Ivan Stepanovanych Marchuk yapıtları özgürlükçü, evrensel, fantastik, mistik olarak tanımlanan bir ressam. 12 Mayıs 1936’da bugünkü Ukrayna’nın batısında yer alan Ternopil bölgesinin Moskalivka köyünde dünyaya geliyor.
Dönemin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde yedi yıl ilk eğitimini aldıktan sonra 1951-1956 yılları arasında Lviv Uygulamalı Sanatlar Okulu’nda Dekoratif Resim öğrenimi görüyor.
Askerliğini bitirdikten sonra 1965’te yine aynı okulun Seramik Bölümü’nden mezun oluyor.
1968’de başladığı Kyiv’deki Anıtlar ve Dekoratif Sanat Merkezi’ndeki çalışmasının ardından 1984’te bağımsız olarak üretmeyi seçiyor.
Fakat dönemin SSCB iktidarı Marchuk’u “hain, milliyetçi, tehditkâr” bulacak ve 17 yıl boyunca kendisine özgü sanatını itibarsızlaştırmaya çalışacaktır. Örneğin bir grup yasaklı sanatçıyla Eylül 1974’te Sosyalist Gerçekçi anlayışa karşı Moskova dışında açtığı sergi, yüzü aşkın milis tarafından buldozerlerle imha edilmek istenecektir.
Ve Marchuk bir süre Avustralya, Kanada ve ABD’de göçmen yaşamı sürdürdükten sonra, ülkesinde ilk resmi sergisini SSCB’nin dağılmasının ardından 1990’da bugün Ukrayna Ulusal Müzesi olarak bilinen dönemin Kyiv Ukrayna Güzel Sanatlar Ulusal Müzesi’nde açacaktır.
Ukrayna Ulusal Taras Shevchenko Ödülü’ün sahibi olan Marchuk, ülkesinin ressamları arasında Roma Modern Sanat Akademisi Altın Locası’na kabul edilen tek kişi.
İngiliz gazetesi “The Daily Telegraph” da 2007 yılında “insanlığın yüz dâhisi” arasında modern dünyanın çok boyutlu bir imgesini yaratmış ve zamanın önüne geçmiş olan, sanayi sonrası uygarlığın eğilimlerini ve geleceğini belirleyen dâhiler arasında Marchuk’un adına da yer verecektir.
Olena Balun, Marchuk’u şöyle değerlendiriyor:
“Ivan Marchuk ‘Ben hissederim, kopyalamam ya da taklit etmem’ düsturunu benimsemiş yeni bir özgür düşünenler kuşağına aitti. Lviv’deki atölyesi bu algının oluşmasında önemli bir rol oynadı. Galicia’nın Kyiv’deki politik merkezden çok uzak olması onun bu öğretme yöntemlerini seçerken daha özgür olmasını sağladı. Marchuk’un öğretmenlerii Karlo Zvirynski ve Roman Selskyi ilk avangard hareketin temsilcileriyle burada tanıştılar ve kendi sanatsal ilkelerini de olabildiğince öğrencilerine yalın bir şekilde aktardılar.
Naif sanat altmışların sanatçılarının yeniden yorumladığı en önemli eğilimlerden bir oldu. Ivan Marchuk da naif sanata yöneliyordu. Bir köyde büyümüştü. Eserleri, çarlık ve Sovyet rejimlerinde bile asimile olan şehirlerde değil, köylerde canlı kalan Ukraynalı kültür ve geleneklerden esinlenmişti. Bunların Marchuk’un resimlerindeki yansıması, sanatçının onları taklit etmekten çok, kendiliğinden yarattığı konu ve desenlerle duygularını ifade eder.”
Marchuk’un ilk yapıtlarının çekiciliğini de Andreii Topachevskyi 1967 yılında şöyle tanımlayacaktır:
“Marchuk bir hikâye anlatıcı gibi davranıyor, eserlerini ilginç bilmecelerle süslüyor: Bana söylemişlerdi, ama kendi dilimle anlatayım, çünkü kendi aklım var. Folklor kaynağından yudumluyorum, ama o kaynak suyundan aldığım şey ekşi bir borşç çorbası ya da (Ukrayna’nın geleneksel meyve içkisi) tatlı uzvar göreceksiniz.”
Proje direktörlüğünü Fahri Özdemir ile Nalan Uygur’un, küratörlüğünü Coşar Kulaksız’ın yaptığı Ivan Marchuk’un “Düşsel Detaylar” başlıklı resim sergisi 09 Mart 2018’de İzmir Folkart Gallery’de açıldı.
Sergi 20 Mayıs’a kadar izlenebilecek…
Refik Durbaş / BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder