1976 yılından beri turizm bilincini geliştirmek için kutlanan bir haftanın içerisindeyiz: 15-21 Nisan Turizm Haftası. Önceleri dolup taşan Sultanahmet'i, Eminönü'nü şimdilerde tenha gördüyseniz, ister istemez bir merak oluşuyor içinizde; 'Turizm ne durumda?', 'Neden yalnızca Orta Doğulu turist var?", "Avrupalı turist neden gelmiyor?'.. Haftanın önemi vesilesiyle, tüm bu sorulara yanıt bulmak için öncelikle verilere bir bakalım...
Veriler ne söylüyor?
TÜİK'in 2017 Turizm İstatistikleri uyarınca, ülkeyi ziyaret eden turist sayısı (ki bu sayı çıkış yapan yabancı ziyaretçiler temel alınarak hesaplanıyor), 2014 ve 2015 yıllarında 41 milyon civarında iken, geçen sene büyük düşüş yaşandığı gözleniyor. Her ne kadar 2017 verileri, 2016'dan yüksek olsa da 2016 yılı darbe teşebbüsü nedeniyle verilerin fazla düşüş gösterdiği bir yıl. Bu yüzden yalnızca 2016'ya göre yaşanan değişimle değil, önceki iki yıla da bakarak değerlendirme yapmak gerekiyor.
2017 yılında ülkemizi ziyaret edenlerin sayısı 38.620.346.
Ancak yalnızca bu veri ile turizm sektörünün ne durumda olduğunu yorumlamamız mümkün değil elbet. Ziyaret edenlerin seyahatleri boyunca ülkeye ne kadar döviz girişi oldu, yani turizm geliri ne oranda arttı veya azıldı ona da bakmak gerekiyor...
Turizm geliri için de öncelikle 2014 ve 2015 yıllarına bakarsak, gelirin sırasıyla 34,4 milyar $ ve 31,4 milyar $ olduğunu görüyoruz. 2016 yılında ise, bu miktar 22,1 milyar $ olarak gerilemiş. 2017 yılına gelindiğinde, %18,9 bir artma ile gelirin 26,3 milyar $ olduğunu görüyoruz.
Ziyaretçilerin kişi başı ortalama harcaması ise, 681 $ civarında.
Tüm bu sayılardan hareketle, Gayri Safi Millî Hasıla içerisinde turizmin payı, 2017 yılında %3,1. Yine 2014 ve 2015 yılına dönüp bakarsak bu oranın 2014'te 4,3; 2015'te ise 6,2 olduğunu görüyoruz. Yani millî gelir içerisinde turizmin payının düşüşte olduğunu söylemek mümkün.
Oysa önemli bir döviz kaynağı olan turizmin, cari açık veren ve döviz yoksunluğu yaşayan Türkiye gibi ülkelerdeki ekonomik önemi çok yüksek. Bu açıdan, turizm, hem bölgesel hem ulusal kalkınmada etkin bir oyuncu...
Turizm sektörüne ilişkin diğer bir veri olarak, Türkiye'ye ziyaretlerin hangi milliyetlerden yapıldığına da bakmak gerekiyor...
Peki, Türkiye'ye ziyaret, en çok hangi ülkelerden gerçekleşiyor?
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği 2017 İstatistikleri geçen yıl Türkiye'ye en çok Rusya'dan ziyaretçi geldiğini gösteriyor. Rusya'dan gelen ziyaretçi sayısı 4,8 milyon. İkinci sıradaki Almanya'dan ise 3,6 milyon ziyaretçi geldiği belirtiliyor. Almanya'yı İran, Gürcistan ve Bulgaristan takip ediyor.
Burada dikkati çeken veriler ise şöyle...
Almanya, Türkiye'ye gelen turist sayısı olarak üst sıralarda görmeye alışık olduğumuz ülkelerden. Ancak son iki yılda ülkemize gelen Alman turist sayısında yüzde 50 oranında azalma gözleniyor. İsveç, ABD, Hollanda, Fransa, İngiltere de yine geçtiğimiz yıllara göre turist sayısında azalma görülen ülkeler...
Bunun yanı sıra, Iraklı turist sayısı geçen yıla göre yüzde 113 artış göstererek 896 bine ulaşmış. İran'dan gelen turist sayısının ise geçen yıla göre yüzde 50 artışla 2.5 milyona ulaştığı görülüyor. Suudi Arabistan'dan gelen ziyaretçi sayısı da 2017 yılında 651 bini aşarak yüzde 22 artış göstermiş. Kazakistan, Gürcistan, Bulgaristan, Azerbaycan, Ukrayna, Rusya ise yine turist sayısında artış yaşanan ülkelerden...
Bu değişimin sebebi ne?
Hatırlarsanız yılbaşında haberlerde ülkelerin vatandaşlarını Türkiye'ye git(me)me konusunda uyardığı haberlerini duyuyorduk sürekli. İşte bu haberlerin de temelin yer alan Batı Avrupalı turisti ülkemizden uzaklaştıran temel sebep; Türkiye'nin uluslararası alandaki imajı.
Çağdaş dünyada bireysel hak ve özgürlükler, kadın hakları ve demokrasi çok önemli kavramlar. Oysa Türkiye'nin bu alanlarda dışarıdaki imajının ne kadar zedelendiği ortada...
Avrupalı, modern ve çağdaş insanı temsil ediyor. Bu yüzden bu profil bizim için önemli.
Diğer yandan rahatlık ve imkânlar da turizmde çok önemli. Dünyada pek çok ülkenin metropolleri, gelişmiş metroları ve çokça şeritli otobanları ile turiste ulaşım kolaylığı sağlarken; İstanbul'a gelen turistlerde hep aynı yakınma: "İstanbul çok güzel ama trafik..."
Geçen yıl Rusya'da ve iki ülke arasında yaşanan krizler sebebiyle Rus turist sayısında gözlenen azalma geçti diye, turizm iyiye gidiyor denilemez. Özellikle de Uzak Doğu veya Amerika kıtası ülkeleri gibi Türkiye'ye coğrafi konumları hayli uzak ülkelerden vatandaşlar plajda güneşlenip gitmek için gelmezler. Bu yüzden fazlasını yapmak gerekiyor...
Kültür turizmini iyi tanıtmak, yabancı ziyaretçileri ülkemize gerçekleştirecekleri turizm hareketlerine teşvik etmek gerekiyor... Şehir içi yaşam standartlarını yükseltmek gerekiyor... Demokrasi ve insan hakları gibi kavramlara önem veren ülke imajını geri kazanmamız gerekiyor...
"Muasır medeniyetler seviyesine" çıkma hedefinden şaşmamamız gerekiyor... Görülüyor ki aksi bir tutum, turizmi dahi etkiliyor...
Fatma Çelik / YENİÇAĞ
Veriler ne söylüyor?
TÜİK'in 2017 Turizm İstatistikleri uyarınca, ülkeyi ziyaret eden turist sayısı (ki bu sayı çıkış yapan yabancı ziyaretçiler temel alınarak hesaplanıyor), 2014 ve 2015 yıllarında 41 milyon civarında iken, geçen sene büyük düşüş yaşandığı gözleniyor. Her ne kadar 2017 verileri, 2016'dan yüksek olsa da 2016 yılı darbe teşebbüsü nedeniyle verilerin fazla düşüş gösterdiği bir yıl. Bu yüzden yalnızca 2016'ya göre yaşanan değişimle değil, önceki iki yıla da bakarak değerlendirme yapmak gerekiyor.
2017 yılında ülkemizi ziyaret edenlerin sayısı 38.620.346.
Ancak yalnızca bu veri ile turizm sektörünün ne durumda olduğunu yorumlamamız mümkün değil elbet. Ziyaret edenlerin seyahatleri boyunca ülkeye ne kadar döviz girişi oldu, yani turizm geliri ne oranda arttı veya azıldı ona da bakmak gerekiyor...
Turizm geliri için de öncelikle 2014 ve 2015 yıllarına bakarsak, gelirin sırasıyla 34,4 milyar $ ve 31,4 milyar $ olduğunu görüyoruz. 2016 yılında ise, bu miktar 22,1 milyar $ olarak gerilemiş. 2017 yılına gelindiğinde, %18,9 bir artma ile gelirin 26,3 milyar $ olduğunu görüyoruz.
Ziyaretçilerin kişi başı ortalama harcaması ise, 681 $ civarında.
Tüm bu sayılardan hareketle, Gayri Safi Millî Hasıla içerisinde turizmin payı, 2017 yılında %3,1. Yine 2014 ve 2015 yılına dönüp bakarsak bu oranın 2014'te 4,3; 2015'te ise 6,2 olduğunu görüyoruz. Yani millî gelir içerisinde turizmin payının düşüşte olduğunu söylemek mümkün.
Oysa önemli bir döviz kaynağı olan turizmin, cari açık veren ve döviz yoksunluğu yaşayan Türkiye gibi ülkelerdeki ekonomik önemi çok yüksek. Bu açıdan, turizm, hem bölgesel hem ulusal kalkınmada etkin bir oyuncu...
Turizm sektörüne ilişkin diğer bir veri olarak, Türkiye'ye ziyaretlerin hangi milliyetlerden yapıldığına da bakmak gerekiyor...
Peki, Türkiye'ye ziyaret, en çok hangi ülkelerden gerçekleşiyor?
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği 2017 İstatistikleri geçen yıl Türkiye'ye en çok Rusya'dan ziyaretçi geldiğini gösteriyor. Rusya'dan gelen ziyaretçi sayısı 4,8 milyon. İkinci sıradaki Almanya'dan ise 3,6 milyon ziyaretçi geldiği belirtiliyor. Almanya'yı İran, Gürcistan ve Bulgaristan takip ediyor.
Burada dikkati çeken veriler ise şöyle...
Almanya, Türkiye'ye gelen turist sayısı olarak üst sıralarda görmeye alışık olduğumuz ülkelerden. Ancak son iki yılda ülkemize gelen Alman turist sayısında yüzde 50 oranında azalma gözleniyor. İsveç, ABD, Hollanda, Fransa, İngiltere de yine geçtiğimiz yıllara göre turist sayısında azalma görülen ülkeler...
Bunun yanı sıra, Iraklı turist sayısı geçen yıla göre yüzde 113 artış göstererek 896 bine ulaşmış. İran'dan gelen turist sayısının ise geçen yıla göre yüzde 50 artışla 2.5 milyona ulaştığı görülüyor. Suudi Arabistan'dan gelen ziyaretçi sayısı da 2017 yılında 651 bini aşarak yüzde 22 artış göstermiş. Kazakistan, Gürcistan, Bulgaristan, Azerbaycan, Ukrayna, Rusya ise yine turist sayısında artış yaşanan ülkelerden...
Bu değişimin sebebi ne?
Hatırlarsanız yılbaşında haberlerde ülkelerin vatandaşlarını Türkiye'ye git(me)me konusunda uyardığı haberlerini duyuyorduk sürekli. İşte bu haberlerin de temelin yer alan Batı Avrupalı turisti ülkemizden uzaklaştıran temel sebep; Türkiye'nin uluslararası alandaki imajı.
Çağdaş dünyada bireysel hak ve özgürlükler, kadın hakları ve demokrasi çok önemli kavramlar. Oysa Türkiye'nin bu alanlarda dışarıdaki imajının ne kadar zedelendiği ortada...
Avrupalı, modern ve çağdaş insanı temsil ediyor. Bu yüzden bu profil bizim için önemli.
Diğer yandan rahatlık ve imkânlar da turizmde çok önemli. Dünyada pek çok ülkenin metropolleri, gelişmiş metroları ve çokça şeritli otobanları ile turiste ulaşım kolaylığı sağlarken; İstanbul'a gelen turistlerde hep aynı yakınma: "İstanbul çok güzel ama trafik..."
Geçen yıl Rusya'da ve iki ülke arasında yaşanan krizler sebebiyle Rus turist sayısında gözlenen azalma geçti diye, turizm iyiye gidiyor denilemez. Özellikle de Uzak Doğu veya Amerika kıtası ülkeleri gibi Türkiye'ye coğrafi konumları hayli uzak ülkelerden vatandaşlar plajda güneşlenip gitmek için gelmezler. Bu yüzden fazlasını yapmak gerekiyor...
Kültür turizmini iyi tanıtmak, yabancı ziyaretçileri ülkemize gerçekleştirecekleri turizm hareketlerine teşvik etmek gerekiyor... Şehir içi yaşam standartlarını yükseltmek gerekiyor... Demokrasi ve insan hakları gibi kavramlara önem veren ülke imajını geri kazanmamız gerekiyor...
"Muasır medeniyetler seviyesine" çıkma hedefinden şaşmamamız gerekiyor... Görülüyor ki aksi bir tutum, turizmi dahi etkiliyor...
Fatma Çelik / YENİÇAĞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder