TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, ittifak tartışmalarına dair soruları yanıtladı.
Emek Partisi, SOL Parti ve Türkiye Komünist Partisi arasındaki görüşmelere dair soruları yanıtlayan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Aslında üç parti başka görüşmeler de yapıyor.Bunlar içerisinde EMEP, SOL Parti ve TKP’nin temasları belli bir olgunluğa ulaştı. En azından içerik itibariyle anti-emperyalist, sınıf karakterli, laikliğe vurgu yapan bir çerçeve konusunda yol aldık. Üç parti arasındaki farklılıklar bilinerek bu görüşmeler yürüdü, yürüyor" dedi.
Okuyan, "Bu üç parti nasıl bir siyasi zemine, çerçeveye oturması gerektiği konusunda anlaşıyor. Nihayetinde bir çağrı yapmayı düşünüyoruz" açıklamasında bulunurken, "Sağcı karakteri çok güçlü kurulacak yeni bir iktidarın aksesuarı ve halka kabul ettirilmesine yardımcı olacak rol Türkiye solunu zor durumda bırakır" ifadesini kullandı.
'Aksesuar olmak gibi şeyler TKP’nin parçası olabileceği şeyler değil'
Duvar'dan Serkan Alan'a konuşan Okuyan HDP'nin, üç partinin uzlaştığı çerçevenin bazı başlıklarında çelişen tutuma sahip olduğunu söyledi.
“HDP’siz bir ittifak olmaz” türünden bir değerlendirmenin hiçbir şekilde parçası olmadıklarını dile getiren Okuyan, şöyle konuştu:
"Zaten geçmişte HDP’yle ittifak yapmayan bir partiyiz. Diyelim ki bizim bir çağrımız var. Biz çok net ve sulandırılması netlik nedeniyle zor olan bir çerçeve çizdiğimiz zaman bu kimi kapsıyorsa onlarla yürünür. Öte yandan da şu andaki siyaset arenasında pazarlıklar yapılıyor. İttifakların görünen yüzü var görünmeyen yüzü var. Türkiye’de seçim ve -AKP giderse- sonrasında kurulacak hükümete dair birtakım çalışmalar yapılıyor. İlkelerimizden bir tanesi, bu pazarlıkların parçası asla ve asla olmamak. Türkiye’de devrimci hareketi yeni bir restorasyon, yani bugünkü AKP’nin yarattığı tahribatı halk adına değil düzen adına onarmaya çalışan bir şeyin parçası olmayız. Düzen bürokrasisinde yer tutmak, kurulacak bir hükümette aksesuar olmak gibi şeyler TKP’nin parçası olabileceği şeyler değil. Bir çağrı yapılırken dışarıda bırakılanlar tartışılmaz, dışarıda bırakılma üzerine bir şey yapılmaz. Bu sadece nezaket nedeniyle değil. Çünkü biz topluma seslenmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla biz ilkelerimizi ortaya koyarız. Örneğin TKP bir örgütlenme hamlesi yaptığı zaman, “Beyaz tenliler gelmesin, siyah saçlılar gelmesin” gibi bir çağrı yapamaz. TKP’nin programını savunuyorum diyen, geçmişsinde halka karşı suç işlemiş olmayan herkes TKP’ye başvurabilir. Şimdi de biz ittifak ya da işbirliğinden söz ediyoruz. Bu işbirliği peşin reddiyelerle değil pozitif ilkelerle hareket etmek zorundadır. Biz henüz o ilkeleri ilan etmedik, çalışıyoruz. Şu olur mu bu olmaz mı sorusu hem bu tür bir süreç için doğru değil hem de erken. “HDP’siz bir ittifak olur mu” diye sordunuz. Olur tabii ki."
‘Üslup olarak bizi rahatsız eden şeyler var'
Eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın sola yaptığı çağrıya ilişkin, “Üslup olarak bizi rahatsız eden şeyler var” diyen Okuyan, "Neden var? Öz hakiki sol gibi kavramlar geçiyor. “Beni de solcu görmüyorlar” falan diye. Türkiye’de kimin solcu olduğu kimin başka bir süreçte olduğu gibi durumlar ithamlarla, yaftalarla değil hayatın gerçekliğinde ortaya çıkar. Türkiye Komünist Partisi için geçmişte kimin ne dediğini ortaya döksek, bize nezaket ziyaretinde dahi bulunamazlar. Bunları bu şekilde gündeme getirmenin bence anlamı yok. Ama asıl içerikle ilgili olarak, örneğin “Türkiye solu birleşse, kendi grubunu kursa, kurulacak yeni hükümette bürokraside yer tutsa” gibi söylemler var. Bu söylem az önce söylediğim tehlikeli olan, yani Türkiye solunu bir günahın ortağı yapma tehlikesini barındırıyor. Bu amaçla yazılmıştır demiyorum ama objektif olarak buna hizmet eder. Sağcı karakteri çok güçlü kurulacak yeni bir iktidarın aksesuarı ve halka kabul ettirilmesine yardımcı olacak rol Türkiye solunu zor durumda bırakır" ifadesini kullandı
"Şu çok kritik" vurgusunda bulunan Kemal Okuyan, sözlerini şöyle sürdürdü: "TKP, Türkiye'de sosyalist hareketin bağımsız, başka büyük güçlere sığınmadan, onların gölgesinden kurtularak ayağa kalkması gerektiğini düşünüyor. Bunun Türkiye'deki siyasi ve ideolojik dengeleri baştan aşağıya değiştireceğini söylüyor. Bunun önünde sürekli engellemeye dönük bir faaliyet var. Bu tabii ki bizi rahatsız ediyor, biz önlemimizi alıyoruz. Türkiye'de solun içine dönük ideolojik ve siyasi müdahalelerin bir bölümü oldukça yıkıcı. Sol ne zaman bağımsız bir kimlikle hareket etmeye kalksa ya küçümseniyor ya da ‘Sizin oyunuz kaç, gücünüz ne' deniliyor. Oy hesabı yapılıyorsa Türkiye solu kendi başına bırakılsın. Yani çok net söylüyorum. Türkiye solu ne olursa olsun her zaman bir ağırlıktır. Türkiye solunun yardımı olmadan, zamanında Ergenekon operasyonlarının kazığı atılamadı. Türkiye solunun bir kısmının yardımını aldı AKP. ‘Yetmez ama evet'te de benzer bir şey oldu. Türkiye tarihinde sol, vicdandır, akıldır. O yüzden de her şey oy değildir. Başka güçlerin gölgesine girerek o vicdan ve aklımızı yitiriyoruz. Türkiye'de bu iktidarın gitmesi gerekiyor. Bu görevi yerine getirecek, bir yandan da Türkiye'de işçi sınıfını, emekçi halkın ihtiyacını karşılayacak bir tutum alınması gerekiyor. Biz burada parti olarak sorumlu davrandığımızı, sekterlikten uzak bir tutum aldığımızı düşünüyoruz. Ama ilkelerimizi bir kenara koymaya niyetimiz gerçekten de yok."
(SOL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder