(V)-300 milyon $’lık garanti
2031’de Avrasya Tüneli’nde garanti edilen kadar araç geçiş sayısına ulaşılabilir. Bu tarihten sonra gelirin yüzde 30’u Hazine’ye gidecek. Buradan devlet 170 milyon dolar civarında bir gelir sağlayabilir. Toplam garanti yükünden bu gelir düşüldüğünde net 295–300 milyon dolar gibi bir yük rakamına ulaşılıyor.
Avrasya Tüneli’nde işletici şirket şu iddiadadır: “Tünel, birkaç yıla garanti rakamlarını yakalayacaktır. Sonraki yıllarda fazla geçişten devlet yüzde 30 pay alacaktır.”
Benim, yıldan yıla Türkiye’deki son 10 yıllık trafik artış ortalamasını (yüzde 5,3) yansıtarak yaptığım simülasyon rakamlara göre Avrasya Tüneli, garanti rakamını 2030 – 2031 gibi ancak yakalayabilir görünüyor. Bu da devletin o döneme kadar her yıl garanti ödemesi yapacağını gösteriyor.
Avrasya’nın alternatif sayılabilecek iki devlet köprüsünde trafik artmaktadır. Bu Avrasya’nın cazibesini artırabilir. Devlet Osmangazi’de olduğu gibi ücretlerin artan dolar kuruyla iyice yükselmesi karşısında indirim uygulatabilir. Bazı araç sınıflarının geçişi konusunda yasaklar getirebilir, yönlendirmeler yapabilir. (Türkiye’de oluyor böyle uygulamalar… Yavuz Sultan’da, maliyeti sahiplerine yıkılarak getirilmiş zorunluluklar var.) Bu gibi uygulamalarla Avrasya’dan geçiş sayıları artabilir ve garanti sayılarına daha önce de ulaşılabilir elbette. Biz, mevcut şartların aynı şekilde devamı halinde olabilecekleri anlamaya çalışıyoruz.
Hesaplamaya göre devlet 2030 yılına kadar yıldan yıla azalan miktarlarda, toplamda 426 milyon dolar garanti ödeyecek gibi görünüyor. AKP hükümetinin seçim yılında (2019) yaptığı ücret müdahalesinden kaynaklanan 39 milyon dolar yük de eklendiğinde 465 milyon dolar rakamına ulaşılıyor. Projeksiyonda 2031 yılında tünelden garanti edilen kadar araç geçiş sayısına ulaşılabilir görünüyor. Bu tarihten sonra gelirin yüzde 30’u Hazine’ye gidecek. Buradan devlet 170 milyon dolar civarında bir gelir sağlayabilir görünüyor. Toplam garanti yükünden bu gelir düşüldüğünde net 295 – 300 milyon dolar gibi bir yük rakamına ulaşılıyor.
Birkaç gelişmeyi hatırlatalım:
Sayıştay raporlarında geçen bilgilere göre devletin 4. işletme yılından sonra, yani 2021 sonrası gelir beklentisinde olduğu anlaşılıyor. Ancak bu gerçekleşemedi. Salgın yasakları hesapları önemli ölçüde değiştirdi. Sayıştay raporlarında, bakanlık muhasebe kayıtlarında, 2017-2019 yıllarını içeren 3 yıllık dönem için ödeme tahminlerinin 372.649.537 TL olduğu belirtilmektedir.
GARANTİ EDİLEN ARAÇ SAYISI DA YILDAN YILA ARTIYOR
Şimdi hesaplamaya baz oluşturan sözleşme rakamlarını, koşullarını bir hatırlayalım:
Bu projede geçiş ücreti 4 dolardır. (Bir soru önergesine cevapta, “Sözleşmeye göre işletme yılı içerisinde dolar alış kurunda %5 oranında artışın söz konusu olması halinde yıl içerisinde TL geçiş ücretleri tekrar belirlenebilecektir” deniliyor. Geçiş ücreti dolar olarak belirlendiği, TL’ye çevrilerek uygulandığı için, işletici şirket böylece dolar kurundaki sert yükselmelerden kendisini korumuş oluyor. Biz hesaplamada güncel kurları baz aldığımız için rakamlarda bu gibi artışlar da içerilmiş oluyor.)
Sayıştay raporunda uygulama sözleşmesi gereği işletme döneminin 25 yıl 28 gün olduğu, ilk yıl çift yönde 25 milyon araç geçiş garantisi verildiği, bu sayının takip eden yıllarda da yüzde 0,5 artış katsayısı ile hesaplanacağı belirtilmektedir.
Projenin künyesi şöyledir:
İhaleyi alan şirket: Avrasya Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım A.Ş. (ATAŞ), 2009 yılında Avrasya Tüneli’ni gerçekleştirmek üzere kuruldu. Türkiye’den Yapı Merkezi ve Güney Kore’den SK E&C şirketleri, ATAŞ’ın iki eşit ortağıdır.
• İhalesi Aralık 2008’de yapıldı.
•Yatırım + işletme (sözleşme) süresi 29 yıl. 2042’de devlete dönecek.
• 1.2 milyar dolar yatırımla 47 ayda tamamlandı. İşletme süresi 25 yıl 28 gün oldu.
• 2016 Aralık’ta yapımı bitti.
•Tünel 3 Ocak 2017 itibariyle ücretli geçişe açıldı. Açılışta otomobil geçiş ücreti 16.60 – minibüs için 24.90 TL’ydi.)
• İlk yıl 25 milyon araç geçişi garantisi var. (Günlük 68 bin 500)
•İzleyen yıllarda bu sayı %0,5 artışlarla uygulanacak
• İlk yıl için ücret 4 $ + KDV, (minibüsler 6 $ + KDV)
• Geçiş ücreti de her yıl ABD enflasyonu kadar artırılacak.
Uygulamada yıl başında geçiş ücretinin TL olarak hesaplanabilmesi için yeni işletme yılının 2 Ocak tarihli döviz alış kuru baz alınıyor. Yıl içinde kurda %5 artış gibi sert çıkış halinde ücret güncellemesi daha erken yapılabiliyor. Diğer durumlarda her yıl için geçiş ücretlerinin TL olarak belirlenmesi konusunda “ABD Tüm Kentsel Yerel Tüketici Fiyatları Endeks Sayıları” da dahil ediliyor. (Tablodaki hesaplamada ABD tüketici enflasyonu rakamlarını yansıttık.)
Ücretler belirlendikten sonra, unutmamak gerekir ki eğer devlet indirim uygulatırsa, haliyle garanti ödemesinin üstüne bir de bu indirimin maliyetini şirkete ödemek durumunda. Bu da kaçınılmaz olarak tablodaki toplam garanti yükü rakamının daha da artması sonucunu verecektir. Dolar kurunda yükseliş nedeniyle TL ücretlerin de hızlı artışı halinde hükümetin (Osmangazi Köprüsü’nde olduğu gibi) indirim istemesi mümkün. Avrasya Tüneli’nde resmi olarak indirim uygulatıldığına ilişkin bir açıklama yok, ancak bunu düşündüren gelişmeler de oldu.
220 MİLYON LİRALIK İNDİRİM YÜKÜ
Tüneli işleten şirket, 2019 başında 1 Şubat’tan itibaren rutin zamlarını yaptı. Otomobiller için ücret 23,3 liradan 32.1 liraya çıkarıldı. Minibüs ücreti de 48.1 lira oldu. Fakat hemen arkasından ilginç bir gelişme yaşandı. Bakanlık 31 Ocak 2019’da bir açıklama yaparak zam duyurusunun “sehven” olduğunu, 2018 ücretlerinin devam edeceğini duyurdu. Aslında zam sözleşme gereğiydi ve “sehven” bir durum da yoktu. Bu gelişme yerel seçimler öncesine rastladığı için, “seçim yatırımı” olarak yorumlandı. Prof. Dr. Uğur Emek, bir makalesinde bu konuyu şöyle değerlendirdi:
“Avrasya Tüneli geçiş ücretlerine gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere yüzde 37,8 zam yapıldığı, son zamla beraber tek yön otomobil geçiş ücretinin 32,10 TL, minibüs için ise 48,10 TL olduğu açıklandı. İlerleyen saatlerde Ulaştırma Bakanlığı, Avrasya Tüneli geçiş ücretlerine zam yapılmadığını, yeni ücret tablosunun Avrasya Tüneli’nin internet sitesine ‘sehven’ konulduğunu duyurdu. Tünelin yeni ücretinin 1 Şubat 2019 tarihi itibariyle belirlenmesi gerekmekteydi. Yani zam yapılmalıydı. Ancak, sehven olduğu açıklanan ücretler konusunda benim bazı tereddütlerim var. Bu nedenle, sözleşmeye göre geçiş ücretlerini bir de ben hesapladım. Hesapladığım açılış günü ücreti, resmen açıklanan 15 TL/tek yön ücreti ile uyumludur. Ancak, Avrasya Tünelinin internet sayfasında belirtilen 2018 ücreti ve sehven olduğu ifade edilen zamlı ücret ile benim hesaplamalarım arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar aşağıdaki bulgulara zemin hazırlamaktadır. 2018 yılında uygulanan ve 2019 yılında sehven olduğu belirtilen otomobil ücretleri sırasıyla 23,3 ve 32,1 TL’dir. Bu ücretler sözleşmeye göre kendi hesapladığım ücretlerden (2018 ve 2019 yılları için sırasıyla 20,2 ve 29,4 TL) daha yüksektir.
Resmî açıklamaların sözleşmeye göre hesaplanan ücretlerden büyük olması sözleşmedeki ücretin revize edilip artırıldığını işaret etmektedir.
Sözleşmeye göre ücretlerin 1 Şubat 2019 yılında artırılması gerekmektedir. Hem sehven olduğu iddia edilen ücretler hem de kendi hesaplamalarım halen uygulanan ücretlerin sırasıyla %37 ve %26 üzerindedir.
Dün akşam açıklanan ücret ve mevcut uygulama arasında 8,8 TL fark bulunmaktadır. Bu fark 3996 sayılı Kanuna göre katkı payı olarak devlet bütçesinden ödenecektir.”
Prof. Dr. Emek, şirkete zam uygulatılmaması karşılığında devletin işleticiye 220 milyon lira fark ödemesi gerektiğini hesaplamıştı. Benim hesaplamam da böyledir. Devlet 2019’da zam yaptırmayarak, başka bir ifade ile bu zam farkını kendi üstlenerek 220 milyon liralık bir yük altına girmiş oldu. Bu rakam nerden çıkıyor derseniz… Şirket oto geçiş ücretini 23.3 liradan 32,1 liraya çıkarmıştı. Yani 8.8 lira zam yapmıştı. Bu zam uygulatılmadığında taahhüt edilen araç sayısı kadar farkı (25 milyon araç x 8.8 TL) devletin ödemesi gerekecektir. Bu rakam da 220 milyon liraya gelmektedir.
Şimdi şu uygulanan ücret ile sözleşmeye göre olması gereken ücret farklılığına bir bakalım…
(Avrasya Tüneli’nde Ücret Durumu) başlıklı tablo, ücret uygulaması konusunda Emek’in kuşkusunu doğrulamaktadır. 4 dolar ücret, ABD enflasyonu kadar artırıldığında ve KDV’li (yüzde 8’dir) hesaplandığında, halen uygulanmakta olan ücretlerden daha düşük rakamlar çıkıyor. Bu da Emek’in söylediği, “sözleşmedeki ücretin revize edilip artırıldığını” düşündürüyor.
SÖZLEŞME ŞARTLARI DEĞİŞTİRİLEBİLİYOR
AKP hükümeti bu gibi sözleşme değişikliklerini de gizli kapaklı yaptığı için tam olarak ne tür değişiklikler yapıldığı da bilinmiyor. Bu gibi değişiklikler sadece kamunun garanti yükünü artırmıyor, aynı zamanda, ihale dönemi şartlarını şirket lehine değiştirdiği her durumda da hukuksuzluk oluşturuyor. İhale gününde ilan edilmiş şartlarla ihaleye katılmış ancak kazanamamış şirketlerin dava açma hakkı doğuyor. Ancak, tahmin edilebilir ki Türkiye’de bu gibi işler, ihaleler hakkında dava açmak birçok durumda cesaret işidir.
Gerek Avrasya’da, gerekse diğer projelerde daha karmaşık, hükümetin bilgi gizlemesinden dolayı ayrıntılarına tam hakim olmadığımız ücret, garanti hesaplama formülleri olduğu muhakkak. Burada bilinen veriler üzerinden yaptığımız hesaplamaların yaklaşık sonuçlar verebileceğini unutmamak gerekir.
Bir hatırlatma… Avrasya Tüneli ve diğer garantili projeleri, “AKP Ekonomide Ne Yaptı” isimli kitabımda genişçe çalıştım. Bu dizide daha güncel rakamlar kullandım. ABD enflasyonu rakamlarını önceki yıllar için gerçekleşmelerden aldım. Kitaplarımdaki hesaplamalarda ABD enflasyonunu uzun dönem için yüzde 1.5 olarak almıştım. Ancak son yıllarda bu oranın yüzde 2 civarında seyrettiği ve hükümetin hedefinin de yüzde 2 olduğunu dikkate alarak, bu hesaplamada yüzde 1,5 değil yüzde 2 rakamını kullandım.
Hazırlıyan İbrahim Ekinci /BİRGÜN
YARIN: Akkuyu Nükleer Santrali’nde garanti yükü 18 milyar dolar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder