22 Ekim 2021 Cuma

Haliç’i kapatan meşhur zincirin bağlandığı tarihi bina tehlikede - SÖZCÜ

1500 yıl önce Haliç'in girişini kontrol amacıyla kullanılan, ardından cephanelik ve su sarıncı olarak kullanılan son olarak da Yeraltı Camii olarak bilinen Beyoğlu'ndaki Karaköy'deki bina riske atıldı. Tarihi binanın bitişiğindeki bina yıkıldı, otel yapımı için temel kazılıyor.


Beyoğlu’nda yer alan, Osmanlı resmî kayıtlarında Mahzen-i Sultani olarak bilinen Yeraltı Camii, Hicret’in 711 senesinde Abdülaziz oğlu Ömer tarafından hisar olarak yaptırıldı.

II. Tiberios (578-582) döneminde artan Arap akınlarına karşı Haliç’in girişini kontrol amacıyla kullanılan Yeraltı Camii, aynı zamanda Haliç’e girişi önleyen zincirin bir ucunun da bağlandığı yer.

Mekan, İstanbul’un Osmanlılara geçmesinden sonra yine cephane deposu, su sarnıcı gibi çeşitli amaçlarla mahzen olarak kullanıldı.


1752-1756 yıllarında Köse Bahir Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürüldü. Kule şeklindeki minaresi kısa süre sonra meydana gelen depremde yıkıldığı için Sultan I. Mahmud tarafından yeniden yaptırıldı.

Sahabeden Amr bin el-Âs, Vehb B. Huşeyre ve Tebeu’t-tâbiîn’den Süfyân B. Uyeyne’nin makam kabirleri de burada bulunuyor. Üstünde, ahşap bir Türk konağı mimarisinde olan ve 1985’te restorasyonu yapılan Sahiller Sağlık Merkezi Müdürlüğü binası da bulunuyor.

YANINDAKİ BİNA YIKILDI 

Tarihe tanıklık eden caminin daha önce bitişiğinde bulunan bina yıkıldı. Yerine otel yapılmak için yıkılan binanın ardından caminin beden duvarlarında kemer açıklı kalıntılar ortaya çıktı.

Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Serhat Şahin projenin yanlış olduğunu belirtti. Şahin, Kültür Bakanlığı’nın çalışmaları titiz bir şekilde yürütmesini talep etti. Arkeolog Nezih Başgelen ise temel kazısı yapılmışken belirli yerlerde test sondajları açılarak kontrol edilmesi gerektiğini söyledi.

“BU ŞEKİLDE DEVAM EDİLİRSE TARİHİ BELGE NİTELİKLERİ YOK OLUR”

Yeraltı Camii yanına yapılacak otel için Kültür Bakanlığı’nın titiz şekilde çalışma yapması gerektiğini belirten Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Serhat Şahin,  “Buranın mutlaka belge niteliğinde değerlendirilip, bütün dönemsel analizlerinin yapılması gerekir. Ancak çok hızlı bir inşaat faaliyetine girilmiş” dedi.

Şahin şöyle konuştu:

Her şey kanuna uygun ama buna öyle bakmamak gerekiyor. Arkeoloji Müzesi yetkililerinin biraz daha detaylı işin içine girmesi gerekiyor.

Gördüğüm kadarıyla daha önce bir betonarme bina varmış. Yıkıldıktan sonra bir kalıntı çıkmadı ama beden duvarlarındaki kalanları koruyorlar.

Mevcut durumda şu an kurul kararlarını almış ama bu yanlış. Normalde kurulun ve bakanlık yetkililerinin buna daha önceden yatırımcılara söylemesi gerekiyor.

Kültür Bakanlığı’nın burada hassasiyet göstermesi gerekiyor, bizim bakanlık yetkililerinden istediğimiz bu. Proje onaylandı diye bu şekilde devam edilirse belge nitelikleri gittikçe yok olur.

Bu parselizasyonda bir şey çıkmaz ama başka parselizasyonda çıkabilir. Mühim olan ana çerçevenin bir bütün olarak yapılması gerekiyor. Kanunların buna göre güncellenmesi gerekiyor.

Kültür Bakanlığı bu ana çerçeveyi şimdiden belirlerse ve buradaki temel çalışmaları yapıldığı zaman yatırımcının inisiyatifine veya şans eseri burada bir şey bulunduğu zaman yakın çevrelerden bir iki kişinin hassasiyeti ile olmamalı.

Kurullara proje sunulmadan önce burada kazı çalışmalarının çok titiz bir şekilde yapılması lazım. Yatırımcıların da bunu bilerek yatırım yapması lazım. İşi şansa bırakırsanız bilimsellikten uzaklaşıyorsunuz.”

“TEMEL KAZISI YAPILMIŞKEN KORUMA TEDBİRLERİNİN ALINMASI LAZIM”

Arkeolog Nezih Başgelen ise ortaya çıkan kemerin ilginç olduğunu ifade etti.

Başgelen şöyle devam etti:

“Söz konusu alan İstanbul’un tarihi topografyasının en stratejik en önemli noktalarından biri. Bunun nedeni vaktiyle Haliç’in ağzını kapatan o meşhur zincirin mekanizmasının Yeraltı Camii’nin olduğu yerdeki büyük bir savunma tesisinin bir bölümü olması.

Uzun yıllar denizden gelen tehlikelere karşı hem Haliç’teki donanmayı hem de gidiş gelişi kapatması açısından önemli bir mekanizma. Ama buradaki geleneğin çok eskiye gittiğine dair elimizde ipuçları var.

Hazır böyle bir temel kazısı yapılmışken buradaki belirli yerlerde test sondajları açılarak da daha eskiye gidip kontrol etmekte yarar olduğunu söyleyebiliriz.

Ortaya çıkanlardan ilginç bir kemer gözüküyor. Bugüne kadar her şeyin prosedürlere uygun olarak yapıldığı görülüyor ama bundan sonrası için koruma kurulunun çizeceği yolda gerekli koruma tedbirlerinin alınmasında yarar var.”

SÖZCÜ


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder