AKP’nin polisleri: İşçiye ‘Kafana sıkarım’; patrona ‘Emrinizdeyiz efendim’!(Sancak Yıldız-SOL)
Hakkını arayan ya da emeğini satarak yaşayanlara ‘Kafana sıkarım’ diyerek magandalık yapan polisler, söz konusu patronlar olunca ‘Emrinizdeyiz Efendim’ çizgisindeler.
Geçtiğimiz akşam, İzmir’de, trafik denetimi yapıldığı esnada; polisin, moto-kurye emekçisini ‘Kafana Sıkarım’ diyerek tehdit ettiği ve sonrasında da ‘ağzını burnunu kırarım’ diyerek darp ettiği görüntüler sosyal medyada hızlıca yayıldı. Kurye emekçisinin tehdit ve saldırıyla karşı karşıya kaldığı görüntülere vatandaşların tepkisi yoğun oldu.
İşçileri kafasına sıkmakla tehdit eden polislerin, söz konusu patronlar olunca nasıl davrandığını, son üç ayda yükselen işçi direnişleri ve eylemlerdeki birkaç somut örnek ile soL okuyucularına hatırlatıyoruz.
Tekirdağ’dan Gaziantep’e polisler patronların hizmetinde
Gaziantep’te on binlerce tekstil işçisinin katılımıyla gerçekleşen grevler sırasında, Süleyman Soylu’nun kente geldiği günden itibaren bütün fabrikaların önünde emniyet güçleri tarafından abluka yaratıldı. Anayasal haklarını kullanan işçiler, polisler tarafından listelenerek fişlendi. Polisler, aynı listelerin patronlara verilmesi tehdidini savurmaktan da geri durmadı. Üstelik Bir-Tek Sen genel başkanı Mehmet Türkmen neredeyse her gün gözaltına alındı!
Tekirdağ’da yıllardır asgari ücretle ve hiçbir sosyal hakkı olmadan çalışan Pas South işçileri sendikalaşarak Petrol-İş Sendikası’na üye oldu. Hemen ardından ,işveren tarafından, çeşitli bahanelerle ve kademeli olarak onlarca işçi işten çıkarıldı. Ahlak ve iyi niyet kurallarını ihlal hükümleri içeren 25/2 maddesi ile işten atılan işçiler fabrika önünde direnişe geçti.
Patron, boyun eğmeyen işçiler için emniyete koştu. Polisler direniş çadırını hiçbir belgeye dayanmadan, patronun şahsi isteği için, sabah baskını yaparak zor yoluyla kaldırma girişiminde bulundu. Direniş çadırlarının kaldırılmasını izin vermeyen işçileri aynı polisler ‘terörist olmakla, vatan haini olmakla’ bile suçladı!
İstanbul’da da, hiçbir ayrım gözetmeksizin, direnen emekçilerin karşısında, patronların yardımına polisler koştu.
Yine kötü çalışma koşulları ve sefalet ücretlerine karşı Birleşik Metal İş Sendikası’nda örgütlenen ve sonrasında işveren tarafından hukuksuzca işten çıkarılan 5 metal işçisi fabrika önünde direnişe geçmişti. Direnişe geçen 5 işçinin beklediği kapı önünde; emniyet, onlarca polis, sivil ekip aracı, akreplerle sabit bekleyişe geçerek patron adına bekçiliğe başladı.
Direnen işçi başına 5 polisin düştüğü fabrikada, emekçiler kötü hava koşullarında içeriye dahi alınmazken, patronun ricası ve misafirperverliğiyle polisler yemeklerini ile personel gibi içeride yedi!
Yine geçtiğimiz hafta akademisyen kıyımı ile gündem olan Nişantaşı Üniversitesi’nde, akademisyenlerin duruma yoğun tepkiler göstermesi sonucu, süreç, gündem olmuş ve ertesi gün için okulun önünde eylem çağrısı yapılmıştı. Eylem günü , 25/2 maddesi ile işten çıkarılan, iki gün boyunca okulun yöneticileri ve güvenlik güçlerinin sözlü ve fiziki tacizlerine maruz kalan emekçilerin eyleminden önce de emniyet güçleri üç minibüs çevik kuvvet ve özel harekat, sayısını bilemediğimiz kadar sivil ekip araçları ve sivil polislerle hak arayışının karşısında yerini aldı. Emniyetin gözü önünde, akademisyenlerin gazetecilerle görüşmelerini fiziki tacizlerle engellemeye çalıştı. Hatta bir fiil gözleri önünde, soL portal muhabirleri hastanelik edilmekle, gece evden aldırılmakla tehdit edilse de polisler oralı da olmadı! Emekçilerin hak arayışlarında her zaman patronların hizmetine koşan polisler burada da kimseyi şaşırtmadı...
**
Tekirdağ’dan Gaziantep’e, öne çıkan hak arayışları ve işçi eylemlerinden verdiğimiz örnekler konuyu biraz daha sadeleştiriyor.
Hakkını arayan ya da emeğini satarak yaşayanlara ‘Kafana sıkarım’ diyerek magandalık yapan polisler, söz konusu patronlar olunca ‘Emrinizdeyiz Efendim’ çizgisindeler.
AKP iktidarı, işçi düşmanı karakterini, polisleri aracılığıyla açıklığıyla göstermeye devam ediyor...
İzmir'de polisin 'beynine sıkarım' dediği Trendyol kuryesi yaşananları anlattı, adliyeye gidip şikayetçi olduğunu söyledi.
İzmir'de durdukları bir motokuryeyi tehdit eden polislerin videosu sosyal medyada gündem oldu. Kuryenin kameraya kaydettiği görüntülerde bir polisin "Beynine sıkarım" dediği duyuldu.
Twitter’da ‘Moto Kurye Haber-Yorum’ hesabından paylaşılan söz konusu videoda kurye, ehliyetini isteyen polislere, "Anahtarımı verirseniz ehliyetimi vereceğim. Koltuğun altında. Kaçacağım yok" dedi. Bunun üzerine bir polis, "İstersen kaç, dene, beynine sıkarım bir tane" ifadelerini kullandı.
Moto kuryenin "Ağabey nasıl konuşuyorsun" diye tepki göstermesi üzerine diğer polis, "Ne nasıl konuşuyorsun. Sen kaçtığın için şüphelisin" diye yanıt verdi. Kuryenin "Başka ekip çağırın" demesi üzerine ise polisler, "Bana artistlik yapma. Ağzını burnunu kırarım" diyerek kuryeye fiziki müdahalede bulundu. Motokurye ise polislere "Bana şiddet uyguluyorsun, yapamazsın" dedi.
Motokurye yaşananları anlattı
Polisin "Beynine sıkarım" diyerek tehdit ettiği moto kurye, yaşananları Cumhuriyet'ten Miray Özbilek'e anlattı.
"Durmama rağmen 'Bizden kaçıyorsun' deyip silah çektiler bana. Ama yüzüme doğrultmadılar" diyen kurye, şöyle konuştu:
"Ben Trendyol firmasında motosikletli kuryeyim. Balatçık tarafında, cuma günü saat 09.50 sıralarında ters istikamette seyir alıyordum. Karşımdan da trafik polisinin geldiğini gördüm. Siparişimi yetiştirmek için yoluma devam ettim. Çünkü paket, yetiştirmem gereken bir siparişti. Daha sonrasında, aynamdan trafik polisinin belirdiğini gördüm, tam arkamdaydı. Sağa çektim. ‘Bizden kaçıyorsun’, ‘Sana cezai işlem uygulayacağız’ diye silah çekti bana. Ama yüzüme doğrultmadı. Ama silahını dışarı çıkardı. Ondan sonra ‘Kaçarsan beynine sıkarım’ dedi. Ben de ‘Ağabey ben durdum zaten, neden böyle bir tavır aldınız’ dedim. ‘Siren çaldık, anons yaptık duymadın’ dediler. Ben de kulaklığım ve kaskımdan dolayı duymadığımı söyledim. Kaskım var kafamda, nasıl duyabilirim? Olaylar sonrasında videodaki gibi gerçekleşti."
'Adliyeye gitmemem için beklettiler'
Kendisini karakolda uzun süre beklettiklerini söyleyen motokurye, "Bu olay saat 09.00’da oldu, 11.00 gibi karakola vardık. Saat 15.30’da karakoldan çıktım, adliyeye yetişmek için. Ehliyetimi aldıkları için arkadaşımdan rica ettim ‘Motorunla hızlıca adliyeye gidelim, şikayetçi olmam gerekiyor sıcağı sıcağına’ diye. Beni adliyeye gitmemem için beklettiler. Alt tarafı bir ifade vermem gerekiyordu" diye konuştu.
Kurye, "Ben onlardan farklı bir ekip istedim. Gelen destek ekibi de arabanın içinde oturdu, arabadan çıkmadı bile" dedi.
'Şikayetçi oldum'
Aynı gün şikayette bulunduğunu söyleyen motokurye, "Ertesi gün, Karşıyaka Motorlu Kuryeler Derneği Başkanı Batuhan Bursalı bana ulaştı. Bu işlerle ilgilenen bir avukatları olduğunu söyledi. Gittim avukatla da görüştüm. Avukat da bu sürecin takipçisi olacak. Pazartesi günü kendilerine vekalet vereceğim" ifadelerini kullandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder