1- 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismara mahkemeden vicdanları sızlatan karar (Yeniçağ)
Samsun'da 12 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunan Z.Ş'ye 'cinsel istismar'dan sadece 7 yıl 8 ay 22 gün hapis cezası verildi. Duruşumayı takip edenler çocuğa yönelik cinsel istismar konulu Ceza Kanunu 103. maddenin "cezaların artırılarak" yeniden düzenlenmesi gerektiğini hatırlattı. Samsun'da 12 yaşındaki kız çocuğunu alıkoyup cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen bir kişi yargılandığı mahkemece toplam 12 yıl 8 ay 22 gün hapis cezası çarptırıldı. Samsun'da 3 yıl önce olay tarihinde 12 yaşında olan kız çocuğunu alıkoyup cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen Z.Ş. hakkında dava açıldı. Samsun 1.Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın son duruşmasında Z.Ş. "cinsel istismar" suçundan 7 yıl 8 ay 22 gün ve "hürriyetten yoksun kılma" suçundan da 5 yıl olmak üzere toplam 12 yıl 8 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.
2- Mimar Başak Cengiz'i katleden samuray kılıçlı katilin cezası belli oldu(Yeniçağ)
İstanbul Ataşehir'de mimar Başak Cengiz'i samuray kılıcıyla öldüren Can Göktuğ Boz'a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Ataşehir'de geçtiğimiz kasım ayında hiç tanımadığı mimar Başak Cengiz'i yolda yürürken samuray kılıcıyla öldüren Can Göktuğ Boz, 3 ayrı suçtan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme verilen cezalarda takdiri indirim uygulamadı. Adli Tıp Yüksek İhtisas Kurulu raporunda katil zanlısı Boz'un akıl sağlığının ve cezai sorumluluğunun tam olduğu belirtildi.(NE OLMUŞTU?) Ataşehir Barbaros Mahallesi'nde 9 Kasım 2021'de akşam saatlerinde bir sitenin önünde yürüyen Başak Cengiz, bu sitede oturan Can Göktuğ Boz'un kılıçlı saldırısına uğramıştı. Vücudunun çeşitli yerlerinden ağır şekilde yaralanan Cengiz, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Can Göktuğ Boz'un 'tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'silahla tehdit' suçundan 2 yıldan 5 yıla, 'ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletleri satın alma, taşıma veya bulundurma' suçundan da 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Elektrik Mühendisleri Odası, elektriği kesik abone sayısının 3 milyon 449 bin 344 olduğunu açıkladı. Bakan Dönmez, sayıyı 278 bin olarak açıklamıştı.
Dünya gazetesinde yer alan habere göre, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun evinin elektriğinin kesilmesiyle gündemde geniş yer bulan elektrik fiyatları ve ödenemeyen faturalar meselesiyle ilgili açıklama yaptı.Faturasını ödeyemeyen milyonlarca kişinin enerji kesintileriyle karşılaştığına değinilen EMO açıklamasında şöyle denildi: “21. yüzyılda artık bir insan hakkı olarak kabul edilen enerjiye erişimi kısıtlanmış durumda. 2021 yılı itibarıyla elektrik kesintisi yaşayan abone sayısının 3 milyon 449 bin 344 gibi inanılmaz bir sayıya ulaştığını görüyoruz. Gün geçtikçe açığa çıkıyor ki, toplum olarak elektrik alanındaki özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamalarının maliyetini karşılayamaz noktaya geldik. Milyonlarca hanede kesinti yaşanırken, milyonlarca konutta ödemeler ancak sosyal yardımla yapılabiliyor.”(BAKAN DÖNMEZ 278 BİN DİYE AÇIKLAMIŞTI) Sosyal medyadan açıklama yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, bugün itibarıyla elektriği kesik abone sayısının 278 bin olduğunu duyurmuştu.
4-Emeklinin ikramiye zammını kimin engellediği ortaya çıktı (Yeniçağ)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, yaklaşık 14 milyon emekli ve hak sahibini ilgilendiren bayram ikramiyesinin geçen yıl olduğu gibi bin 100 lira olarak ödeneceğini açıklamıştı. AKP’ye yakın Türkiye Gazetesi'ne göre ‘ikramiye zammı bütçe itirazına’, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na takıldı.Yücel Kayaoğlu imzalı habere göre, hem teşkilatlardan hem de emekli cephesinden telefon yağmuruna tutulan AKP milletvekilleri “Zor durumda kaldık. Beklenti oluşmuştu. Herkes bayram öncesi Meclis’te bir düzenleme bekliyordu ama olmadı. Sahadaki çalışmalarımız sırasında bu konuda çok talepler vardı. Şimdi vatandaşa karşı biz de sıkıntıya düşeceğiz. Hiç değilse 100-150 lira bir artış yapılabilirdi” değerlendirmesini yaptı. AKP milletvekilleri vatandaştan gelen tepkileri parti yönetimine de aktardı.Artıştan vazgeçilmesinde Maliye Bakanlığı’nın maliyeti artıracağı ve bütçe dengelerini bozacağı gerekçesiyle yaptığı itirazın etkili olduğu belirtildi. Emeklilere verilen 1.100 liralık ikramiyenin iki bayram için maliyetinin 25 milyar lira olduğu, 100 liralık bir artışta bile maliyetin 3-3,5 milyar artacağı aktarıldı.
Gaziantep Valiliği, ihtiyaç sahibi aileler için '100 liralık bayram alışverişi çeki' projesi başlattı. Marketlerde en ucuz 5 litrelik ayçiçek yapı bile 129 liradan satışa sunulurken, proje sosyal medyada büyük tepki gördü.(https://www.yenicaggazetesi.com.tr/valilik-bayram-icin-hediye-ceki-dagitti-en-ucuz-yag-bile-alinamiyor-534283h.htm)
Gıda hilelerine her geçen gün bir yenisi daha eklenmeye devam ediyor. 2019'da Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gıdada sahtekarlık yaptığı ve halk sağlığını hiçe saydığı gerekçesiyle kara listeye alınan Hatay merkezli Zeytinova firmasının ürünleri, yeniden raflara kondu. Zeytinova şirketi, bu defa "Bereketli Topraklardan. Altınöz Zeytinyağı” ifadelerinin yer aldığı ürünleri satışa çıkarttı. Ancak ürünlerin içerisinde yüzde 95 soya yağı, yüzde 5 Ayçiçek yağı bulunduğu tespit edildi. Söz konusu üründe, zeytinyağı yer almıyor. Sosyal medyada tüketici şikayetlerini dile getiren denetle.com adlı hesap, Hatay merkezli Zeytinova firmasının satışa koyduğu sahte zeytinyağına ilişkin paylaşımı şöyle: ‘Bereketli Topraklardan’ ve ‘Altınöz Zeytinyağı’ ifadelerinin yer aldığı 5lt’lik yağın aslında bitkisel karışımlı sıvı yağ olduğu anlaşılıyor. Ürün içeriğinde %95 oranında soya yağı bulunurken, zeytinyağı yer almıyor. Tüketici algıyla kandırılıyor.” Söz konusu firmanın, gıdada sahtecilik yaptığı ve halk sağlığını hiçe saydığı gerekçesiyle 2019’da Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından kara listeye alındığı ortaya çıktı. Soner Yalçın’ın “Saklı Seçilmişler” kitabından ilgili bölüm şöyle: Gazeteci-Yazar Soner Yalçın, “Saklı Seçilmişler” adlı kitabında zeytinyağı konusuna ilişkin dikkat çeken bilgiler vermişti. Tarihte ilk üretim yerlerinden Hatay' da bir tek zeytin tesisi bulunuyor. Amerika ne derse inanıldı. O günlerde başladı; "zeytinyağı ısınırsa kanser yapar" yalanı. Oysa zeytinyağı, en zor yanan sıvı yağdı. Binlerce yıldır Anadolu insanını doyuran zeytinyağı, sipariş türküler, "zararlıdır" dedikodularıyla gözden düşürüldü. Zeytinyağlı sabun bile kullanılmamaya başlandı. (Zeytinyağına düşmanlığın sebebi neydi?) ABD, dünyanın en büyük mısır üreticisiydi ve mısırözü yağı ihracatını Marshall Yardımı kisvesi altında yaptı; -artık her daim yapacağı gibi, Türkiye'ye dedi ki, "ekonomik kalkınmanızı bize bırakın!" Amerika' dan uzmanlar geldi; araştırma yaptılar ve "Türkiye tarım ülkesidir" sonucuna vardılar! Eeee... Eee' si şuydu; Türkiye' de neyin üretileceğine, neyin tüketileceğine dahi ABD tarım uzmanları karar verecekti. Türkiye' den ilk istekleri şu oldu; "bizden mısırözü yağı alacaksınız!" Aldık... Kimse sormadı; (ki soranı "gomonist" diye hapse atıyorlardı) "yahu biz zaten tarım ülkesiyiz; alacaksak niye mısırözü yağı alalım? Ülke olarak mısır üretiminde önemli potansiyele sahibiz. Zaten sıvı yağına ihtiyacımız da yok ki!" Ayrıca... "Bizim zeytinyağımız zararlı ise, Amerikalılar peşin dolar verip niye bu yağımızı alıyor?" Aynı Amerika, mısırözü yağını Türk lirası karşılığı borç olarak veriyordu! (Tabii aradan yıllar geçip Türk halkı zeytinyağın dan soğuduktan sonra ABD, mısırözü yağını dolarla satmaya başladı.) Türkiye boğazından düğümlenmeye böyle başladı... Öyle ki... Üç-beş ihraç kalemimizden biri zeytinyağı idi... Zamanla yapılan (örneğin 12 Kasım 1956 tarihli) tarım anlaşmaları sonucu ABD, Türkiye'nin zeytinyağı ihracatını yılda 10 bin (sonra 6 bin 400) tonla sınırladı! Ona neyse? Yetmedi. Eğer zeytinyağı ihracatımız ABD'nin izin verdiği miktarı aşarsa Türkiye, ABD' den aynı miktarda nebati yağ satın almak zorundaydı!
TAŞKIN RİSKİ YÜKSEK
TAMBİS’te, uygunsuzluk tespit edilen 1051 adet köprünün kentlere göre dağılımı da paylaşıldı. En fazla uygunsuz köprü müdahalesinin tespit edildiği kentlerin aynı zamanda, “Taşkın riskinin de yüksek olduğu kentler” olduğu belirtildi. 10 kent arasından Balıkesir 327 uygunsuz köprü sayısıyla ilk sırada yer aldı. Balıkesir'i sırasıyla Giresun, Bartın, Karabük, Muğla, Sakarya, Rize, Artvin, İstanbul, Hatay izledi.
TAMBİS verilerinin paylaşıldığı Sayıştay’ın, “Taşkın Risk Yönetimi” raporunda çarpıcı değerlendirmeler de yer aldı. Dereler üzerinde taşkın potansiyelini ve ortaya çıkması muhtemel taşkınların etkilerini artıran çok sayıda köprü ve menfez bulunduğu belirtilerek, “Bunların uygun kesit ve tekniklerle yeniden inşası gerekmektedir” denildi.
AFETE DAVET
Raporda, büyükşehir belediyelerinin felakete zemin hazırlayan uygulamalarına da dikkat çekildi. Dere yatakları üzerine inşa edilecek sanat yapısı projelerinde uygulanacak kesitler için DSİ’den onay alınmamış çok sayıda uygulama bulunduğu belirlendi. Raporda, “Özellikle menfezle yapılacak geçişlerde kesit tahkiki yapılmamakta ve temin edilebilen malzemeye göre kesitler oluşturulmaktadır” ifadesi kullanıldı. Mevcut yapıların yenilenmesinde debi hesabı yapılmadığı da vurgulandı.
Taşkın riski altında bulunan yapıların dağılımı da korkunç tabloyu gün yüzüne çıkardı. Buna göre sadece 7 kentte 4805 yapı dere yatağına inşa edildi. Risk altında olan kentlerin ilk sırasında 2438 yapıyla Düzce yer aldı. Düzce'yi sırasıyla Samsun, Sinop, Ordu, Giresun, Trabzon ve Rize izledi.
MOLOZ DÖKÜLDÜ
Malzeme dökme ihbarlarının en fazla yapıldığı kentin Trabzon olduğu da bildirildi. Trabzon’da 2013-2020 yılları arasında toplam 85, Giresun’da 42, Balıkesir’de ise 32 malzeme dökme ihbarı yapıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder