Tarikat-Ticaret-Siyaset geleneğinin öncüsü: Mahmut Esat Coşan kimdir? - SOL

 Esad Coşan Gülencilerin tehditlerinden korkup yurtdışına kaçtı. Haliyle Hakyolcuların eğitim ve yargıda Gülencilerden boşalan yerleri doldurması bir tür intikam hareketi aynı zamanda.

Nakşi İskenderpaşa Tarikatının şeyhi Mahmud Esad Coşan, 4 Şubat 2001 yılında Avustralya'da geçirdiği trafik kazasında öldü. Sidney yakınlarındaki Dubbo şehrinde meydana gelen kazada, Coşan’ın damadı Ali Yücel Uyarel de öldü. Coşan ve gelecekte yerine geçeceği söylenen damadının cenazeleri Türkiye’ye getirildi ve Eyüp Sultan Mezarlığı'na gömüldü. Arkadan gelen ve stop ışıkları yanmayan bir TIR çarpmıştı otomobillerine. Bu nedenle kazayı bir “suikast” olarak değerlendirenler de oldu.

Bir iddiaya göre kaçışın sebebi Gülencilerle kavgaları. Fethullahçılar Hakyolcuları maddi ve manevi olarak çökertmeye çalışıyordu, Esad Coşan Gülencilerin tehditlerinden korkup yurtdışına kaçtı. Haliyle Hakyolcuların eğitim ve yargıda Gülencilerden boşalan yerleri doldurması bir tür intikam hareketi aynı zamanda. Ama şimdi Süleymancılar ve Menzilciler gibi dişli rakipleri var. Aralarındaki çatışma çok sert.

Mahmut Esat Coşan’ın tarikattaki tarihi 1977'de tarikatın o zamanki şeyhi Mehmed Zahid Kotku'nun “hadis sohbetlerine” katılmasıyla başladı. 1960’ta şeyhinin kızıyla evlendi ve bu evlilik ona şeyhlik yolunu açtı. 1980'de Mehmed Zahid Kotku'nun ölümünün ardından tarikatın lideri oldu. 28 Şubat sürecinden sonra Avustralya'ya yerleşti.

Sürekli yakınıyor olmasına rağmen hayatı boyunca “laik devletin” himayesindeydi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi Bölümü'nden 1960'ta mezun oldu. Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Klasik Dini Türkçe Metinler Kürsüsü'nde asistan olarak atandı. Asistanlığının ilk yıllarında fakülte yayın kurulunda iki yıl sekreterlik görevinde bulundu. 1965 yılında doktor, 1973 yılında doçent, 1982'de profesör unvanını aldı. Nisan 1973 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Edebiyatı Kürsüsü öğretim üyeliğine atandı ve kürsü başkanlığını üstlendi. Bir ara Devlet Planlama Teşkilatı’nda görevlendirildi. 1987'de kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.

Emekliliğinden itibaren aralarında Hakyol Vakfı, İlim Kültür ve Sanat Vakfı, Sağlık Vakfı’nın bulunduğu pek çok vakfın kuruluşuna öncülük etti.

Siyasetten ticarete

Aslında Türkiye’de devlet içinde örgütlü tarikatların tamamı, Nurcular ve Fethullahçılar dahil, Nakşibendi Tarikatı’nın eteklerinden geliyor. Nakşibendiler ile devlet arasındaki ilişkiler ise 1826’daki Vakayı Hayriye’ye dayanıyor. Osmanlı idaresi yeniçerilerden ve manevi destekçileri Bektaşilerden kurtulmak için, devlet kurumlarını Nakşilere açtılar. O gün bugündür Nakşibendiye yarı resmi bir tarikat…

Kendi iddialarına göre tarikatın tarihi Nakşibendi tarikatının Halidi kolunun, Gümüşhânevî Dergâhı'na dayanıyor. Gerçek tarihleri ise Mehmet Zahid Kotku'nun 1958’de İskender Paşa Camii'ne imam olarak atanmasıyla başlıyor. İmam Kotku, Milli Nizam ve Milli Selamet Partilerinin kurulmasında önemli bir rol üstlendi. Hakyolcular Necmettin Erbakan’ın siyasi faaliyetinin cemaat ayağı olarak iş görüyorlardı. Bu iş bölümü zaman zaman ciddi çıkar çatışmalarına da neden oluyordu. Bu nedenle Hakyolcular ANAP içinde de bir hami buldular, Korkut Özal’a yanaştılar. 1990’lı yılların başında Erbakan’la Coşan bir kez daha karşı karşıya geldi. İddialara göre bu çatışma Millî Görüş içinden AKP’nin doğmasına neden olmuştu. Bu doğumda Hakyolcular önemli bir rol üstlenmişti. Tayyip Erdoğan’la kader birliği yapmaları Erbakan’ı devirmek için canla başla çalıştıkları o günlere dayanıyor.

Bu yakınlık tarikatın hızla büyümesindeki en önemli etken. Nakşibendi tarikatı kolu Hakyolcular veya İskenderpaşa Cemaati'nin eğitim alanındaki faaliyetleri, AKP döneminde katlanarak arttı.

Bünyesinden pek çok sağcı-dinci siyasetçi çıkardı tarikat. Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Recai Kutan, Korkut Özal, Cevat Ayhan, Ahmet Tekdal, Akif Gülle, Hasan Hüseyin Ceylan, Temel Karamollaoğlu, Nevzat Yalçıntaş gibi siyasetçiler bu tarikatın müridiydi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da tarikatın önde gelenlerinden biriydi. Medipol Üniversitesi’nin kurucusu Fahrettin Koca, aynı zamanda Tayyip Erdoğan’ın aile doktoru olarak biliniyor. Erdoğan’ın ailesi de Medipol’ü tercih ediyor.

Tarikatın yeni şefi Nurettin Coşan

Tarikatın yeni şeyhi Muharrem Nureddin Coşan, Mahmud Esad Coşan'ın oğlu. Ankara İmam Hatip Lisesi mezunu. 1987 yılında “işletme eğitimi” için ABD’ye gitti. Türkiye'ye döndükten sonra ticaretle ilgilenmeye başladı. 1996 yılından itibaren tarikata bağlı Server Holding'in yöneticiliğini ve cemaatin “hizmet işleri”ni üstlendi.

Server Holding dışında Nureddin Coşan'ın başkanı olduğu diğer şirketler şöyle:

-Server İletişim Gazetecilik ve Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.

-Ümraniye Sağlık Tesisleri ve Ticaret A.Ş.

-Haksağ Sağlık Hizmetleri A.Ş. ve Zinde Sağlık Hizmetleri A.Ş.

-Vefa Yayıncılık Tic. A.Ş.

-ASFA Eğitim Tesisleri A.Ş.

-Seha Neşriyat ve Ticaret A.Ş.

-Yıldız Danışmanlık TV Reklamcılık Prodüksiyon Sanayi Ticaret A.Ş.

-Sim Ağ İhtiyaç Maddeleri Pazarlama A.Ş.

-Süfür Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi.

-Vera İç ve Dış Ticaret A.Ş.

-Medipol hastaneleri

Görüldüğü gibi Medipol hastaneleri zincirinin arkasında İskenderpaşa tarikatının bulunduğu söyleniyor. Hastanenin temelini atan bugünkü adıyla Türkiye Sağlık, Eğitim ve Araştırma Vakfı’nın (TESA) kurulumunda Koca'nın yanı sıra Nureddin Coşan yer alıyordu.

Hakyolcular pek çok vakfı da kontrol ediyor. İlk vakıfları 2005 yılında kurdukları Mahmud Esad Coşan Eğitim Kültür Dostluk ve Yardımlaşma Vakfı. 2014’te vergi muafiyeti tanınan vakıf başka birçok vakfın da kuruluşuna önayak oldu. Asfa Eğitim Vakfı, Server Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Vakfı, Hakyol Eğitim Yardımlaşma ve Dostluk Vakfı, İlim Kültür ve Sanat Vakfı bunlardan en bilinenleri. Bu vakıfları “Server Yaşam Organizasyon ve Ticaret Anonim Şirketi” adı altında şirketleştirerek eğitim faaliyetleri için tek çatıda topladılar.

2019 başında Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) sorularının çalındığı iddialarında da cemaate yakın kurumların ismi öne çıktı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, TUS sorularının erişime açılmadan önce “240 sorunun tamamının eksiksiz ve sınavda yazılan şekliyle internette dolaşıma sokulması”na ilişkin soru önergesine, “sınava giren adayların ezberlediği sorular” diyerek yanıt verdi. Bakan Selçuk, çalıntı iddialarına ilişkin soruşturma başlatılıp başlatılmayacağı hakkındaki soruya ise sadece ÖSYM’nin telif üzerinden yasal işlem başlatacağını söyledi. Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı’nı büyük ölçüde kontrol eden Hakyolcular şimdi Adalet Bakanlığı içerisinde ağırlık kazanıyor.

SOL


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

GÜNDEM -19 Haziran 2025-

İsrail yardım ve şarj noktalarında toplanan Gazzelileri hedef alıyor: Bir günde 69 Filistinliyi katletti -soL- Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’n...