30 Mart 2022 Çarşamba

Kutup yıldızımız - BİRGÜN

 


Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Mahir Çayan ve 9 yoldaşı 50 yıl önce bugün Kızıldere’de katledildi. SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen “On’lar fikirleriyle yaşayacaklar” dedi.

50 yıl… Konuşurken ağızdan üç hecede çıkıyor. Bugün, 30 Mart 2022. Kızıldere Katliamı’nın 50’nci yılı. 68 Kuşağı devrimci önderlerinin, Tokat Niksar’daki Kızıldere köyünde kerpiç evde, 30 Mart 1972’de katledilmelerinin üzerinden 50 yıl geçti. Kızıldere Katliamı’nda yitirilenler, bugün başta mezarları başında olmak üzere ülke genelinde anılacak. Bugün saat 13.00’te Rize’nin Ardeşen ilçesindeki Oce köyünde Cihan Alptekin’in mezarı başında anma yapılacak. Daha sonra Fındıklı’da Saat 15.00’te salon etkinliği gerçekleştirilecek.

Türkiye Halk Kurtuluş Parti Cephesi (THKP-C) ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) önderleri Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna, Nihat Yılmaz ve Saffet Alp… 10 devrimci o günlerde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için çıkarılan idam kararlarını engellemek için birisi Kanadalı, ikisi İngiliz üç teknisyeni kaçırırlar. 26 Mart günü gerçekleştirilen bu eylem ertesi gün İçişleri Bakanlığı’nca duyurulur.

10 devrimci ve katliamdan sağ kurtulan tek kişi olan Ertuğrul Kürkçü yanlarındaki teknisyenlerle birlikte Kızıldere köyü muhtarının evine sığınır. 29 Mart günü İçişleri Bakanı Ferit Kubat, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanı General Vehbi Parlar, Samsun Jandarma Bölge Komutanı Albay Celal Durukan 29 Mart günü Kızıldere köyüne gider. Muhtarın evi komandolar tarafından kuşatılır. “Teslim olun!” çağrılarına karşı Çayan ve arkadaşları, “Teslim olmayacağız!” yanıtını verir. Köyü saran askeri birliğin komutanının, “İngilizlerin orada olduğuna inanmıyoruz” diye bağırması üzerine bir Kanadalı ve iki İngiliz pencereden gösterilir. Üç kişi evin çatısına çıkar. Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü ve Saffet Alp… O sırada komandolar ateş etmeye başlar. Daha sonra ev büyük bir gürültüyle sarsılır. Ardından peş peşe havan mermileri atılır. Katliamdan sadece Ertuğrul Kürkçü sağ olarak kurtulur. 10 devrimci ve 3 teknisyen hayatını kaybetmiştir.


Kızıldere Katliamı devrimci önderlerin katledilmesi nedeniyle başta politik bir yenilgiymiş gibi algılandı. Ancak daha sonra yüz binlerce, milyonlarca genç, işçi ve köylü 10’ların yolundan yürüdü ve yürümeye devam ediyor.

ON’LARA BORCUMUZ VAR


Cihan Alptekin’in kardeşi Muzaffer Alptekin, Kızıldere’deki devrimci dayanışmaya dikkat çekiyor. “Önemli olan şu; On’lar bugün aslında çok fazla ihtiyaç duyduğumuz devrimci dayanışmanın yıldızı, örneği, öncüsü oldular” diyen Alptekin, bunun bugün için çok önemli bir ders olduğunun da altını çiziyor. Alptekin, şunları dile getiriyor: “Bu aslında bize bugün için iyi bir derstir. Cihan’ın söylediği, ‘Bir devrimcinin görevi faşizmin zindanlarından kaçmaktır’ ifadesiyle başlayan bir süreç. Mahir’in söylediği ‘Bir ülke faşizmin kuşatması altındaysa bütün güçler birleşmelidir.’ Kızıldere’den çok fazla ders çıkartılır. 68, 71, 72… Bugün biraz nefes alabiliyorsak onların sayesindedir. On’lara borcumuz var. O mücadeleyi bugün bağımsızlık, özgürlük, direnmek, teslim olmamak diye anlamlandırabiliriz. Aradan 50 yıl geçmesine rağmen Türkiye halkı devrimcilerini unutmadı, unutmuyor.”

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen: ON’lar fikirleriyle yaşıyor ve yaşayacak

Kızıldere’de kaybettiğimiz devrimci önderlerimizi sevgi ve saygıyla anıyoruz. Kızıldere’ye uzanan devrimci yolculuk dayanışmanın ve paylaşmanın devrimci güzelliklerinin içinde sınırsızca yeşerdiği bir miras bıraktı. Mahir ile Ulaş’ın unutulmaz kucaklaşmasına yıllar içinde kuşaktan kuşağa binlerce devrimcinin katılması de bu yüzdendir.

***

Tomris Uyar, Turgut Uyar’ı anlattığı söyleşisinde, onun yıllar sonra vücudunun çeşitli yerlerinde oluşan kırıkları iyileşmesi için hiçbir çaba sarf etmemesinin aslında kalbine ait bir kırıklık olduğunu söyler. Turgut Uyar, bir şair olarak eşlik ettiği devrimci mücadelenin o zor günlerinde kaybettikleri arkadaşlarının acısını bir anlamda kendisinden böyle çıkarıyor, kalbinin kırıkları dışa vuruyordu. Kızıldere’de, öncesinde ve sonrasında kaybettiklerimizle birlikte Turgut Uyar’ın kırılan kemiklerinin de dahil olduğu bir büyük devrimci tutkunun tarihidir bu. Kızıldere’nin, o fedakârlık kuşağının bugünün devrimciliğine en önemli çağrılarından birisi bu.

***

12 Mart ile 12 Eylül’lerde Amerika’nın arkasında olduğu CIA tezgâhlarında yetiştirilmiş milliyetçisi, siyasal İslamcısı tüm karanlık güçler birleşerek, bugün her yanımızı saran karanlığın taşlarını döşediler. 50 yıl sonra kurdukları rejim büyük bir çürümüşlük içinde çöküyor. Bütün ülkeyi de çürüterek yaşanan bu çöküşün karşısında devrimci sorumluluğumuz 50 yıldır parlayan devrimci yeniden kuruluş fikriyle bu karanlık ablukayı dağıtmak için mücadele etmektir.

Geçmiş devrimci hareketimiz böyle bir mücadelenin fikri mirasını içinde saklamaya devam ediyor. Mahir Çayan, tüm halkların özgürlüğünün emperyalizme ve emperyalizme bağımlılık içerisinde şekillenen faşist devlete karşı mücadelesinden geçtiğini savundu. Bu noktada, Mahir Çayan’ın en önemli fikri mirası emperyalizmle bütünleşmiş sömürü düzenine karşı mücadele çizgisidir. Ve bu çizginin en belirgin özelliği sınıflar mücadelesi doğrultusunda olmasıdır. Bugün bu karanlık rejimden çıkışın yolu da bu devrimci fikirlere dayanan sosyalist SOL bir mücadelede bulunabilecek.

50 yıl sonra Kızıldere’de katledilenlerin, Mahirlerin, Denizlerin gencecik insanların elinde yeniden doğumu, onların fikirleriyle nasıl canlı kaldıklarının bir kanıtı olsa gerek. Fikirleriyle yaşayacaklar!


Cebeci’de faşistlerden saldırı

Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşkesi’ndeki öğrenciler, Mahir Çayan ve yol arkadaşlarını Kızıldere’de katledilmelerinin 50’nci yılında anmak isterken saldırıya uğradı. Öğrencilere, özel güvenlik görevlileri ile ülkücüler saldırdı. Anma için toplanmaya başlayan öğrenciler okula pankart asmak istedi. Özel güvenlik görevlileri ile ülkücü öğrenciler pankart asmaya çalışan öğrencilere saldırdı. Okulda bıçaklı görüntüleri ortaya çıkan Muhammet Kenrü’nün de aralarında bulunduğu ülkücüler, öğrencileri, “Göndereceğiz sizi bu okuldan, teröristsiniz” diyerek tehdit etti. Güvenlik görevlileri bazı öğrencileri kollarından tutarak sürüklemek istedi. Öğrenciler, “Kızıldere son değil, mücadele sürüyor”, “Bu okuldan bir Mahir geçti, bin Mahir yetişiyor” sloganları atarken diğer ülkücüler tehdit ve hakaretlere devam etti.

BİRGÜN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder