Sovyetler birliği, aydınlanma, ilerleme, eşitlik, kardeşlik, birlik, mücadele ve gelecek kavramlarına yüklediği anlamları halılara da nakşeder.
İnsanlığın kültürel evriminde üç şeyi öne çıkarmak tarihi bir okuma adına verimli olabilir. Biri yerleşik hayata geçiş ve bununla alakalı olarak kentleşme ve konutlar, bir diğeri makinaların ve aletlerin kullanımı izinde sanayileşme, bir diğeri de tekstilin günlük hayattaki kullanımı.
Kültürel hayatımızda her şeyi yeni baştan tanımlamamıza vesile olan iki büyük devrim mevcut. İlki yerleşik hayata geçişi tarif eden neolitik devrim diğeri ise buharlı makinaların icadıyla cisimleşen sanayi devrimi. Her ikisinde de mekanın kullanımı, alet kullanımı ve tekstilin belirgin imgeler oluşturması tesadüf değil.
Neolitik devrim sürecinde yerleşik hayata geçiş ile birlikte ilk "şehir" örneklerini incelediğimizde konut türü ve kalabalıkların yönetimi, alet-edevat kullanımının ileriye sıçrayışı ve artık evcilleştirilen hayvanlar sayesinde tekstilin gündelik hayatın bir parçası olması göze çarpar.
Sanayi devimi ile de benzer bir yol haritası oluşturulabilir. İngiltere'de Emekçi Sınıfın Durumu adlı çalışmasında Engels, emekçilerin hayatlarındaki değişimi ve sorunları incelediği bir saha çalışması sayılabilecek kitabında, işçilerin konutlarını ve yaşam alanlarının yanı sıra kıyafetlerine de odaklanır. İşçi mahallelerinin krokisini çizecek kadar titiz davrandığı çalışmasında Engels, işçilerin üzerindeki kıyafetleri, kumaş türlerini aktarır. Hatta gardıroplarındaki kıyafetlerin çeşidine ve sayısına kadar incelemiştir yer yer. Örneğin yünlü kumaş orta sınıfı temsil ederken o dönem pamuklu ceketler işçi sınıfını tarif ediyor Engels'in çalışmasında.
İnsanlık tarihinin bir diğer sıçrayışı da 1917 Ekim Devrimi ile açılan sayfada sosyalist deneyime denk gelir. Sovyetler Birliği geçmişten gelen birçok sanatsal üretimi sosyalist deneyimle buluşturmayı denemiştir. Bir çok örnekte bu girişimler için "imkansızı denemek" benzetmeleri yapılmıştır. Ancak buradaki imkansızlık benzetmesi deneyimlediği örneğin gerçeklikten uzak oluşundan değil, Sovyet insanının olağanüstü çabasından kaynaklanır. Olmaz denilen şeyi gerçekleştirme çabasıdır her biri.
Sovyetler Birliği'ne halı ve kilim kültürü Orta Asya'dan mirastır. Özellikle de Moğolistan coğrafyasından devralınan halı ve kilim örnekleri Kırgız, Özbek, Kazak ve Azeri örnekleriyle de yeniden üretilerek Sovyetler Birliği'nin geniş kültürel coğrafyasında iz bırakır. Bu etkileşim Ermeni ve Gürcü kültüründe de kendi örneklerini var eder zaman içinde.
Rusya'dan devralınan bu örnekler, 1917 Ekim Devrimi'nden sonra farklı bir aşamaya geçer. Mevcut halılar ve kilimlerin üretimleri dışında Sovyet Sosyalizminin propaganda değeri taşıyan örnekleri ya da bazı Bolşevik kadrolar halılara nakşedilir. İlk zamanlar, benzer sanatsal üretimlerde de olduğu gibi halkın kendi çabası ve üretimiyle yola koyulurlar. Sonraları bu üretimler akademik derinlik ve estetik kaygı ile buluşarak farklı bir aşamaya geçer. Üstelik bu durum müzikte de resimde de benzer etkileşimler gösterir. Sanat alanları arasında paralellikler kurmak mümkündür.
Ermenistan Sovyeti'nde kadınlar Stalin için hazırlanan bir halıyı dokurkenİlerleyen yıllarda bazı Sovyet ülkelerinde halı müzeleri açılır. Buralarda hem geleneksel halı örnekleri hem de Sovyetler Birliği'nde üretilmiş örneklere rastlarız. Kırgız, Özbek ve Kazak Sovyetlerinin örnekleriyle birlikte en öne çıkan örnek Azerbaycan Sovyeti'ndeki müzedir. Müzelerde arkeologların çeşitli kazılarda rast geldikleri tarihi halılar da yer alır.
Sovyet sosyalizmi, insanlığın eşitlik ve özgürlük içinde yaşadığı aydınlık bir ülke idealini propaganda edebileceği her türlü aracı başarıyla kullanmıştır. En güzel ifadesiyle, insanların eşit olabileceği, sömürüsüz bir dünyanın kurabildiğini anlatabileceği hiç bir aracı denemekten vazgeçmemiştir.
Evet, halı ve kilimler de dahil.
Komünist halk ozanı Aşık İhsani bir türküsünde "ilmek ilmek nakış nakış sosyalizmi örüyoruz" der. Benzer motivasyonlardır, zira halı ve kilim dokumak için ihtiyaç duyulan sabır hafife alınacak bir şey değildir. Kim bilir belki de Halet Çambel'in Aslantaş-Karatepe'de sabırla işlediği arkeolojik alanların yanı sıra yöre halkına halı ve kilim dokumayı öğretmesi ve atölyeler kurması da benzer bir motivasyonun çıktısıydı.
Sovyetler birliği, aydınlanma, ilerleme, eşitlik, kardeşlik, birlik, mücadele ve gelecek kavramlarına yüklediği anlamları halılara nakşeder. Bazı örneklerde gelişkin bazılarında ise geleneksel tekrarlar ile.
Soldan sağa üretim müdürü Dzhabrail Ahmedov, dokumacı Sona Akhmedova, sanatçı ve yönetmen Latif Kerimov, halı dokuma ustası Gulnene Mustafayeva.Uzay çalışmalarından kolhozlara, kadrolardan geleceğe
Birçok içerik nakşedilir halılara. Halılar zaman zaman hediye, zaman zaman bir evin duvarında süs olurken, zaman zaman da müzelerde kendilerine yer bulur. Bilinen örneklerinden birisi "Sovyet uzay çalışmaları Dünya barışına hizmet ediyor" başlıklı Yuri Gagarin ve Lenin görselleri ile bezenmiş Azerbaycan halısıdır. Bugün hala Azerbaycan Halı Müzesi'nde sergilenen eser Sovyetlerin uzayı fethe çıktığı dönemin heyecanını yansıtmaya çalışmış. Lenin'in bir yanında Gagarin diğer yanında da uzaya çıkan ilk kadın Tereşkova resmedilmiş.
İlk dönem eserler estetik açıdan emekleme dönemleri olarak tarif edilebilir. Girdikleri evlerde süsledikleri duvarlarda ise birer propaganda afişine dönüşürler. Sovyet sanatının tüm örneklerinde benzer şeyler mevcut. Bir yanda avangart örnekler diğer yanda geleneksel motifler. Aynı zamanda üretilen farklı biçimler ve temsiller olarak var etmişler kendilerini.
Gericilikle mücadele ve kadınların özgürlüğü de Sovyet Sosyalizmi'nin yine öne çıkan başlıklarından. 1920 yılında yapılan halı "Burkanın çıkarılması" başlığını taşıyor. Benzeri bir afiş çalışması da olan halıda kadınlar burkalarını çıkaran öncünün etrafında birleşiyor.
"Burkanın çıkarılışı" halısı ve arka planda işlenen sanayi bacaları ve makina dişlileri-çarklar. Doğu Müzesi Koleksiyonu eserlerindenBir başka içerikle yine kadının kurtuluşu motifi. Gülbike İskenderova'nın nakşettiği halı 1920'lerin sonuna tarihlendiriliyor. Dönemin aydınlanma ve kadının kurtuluşu motifleri ile uyumlu. Halının adı 'Örtüyü çıkarmak' ismini taşıyor. 1920'li yıllarda yapılan "Müslüman işçiler, krallar ve hanlar sizi haklarınızdan mahrum kıldı" isimli propaganda afişi ile benzer temsilleri içeriyor.
Soğuk kış günlerinde ince duvarlarda yalıtım görevi gören halılar, birçok Sovyet emekçisinin tek duvar süsü oldu. Ömrü en uzun nesnelerden olan halılar, Sovyetler Birliği'nde kuşaklar arası bir hediyeye dönüştü zaman içinde. Sovyetler Birliği'nin fabrika ve üretim sahalarında hayata geçirdiği toplu konutlarda evdeki sesi izole etme görevi gören halılar, İkinci Dünya Savaşı sırasında yıpranan duvarları örttü, yeniden inşa için zaman kazandırdı. Geçmişte Kafkas ve Orta Asya halklarının gösteriş, zerafet ya da soyluluk belirtisi olarak kullandığı halılar Sovyetler Birliği'nde gündelik hayatın içinde işlevsel ve propagandif nesnelere dönüşmüştü.
Lenin'in hayatından kesitlerle birlikte eşit ve özgür bir dünyada yaşayan Sovyet halklarını temsil eden bir halı. Halı devasa bir boyutta nakşedilmiş.Halılarda olimpiyatlar ve Sovyet sporcular da mevcut. 1969 yılında yapılan halıda sporcular resmedilmiş. Azerbaycan Halı Müzesi'nde sergilenen eser Sovyetler Birliği'nin uluslararası spor müsabakalarında adını duyurduğu ve başarılara imza attığı yıllara denk düşüyor.
Sovyetler Birliği'nin geleneksel olan ile sosyalist deneyim arasında kurduğu etkileşime örneklerden birisi halı çalışmaları. Kızıl Ordu Korosu'ndaki balalayka gibi hem geleneksel hem de ileri olanla kurduğu bağ açısından özgün örnekler sunuyor. Halılar üzerinden Sovyetler Birliği'ndeki dönemleri, sanattaki estetik arayışları ve durumu incelemek pekala mümkün görüyor.
Sovyet halıları bugün eski Sovyet coğrafyasında yaşayan pek çok insanın evinde hâlâ duvarları süslüyor. Müzelerdeki temsilleri ise sanatseverlerin en çok ilgisini çeken bölümlerden biri olmaya devam ediyor.
ÖZKAN ÖZTAŞ / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder