(I)
Kalfat köyünün bugün bağlı olduğu Orta ilçesinin Osmanlılar dönemindeki adı “Karı Bazarı” idi! Anlaşılan, Kafkaslardan, Kuzey ülkelerinden gelen, açık tenli, açık saçlı Çerkez kızlarının da saraya, İstanbul’a, Anadolu’ya dağıtımı buradan yapılıyordu.
2008’de, “Karı Bazarı” yazmamdan sonra yöreden, “İlçemizin adı Orta! Siz ahlaksızsınız!” gibilerden çok tepki aldım. Ancak, 1530 tarihli Kanuni Sultan Süleyman dönemi Çankırı haritasını yayımlayınca eleştiriler kesildi!
“Orta ilçesi” ile bağlantılı önemli bir geleneği de bu arada belirtmeliyim. Anadolu mutfağında “pasta” yoktu, o yörelerden göçen erkekler, “pastayı” tanıtıp Türkiye’de “pasta haneler” açtılar! Türkiye’deki usta “pastacıların” kökeni, Çankırı’nın “Karı Pazarı-Orta” ilçesidir...
Halep dönüşü, yine sürgün edileceğini anlayınca İsviçre’ye kaçmış, 2. Meşrutiyet’in ilanı üzerine geri gelmiş, 1913’te Peyam-ı Sabah gazetesinde İttihat ve Terakki Partisi’ne yaylım ateşi açmıştı.
O günlerde, Türkiye’nin egemenliği için önerilen “Amerikan” ya da “İngiliz mandacılığı” tartışmalarında, Ali Kemal “İngiliz mandacılığının” başını çekenlerinden olmuştu!
Ancak İzmit’teki 1. Ordu Komutanı’nın verdiği “yargısız infaz” uygulamasına Albay Rahmi Apak karşı çıkınca, bir yüzbaşıya bir “linç düzenlemesi” ile ölümü gerçekleştirilmişti. New York Times gazetesi, linç olayına 13 Kasım 1922’de geniş yer ayırmıştı.
Ecevit’in yanıtı “Varsayımlar üzerine yorum yapamam. Ama o günkü sonuçtan memnunum...” olmuştu.
Johnson, ilerleyen yıllarda gazeteden ayrılarak The Spectator’da yazıişleri müdürü oldu. 2008’de ise Londra’ya Belediye Başkanı seçildi.
Osman Ali, anneannesinin kızlık soyadını alarak, adını Vilfred Osman Johnson yaptı, Irene Villis adlı bir kızla evlendi, Stanley, Peter adlı iki erkek, Hillary adlı bir kız babası oldu.
Baba Stanley, ziyaretinin gerekçesini şöyle açıkladı:
“Ailemizin tarihine aşırı derecede meraklıyım. Yalnız Türk tarafımı değil, Fransız, İngiliz ve İsviçreli yanlarımı da merak ediyorum. Bana öyle geliyor ki benim ve Boris’in (mısır püskülü renkli) açık saçları Kalfat köyündeki atalarımıza uzanıyor. Dedem Ali Kemal de açık kahve saçlıydı...”
Ancak, “Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olması durumunda, 70 milyon insanın İngiltere’ye akın edeceğini” ileri sürerek AB’den çıkışın söylemi olan “Breksit (Bre-Britanya, eksit-çıkış)” çalışması yaptı.
Ancak Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün talimatı ile bakanlığa girdi, genel sekreterliğe kadar yükselen başarılı çizgisine ben de gazeteci olarak tanık oldum.
Guardian, İngiltere’yi bir anlaşma olmadan, AB’den çıkarmanın ülke tarihinde “kasten yapılmış en tehlikeli atak” olacağını yazdı. Gazete, “küstah bir kumar” olarak yorumladığı, bu girişimin, bir an önce durdurulması çağrısında bulundu.
Johnson’un bir azınlık hükümetinin başında olduğunu anımsatan gazete, anlaşma olmadan, AB’den ayrılma seçeneğinin, demokratik ve ahlaki temeli olamayacağını savundu, “31 Ekim’den önce ‘erken seçimin’ gündeme gelebileceğini” de öne sürdü...
Buna karşılık, Johnson’un parti sorumlusu James Cleverly ise partisinin 31 Ekim’den önce erken seçime gitmeyeceğini söyledi.
Johnson’un kararı, İngiliz ekonomisini de etkiledi ve İngiliz Sterlini değer kaybederek dolar karşısında, son 7 yılın en düşük düzeyini gördü.
Nisan 2016’da yaptığı bir konuşmada ise “Son derece Türk yanlısı biriyim; ancak 77 milyon Türk ahbabımın ve Türk kökenlilerin buraya herhangi bir kontrol olmadan gelmelerini, hayal bile edemiyorum. Bu çılgınca olur! İşe yaramaz!” demişti.
Gelelim Johnson-Breksit-Türkiye etkileşimine:
Johnson, her zaman Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini, ancak AB’nin “serbest dolaşım” konusunu gözden geçirmesi gerektiğini, sınırsız dolaşımın sorunlara neden olduğunun görüldüğünü söylemişti...
AB ile İngiltere arasında ticaret anlaşması sağlanana değin Türkiye ve İngiltere birbirlerine gümrük vergisi uygulamak zorunda olacak. 2018’de 18.6 milyar dolar seviyeye gelen ticaret hacmi için, bu “son derece kötü” bir haber! Her iki ülke de birbirinin pazarına serbest erişimi yitirecek...
Breksit’in anlaşmasız gerçekleşmesi durumunda, ekonomik ve ticari ilişkiler bakımından “Türkiye, son derece olumsuz” etkilenecek... Özellikle otomobil ve tekstil alanında ciddi bir ekonomik kayıp Türkiye’deki iş dünyasını vuracak. Her yıl, Türkiye’de üretilen 170 bin otomobil İngiltere’ye gidiyor. Tekstil ve giyimde de yıllık ihracat rakamı 2 milyar dolar düzeyinde.
Eğer İngiltere, AB ile bir anlaşmaya varamaz ve gümrük birliği dışında kalırsa Türkiye de uzun bir süre boyunca, en büyük 2. ihracat pazarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalacak!
Haziran 2008’de, bu köşede tanıttığım ve o hafta bazı gazetelerimize de aynen aktarılan, o günün Londra Belediye Başkanı, sonrasında Dışişleri Bakanı ve bugünün İngiltere Başbakanı, New York doğumlu Aleksander Boris de Pfeffel Johnson’un (55) Türkiye bağlantısını yansıtmışım...
***
Londra Belediye Başkanlığı seçimini, tesadüfen, 2 Mayıs 2008’de Hıristiyanların “Aziz Boris gününde” kazanan Boris Johnson, “seçim yorgunluğunu”, Muğla-Fethiye-Göcek koylarında, 26 Mayıs 2008’de, bir hafta boyunca “mavi yolculuk” yaparak atmıştı...
***
Johnson, 2016’da “Dışişleri Bakanı” olduğunda da, eşi Marina ve 4 çocuğu Lara Lettica, Milo Arthur, Theodore Apollo ve Casssia Peaches ile birlikte, Dalaman Havaalanı’na indikten sonra, yine Fethiye-Göcek koylarında mavi yolculuk yapmış, yörenin doğal güzellikleriyle ünlü koylarını dolaşmış, bu yolculuğu bir yıl sonra da tekrarlamıştı.
***
Bakalım bu kez başbakanlığını kutlamak için Göcek koylarında, “maviyolculuğa” çıkacak mı? Johnson’un aile kütüğüne göz atalım:
***
Johnson’un dedesinin babası, “balmumcu kalfası (bu meslek kayboldu)” olan Hacı Ahmet Riza Efendi, Çankırı’nın Orta ilçesine bağlı Kalfat (halfet-halife anlamında) köyünde 1813’te doğmuş, sonra İstanbul’a göçmüştü.
Hacı Ahmet Riza Efendi’nin ikinci eşi, göçmen Çerkez kızı Hanife Feride’den 1867’de Ali Kemal doğdu. Kalfat köyü, o zaman Çerkeş ilçesine bağlıydı.
“Çerkeş” ilçemizin “Kız sen geldin Çerkeş’ten, pek güzelsin herkesten, farkın yoktur billahi, lepiska saçlı Çerkezden” türküsü ünlüdür! Dolayısıyla, türkünün Hanife Feride için söylenip söylenmediğini bilemeyeceğiz! Bilinen bir gerçek var...
Kalfat köyünün bugün bağlı olduğu Orta ilçesinin Osmanlılar dönemindeki adı “Karı Bazarı” idi! Anlaşılan, Kafkaslardan, Kuzey ülkelerinden gelen, açık tenli, açık saçlı Çerkez kızlarının da saraya, İstanbul’a, Anadolu’ya dağıtımı buradan yapılıyordu.
2008’de, “Karı Bazarı” yazmamdan sonra yöreden, “İlçemizin adı Orta! Siz ahlaksızsınız!” gibilerden çok tepki aldım. Ancak, 1530 tarihli Kanuni Sultan Süleyman dönemi Çankırı haritasını yayımlayınca eleştiriler kesildi!
“Orta ilçesi” ile bağlantılı önemli bir geleneği de bu arada belirtmeliyim. Anadolu mutfağında “pasta” yoktu, o yörelerden göçen erkekler, “pastayı” tanıtıp Türkiye’de “pasta haneler” açtılar! Türkiye’deki usta “pastacıların” kökeni, Çankırı’nın “Karı Pazarı-Orta” ilçesidir...
***
Kalfat köyünün Osmanlı tarihindeki bir başka önemi, Fatih Sultan Mehmet’in eşlerinden, 2. Beyazıt’ın annesi Gülbahar Hatun’un bu köyden oluşudur.
***
Johnson da “saçlarının açık rengini” 1500 yıl önce bu yöreye yerleşen “Kalfat’a gelen Çerkez kızlarına” bağlıyor!
***
Balmumcu kalfasının oğlu, Osmanlı Nazırı Ali Kemal, 1903’te İsviçre’de İngiliz-İsviçreli Vinifred Brun ile evlendiğinde, üzerinde “İstanbulin” denilen giysisi vardı.
Osmanlı başkentinde memurların, Batılı gibi giyinmeleri talimatına uygun olarak, “redingot”tan Türk zevkine uyarlanmış, önü kapalı dize kadar inen bir ceket olan “İstanbulin” ile nikâhta kayınvalidesi Vinifred ve baldızı Viva ile resim çektirmişti.
Osmanlı başkentinde memurların, Batılı gibi giyinmeleri talimatına uygun olarak, “redingot”tan Türk zevkine uyarlanmış, önü kapalı dize kadar inen bir ceket olan “İstanbulin” ile nikâhta kayınvalidesi Vinifred ve baldızı Viva ile resim çektirmişti.
***
“Jön Türk (Genç Türk)” Ali Kemal, Paris ve Cenevre’de siyasal bilgiler eğitimi gördükten sonra İstanbul’a dönmüş, ancak siyasal görüşleri nedeniyle, Halep’e beş yıl sürgüne gönderilmişti.
Halep dönüşü, yine sürgün edileceğini anlayınca İsviçre’ye kaçmış, 2. Meşrutiyet’in ilanı üzerine geri gelmiş, 1913’te Peyam-ı Sabah gazetesinde İttihat ve Terakki Partisi’ne yaylım ateşi açmıştı.
***
Damat Ferit Paşa kabinesinde İçişleri Bakanlığı yaptıktan sonra Artin Kemal takma adıyla Gazi Mustafa Kemal’in Ankara’daki “bağımsızlık savaşına” karşı yazılar yazmış, ayrıca “İngiliz Muhibbi (Sevenler) Cemiyeti’ni” de kurmuştu.
O günlerde, Türkiye’nin egemenliği için önerilen “Amerikan” ya da “İngiliz mandacılığı” tartışmalarında, Ali Kemal “İngiliz mandacılığının” başını çekenlerinden olmuştu!
Ali Kemal, Çankaya’nın talimatı üzerine yargılanmak (belki de idam edilmek!) üzere Ankara’ya getirilmek için kaçırılmıştı.
Ancak İzmit’teki 1. Ordu Komutanı’nın verdiği “yargısız infaz” uygulamasına Albay Rahmi Apak karşı çıkınca, bir yüzbaşıya bir “linç düzenlemesi” ile ölümü gerçekleştirilmişti. New York Times gazetesi, linç olayına 13 Kasım 1922’de geniş yer ayırmıştı.
________
(II)
Aleksander Boris de Pfeffel Johnson, Londra Belediye Başkanı seçilmeden önce 1999’da gazetecilik yaparken, Başbakan Bülent Ecevit’le söyleşisinde,“1974 Kıbrıs olayında, Londra’da İşçi Partisi değil de Muhafazakâr Thatcher olsaydı, ne olurdu?” diye sormuştu.
Ecevit’in yanıtı “Varsayımlar üzerine yorum yapamam. Ama o günkü sonuçtan memnunum...” olmuştu.
Gazeteciliğe The Times’da başlayan Johnson, bir röportajı çarpıtarak aktarması nedeniyle kovulduktan sonra, The Daily Telegraph gazetesinin Brüksel muhabirliğini yapmıştı.
***
Soylular okulu Eton’dan mezun olan Boris’in “dünyaya boş vermiş” bir havada olduğunu İngiliz basını yazmıştı. Boris’in evliliğinin ilk günü, yüzüğünü kaybettiği, nikâha arkadaşının pantolonu ile geldiği de verilen örnekler arasındaydı!
Johnson, ilerleyen yıllarda gazeteden ayrılarak The Spectator’da yazıişleri müdürü oldu. 2008’de ise Londra’ya Belediye Başkanı seçildi.
***
Geçmişine göz atalım:
Dedesi Ali Kemal’in ilk evliliğinden Selma ve Osman Ali adında iki çocuğu oldu. Oğlunun doğumundan sonra anne, yüksek ateş sonucu ölmüş, öksüz çocuklara kayınvalidesi bakmıştı.
Dedesi Ali Kemal’in ilk evliliğinden Selma ve Osman Ali adında iki çocuğu oldu. Oğlunun doğumundan sonra anne, yüksek ateş sonucu ölmüş, öksüz çocuklara kayınvalidesi bakmıştı.
Osman Ali, anneannesinin kızlık soyadını alarak, adını Vilfred Osman Johnson yaptı, Irene Villis adlı bir kızla evlendi, Stanley, Peter adlı iki erkek, Hillary adlı bir kız babası oldu.
***
Stanley, yazar, çevre konularında tanınan bir milletvekili olarak Avrupa Parlamentosu Muhafazakârlar Partisi’ne de seçildi.
***
Stanley’in, 1960’ların başında Doğubayazıt’a kadar uzanan bir gezide Anadolu’yu karış karış gezdiği biliniyor. Stanley’in Boris, Rachel, Jo, Leo adlı çocukları oldu.
Stanley, oğlu Boris’in Haziran 2008’deki Göcek tatilinin hemen ardından Çankırı’nın Orta ilçesine bağlı, Kalfat köyünde “aile soyağacının” izini sürdü. Dedesinin babası “balmumcu kalfası” Hacı Ahmet Riza Efendi’nin bu köyden İstanbul’a göçtüğünü salı günü yazmıştık.
Baba Stanley, ziyaretinin gerekçesini şöyle açıkladı:
“Ailemizin tarihine aşırı derecede meraklıyım. Yalnız Türk tarafımı değil, Fransız, İngiliz ve İsviçreli yanlarımı da merak ediyorum. Bana öyle geliyor ki benim ve Boris’in (mısır püskülü renkli) açık saçları Kalfat köyündeki atalarımıza uzanıyor. Dedem Ali Kemal de açık kahve saçlıydı...”
***
Belediye Başkanı olarak Johnson, 3. Londra Olimpiyatı yapıldığında, yeni otobüs seferlerinin ve tramvay hatlarının oluşturmasının yanı sıra, öteki başarıları ile olimpiyatlara Londra’nın ev sahipliği yapmasını sağladı.
***
Belediye başkanlığı döneminde, PKK’ye katılmaya hazırlanırken, Londra’da yakalanan ve 21 ay hapis cezası alan Silhan Özçelik ile ilgili olarak ITV kanalına yaptığı açıklamada, ülkesinin PKK’nin terör örgütü olduğunu kabul etmesini bilmesine karşın, “PKK konusunda bir sempati beslediğini” belirtmişti.
***
Johnson, 2005’te BBC’nin Özbekçe yayınında Ibrat Jumaboyev’e verdiği söyleşide, “Türk kökeniyle” ilgili soruyu yanıtlamış, “Babamın dedesi Türktü, ama benim Türk yanım zayıf! Ama Türkiye’yi seviyorum!” demişti.
***
Johnson, 2005’teki röportajında “Türkiye’nin üyeliğine sempatiyle baktığını” söylemişti! Ama...
Johnson, 2016’da siyasal bir çalışma sırasında oy toplamak için birçok açıklamasında, “Türk göçünün İngiltere için tehdit teşkil ettiğini” söylediyse de, daha sonra, bu sözlerini yalanlamıştı!
Johnson, 2016’da siyasal bir çalışma sırasında oy toplamak için birçok açıklamasında, “Türk göçünün İngiltere için tehdit teşkil ettiğini” söylediyse de, daha sonra, bu sözlerini yalanlamıştı!
Ancak, “Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olması durumunda, 70 milyon insanın İngiltere’ye akın edeceğini” ileri sürerek AB’den çıkışın söylemi olan “Breksit (Bre-Britanya, eksit-çıkış)” çalışması yaptı.
***
Ali Kemal 44 yaşındayken, Tophane Nazırı Zeki Paşa’nın 18 yaşındaki kızı Sabiha Hanım ile ikinci evliliğini yaptı. Bu evlilikten Zeki Kuneralp doğdu. Kuneralp’in, Dışişleri’ne başvurusu, babasının adından dolayı bakanlığı karıştırdı!
Ancak Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün talimatı ile bakanlığa girdi, genel sekreterliğe kadar yükselen başarılı çizgisine ben de gazeteci olarak tanık oldum.
Kısaca “MS” denilen hastalık nedeniyle baston ve tekerlekli sandalye kullanıyordu.
İspanya’da büyükelçi iken Ermeni ASALA teröristleri, aracına ateş açarak, eşi Necla Hanım’ı ve kayınbiraderi emekli büyükelçi Beşir Balcıoğlu’nu şehit etmişlerdi. Tarihin acı '63ilvesi baba Ali Kemal, Ermeni tehcirine karşı çıkıyordu.
Çiftin Sinan ve Selim adında iki çocukları oldu. Sinan, İstanbul’da yayıncı, Selim ise baba mesleği diplomatlığı seçti ve büyükelçi oldu...
İspanya’da büyükelçi iken Ermeni ASALA teröristleri, aracına ateş açarak, eşi Necla Hanım’ı ve kayınbiraderi emekli büyükelçi Beşir Balcıoğlu’nu şehit etmişlerdi. Tarihin acı '63ilvesi baba Ali Kemal, Ermeni tehcirine karşı çıkıyordu.
Çiftin Sinan ve Selim adında iki çocukları oldu. Sinan, İstanbul’da yayıncı, Selim ise baba mesleği diplomatlığı seçti ve büyükelçi oldu...
Haziran 2008’de, bu köşede Selim’in, kuzeni Stanley’i Çankırı’nın Orta ilçesindeki Kalfat köyünde, Çankırı AKP milletvekili Suat Kınıkoğlu’nun rehberliğinde götürdüğünü, kendilerine Daily Telgraph gazetesinin bir muhabirinin de eşlik ettiğini yazmıştım.
______
(III)
İngiltere’nin, Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden ayrılması anlamına gelen “Breksit (Bre-Britanya, eksit-çıkış)” için verilen süre doldu. Ancak ülkedeki “ikilemin” etkisiyle, İngiltere iki kez erteleme istedi, son olarak da, yeni ayrılık tarihini 31 Ekim 2019 olarak belirledi.
İngiltere Başbakanı Aleksander Boris de Pfeffel Johnson, AB’nin yeni bir “Breksit” anlaşmasını müzakere etmemesi durumunda, “Seçeneğinin 31 Ekim’de, anlaşma olmadan birlikten ayrılmak olduğunu” söylüyor. İngilizler ise şimdi bu kararın olanaklı olup olmadığını tartışıyor!
İngiltere Başbakanı Aleksander Boris de Pfeffel Johnson, AB’nin yeni bir “Breksit” anlaşmasını müzakere etmemesi durumunda, “Seçeneğinin 31 Ekim’de, anlaşma olmadan birlikten ayrılmak olduğunu” söylüyor. İngilizler ise şimdi bu kararın olanaklı olup olmadığını tartışıyor!
***
İngiliz gazetelerine göz atalım:
The Daily Telegraph; Johnson’un danışmanı Dominic Cummings, “parlamentoda olası bir güvenoylamasının kaybı durumunda bile, İngiltere’nin 31 Ekim’de anlaşma olmadan AB’den ayrılabileceği” görüşünde... Gerekirse, o tarihten sonrasındaki erken seçimde, başbakan olarak ülkeyi AB’den çıkarabileceğini söyledi.
The Daily Telegraph; Johnson’un danışmanı Dominic Cummings, “parlamentoda olası bir güvenoylamasının kaybı durumunda bile, İngiltere’nin 31 Ekim’de anlaşma olmadan AB’den ayrılabileceği” görüşünde... Gerekirse, o tarihten sonrasındaki erken seçimde, başbakan olarak ülkeyi AB’den çıkarabileceğini söyledi.
Guardian, İngiltere’yi bir anlaşma olmadan, AB’den çıkarmanın ülke tarihinde “kasten yapılmış en tehlikeli atak” olacağını yazdı. Gazete, “küstah bir kumar” olarak yorumladığı, bu girişimin, bir an önce durdurulması çağrısında bulundu.
Johnson’un bir azınlık hükümetinin başında olduğunu anımsatan gazete, anlaşma olmadan, AB’den ayrılma seçeneğinin, demokratik ve ahlaki temeli olamayacağını savundu, “31 Ekim’den önce ‘erken seçimin’ gündeme gelebileceğini” de öne sürdü...
Buna karşılık, Johnson’un parti sorumlusu James Cleverly ise partisinin 31 Ekim’den önce erken seçime gitmeyeceğini söyledi.
Johnson’un kararı, İngiliz ekonomisini de etkiledi ve İngiliz Sterlini değer kaybederek dolar karşısında, son 7 yılın en düşük düzeyini gördü.
***
Osmanlı’da, Damat Ferit Paşa hükümetinde İçişleri Bakanlığı da yapan, İstiklal Savaşı düşmanı Ali Kemal Bey’in torunu olan Boris Johnson’ın babası Stanley Johnson, oğlunun İngiltere’nin AB’den çıkması yönündeki düşüncesini, “siyasal yaşamını sonlandırmaya yönelik bir adım” olarak nitelendirdi, ayrıca şöyle konuştu:
“Uzun bir düşünme süresinin ardından Boris’in bu kararı verdiği kanısındayım. Bunun, siyasal yaşamını düşünerek verilmiş bir karar olduğunu söylemek gülünç olur. Siyasal yaşamını sonlandırmak için daha fazla ne yapabilirdi, bilemiyorum!”
“Uzun bir düşünme süresinin ardından Boris’in bu kararı verdiği kanısındayım. Bunun, siyasal yaşamını düşünerek verilmiş bir karar olduğunu söylemek gülünç olur. Siyasal yaşamını sonlandırmak için daha fazla ne yapabilirdi, bilemiyorum!”
Baba Johnson sürdürüyor: “Boris’e katılmıyorum. İngiltere’nin egemenliğinin,AB’nin parçası olarak olumsuz etkilendiğini savunuyor. Bunu kabul ediyorum, ama küçük bir havuzda büyük balık olmaktansa, büyük bir havuzda, küçük balık olmayı tercih ederim!”
***
Johnson, 2005’teki röportajında “Türkiye’nin AB üyeliğine sempatiyle baktığını” dile getirmiş, “Türk yanının zayıf olduğunu” belirtse de “Türkiye’yi seviyorum” demişti. Daha sonra sorulduğunda, bu tür açıklamalar yaptığını inkâr etmişti.
Nisan 2016’da yaptığı bir konuşmada ise “Son derece Türk yanlısı biriyim; ancak 77 milyon Türk ahbabımın ve Türk kökenlilerin buraya herhangi bir kontrol olmadan gelmelerini, hayal bile edemiyorum. Bu çılgınca olur! İşe yaramaz!” demişti.
Gelelim Johnson-Breksit-Türkiye etkileşimine:
Johnson, her zaman Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini, ancak AB’nin “serbest dolaşım” konusunu gözden geçirmesi gerektiğini, sınırsız dolaşımın sorunlara neden olduğunun görüldüğünü söylemişti...
***
Birleşmiş Milletler’in (BM) hazırladığı rapora göre, Türkiye dış satımında yıllık 2.4 milyar dolarlık kayıp yaşayarak, Güney Kore ve Pakistan’ın ardından en kötü etkilenen 3. ülke olacak.
AB ile İngiltere arasında ticaret anlaşması sağlanana değin Türkiye ve İngiltere birbirlerine gümrük vergisi uygulamak zorunda olacak. 2018’de 18.6 milyar dolar seviyeye gelen ticaret hacmi için, bu “son derece kötü” bir haber! Her iki ülke de birbirinin pazarına serbest erişimi yitirecek...
Breksit’in anlaşmasız gerçekleşmesi durumunda, ekonomik ve ticari ilişkiler bakımından “Türkiye, son derece olumsuz” etkilenecek... Özellikle otomobil ve tekstil alanında ciddi bir ekonomik kayıp Türkiye’deki iş dünyasını vuracak. Her yıl, Türkiye’de üretilen 170 bin otomobil İngiltere’ye gidiyor. Tekstil ve giyimde de yıllık ihracat rakamı 2 milyar dolar düzeyinde.
Eğer İngiltere, AB ile bir anlaşmaya varamaz ve gümrük birliği dışında kalırsa Türkiye de uzun bir süre boyunca, en büyük 2. ihracat pazarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalacak!
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri ise konuya ilişkin şöyle konuştu: “Eğer anlaşmasız bir Breksit olursa; Türkiye ve Britanya ticaret anlaşmalarını, ancak AB’yle yapılması gerekenden sonra gerçekleştirebilir. Bu da yıllar alır!”
Özgen Acar / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder