeye bile razıdır.
Bakanın bu sözleri üzerine ortalık birbirine girmiş, milletvekillerinin yumruk yumruğa gelmelerine ramak kalmış.
CHP’lilerin büyük tepkisi söz konusu tümcenin ünlü Büyükdoğu gazetesinde yayımlandığı 1956 yılında Türkiye’de ana muhalefette bugünkü gibi, yine onların bulunmasından kaynaklanıyor.
Necip Fazıl, Kadri Gürsel’in önceki gün köşesinde yazdığı gibi, basın özgürlüğünü, demokrasiyi hiçe sayan, bunları kendi baskıcı, yasakçı, dinci ideolocyasını iktidara getirmek için araç olarak kullanmaktan kaçınmayan, Türkiye’de oportünist sağın sık sık başvurduğu, kumarhanede basıldığında oraya “edebi tetkiklerde bulunmak için” gittiğini söyleyebilecek kadar pişkin, temizliği çok kuşku götüren bir kaynaktır.
Dün Özgür Mumcu, dininin ve kininin davacısı gençlik emeli peşinde olan Necip Fazıl’ın bıraktığı teokratik, totaliter rejim özlemi mirasını anlattı köşesinde.
Basınımızın duayeni, Altan Öymen de anı türünün başyapıtları arasında yer aldığı tartışma götürmez dev eserinin “Öfkeli Yıllar” adlı bölümünde, Necip Fazıl’ın o dönemde iktidarın para vererek istediğini yazdırdığı “besleme basın”ının öncüleri arasında olduğunu anlatır.
Altan Öymen, “Öfkeli Yıllar”ın 461- 465.
sayfaları arasında, Necip Fazıl’ın kendi ifadesine dayanarak, önceleri
haftalık olarak çıkan Büyükdoğu dergisinde sürekli olarak övgüler
düzülen Tevfik İleri’nin aracılığıyla, Başbakan Menderes ile nasıl görüştüğünü ve Büyükdoğu’nun günlük gazeteye dönüşmesi için kendisine nasıl para verildiğini anlatır.
Şimdi Menderes’ten para isteyen görüşmesinden olumlu sonuç almış olan Necip Fazıl’ı dinleyelim:
“... Başvekâletten çıkınca doğru Tevfik İleri’ye koştum ve Başvekille bütün konuşmalarımızı tek tek anlattım ve müjdeyi verdim.
- Evet, dedi arkanızdan telefon etti ve o da kısaca anlattı... Siz gelir gelmez kendisini telefonla aramamı istedi.
... Telefon ahizesi Tevfik İleri’nin kulağında:
- Her şeyi anladım. Kendisine anlatır ve onun adına teşekkür ederim.
Tevfik İleri ahizeyi yerine bıraktı ve mes’ut gözlerle bana baktı:
- Size söyleyemediği bir sözü bana söyletiyor. Öğleden sonra Başvekâlete gidecek ve Müsteşar Salih Korur’u göreceksiniz. Size Beyefendi’nin emriyle 5000 lira takdim edecek. Bu gazetenin kuruluncaya kadarki masraflarınız ve rahatınız içindir...”
Ne var ki sonra parayı almak için gittiği Ahmet Salih Korur, Necip Fazıl’ı hiç memnun bırakmamıştır. Necip Fazıl o bölümü de şöyle anlatır:
“... Ankara masonlarının üstadı olan mumaileyh bizden ziyade efendisine beslediği gizli nefret hissiyle paraları her sayışta yüzümüze bir tokat atarcasına elindeki desteden 5000 lira ayırdı ve önümüze doğru itti:
- Al! Onca kasadarlığı bana ‘sen!’ diye hitap etmesine yetiyordu...”
Ve Necip Fazıl, daha sonra verilecek olanlardan ayrı olarak, gazete çıkana kadar rahatı için verilen 5000 lirayı alır.
Bu olaydan sonra da Necip Fazıl gazetesinde iktidarı öven muhalefete söven yazılar yazmaya koyulur.
Hatta bir ara daha da ileri giderek, akıl da verir:
- İsmet Paşa intihar etmelidir!
İşte Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin referans gösterdiği Necip Fazıl ile “Büyükdoğu”sunun günlük gazeteye dönüşmesinin öyküsü bu.
60 yıl önce Necip Fazıl’a bastırıyorlardı parayı, yazdırıyorlardı istediklerini...
Yani 60 yılda medya cephesinde yeni bir şey yok!
Basına yaklaşımı ve basından referansı bu olan bir iktidarın basın özgürlüğü klasmanında 180 ülke arasında 155’inci sırada olmasında şaşıracak bir yön yoktur.
Hani ne demiş büyüklerimiz:
- Bana referansını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
Ali Sirmen / CUMHURİYET
- Bugün bizim muhalefet iktidarı düşürmek hırsıyla vatanı düşürmeye bile razıdır.
Bakanın bu sözleri üzerine ortalık birbirine girmiş, milletvekillerinin yumruk yumruğa gelmelerine ramak kalmış.
CHP’lilerin büyük tepkisi söz konusu tümcenin ünlü Büyükdoğu gazetesinde yayımlandığı 1956 yılında Türkiye’de ana muhalefette bugünkü gibi, yine onların bulunmasından kaynaklanıyor.
Necip Fazıl, Kadri Gürsel’in önceki gün köşesinde yazdığı gibi, basın özgürlüğünü, demokrasiyi hiçe sayan, bunları kendi baskıcı, yasakçı, dinci ideolocyasını iktidara getirmek için araç olarak kullanmaktan kaçınmayan, Türkiye’de oportünist sağın sık sık başvurduğu, kumarhanede basıldığında oraya “edebi tetkiklerde bulunmak için” gittiğini söyleyebilecek kadar pişkin, temizliği çok kuşku götüren bir kaynaktır.
Dün Özgür Mumcu, dininin ve kininin davacısı gençlik emeli peşinde olan Necip Fazıl’ın bıraktığı teokratik, totaliter rejim özlemi mirasını anlattı köşesinde.
Basınımızın duayeni, Altan Öymen de anı türünün başyapıtları arasında yer aldığı tartışma götürmez dev eserinin “Öfkeli Yıllar” adlı bölümünde, Necip Fazıl’ın o dönemde iktidarın para vererek istediğini yazdırdığı “besleme basın”ının öncüleri arasında olduğunu anlatır.
***
Şimdi Menderes’ten para isteyen görüşmesinden olumlu sonuç almış olan Necip Fazıl’ı dinleyelim:
“... Başvekâletten çıkınca doğru Tevfik İleri’ye koştum ve Başvekille bütün konuşmalarımızı tek tek anlattım ve müjdeyi verdim.
- Evet, dedi arkanızdan telefon etti ve o da kısaca anlattı... Siz gelir gelmez kendisini telefonla aramamı istedi.
... Telefon ahizesi Tevfik İleri’nin kulağında:
- Her şeyi anladım. Kendisine anlatır ve onun adına teşekkür ederim.
Tevfik İleri ahizeyi yerine bıraktı ve mes’ut gözlerle bana baktı:
- Size söyleyemediği bir sözü bana söyletiyor. Öğleden sonra Başvekâlete gidecek ve Müsteşar Salih Korur’u göreceksiniz. Size Beyefendi’nin emriyle 5000 lira takdim edecek. Bu gazetenin kuruluncaya kadarki masraflarınız ve rahatınız içindir...”
Ne var ki sonra parayı almak için gittiği Ahmet Salih Korur, Necip Fazıl’ı hiç memnun bırakmamıştır. Necip Fazıl o bölümü de şöyle anlatır:
“... Ankara masonlarının üstadı olan mumaileyh bizden ziyade efendisine beslediği gizli nefret hissiyle paraları her sayışta yüzümüze bir tokat atarcasına elindeki desteden 5000 lira ayırdı ve önümüze doğru itti:
- Al! Onca kasadarlığı bana ‘sen!’ diye hitap etmesine yetiyordu...”
Ve Necip Fazıl, daha sonra verilecek olanlardan ayrı olarak, gazete çıkana kadar rahatı için verilen 5000 lirayı alır.
***
Hatta bir ara daha da ileri giderek, akıl da verir:
- İsmet Paşa intihar etmelidir!
İşte Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin referans gösterdiği Necip Fazıl ile “Büyükdoğu”sunun günlük gazeteye dönüşmesinin öyküsü bu.
60 yıl önce Necip Fazıl’a bastırıyorlardı parayı, yazdırıyorlardı istediklerini...
Yani 60 yılda medya cephesinde yeni bir şey yok!
Basına yaklaşımı ve basından referansı bu olan bir iktidarın basın özgürlüğü klasmanında 180 ülke arasında 155’inci sırada olmasında şaşıracak bir yön yoktur.
Hani ne demiş büyüklerimiz:
- Bana referansını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
Ali Sirmen / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder