Suriye ordusunun müttefiklerinin desteğiyle İdlib’deki El Kaide devletçiğinin üzerine yürümesinin eli kulağındayken Rusya sınırının hemen ötesindeki Donbass’ı sarsan suikast belki şoke edici ama şaşırtıcı değil. Donbass’taki iki halk cumhuriyetinden (Donetsk ve Lugansk/DNR-LNR) DNR’nin popüler ve tartışmasız genç lideri Aleksandr Vladimiroviç Zaharçenko geçen cuma düzenlenen bombalı suikastla öldürüldü.
***
Temmuz ayının son 15 gününü geçirdiğim Donbass’tan izlenimlerimi bayramda dört bölümlük dizi olarak yayımlamıştım. 2014’te ‘Meydan’ olarak anılan ‘renkli devrim’, Batı medyası tarafında içindeki İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma Nazi işbirlikçisi Banderistlerin mirasını sahiplenen neo-nazi unsurlar halı altına süpürülerek ‘demokrasi girişimi’ olarak sunulmuştu. Karşısındaki ‘Anti-Meydan’ protestoları ile oluşan DNR ve LNR ise görmezden gelinmişti. Dizide buradaki siyasi, toplumsal ve ekonomik dinamiklerini anlatmaya, sosyolojik yapıya ışık tutmaya çalışmıştım.
***
Donetsk’teyken Zaharçenko ile görüşmek nasip olmadı. Kısmen genç liderin basını önemsememesi, kısmen zaman sorunundan ötürü. Ne kadar sevildiğini, savaş ve yaşanan zorluklara karşılık liderliğinin tartışmasızlığına tanıklık ettim.
Zaharçenko’nun babası Ukraynalı, annesi Rus. O salt Ukrayna değil SSCB ağır sanayisinin kalbinin attığı ‘Donetsk’in evladıydı’. Elektrik mühendisliği okuyup kömür madenlerinde çalışmış. Orduda görev almış. Sınıfsal köken olarak küçük burjuva. Bölgede saygı duyulan Sovyet mirasına sahip çıkan kuşaktan. Dolayısıyla Kiev’deki sivil darbe onun, halk ordusuna dönüşen gönüllü milislere katılmasına yol açıyor. 2014’ten sonra iki kez yaralanıyor, çok sayıda suikast girişiminden kurtuluyor. Kasım 2014’te Donetsk Sovyet’i (Konsey) tarafından seçildiğinden beri DNR başkanıydı. Geçen sene LNR lideriyle birlikte ‘Malorossiya’yı ilan etse de bunu zamana yaymıştı. Sonuncusu Şubat 2015’te imzalanan iki Minsk anlaşmasında imzası vardı. Kiev, ateşkes ve özel statü sunan bu anlaşmaları hiç uygulamadı.
Zaharçenko’nun babası Ukraynalı, annesi Rus. O salt Ukrayna değil SSCB ağır sanayisinin kalbinin attığı ‘Donetsk’in evladıydı’. Elektrik mühendisliği okuyup kömür madenlerinde çalışmış. Orduda görev almış. Sınıfsal köken olarak küçük burjuva. Bölgede saygı duyulan Sovyet mirasına sahip çıkan kuşaktan. Dolayısıyla Kiev’deki sivil darbe onun, halk ordusuna dönüşen gönüllü milislere katılmasına yol açıyor. 2014’ten sonra iki kez yaralanıyor, çok sayıda suikast girişiminden kurtuluyor. Kasım 2014’te Donetsk Sovyet’i (Konsey) tarafından seçildiğinden beri DNR başkanıydı. Geçen sene LNR lideriyle birlikte ‘Malorossiya’yı ilan etse de bunu zamana yaymıştı. Sonuncusu Şubat 2015’te imzalanan iki Minsk anlaşmasında imzası vardı. Kiev, ateşkes ve özel statü sunan bu anlaşmaları hiç uygulamadı.
***
Geride dul bir eş ve dört çocuk bırakan Zaharçenko’nun suikastı Kiev’i sevince boğdu. Suikastın arkasındakileri henüz bilmiyoruz ama neden-sonuç ilişkileriyle tahminde bulunmak mümkün. Son dört senede DNR ve LNR’de sayısız askeri, siyasi lider suikastlarla öldürüldü. Hepsinin baş şüphelisi Ukrayna ordusu istihbaratı ve kontrgerilla. Zaharçenko vakasında da DNR onları suçluyor. Son derece profesyonel hazırlandığı anlaşılan suikasttan ötürü ABD’yi işaret edenler eksik değil. Bunda Washington’ın Kiev’e askeri desteğinin artırmış olmasının rolü büyük.
***
Karşıt cephe ise Moskova’nın Zaharçenko’dan bıktığını, suikastın DNR’deki ‘çetelerin’ işi olabileceğini öne sürüyor. Ortada kanıt yok. Zaharçenko’nun DNR’de sağladığı istikrar, LNR’deki gibi rakip kanat olmamasının yanı sıra Moskova ile uyumu ortadayken niye?.. Aksi akıl yürütmede ise Zaharçenko’nun ölümünün neo-faşistlere direnenlere darbe vurduğu ortada. DNR’yi ve Moskova’yı saldırıya zorlamak hedefi güdülmüş olabilir. Hele de Rusya Suriye/İdlib ile meşgulken yeni bir askeri saldırı hazırlanıyor olabilir...
***
DNR ve LNR klasik ‘ayrılıkçılık vakası’ değil. Bu tarihsel, siyasi, ekonomik ve sosyolojik olarak koca bir yalan. Donbass ahalisi SSCB döneminde 70 sene aynı ülkenin vatandaşları. Hemen hepsi Rusça konuşan bir nüfus. Askeri, siyasi ve insani yardımını reddetmeyen Rusya’nın bölgeye ordu göndermesine gerek yok. Şahsen Donbass’ta daha ziyade Rus ordusunun gelmemesiyle hayal kırıklığı yaşayanlara tanıklık ettim.
Hal böyleyken Ukrayna yönetiminin ABD’den aldığı askeri desteği, Amerikalı subayların Azov taburu gibi neo-nazilerle iletişimlerini, Kiev’in NATO eşliğinde tatbikatlar düzenlediğini anımsatmalı.
Hal böyleyken Ukrayna yönetiminin ABD’den aldığı askeri desteği, Amerikalı subayların Azov taburu gibi neo-nazilerle iletişimlerini, Kiev’in NATO eşliğinde tatbikatlar düzenlediğini anımsatmalı.
***
Batı 2014’te 2004’te başaramadığı ‘renkli devrim’ hamlesi ile stratejik hata yapmıştı. Donbass’ın direnişi Moskova’ya Kırım’ın federasyona geri dönüşünü getirirken Karadeniz-Akdeniz hattına ‘yolunu açmıştı’. Zaharçenko suikastı üzerinden Moskova’ya kendi siyasi/tarihi/sosyolojik coğrafyasından ne mesaj verilmek istenildiyse, Kızıl Meydan’daki buz gibi duvarlara toslayacağını beklemek yanlış olmaz.
Ceyda Karan / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder