Sermayenin ülkesi kârıdır, düşeceğini anlayınca korkar, kaçar. Ürkütülmüş insanların göçüp, başka ülkelerde ikbal araması ise doğaldır. Ama Türkiye’de kalıp direnenler de var. Bunun en önünde de yine sıradan halk bulunuyor.
Amerikan New York Times (NYT) gazetesi, son yıllarda hızla artan "Türkiye'den yurt dışına göç" konusu ile ilgili bir haber yaptı. "Erdoğan'ın vizyonuna hararetle karşı çıkan Türkler, yeteneklerini ve varlıklarını da alarak, kitleler halinde ülkeyi terk ediyor" denilen haberde, göçün nedeninin "kayırmacılık ve artan otoriterleşme" olduğu söylendi. Haberde atıf yapılan Yıldız Holding ise elindeki hisseleri Türk mahkemelerinin yetki alanının dışına çıkardığı iddiasını, "Yapılan art niyetli siyasi bir yorum" diyerek yalanladı.
Habere göre göçenlerin çoğunluğu, "Ülkenin kuruluşundan bu yana, kültür ve iş hayatına yön veren” üst sınıf aileler. Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi ülkeler revaçta. Göçenler bu ülkelere genellikle mülk alma yoluyla yerleşiyor. Aralarından 12 bini Dolar milyoneri. Yani insan göçüne sermaye göçü eşlik ediyor. Fakat sermayenin göç için tercih ettikleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri de var.
NYT’nin haberinde söylenmek istenen sona saklanmış. Şöyle ifade ediliyor haberden murad: "Eğer tarihte, ülkelerin yaşadığı önemli yıkımlara bakılırsa, bu yıkımların öncesinde varlıklı insanların o ülkeden göç ettiği görülür."
MALTA PARADİSE
Listedeki “Birleşik Arap Emirlikleri” şu açıdan önemli, “ülkenin kuruluşundan bu yana, kültür ve iş hayatına yön veren” üst sınıf ailelerin bu ülkede Türkiye’den daha aydınlık bir ortam bulmaları düşünülemez. Demek ki insan göçü ile sermaye göçü arasında doğrudan bir bağlantı yok. Listede yer alan ilginç ülkelerden biri de Malta. Malta’ya sermaye göçünün yeni olduğu söylenemez. Çünkü ICIJ, offshore hesapları ve şirketleri olan zenginleri ve siyasetçileri açıkladığı Paradise Papers’ta Türkiye’de keyfi yerinde olan siyasetçilerin bu ülkede “yatırımlar yaptığı” iddia edilmiş, Binali Yıldırım ve oğullarının Malta'daki Off-Shore hesaplarında kayıtları olduğu ortaya çıkmıştı. Zamanın Başbakan Binali Yıldırım bu yöndeki iddialı yalanlamıştı gerçi ama Twitter'daki resmi Başbakanlık hesabının takip ettiği dört kullanıcıdan birinin Malta Cumhurbaşkanı Marie-Louise Coleiro olması manidar bulunmuştu.
O günden bu yana Malta Adası revaçta. Türkiye’den çok sayıda ünlü zengin de, yatırım yapmanın ötesine geçerek Malta vatandaşlığına geçtiği belirlendi. Bu seçkin zenginlerimiz, emlak satın alarak Malta’da her yıl belli sayıda yabancı yatırımcıya vatandaşlık verilmesini sağlayan “Citizenship by Investment” (Yatırımla Vatandaşlık) programından yararlandı. Vatandaşlığa girenlerin listesi, Malta’nın Resmi Gazetesi’nde ilan edildi.
Listede yer alan isimler şöyle:
-2017’de gelir vergisi rekortmenleri arasına 10’uncu sıradan giren Gönenç Gürkaynak ve avukat eşi Serra Ayşe Başoğlu Gürkaynak.
-Kurukahveci Mehmet Efendi adıyla bilinen kahve şirketinin marka sahipleri Hulusi Kurukahveci, Nezlihan Akyürek Kurukahveci, Hulusi Doruk Kurukahveci.
-İlaç şirketi Abdi İbrahim’in patronu Nezih Barut, kardeşi Nesrin Esirtgen ve oğlu İbrahim Barut, Orta Anadolu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Karamancı.
-Reha Tekstil’in sahibi Mehmet Reha Demirdağ, Arvento Genel Müdürü Özer Hıncal.
-Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erol Sabancı’nın kızları Çiğdem Sabancı Bilen ve Suzan Sabancı Dinçer. Suzan Sabancı Dinçer’in çocukları Ceyda Sabancı Dinçer ve Haluk Akay Sabancı Dinçer. Çiğdem Sabancı Bilen’in eşi Faruk Bilen ve iki çocuğu (Gözdem ve Gizem Bilen), Şevket Sabancı’nın torunları Can Köseoğlu, Kazım Köseoğlu, Zeynep Köseoğlu, Irmak Köseoğlu.
YATIRIM YOLUYLA MALTA VATANDAŞLIĞIN BEDELİ
Yatırım yoluyla Malta vatandaşlığı oldukça maliyetli bir süreci kapsıyor. Yatırım için öncelikle Malta Ekonomik ve Sosyal Kalkınma fonu için 650 bin Euro katkıda bulunmalısınız. Yani bu parayı devlete hibe edeceksiniz. Bunun üzerine en az 350 bin Euro değerinde gayrimenkul almanız, hükümete ait tahvillere 150 bin Euro değerinde yatırım yapmanız şart. Aile ile başvurularda kişi başına ekstra ücretler ödemeniz gerekiyor.
Türkiye’den nitelikli nüfus göçünün nedeni ülkenin geleceğinin iktidar tarafından hızla karartılması olabilir ama Malta kaçkınının sebebinin bu olmadığı aşikâr. Sermaye her zaman göçer ve daha vergisiz, daha kârlı alanlar arar. Vergi cennetlerindeki Offshore hesaplara sermaye yığılması AKP döneminde ortaya çıkmış bir gelişme değil, kapitalizmin olağan hali. Vergi cennetlerinin vatandaşı olmak ise pastanın üzerindeki krema.
ENSEYİ KARARTACAK BİRŞEY YOK
Sermayenin ülkesi kârıdır, düşeceğini anlayınca korkar, kaçar. Ürkütülmüş insanların göçüp, başka ülkelerde ikbal araması ise doğaldır. Ama Türkiye’de kalıp direnenler de var. Bunun en önünde de yine sıradan halk bulunuyor.
Araştırma şirketi Konda, 10 yıllık toplumsal değişim raporu yayımladı. Rapora göre ev sahibi olanların oranı yüzde 74'ten yüzde 66'ya gerilerken kiracıların oranı yüzde 21'den yüzde 29'a çıktı. AKP’nin inşaat çılgınlığına rağmen oldu bu. Yani ihtiyaç fazlası on binlerce konut yapılması evsizlerin artmasına engel olmadı.
Aile Bakanlığı kurup, ha bire aile lakırdısı etmelerine rağmen evlilerin oranı yüzde 71'den 65'e düştü.
Dağı taşı imam hatip yapmalarına, insanların üzerine Diyanet boca etmelerine rağmen "dindar" olduğunu söyleyenler de 10 yılda yüzde 55'ten yüzde 51'e geriledi. Kendisini "Ateist" olarak tanımlayanların oranı 3 kat artarak yüzde 1'den yüzde 3'e yükseldi, "İnançsız"ların oranı yüzde 1'den yüzde 2'ye çıktı. Oruç tutanların oranı yüzde 77'den yüzde 65'e geriledi.
En hoş tarafı da şu, basını havuzda toplamanın iktidara hiçbir yararı olmadı. 2008'de gazete okuduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 61'ken, bu oran 10 yılın ardından yüzde 26'ya geriledi. Sosyal medya kullanım oranıysa yüzde 38'den 72'ye çıktı.
Yani bu ülkenin bir yanı direniyor, aydınlık ve yerli yerinde. Sermayenin kaçmasında ise kendi açılarından fayda var. Zira eninde sonunda bu ülkeyi soymalarının ve karanlığa mahkûm etmelerinin hesabını vermek zorunda kalacaklar.
Orhan Gökdemir / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder