6 Haziran 2018 Çarşamba

Adayı alkışlamak - ÖZGÜR MUMCU

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Alaattin Duran, cumhurbaşkanı adayı  Muharrem İnce’nin ziyareti sonrasında YÖK’ün talimatıyla rektörlük tarafından görevinden alındı. Duran, yaptığı veda konuşmasında “Sayın Muharrem İnce’yi okula almamam gerektiği konusunda talimat verdiler. Ancak ben bunu kabullenemedim. Böyle bir şey mümkün değildi. Açıkça söylemek gerekirse dünkü olay ipimizi çekti” dedi. 

Geçen sene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun uçağı Bandırma 6. Ana Jet Üssü’ne indi. Kılıçdaroğlu, üste resmi selamlamayla karşılandı. Hatırlarsınız kıyamet koptu. Sadece iktidar yanlısı medya değil, iktidarın üyeleri de askeri töreni düzenleyenleri darbecilikle suçlayacak kadar sert tepki gösterdi. Üs komutanı “uyarı” cezası aldı. 

Geçen hafta TESK, Malatya’da bir iftar yemeği verdi. Yemekte Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı adayı Erdoğan konuşuyordu. Konuşmasının bir yerinde şunları söyledi:
Çırağa dükkân teslim edilmez. Siyasetin çıraklarına da Türkiye emanetedilmez. Siyasette hiçbir başarısı, hiçbir tecrübesi olmayanlara ülkenin yönetimini asla veremeyiz. Kardeşlerim; girdiği her yarışı kaybedenlerin ne kendilerine, ne de milletimize verebilecekleri bir şey yoktur.” 

24 Haziran seçimine yönelik, diğer adaylara ve özellikle Muharrem İnce’ye doğrudan eleştiri niteliği taşıyan bu sözler, açıkça bir seçim faaliyetinin parçasıydı. Konuşmasının tam bu kısmında protokol sıralarından bir alkış koptu. Alkışlayanlar arasında yüzünde engel olamadığı gülümsemesiyle 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel de vardı.
 
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda Temel’in derhal emekli edileceğini açıklayarak “Onun apoletlerini sökeceğim” dedi. 
Askeri Ceza Kanunu, askerlerin siyasi faaliyette bulunmasını yasaklıyor. Mahkemenin içtihadına bakınca, bu maddenin işletildiğini ve siyasi faaliyet yasağı sebebiyle askerlere ceza verildiğini görüyoruz. Siyasi gösteriye iştirak etmek de bu kapsamda. Elbette Korgeneral Temel, siyasi bir gösteriye katılmadığını, TESK’nin düzenlediği bir iftar yemeğinde ülkenin cumhurbaşkanını dinleyip alkışladığını ileri sürebilir. 
Gelgelelim, ne zaman cumhurbaşkanı, ne zaman cumhurbaşkanı adayı sıfatıyla konuştuğu belirsiz olan Erdoğan, iftar yemeğinde açık bir şekilde aday niteliğinde bir konuşma yaparak Korgeneral Temel’in bu duruma düşmesine yol açmıştır. 
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, Abdullah Gül’ün adaylık ihtimali doğduğunda helikopterle Gül’ün bahçesine inip ona telkinde bulunmasından sonra bir başka generalin Erdoğan’ın siyasi propagandasını alkışlaması, herhalde demokrasilerde rastlanılması olağan bir manzara değildir.

Devlet bir parti devletine dönüşürken, ordunun da bir parti ordusuna mı dönüştüğü soruları sorulmaya başlamıştır. Cemaat merkezli ve iktidar destekli siyasi davalarla yıpratılmış, cemaatin sızması ve darbe girişimiyle sarsılmış TSK’nin ve ülkenin en son ihtiyacı siyasallaşmış bir ordudur. 

İsmail Metin Temel’in Cumhurbaşkanı’nı alkışlaması, başkomutanına sadık bir askerin cumhurbaşkanına saygılarını sunması şeklinde değerlendirilemez. İsteyerek ya da istemeyerek, üniformasıyla siyasi propagandayı desteklemiştir. 

Ordunun siyasallaşması ve partizanlaşması eleştirilerine karşı kendisini ve kurumunu korumak için istifa seçeneğini değerlendirmesinde fayda var. 

Seçilmiş iktidarın “askeri vesayete” tabi olması ne kadar demokrasiye uymazsa, bir partinin orduya kendi siyasi kimliğini vermesi de o kadar, belki daha da fazla uymaz.

Özgür Mumcu / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder