13 Ocak 2022 Perşembe

Sarraf’ı gazete ilanıyla arayan devlet-Barış Pehlivan/CUMHURİYET

 Kılıçdaroğlu sık sık gündeme getiriyor: “Rüşvet alan birisini büyükelçi olarak atarsanız Türkiye’nin itibarı ne olacak?” 

CHP lideri, Prag Büyükelçisi Egemen Bağış’ı kastediyor. 

Peki ya rüşvet veren? ABD’ye kaçan Rıza Sarraf’ın Türkiye’ye vereceği başka ne var? 

Bu nasıl soru, demeyin. Bir yere gelmek istiyorum: Sarraf’ın ve yakınlarının Türkiye’deki tüm mallarına el konuldu mu?  Kâğıt üstünde evet. 

Arabası ve gayrimenkulleri dışında Türkiye’de adına kayıtlı en az 10 şirketinden bahsediyorum. 

Peki, hal böyleyken... 

Geçtim, Türkiye aleyhine itirafçı olup ABD’de şatafatlı yaşamasını... 

Türkiye’deki paravan şirketler üzerinden kendisine halen düzenli para akışı olduğuna dair ciddi iddialar var. 

Sadece bu kadar mı? Değil. 

Geçen yılın sonuna yaklaşırken, 29 Aralık’ta Cumhuriyet gazetesinde bir resmi ilan vardı. Sahibi SGK’ye bağlı Beykoz Sosyal Güvenlik Merkezi’ydi. SGK özetle diyordu ki: “Aşağıda listesini verdiğimiz kişilerin bize borcu var. Onları bizde kayıtlı adreslerinde bulamadığımız için gazeteye ilan verdik. Bu ilanı görünce bize ulaşsınlar.” Şimdi... Kimse dikkat etmedi; 77 kişilik o borçlu listesinde oldukça tanıdık bir isim de vardı: Rıza Sarraf! 

Resmi ilana göre Sarraf’ın SGK’ye 1.654.024.52 TL tutarında ceza borcu bulunuyordu. Bu borç da Sarraf’ın bir şirketinin 2016 - 2021 yılları arasındaki faaliyetlerine ilişkindi. Şunu anlamıyorum... Sarraf, 2016’da Türkiye’yi terk etti ve ABD’ye gitti. 2017’de de mal varlıklarına el konuldu ve kayyum atandı. Madem öyle, Türkiye’de Sarraf’ın adına kayıtlı ve halen faaliyette bulunduğu anlaşılan bir şirketin SGK’ye 2021’de de borcunun olmasını nasıl okumak lazım? Maaşlı o kayyumlar ne iş yapar? SGK yani devlet Sarraf’ın Miami’de yaşadığını bilmiyor mu? Ne demek “Beykoz’daki adresinde bulamadık bu adamı” diye ilan vermek? Dışişleri Bakanlığı üzerinden alacağımızın peşine düşmek çok mu zahmetli geliyor? Sarraf’a halen Türkiye’den para transferleri yapılmasına ve onun başka şirketlerinin de ciddi vergi borcu olmasına dair sorularımı yazmıyorum bile. Şimdilik tek diyeceğim: Yiyin efendiler yiyin!                                                            ***

TARİKAT YURDUNA GİRENE PARA VEREN DEVLET

Enes Kara’nın Nur cemaatinin pençesindeyken intihar etmesi münferit bir olay değil. Zira, devlet bilinçli bir şekilde çocukları ve gençleri tarikatların kucağına itiyor. Bakın, önce 2017’de sonra 2021’de bir yönetmelik yayımlandı. Uzun adı şu: “Vergi muafiyeti tanınan vakıf ve kamu yararına çalışan derneklere ait yükseköğrenim yurtlarında barınan öğrencilere yapılacak beslenme ve barınma yardımına dair yönetmelik.” 

Özeti ise şu: Yönetmelikte tarif edilen vakıf ve derneklerin çoğunluğu tarikatlara ait. Devlet kendisi daha fazla yurt açmak yerine, tarikatların yurtlarında yaşayan öğrencilere para desteği veriyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı eliyle verilen aylık burs yaklaşık bin lirayı buluyor. Bugün bilinen 3 binden fazla tarikat yurdundan bahsediyorum. Sonuç ne mi? Şu: 

1- Devlet öğrenci yurdu açmak yerine tarikatlara bedava arsa ve bina veriyor. 

2- Tarikatlar o yerlere fakir ailelerin çocuklarını topluyor. 

3- O çocukların tarikat yurtlarında kalmasını devam ettirmek için devlet para dağıtıyor. O yurttan ayrılanın ise bursu kesiliyor. 

4- Gün geliyor, ya tacizleri ya intiharları ya da o yurtlardan devlete sızanları okuyoruz.

Barış Pehlivan/CUMHURİYET



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder