2 Şubat 2019 Cumartesi

Tevfik Fikret’in aynasında gençlik - Öner Yağcı

İnsanlaşma savaşımının öznesidir gençlik.

Bir ömrün anlam kazanmaya başlaması, yaşamın öznesi olma yolunda atılan adımlara bağlıdır. İnsanın bebeklik süreci kesinlikle büyüklere bağlı olduğu için bu süreçte atılan adımlar yalnızca çocukluk sürecine ve özne olmaya hazırlanma dönemidir. Nesne olmaktan çıkıp özne olmaya doğru gidiş, insan olma yolundaki çocuklukla başlayan, gençlikle süren, en önemli dönemdir. 

Gençliğe, Tevfik Fikret’in (1867-1915) aynasından bakacağım.
 
Tevfik Fikret, geleceği kurmanın yolunun yaratıcı, aydın gençler yetiştirmekten geçtiğini düşünür. Onun yeni okul, yeni insan arayışı geleceğin gerçek sahibi olarak gördüğü çocuklara, gençlere yaklaşımının ürünüdür. Gençlerin değerini kavrayan ilk büyük ve öncü aydınımızdır o. 

Çocukları ciddiye alır, onlar için yarattığı özel bir edebiyatla seslenir. Şermin’deki şiirlerinin tümünde de çocuklara insanlık değerlerinin kazandırılma kaygısı vardır. O, aydınlanma döneminin eğitimcisi olarak Umacı şiirinde hurafelere inanmak yerine bilimin aydınlığını savunur. Ezan şiirinde dinle çocukların korkutulmasını eleştirir, korku yerine sevgiyi önerir. Muhallebim ve Mektebim şiirinde okulun önemini vurgular. 

Çocukları yaşamın gerçekleriyle buluşturan bu aydınlanma şairinin, Bir Kız Mektebi İçin adlı şiirinin başında şu söz vardır: 
“Kızlarını okutmayan millet, oğullarını manevi öksüzlüğe mahkûm etmiş demektir; hüsranına ağlasın!” 


Sabah Olursa şiirinde “Siz ey yarınki uzayın küçük güneşleri, artık birer birer uyanın!” der. 
“Evet, sabah olacaktır, sabah olur, geceler/ 
Kıyamete kadar kadar sürmez... 
Umudumuz bu: ölürsek biz, yaşar mutlak/ 
Yurt sizinle şu zindan karanlığından uzak!” diyerek tüm umudunu iyi eğitilmiş yeni bir kuşağa bağlar.
 
Yeni kuşaklara, gençliğe ilk kez gerçek değerini veren, edebiyatımızı çağdaşlaştırarak insanileştiren, gençlerin karanlığa sırt çevirmelerini, aydınlık yarınları hedeflemelerini isteyen bir şairdir. 

Ferda şiirinde;
“Gençler, bütün yurdun bütün umudu şimdi sizdedir./ 
Her şey sizin, yurt da sizin, şeref de sizin... 
Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;/ 
Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır!” diyen Tevfik Fikret, gençlere ve yurdun aydınlık geleceğine tutkundur. 

Atatürk’ün “Ben inkılap ruhunu Fikret’ten aldım!.. Tevfik Fikret’in Tarih-i Kadim’i yok mu, işte o, dünyada yapılması gereken bütün devrimlerin kaynağıdır...” dediği Tevfik Fikret, İlhan Selçuk’a göre, düşünceleriyle yaşadığı yüzyılın ilerisinde olan bir aydındır. 
Tevfik Fikret’i sevmek, insanı, insancıllığı sevmektir. Aydınlanmadan, özgürlükten, laiklikten yana olmaktır, insan olmanın, emperyalist politikalara karşı durmanın A harfidir. 

İnsanları bağnazlığın boyunduruğundan kurtarmak için geriliğe savaş açan bir aydın olan Tevfik Fikret’in ömrü, geleceğe ve gençliğe güvenen bir ömürdür. 
Bu ömrü Tevfik Fikret adlı kitabımda (Telgrafhane Yayınları) bir kez daha gençliğe taşıdım.

Ne olacağına karar verecek olan gençliğin kendisidir. Geleceğini kurmaya çalışmak da gençliğin elindedir, kendi toplumunca “günah keçisi” sayılmak da... Bana ne yaşamdan da diyebilir gençlik, yaşamının sorumluluğunu da sırtlayabilir. 


Ne demişti Tevfik Fikret: 
“Yarınlar senin; senin bu devrim, bu yenilik...
Her şey senin değil mi zaten?.. 

Ey gençlik... Bize bol bol ziya kucakla getir: 
Düşmek etrafı görmemektendir...”


Öner Yağcı / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder